Dünya Bankası, Türkiye’nin 2014 büyüme tahminini yüzde 3,1’e düşürdü, 2015 büyüme tahminini değiştirmeyerek yüzde 3,5’te tuttu.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Raiser:
“Hükümetin tüm yatırımcılar için eşit bir rekabet ortamı sağlama yönündeki kararlığına ilişkin bir sinyale ihtiyaç duyulmaktadır. Yeni açıklanan 25 Dönüşüm Programı bu fırsatı sunmaktadır” dedi.
Dünya Bankası’nın açıkladığı Türkiye Ekonomik Bilgi Notunun 5. sayısında, bu yılın 3. çeyreği için açıklanan “zayıf” milli gelir verisinin, yılsonu büyüme oranının yüzde 3’ün biraz üzerinde gerçekleşebileceğini gösterdiği belirtildi. Buna karşın iç talebin diğer bileşenlerinin iyileşme sinyalleri vermesine rağmen 3. çeyrekteki yavaşlamanın büyük ölçüde stoklardaki azalmadan kaynaklandığı ifade edilen bilgi notunda “Öte yandan, petrol fiyatlarındaki keskin düşüş sebebiyle enflasyon ve cari açık görünümünde bir iyileşme kaydediliyor” denildi.
Bilgi notunda Dünya Bankası’nın, Türkiye’nin 2014 büyüme tahminini yüzde 3,1’e düşürdüğü, 2015 büyüme tahminini değiştirmeyerek yüzde 3,5’te tuttuğu bildirildi.
Kurda yeniden ortaya çıkan zayıflığın bir kez daha Türkiye’nin yatırımcı algısındaki değişikliklere karşı kırılgan, dolayısıyla para politikası alanında hareket alanının sınırlı olduğunu gösterdiği uyarısı yapılan bilgi notunda, özel tüketimin tekrar ekonomik büyümenin ana sürükleyici etkeni haline gelmesinin beklendiği ifade edildi. Bilgi notunda siyasi belirsizliklerin ve küresel piyasalardaki volatilitenin yatırımcı algısı üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceğinin öngörüldüğü kaydedildi.
Bilgi notunda, Dünya Bankası’nın, 2014 yılında sermaye ve iş gücü piyasalarındaki kilit reformları desteklemeye yönelik Kalkınma Politikası Kredisi, Tuz Gölü Gaz Depolama Tesisinin tamamlanmasına yönelik BOTAŞ’a sağlanan ilave finansman ve Türkiye’deki KOBİ’lere yönelik olarak İslami finansman ve faktoring gibi araçlarla ülkenin rekabet gücünü arttırmaya yönelik projeleri desteklediğine işaret edildi.
“Dönüşüm programları fırsat sunuyor”
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Martin Raiser, Türkiye’nin 2015 sonrasındaki büyüme beklentilerinin özel yatırımların toparlanmasına ve üretkenlik artışının tekrar başlamasına bağlı olduğunu belirterek, “Bunun için, hükümetin tüm yatırımcılar için eşit bir rekabet ortamı sağlama yönündeki kararlığına ilişkin bir sinyale ihtiyaç duyulmaktadır. Yeni açıklanan 25 Dönüşüm Programı bu fırsatı sunmaktadır ancak programın açıklanmasından uygulamaya geçiş kritik öneme sahip olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Kıdemli Ekonomist Kamer Karakurum Özdemir de düşen petrol fiyatları sayesinde, Türkiye’nin 2015 yılında dış hesaplarında önemli bir yeniden dengelenme sağlamasını ve cari açığın milli gelirin yüzde 4,5’i düzeyine, enflasyonun ise yüzde 6,7’ye inmesini öngördüklerini kaydetti.
Dünya Bankası’nın Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğu çalışmalar, 2012-2016 dönemini kapsayan ortak bir Ülke İşbirliği Stratejisine (CPS) dayanıyor.
CPS, 5 yıllık dönem için öngörülen 6,45 milyar dolar düzeyindeki finansman ve beraberinde sağlanacak politika analizi ve danışmanlık hizmetleri ile Türkiye’nin yüksek gelire geçişini desteklemeyi amaçlıyor. CPS’nin kilit amaçları arasında rekabet gücünün ve istihdamın arttırılması, eşitliğin ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın derinleştirilmesi yer alıyor.