Eczacıbaşı VitrA, 2022’de Elektriğinin %93,4’ünü Yenilenebilir Kaynaklardan Sağladı

0
1052
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan

2022 yılına ait çalışmalarını anlattığı sürdürülebilirlik raporunu Temmuz ayında yayımlayan Eczacıbaşı Yapı Gereçlerinin CEOsu Özgen Özkanla yeşil dönüşümü konuştuk. 2021e kıyasla karbon emisyonlarını %38,5 azalttıklarını söyleyen CEO, kullandıkları elektriğin %93,4’ünü de yenilenebilir kaynaklardan sağladıklarının altını çizdi.

Eylül ayında düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA) hızlandırılmasına yönelik bildirge kabul edildi. Genel Kurul kapsamındaki UN Global Compact Liderler Zirvesi’nde açıklanan “SDG Stocktake” raporunda ise iş dünyası liderlerinin neredeyse tamamının (%94) SKA vizyonuna inanması dikkat çekti. 

VitrA, Artema, İntema ve burgbad markalarıyla faaliyet gösteren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri de uzun yıllardır bu vizyonu paylaşan şirketlerden biri. Temmuz ayında “Sağlıklı bir geleceği birlikte inşa ediyoruz” mottosuyla 2022 için hazırladığı sürdürülebilirlik raporunu yayımlayan şirketin CEO’su Özgen Özkan’la, AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi’nden dünyanın geleceğine pek çok konuyu değerlendirdik.

Yeşil dönüşüme hazırız”

Sektöründe ülkemizin ilk ihracatını hayata geçiren ve uzun yıllardır Türkiye’nin toplam seramik sağlık gereçleri ihracatının yarısından fazlasını gerçekleştiren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin, bugün 105 uluslararası pazarda faaliyetleri bulunuyor. Seramik sağlık gereçlerinde cirosunun %81’ini yurt dışı pazarlardan elde ediyor. Almanya, İngiltere ve Fransa, Türkiye’den sonra en büyük pazarlarını oluşturuyor. 

“Avrupa bizim açımızdan çok önemli” diyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, “Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile ‘yeşil dönüşümü’ yasal bir boyuta taşıdı. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması da öncelikli sektörlerde 2026’dan itibaren uygulanmaya başlayacak. Bu gelişmeleri sektörümüz ve dünyamız açısından fırsat olarak görüyorum. Ve açıkçası Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak biz çok hazırlıklıyız. 2000’lerden bu yana bu konuda kendimizi geliştirmek için gerçekten sıkı çalışıyoruz. Yalnız Avrupa değil, dünyayla iş yapmak isteyen her sektör oyuncusunun – ki ürün kalitesinde birinci ligdeyiz – yeşil ligde de birinciliği hedeflemesi gerektiğini düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

“Sektörün daha fazla paylaşıma ihtiyacı var”

Seramik sektörünün sürdürülebilirlikle ilgili farkındalığı ve performansı hakkında da bilgiler paylaşan Özgen Özkan, “Bizim de üyesi olduğumuz Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), yakın zamanda ‘İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi’ni yayımladı. Bunu çok olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Nitekim sektörümüz ölçüt kabul edilecek konuların paylaşılmasında ne yazık ki diğer sektörler kadar açık değil. Her geçen gün Türkiye’de ve küresel çapta bu gibi paylaşımlar artsa da hâlâ iyi uygulamaların paylaşılmasına, açık inovasyona ve daha fazla partner işbirliklerine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

Sektörün çevresel farkındalık düzeyini artırmaya yönelik projelerin geliştirilmesine ve başarılı uygulamaların kamuoyuna duyurulmasına ihtiyaç olduğunu söyleyen CEO, çevre yönetim sertifikalarının da sektörün sürdürülebilirlik hedeflerini ve farkındalığı destekleyen önemli araçlar olduğuna inandıklarını vurguladı.

