Eczacıbaşı VitrA, 2022’de Elektriğinin %93,4’ünü Yenilenebilir Kaynaklardan Sağladı

    0
    369
    Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan

    2022 yılına ait çalışmalarını anlattığı sürdürülebilirlik raporunu Temmuz
    ayında yayımlayan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin CEO’su Özgen Özkan’la
    yeşil dönüşümü konuştuk. 2021’e kıyasla karbon emisyonlarını %38,5
    azalttıklarını söyleyen CEO, kullandıkları elektriğin %93,4’ünü de yenilenebilir kaynaklardan sağladıklarının altını çizdi.

    Eylül ayında düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Sürdürülebilir Kalkınma
    Amaçlarının (SKA) hızlandırılmasına yönelik bildirge kabul edildi. Genel Kurul kapsamındaki UN
    Global Compact Liderler Zirvesi’nde açıklanan “SDG Stocktake” raporunda ise iş dünyası
    liderlerinin neredeyse tamamının ( %94 ) SKA vizyonuna inanması dikkat çekti.
    VitrA, Artema, İntema ve burgbad markalarıyla faaliyet gösteren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri de uzun
    yıllardır bu vizyonu paylaşan şirketlerden biri. Temmuz ayında “Sağlıklı bir geleceği birlikte inşa
    ediyoruz” mottosuyla 2022 için hazırladığı sürdürülebilirlik raporunu yayımlayan şirketin CEO’su
    Özgen Özkan’la, AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi’nden dünyanın geleceğine pek çok konuyu
    değerlendirdik.
    “Yeşil dönüşüme hazırız”
    Sektöründe ülkemizin ilk ihracatını hayata geçiren ve uzun yıllardır Türkiye’nin toplam seramik
    sağlık gereçleri ihracatının yarısından fazlasını gerçekleştiren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin, bugün
    105 uluslararası pazarda faaliyetleri bulunuyor. Seramik sağlık gereçlerinde cirosunun %81’ini yurt
    dışı pazarlardan elde ediyor. Almanya, İngiltere ve Fransa, Türkiye’den sonra en büyük pazarlarını
    oluşturuyor.
    “Avrupa bizim açımızdan çok önemli” diyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan,
    “Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile ‘yeşil dönüşümü’ yasal bir boyuta taşıdı. Sınırda Karbon
    Düzenleme Mekanizması da öncelikli sektörlerde 2026’dan itibaren uygulanmaya başlayacak. Bu
    gelişmeleri sektörümüz ve dünyamız açısından fırsat olarak görüyorum. Ve açıkçası Eczacıbaşı
    Yapı Gereçleri olarak biz çok hazırlıklıyız. 2000’lerden bu yana bu konuda kendimizi geliştirmek
    için gerçekten sıkı çalışıyoruz. Yalnız Avrupa değil, dünyayla iş yapmak isteyen her sektör
    oyuncusunun – ki ürün kalitesinde birinci ligdeyiz – yeşil ligde de birinciliği hedeflemesi gerektiğini
    düşünüyorum” açıklamasını yaptı.
    “Sektörün daha fazla paylaşıma ihtiyacı var”
    Seramik sektörünün sürdürülebilirlikle ilgili farkındalığı ve performansı hakkında da bilgiler
    paylaşan Özgen Özkan, “Bizim de üyesi olduğumuz Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği
    (Türkiye İMSAD), yakın zamanda ‘İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil
    Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi’ni yayımladı . Bunu çok olumlu bir gelişme olarak
    değerlendiriyorum. Nitekim sektörümüz ölçüt kabul edilecek konuların paylaşılmasında ne yazık ki
    diğer sektörler kadar açık değil. Her geçen gün Türkiye’de ve küresel çapta bu gibi paylaşımlar
    artsa da hâlâ iyi uygulamaların paylaşılmasına, açık inovasyona ve daha fazla partner işbirliklerine
    ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” dedi.
    Sektörün çevresel farkındalık düzeyini artırmaya yönelik projelerin geliştirilmesine ve başarılı
    uygulamaların kamuoyuna duyurulmasına ihtiyaç olduğunu söyleyen CEO, çevre yönetim
    sertifikalarının da sektörün sürdürülebilirlik hedeflerini ve farkındalığı destekleyen önemli araçlar
    olduğuna inandıklarını vurguladı.

