‘Enflasyonda arzuladığımız momentumu yakalayamadık’

0
36

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin geçen yılki yüzde 2,9’luk büyümesinin kötü bir rakam olmadığını belirterek, “Türkiye, yüzde 2,9’luk büyüme ile Çin ve Hindistan hariç bütün gelişmekte olan ülkelerin ortalamasından daha fazla büyüdü” dedi.
 
Şimşek, NTV’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Hayatını kaybeden Türk pop şarkıcısı, besteci ve söz yazarı Kayahan Açar’ın ailesine başsağlığı dileyen Şimşek, “İnsan ruhuna sevgi ateşi üfleyen büyük bir sanatçıyı kaybettik. Benim de sevdiğim bestekar bir sanatçıydı” dedi.
 
Mehmet Şimşek, bugün açıklanan enflasyon rakamlarına ilişkin olarak bundan 1-2 ay önce çok farklı bir tablo olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
 
“Enflasyon konusunda bugün çok kötü olmasa da arzuladığımız trende oturmamış bir enflasyon dinamiği ile karşı karşıyayız. Burada bence 3 husus önemli. Aralık-ocak ayında konuştuğumuzda o zaman petrol fiyatlarının düşüşü, baz etkisi nedeniyle enflasyonun çok hızlı düşeceğini öngörmüştük. Aslında yanılmadık, fakat bizim öngörümüz, özellikle yılın ilk çeyreği ve ikinci çeyreğinin başı itibarıyla biraz daha hızlı bir aşağı doğru momentumdu. Burada doların genel olarak bütün gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanması etkili oldu. Ama işin ilginç tarafı geçen sene biz bir kuraklık yaşadık ama hala gıda fiyatları yüksek seyrediyor. Bizim yıllık yüzde 7,6’lık bir enflasyonumuz var ama gıda fiyatları yüzde 14’ün üzerinde artmış. Neredeyse enflasyonun yarısı gıdadan kaynaklanmış.”
 
Bu noktada mikro reformlara odaklanılması gerektiğine işaret eden Şimşek, gelecek dönemde bunun ciddi bir katılık arz ettiğini belirtti.
 
Şimşek, global olarak gıda fiyatı endeksinde büyük bir artış olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
 
 “Sonraki aylarda enflasyonun bir miktar daha düşme ihtimali var. Baz etkisi ve petrol fiyatları ile. İran’la olan anlaşma petrol fiyatlarını daha da aşağı çekebilir. Tabii ki Amerikan Kongresi’nin bu konudaki tutumuna bakacağız ama İran dünyanın en büyük rezervlerinden birine sahip. Yatırımın artması ile üretimin artması ihtimali de var. Zaten dünyadaki petrol fiyatlarındaki düşüşün en önemli sebebi arz fazlası. Özetle enflasyonda kur ve gıda fiyatlarının etkisi ile arzuladığımız momentumu yakalayamadık ama yine de enflasyon muhtemelen düşmeye devam edecek.”
 
Maliye Bakanı Şimşek, gıda fiyatları konusunda yakın zamanda bir adımın atılıp atılmayacağının sorulması üzerine, gıda fiyatları konusunda kurulan komitenin henüz çalışmalarını bitirip sunum yapmadığını söyledi.
 
Mevsimsel dalgalanmanın nasıl yumuşatılacağı konusunda çalışmalar yapacaklarını kaydeden Şimşek, “Bizim, oturup, tarımda dönüşüm, verimlilik, tarım ürünlerinin depolanması konusunda çalışmalıyız. Tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi konusunda ilave çaba gerekecek. Türkiye, örneğin jeotermal kaynaklarda büyük bir potansiyele sahip, bunu biz kış aylarında tarımsal üretime nasıl dönüştürebiliriz, bunlar benim şahsi değerlendirmelerim. Para politikasının duruşu kadar verimlilik de önemli, bunun için de mikro reform lazım. 25 öncelikli dönüşüm alanının amacı da buydu” dedi.
 
“Bu dönemde de memuru enflasyona ezdirmeyeceğiz” 
Şimşek, 3 aylık enflasyonun yüzde 3,03 olduğu, bu noktada memur maaşlarında bir enflasyon farkı olup olmayacağının sorulması üzerine, bu konudaki kuralların açık olduğunu söyledi.
 
Geçen yılda memuru enflasyona ezdirmediklerini kaydeden Şimşek, “Bu dönemde memuru enflasyona ezdirmeyeceğiz. Maliyet konusunda bugünden spekülasyon yapmak istemiyorum. İlk 3 aylık rakamlara bakarsak, enflasyon öngörülerimizin üzerinde. Bundan sonraki aylardaki gıda fiyatları, petrol fiyatları ve kura bakacağız. Ama her bir puanın etkisi çok büyük” değerlendirmesinde bulundu.
 