“Yüksek kalite standartları işe bakışımızı daha ‘yeşil’ hale getirdi”

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin sürdürülebilirlik yolculuğunun 2000’lerle uzandığını belirten Özgen Özkan, “Tasarruflu malzeme üretimiyle başladık, zamanla farklı boyutlara da taşıdık. Kalite yönetiminin önemi olduğu bir dönemdi, yakaladığımız yüksek kalite standartlarıyla sektörümüze öncülük ettik. Bu standartlar yavaş yavaş işe bakışımızı daha ‘yeşil’ hale getirdi. Ardından üretim süreçlerinin sürdürülebilir yaklaşımlarla yönetilmesi ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayan ürünler geliştirilmesi geldi. O döneme kadar nispeten dağınık devam eden bu çalışmalar, Eczacıbaşı Topluluğu’nun 2007’de Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’ne (WBSCD) Türkiye’den ilk üye olarak kabul edilmesiyle, ete ve kemiğe bürünmeye başladı. Topluluğumuz, aynı yıldan başlayarak, diğer kuruluşlarıyla birlikte sürdürülebilirlik faaliyetlerini düzenli olarak raporladı. Ta ki geçen yıla kadar. İki yıldır tüm kuruluşlar bağımsız raporlama yapıyor” dedi. 

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su, ilk dönemlerde “Blue Life” adıyla simgeselleştirdikleri sürdürülebilirlik odaklı çalışmaların, 3 önemli sacayağını ise şöyle anlattı: “Tasarlarken, üretirken ve yönetirken dünyanın geleceğini düşünüyoruz. Kaynakları koruma sorumluluğuyla hareket ederken, tüm faaliyetlerimizde sürdürülebilir bir geleceği gözetiyoruz. Çevre, kaynaklar, toplum ve iş dünyası arasındaki hassas dengeyi korumaya özen gösteriyoruz.

Bugün sürdürülebilirlik çalışmalarımızda 3P mottosuyla hareket ediyoruz: İnsan (People), Ürün (Product) ve Üretim (Production). Buna göre öncelikli konularımızın arasında doğayı korumak, amaç odaklı tasarım, daha iyi bir gelecek için çalışmak, kültürel ve kurumsal ilerleme kaydetmek yer alıyor. Sürdürülebilir kalkınma için değişen gereksinimleri ve yaşam tarzlarını dikkate alarak, kapsayıcı bir şekilde insan sağlığı ve esenliği için tasarım ve üretim yapmayı amaç ediniyoruz. Gezegenimizin sınırlarına saygı duyuyor, çevresel ayak izimizi ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyerek kaynakları en verimli şekilde kullanmayı, ürünlerimizin ömrünü uzatmayı ve doğa dostu malzemeler kullanmayı hedefliyoruz.”

“Sağlıklı bir geleceğe yolculuğumuz devam edecek”

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri 2022 Entegre Sürdürülebilirlik Raporu’ndan, geçtiğimiz yılın en dikkat çekici çalışma ve sonuçlarını da paylaşan Özgen Özkan, “Öncelikle geçen yıl kullandığımız elektriğin %93,4’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağladığımızı, 2021’e kıyasla Kapsam 1 ve 2’de mutlak karbon emisyonumuzu %38,5 azalttığımızın altını çizmek isterim. Ayrıca Türkiye operasyonlarımızda yer alan kadın çalışanlarımızın oranını yeni işe alımlarda %50’ye, istihdamda %38’e, yönetimde ise %40’a yükselttiğimiz için gururluyuz. Sağlıklı bir geleceğe doğru yolculuğumuz devam edecek” dedi.

Şirketin 2022’deki sürdürülebilirlik performansıyla ilgili öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

  • 80’e yakın enerji verimliliği projesiyle 8700 MWh karşılığında yıllık enerji kullanımının %2’si kadar enerji tasarrufu sağlandı.
  • Ton ürün başına enerji tüketimi 2020’e göre %4 azaldı.
  • 2021 yılına kıyasla ton ürün başına karbon emisyonlarının yoğunluğu %36 düştü.
  • Atıklarda %86,6 geri dönüşüm oranına ulaşıldı.