    “Yüksek kalite standartları işe bakışımızı daha ‘yeşil’ hale getirdi”
    Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin sürdürülebilirlik yolculuğunun 2000’lerle uzandığını belirten Özgen
    Özkan, “Tasarruflu malzeme üretimiyle başladık, zamanla farklı boyutlara da taşıdık. Kalite
    yönetiminin önemi olduğu bir dönemdi, yakaladığımız yüksek kalite standartlarıyla sektörümüze
    öncülük ettik. Bu standartlar yavaş yavaş işe bakışımızı daha ‘yeşil’ hale getirdi. Ardından üretim
    süreçlerinin sürdürülebilir yaklaşımlarla yönetilmesi ve kaynakların daha verimli kullanılmasını
    sağlayan ürünler geliştirilmesi geldi. O döneme kadar nispeten dağınık devam eden bu çalışmalar,
    Eczacıbaşı Topluluğu’nun 2007’de Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’ne (WBSCD)
    Türkiye’den ilk üye olarak kabul edilmesiyle, ete ve kemiğe bürünmeye başladı. Topluluğumuz,
    aynı yıldan başlayarak, diğer kuruluşlarıyla birlikte sürdürülebilirlik faaliyetlerini düzenli olarak
    raporladı. Ta ki geçen yıla kadar. İki yıldır tüm kuruluşlar bağımsız raporlama yapıyor” dedi.
    Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su, ilk dönemlerde “Blue Life” adıyla simgeselleştirdikleri
    sürdürülebilirlik odaklı çalışmaların, 3 önemli sacayağını ise şöyle anlattı: “Tasarlarken, üretirken ve
    yönetirken dünyanın geleceğini düşünüyoruz. Kaynakları koruma sorumluluğuyla hareket ederken,
    tüm faaliyetlerimizde sürdürülebilir bir geleceği gözetiyoruz. Çevre, kaynaklar, toplum ve iş dünyası
    arasındaki hassas dengeyi korumaya özen gösteriyoruz.
    Bugün sürdürülebilirlik çalışmalarımızda 3P mottosuyla hareket ediyoruz: İnsan (People), Ürün
    (Product) ve Üretim (Production). Buna göre öncelikli konularımızın arasında doğayı korumak,
    amaç odaklı tasarım, daha iyi bir gelecek için çalışmak, kültürel ve kurumsal ilerleme kaydetmek
    yer alıyor. Sürdürülebilir kalkınma için değişen gereksinimleri ve yaşam tarzlarını dikkate alarak,
    kapsayıcı bir şekilde insan sağlığı ve esenliği için tasarım ve üretim yapmayı amaç ediniyoruz.
    Gezegenimizin sınırlarına saygı duyuyor, çevresel ayak izimizi ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.
    Döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyerek kaynakları en verimli şekilde kullanmayı, ürünlerimizin
    ömrünü uzatmayı ve doğa dostu malzemeler kullanmayı hedefliyoruz.”
    “Sağlıklı bir geleceğe yolculuğumuz devam edecek”
    Eczacıbaşı Yapı Gereçleri 2022 Entegre Sürdürülebilirlik Raporu’ndan, geçtiğimiz yılın en dikkat
    çekici çalışma ve sonuçlarını da paylaşan Özgen Özkan, “Öncelikle geçen yıl kullandığımız
    elektriğin %93,4’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağladığımızı, 2021’e kıyasla Kapsam 1 ve 2’de
    mutlak karbon emisyonumuzu %38,5 azalttığımızın altını çizmek isterim. Ayrıca Türkiye
    operasyonlarımızda yer alan kadın çalışanlarımızın oranını yeni işe alımlarda %50’ye, istihdamda
    %38’e, yönetimde ise %40’a yükselttiğimiz için gururluyuz. Sağlıklı bir geleceğe doğru
    yolculuğumuz devam edecek” dedi.
    Şirketin 2022’deki sürdürülebilirlik performansıyla ilgili öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
    80’e yakın enerji verimliliği projesiyle 8700 MWh karşılığında yıllık enerji kullanımının %2’si kadar
    enerji tasarrufu sağlandı.
    Ton ürün başına enerji tüketimi 2020’e göre %4 azaldı.
    2021 yılına kıyasla ton ürün başına karbon emisyonlarının yoğunluğu %36 düştü.
    Atıklarda %86,6 geri dönüşüm oranına ulaşıldı.
    Sürdürülebilirlik tutkusunun hikayesi
    Sürdürülebilirlik taahhütlerini ve başarılarını daha etkili bir şekilde aktarmak amacıyla bu yıl iki
    kapsamlı rapor hazırladıklarını söyleyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su, “Story of our Ambition”
    başlıklı ilk raporda, temel sürdürülebilirlik girişimlerini örnek olay incelemeleriyle birlikte sunarak,
    stratejik hedeflerine nasıl ulaştıklarını anlattıklarını belirtti. Şirketin “Facts about our Actions”
    başlıklı diğer raporu ise sayısal verilere dayalı bir yaklaşımla sürdürülebilirlik performansını detaylı
    bir şekilde analiz ediyor.
    Özgen Özkan, “Şeffaflık ilkesiyle hazırlanan raporlarımızla paydaşlarımızın sürdürülebilirlik
    çabalarımızın etkisini daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı, sürdürülebilirlik yolculuğumuzda