Mehmet Şimşek, mevcut enflasyonda faiz indirimine uygun bir ortamın oluşup oluşmadığına yönelik soru üzerine de prensip olarak bu konularda yorum yapmadığını belirtti.  Şimşek, “Ben Merkez Bankasının yerinde olsam çekirdek enflasyon da çok önemli. Çekirdek enflasyon yüzde 7,7’den yüzde 7,1’e düşmüş. Dolayısıyla çekirdek enflasyonda iyileşme devam ediyor. Eğer beklentileri iyi yönetir, politika kredibilitesi güçlendirilebilirse önümüzdeki dönemde şartlara bakılabilir. Vatandaş sizi manşet enflasyon üzerinden değerlendiriyor. Para politikasının duruşu, kredibiliteyi pekiştirme noktasındaki hassasiyetlerin gözetilerek devam etmesi gerekecek. Prensip olarak Merkez Bankası ne yapmalı ne etmeli konusu, rasyonel bir ekonomik zeminde dış konjonktürü ve iç gelişmeleri esas itibarıyla fiyat istikrarının baz alıp karar vermesi gereken bir husustur” diye konuştu.
 
“Türkiye, büyümede diğer gelişmekte olan ülkelerden iyi” 
Maliye Bakanı Şimşek, 2014 büyüme rakamlarını da değerlendirerek, yılın başında 2014 için yüzde 4 büyüme öngördüklerini hatırlattı. Şimşek, şunları kaydetti:
 
“Biz yüzde 4 büyümenin gerçekçi olduğu kanısındaydık ve yüzde 4’ü rahat yakalardık. Ama Avrupa, 2014’te öngörülenden daha düşük büyüdü, bu bizim dışımızda bir durum. İkinci olarak karşımıza yeni jeopolitik riskler çıktı. Irak’ta DAEŞ olayı çıktı, Rusya’nın komşuları ile problemleri çıktı. Bu iki faktör yüzde 3,3’e, tarım da yüzde 3’ün bir miktar altına indirdi. Özü itibarıyla yıllık 2,9’luk büyümeyi kötü bir rakam olarak görmüyoruz. Türkiye ile aynı kategorideki ülkelere baktığımızda bunların bir kısmı Latin Amerika’da, bunların ortalama büyümesi yüzde 1 civarında. Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelere baktığımızda bu ülkeler yüzde 2,5 civarında büyümüş. Asya’ya baktığımızda Çin ve Hindistan haricinde Asya’nın büyüme oranı yüzde 2,7. Türkiye, yüzde 2,9’luk büyüme ile Çin ve Hindistan hariç bütün gelişmekte olan ülkelerin ortalamasından daha fazla büyüdü. Biz uzun vadede Avrupa ile arayı kapatmaya çalışıyoruz. Yüzde 2,9 bizi tatmin etmiyor ama mevcut şartları dikkate almadan Türkiye ile ilgili yapılacak hiçbir analiz rasyonel ve doğru olmaz.”
 
“Büyüme 2015’te toparlanacak” 
Mehmet Şimşek, son rakamlar ışığında bu yıla ilişkin ihracatın büyümeye katkısında bir azalma olup olmayacağına ilişkin soru üzerine ise ihracattaki düşüşün geçici olduğunu söyledi.
 
Son ihracat rakamı açıklandığında ihracatın hacmine baktığını belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
“İhracatta parite etkisiyle bir düşüş var ama reel, hacim ve kilogram olarak ihracatta bir düşüş yok. Biz ihracatımızın önemli bir kısmını avro cinsinden Avrupa’ya, ithalatın önemli bir kısmını da dolar cinsinden yapıyoruz. Burada bizim yapacağımız çok fazla bir şey yok. Almanya, çok hızlı bir şekilde toparlanıyor, piyasa bunu gözden kaçırmasın. Almanya, doğu-batı birleşmesinden bu yana işsizliğini bu ay en düşük düzeye indirdi, bu Almanya’da iç talebin toparlanacağını belirtir. Bütün öncü göstergeler Avrupa’nın hızlı bir şekilde toparlanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bizim en büyük ticaret pazarımız toparlanacak. Ayrıca, Rusya bizim için önemli bir pazar, ümit ederiz buradaki sorun çözülür ancak İran’la ilgili gelişme olumlu. Hem petrol fiyatı itibarıyla hem de pazar itibarıyla.
 
