Düşük riskli maliyet

0
100

Banka kredisine göre daha düşük risk ve maliyet oluştursa da şirketler borsadan yeterince yararlanamıyor. Yatırımcının güvenini sağlayarak ağır faiz yükünden kaçınmaları mümkün.

Zeynep Aktaş

Borsa İstanbul’da yatırımcı sayısı 1 milyon 178 bin. Portföyü 20.000 TL’nin üzerinde olan 255.000 yatırımcı ise yerli yatırımcı portföyünün yüzde 98’ini oluşturuyor. Borsadaki yatırımcıların ağırlıklı kesimin ise hesabı 20 bin liranın altında. Krizlerin alım fırsatı olduğunu söyleyen yatırımcı Seyfullah Yaman, borsanın 255 bin yatırımcıyla ayakta durduğunu, düşünüyor. Sermaye piyasaları şirketler için büyük bir nakit kaynağı iken yatırımcılar için de uzun vadede yatırım aracı. TSPB Başkanı Erhan Topaç; geçen yıl dokuz şirketin halka açıldığını ve 5,4 milyar TL kaynak yaratıldığını, belirtti. Yıl boyunca bedelli sermaye artırımları ve ikincil halka arzlarla birlikte özkaynak finansmanı yoluyla sağlanan fonun ise 14,2 milyar TL’ye çıktığını söylüyor. Ancak gerçekleşmelere bakıldığında ne yatırımcı cephesinde ne de şirketler cephesinde borsaya yönelimde bir artış yok.
Borsada ağırlığı olan yabancıların payı yüzde 61 ile 67 arasında gidip geliyor. Son dönemde yabancı yatırımcı sayısında artış sağlanırken BIST 100 Endeksi gecikmeli de olsa tepkisini verdi. Yabancı payı yüzde 65’in üzerine çıktığında Endeks 100 binli seviyelerin üzerinde çıkıyordu. Benzer hareket yine yaşandı ve endeks yönünü yukarı çevirirken 100 bin seviyelerine geldi. Yabancılar, Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke notu olmamasına rağmen aşırı gerileyen fiyatlar karşısında tepkisiz kalmıyor.
Ancak alımlar hâlâ çok zayıf ve isteksiz. Borsanın deneyimli yatırımcılarından Metin Sezer, Borsada riski yüksek D gurubunda 46 hisse olduğunu söylerken sayının az olmadığını belirtiyor. Derinliği olmayan bu hisselerin elden çıkarılmasının ise zor olduğunu dile getiriyor. Bu şartlarda yatırımcının sıkıştığını söylüyor. Bunun yanı sıra beklenti haberleri de yatırımcıları mağdur edebilen bir diğer önemli faktör. Şirketin yabancılarla ortaklık ya da satış görüşmelerinde bulunduğu yönündeki bir açıklama ya da birleşmeye dair bir haber hisseye ilgiyi artırırken mağduriyetlerin de kapısını aralayabiliyor. Önemli aktiflerin el değiştirmesi, son dakika bilanço düzenlemeleri, sığ hisselerdeki aşırı oynaklıklara sebep olabiliyor. Derinlikli hisselerde ise aşırı düşüşün yükselme zamanı geldiği yönündeki söylemleri beraberinde getirdiği gözlenmekte. Tüm bunlar volatil hareketlerin en büyük nedeni. Ancak bu durum aynı zamanda yatırımcıları mağduriyete götüren hareketler. Oysaki sermaye piyasaları bir yandan şirketlere düşük maliyetle risksiz fon sağlarken karşı taraftan da halkın birikimini değerlendirmeye ve getiri elde etmesine imkân sunmalı. Bu iki ayaktan ilki hedefine ulaşmakla birlikte ikinci ayağın beklentisini ne denli karşıladığı tartışma konusu. Geçen zaman dilimine rağmen yatırımcıların mağduriyetinin önlenememesi borsaya ilginin sınırlı kalmasına yol açıyor.