    kaydettiğimiz ilerlemeyi ve gelecekteki yönelimlerimizi daha geniş bir çevreye iletmeyi hedefliyoruz”
    ifadelerini kullandı.
    “Sürdürülebilirliğin temel dayanaklarından biri inovasyon”
    Sürdürülebilirlikle inovasyonun ilişkisine de değinen Özgen Özkan, sürdürülebilirliğin temel
    dayanaklarından birinin inovasyon olduğunu belirterek, “Bilecik, Bozüyük’teki üretim
    kampüsümüzde yer alan VitrA İnovasyon Merkezi’nde, kıvılcım olarak başlayan fikirleri önce
    yeşertmek, sonra büyütüp ürüne dönüştürmek ve sahaya aktararak kullanıcılarla buluşturmak için
    çalışıyoruz. 43 kişilik inovasyon ekibimizle, yaşam alışkanlıklarını değiştiren yeniliklere
    odaklanıyoruz.
    Birleşmiş Milletler’in 17 SKA’sından yedisi bizimle birebir ilişkili. Bu amaçlar içinde sanitasyon,
    inovasyon ve çevre gibi başlıklar var ki hepsi bizim faaliyetlerimizle bağlantılı. Dolayısıyla bir ürün
    tasarlamaya ve hatta daha da önemlisi bir fikri projelendirmeye başlarken, bunun sürdürülebilirliğe
    katkısına paralel olarak, gezegenimize ve topluma etkisine de bütüncül olarak bakıyoruz. Eğer bu
    etkide, fikrin veya ürünün dünya için faydalı olmadığı, ancak aynı zamanda pazarın bunu istediği
    gibi bir noktaya gelirsek, projeyi yapmaktan vazgeçiyoruz. Daha sonra da her yeni projede bu
    konuyu birkaç noktada kontrol ediyoruz” açıklamasını yaptı.
    “Mavi yakalı çalışanların deneyim ve önerileri kritik önem taşıyor”
    Çalışanların sürdürülebilirlik süreçlerine nasıl dahil olduğunu anlatan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri
    CEO’su Özgen Özkan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tüm çalışanlar, hedeflerimize ulaşmada önemli
    bir rol oynuyor. Üretim ve iş süreçlerimizi hem çevresel hem sosyal açıdan daha sürdürülebilir hale
    getirme yolunda mavi yakalı çalışanlarımızın deneyim ve önerileri de kritik öneme sahip. Çeşitlilik
    ve kapsayıcılığı temel alan işyeri kültürümüzle herkesin fikirlerini özgürce paylaşabileceği ve
    kendilerini ifade edebileceği bu çalışma ortamında, farklı bakış açılarını zenginliğimiz olarak
    görüyoruz.
    Çeşitli eğitim programları, farkındalık etkinlikleri ve iç iletişim kanalları aracılığıyla, tüm
    çalışanlarımıza sürdürülebilirliğin önemini ve bu konuda yapabilecekleri katkıları anlatıyoruz. Bu
    noktada en güncel adımımız Yuvam Dünya ile başlattığımız Sürdürülebilirlik Akademisi oldu. Bu
    projeyle farklı modüllerden oluşan ve şirket içi sürdürülebilirlik anlayışının gelişmesini hedefleyen
    bir program oluşturduk. Halihazırda İklim Değişikliği, Ormanlar ve Gezegenin Sınırları başlıklı üç
    modülü yüksek katılımla tamamladık. Programa önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.”