Ortadoğu’da çalkantı hala devam ediyor fakat bu bölgede en azından DAEŞ’in yayılması durduruldu. Şimdi Irak’ta daha kapsayıcı bir yaklaşım var. Ben 2015 yılında büyümenin toparlanacağına inanıyorum. Yılın ilk yarısı zayıf başlayacak ama ben yılın ikinci yarısında ertelenen yatırım ve tüketim talebinin devreye girmesi, AB’deki toparlanma ve finansal koşulların geçen seneye göre elverişli olması ile Türkiye’nin bu sene öngörülen yüzde 4’lük büyümeyi yakalayacağını ve ikinci yarıdaki performansı ile aşacağını düşünüyorum.”

Şimşek, İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketine sadece ekonominin toparlanması boyutuyla bakmamak gerektiğini, bunların çok daha derin, orta ve uzun vadeli Türkiye’yi katma değer zincirinde yukarı çıkaracak önlemler olduğunu söyledi.
 
Şimşek, CNBC-e televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
 
Dün açıklanan “İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi”nin üretim ve istihdama etkisinin nasıl olacağına yönelik üzerine Şimşek, bunun bir kaç boyutu bulunduğunu, pakette ikinci, üçüncü nesil türden reformları içeren bazı adımların yer aldığını söyledi.
 
Katma değer zincirinde yukarıya çıkmak, bilgi yoğun teknoloji yoğun ürünler üretmek için sadece teşviklerin yetmeyeceğini, bunun için bir eko-sistem gerektiğini belirten Şimşek, şunları kaydetti:
 
 “Türkiye’de diyelim ki sizin Ar-Ge tasarım veya teknoloji, yeni kurulacak şirketler bazında bir projeniz var. O projenin bilimsel açıdan fizibilitesini TÜBİTAK yapacak. Biz Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırıyoruz. Kalkınma Bankası bunun bankacılık adına finans açısından fizibilitesini yapacak. Proje sahibi yüzde 20 sermaye koyacak, biz, Kalkınma Bankasına belki yüzde 50’ye kadar destek vereceğiz, özel sektör de geri kalanını sağlayacak ve Türkiye, İsrail gibi Amerika’nın Silikon Vadisi’ndeki gibi veya Hindistan’ın belli noktalarındaki gibi ilk defa bir eko-sistem… Bunu gözardı etmeyin, bu aslında ikinci üçüncü nesil diye kategorize edilebilecek çabalar.”
 
Türkiye’nin Ar-Ge’de mesafe katettiğini anlatan Şimşek, ilk defa radikal bir şekilde tasarıma da destek verdiklerini söyledi. Herhangi bir alanda endüstriyel tasarım için teşvikten yararlanma koşullarını 10 kişiye indirdiklerini belirten Şimşek, “Ama aynı yüzde 200 kurumlar vergisi indirimi, yüzde 90’a kadar gelir vergisi indirimi ve damga vergisi istisnasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Tasarım ve Ar-Ge personelinin esnek çalışmasının önünü açacaklarını bildiren Şimşek, ilk defa KOBİ’lerin tasarım siparişi vermesi veya tasarım sahibi KOBİ’lere sipariş verilmesi anlamında yeni bir konsept getirdiklerini, vergi teşviğini hem siparişi verene, hem o işi yapana sağladıklarını kaydetti.
 
“Çok daha derin ve orta, uzun vadeli önlemler” 
Muhalefetin “Biz bir şey açıkladık da bunlar popülizm yapıyorlar” eleştirilerine de değinen Şimşek, “Bunlar, hepsi çok ince düşünülmüş, uzun bir süredir, aylardır üzerinde çalıştığımız ama bugün itibarıyla paket olarak  sunulan önlemler. Bunların sadece ekonominin toparlanması boyutu değil, bunlar çok daha derin, orta ve uzun vadeli Türkiye’yi katma değer zincirinde yukarı çıkaracak önlemler” dedi.
 
Bunların arasında bazı konjonktürel tedbirlerin de bulunduğuna işaret eden Şimşek, şöyle devam etti:
 
 “Ancak gözden kaçırılmaması gereken bir unsur daha var yüksek teknoloji ürünler üretecek firmalara nerede üretim yaparsa yapsın, nerede yatırım yaparsa yapsın, İstanbul’un, İzmir’in Ankara’nın göbeğinde yapsın, biz ona Tunceli’deki teşviği vereceğiz. Bu da çok kritik. Bu programa sadece ‘ekonomide bir durgunluk var, biraz canlandırmaya yönelik’ demek yanlış. Biz şimdi çok güçlü bir mesaj gönderiyoruz ve diyoruz ki biz imalat sanayini destekleyeceğiz. Kredi Garanti Fonu’nun imkanını ikiye katlıyoruz. Yani 20 milyara kadar özellikle de KOBİ’lere, özellikle de kadın girişimcilere Hazine’nin kefil olması… Bunların hepsi iyi tasarlanmış, iyi düşünülmüş ve çok değişik amaçları içeren bir program. Ben şahsen o programın biraz daha yakından incelenmesi ve hakkının verilmesi kanaatindeyim”.
 