Sürdürülebilirlik tutkusunun hikayesi

Sürdürülebilirlik taahhütlerini ve başarılarını daha etkili bir şekilde aktarmak amacıyla bu yıl iki kapsamlı rapor hazırladıklarını söyleyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su, “Story of our Ambition” başlıklı ilk raporda, temel sürdürülebilirlik girişimlerini örnek olay incelemeleriyle birlikte sunarak, stratejik hedeflerine nasıl ulaştıklarını anlattıklarını belirtti. Şirketin “Facts about our Actions” başlıklı diğer raporu ise sayısal verilere dayalı bir yaklaşımla sürdürülebilirlik performansını detaylı bir şekilde analiz ediyor. 

Özgen Özkan, “Şeffaflık ilkesiyle hazırlanan raporlarımızla paydaşlarımızın sürdürülebilirlik çabalarımızın etkisini daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı, sürdürülebilirlik yolculuğumuzda kaydettiğimiz ilerlemeyi ve gelecekteki yönelimlerimizi daha geniş bir çevreye iletmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Sürdürülebilirliğin temel dayanaklarından biri inovasyon”

Sürdürülebilirlikle inovasyonun ilişkisine de değinen Özgen Özkan, sürdürülebilirliğin temel dayanaklarından birinin inovasyon olduğunu belirterek, “Bilecik, Bozüyük’teki üretim kampüsümüzde yer alan VitrA İnovasyon Merkezi’nde, kıvılcım olarak başlayan fikirleri önce yeşertmek, sonra büyütüp ürüne dönüştürmek ve sahaya aktararak kullanıcılarla buluşturmak için çalışıyoruz. 43 kişilik inovasyon ekibimizle, yaşam alışkanlıklarını değiştiren yeniliklere odaklanıyoruz. 

Birleşmiş Milletler’in 17 SKA’sından yedisi bizimle birebir ilişkili. Bu amaçlar içinde sanitasyon, inovasyon ve çevre gibi başlıklar var ki hepsi bizim faaliyetlerimizle bağlantılı. Dolayısıyla bir ürün tasarlamaya ve hatta daha da önemlisi bir fikri projelendirmeye başlarken, bunun sürdürülebilirliğe katkısına paralel olarak, gezegenimize ve topluma etkisine de bütüncül olarak bakıyoruz. Eğer bu etkide, fikrin veya ürünün dünya için faydalı olmadığı, ancak aynı zamanda pazarın bunu istediği gibi bir noktaya gelirsek, projeyi yapmaktan vazgeçiyoruz. Daha sonra da her yeni projede bu konuyu birkaç noktada kontrol ediyoruz” açıklamasını yaptı.

“Mavi yakalı çalışanların deneyim ve önerileri kritik önem taşıyor”

Çalışanların sürdürülebilirlik süreçlerine nasıl dahil olduğunu anlatan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tüm çalışanlar, hedeflerimize ulaşmada önemli bir rol oynuyor. Üretim ve iş süreçlerimizi hem çevresel hem sosyal açıdan daha sürdürülebilir hale getirme yolunda mavi yakalı çalışanlarımızın deneyim ve önerileri de kritik öneme sahip. Çeşitlilik ve kapsayıcılığı temel alan işyeri kültürümüzle herkesin fikirlerini özgürce paylaşabileceği ve kendilerini ifade edebileceği bu çalışma ortamında, farklı bakış açılarını zenginliğimiz olarak görüyoruz.

Çeşitli eğitim programları, farkındalık etkinlikleri ve iç iletişim kanalları aracılığıyla, tüm çalışanlarımıza sürdürülebilirliğin önemini ve bu konuda yapabilecekleri katkıları anlatıyoruz. Bu noktada en güncel adımımız Yuvam Dünya ile başlattığımız Sürdürülebilirlik Akademisi oldu. Bu projeyle farklı modüllerden oluşan ve şirket içi sürdürülebilirlik anlayışının gelişmesini hedefleyen bir program oluşturduk. Halihazırda İklim Değişikliği, Ormanlar ve Gezegenin Sınırları başlıklı üç modülü yüksek katılımla tamamladık. Programa önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.”