“Yüksek teknolojili ürünlerin üretimini her yerde desteklemeliyiz” 
Şimşek, iş adamlarının “Teşvikte 5 ve 6. bölgelere sağlanan ayrıcalıklar batı bölgeleri için de tanındı kimse doğuya yatırım yapmayacak’ yönündeki eleştirileri de değerlendirdi. Söz konusu bölgelerin dinamiklerine, hassasiyetlerine, yatırım ihtiyacına vakıf olduklarını anlatan Şimşek “Toplam destekler anlamında hala Türkiye’nin bölgesel kalkınmışlık farklarını ciddi şekilde kapatacak çaba içerisindeyiz. O hiç değişmedi bu yeni sistemde de değişmiyor ama biz yüksek teknolojili ürünlerin üretimini her yerde desteklememiz lazım” ifadelerini kullandı.
 
Paketin 120 bin kişiye geçici istihdam sağlayacağının hatırlatılması üzerine Şimşek, “Bence 120 binden çok, bu yatırımların, istikrarın devamı ile birlikte bu yatırımların artışı ile birlikte esas oluşturulacak istihdam daha önemli olacak” değerlendirmesinde bulundu.
 
Türkiye’nin en büyük sorununun “mesleksizlik sorunu” olduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye’de eğitim düzeyini iyileştirdiklerini ancak mevcut stokta lise altı iş gücünün hala yüzde 60’ın üzerinde bulunduğunu bildirdi.
 
“Seçimin arefesinde kimler ne sözlerde bulunacak” 
Şimşek, “Paketin maliyeti konuşulabilir ama eğer ekonomi yılın ilk yarısında veya önümüzdeki bir iki ay daha nispeten düşük viteste gidecekse, daha yavaş gidecekse, bir maliye bakanı olarak veya hükümet olarak bizim şu çalışmayı yapmamız lazım. Biz bunu bir miktar telafi edecek politika kararını almalıyız. Ama temelleri bozmadan, popülizme kaçmadan… Bu çok önemli. Şimdi seçimin arefesindeyiz, göreceksiniz kimler neyi teklif edecek, kim ne sözlerde bulunacak ama biz hep o hassas dengeleri, ülkenini uzun vadeli geleceğini, ama daha önemlisi reform boyutlarını gözardı etmedik” şeklinde konuştu.
 
Paketin bir çok boyutunun yılın ikinci yarısında devreye gireceği için muhtemelen genel kamu dengelerine yansımasının milli gelirin yüzde 0,2’si civarında olacağını bildiren Şimşek, bunun bir miktarının yani ağaçlandırma, çevre ve bakım gibi maliyetlerin işsizlik fonundan sağlanacağını kaydetti. Şimşek, “Bütçeye yansıması daha sınırlı olacak, bütçeye etkisi daha düşük olacak fakat genel kamuya bile yüzde 0,2, ama bunun getireceği ekonomik canlanma, yatırım artışı, üretim artışı muhtemelen onu telafi edebilir” dedi.
 
“İnce ayar yapıyoruz” 
Büyümenin önemli olduğunu, ekonomi literatüründe döngünün tersine zaman zaman adımlar atılması gerektiğini ifade eden Şimşek, ”zaman zaman ince ayar yapmanız lazım, şu anda onu yapıyoruz” diye konuştu.
 
Emekli maaşlarına yönelik zammın maliyetinin sorulması üzerine Şimşek, 7,5 milyar liralık maliyetin içinde bunun da bulunduğunu, emeklili maaşlarındaki  zammın maliyetinin 4 milyar 777 milyon lira olduğunu bildirdi. 
 
Ülke ekonomisi geliştikçe adaleti, gelir dağılımını gözeterek emeklililere yüksek düzeyde destek verdiklerini, popülizme ve ileride bütçe dengelerini bozacak adımlardan da kaçındıklarını vurgulayan Şimşek, “Bence bu atılmış adımı daha çok gelir dağılımını iyileştirme, özellikle en alttaki geliri düşük kesimlere bir miktar destek çıkma şeklinde bakmak lazım” dedi.