Günlük menü ve besin değerleri olmak üzere birçok gelişmeyi SofraM uygulamasında toplayarak, yakında hizmete sunmayı planlayan Sofra/Compass Group Türkiye, 2021 yılı için yaklaşık 60 milyon TL’lik bir yatırım bütçesi ayırdı. Sürdürülebilirliği ana gündemine alan şirket, besin değerlerini destekleyen yeni teknoloji yatırımlarına devam edecek.
Begüm Nur Alkış
Küresel gıda sistemlerinin geleceğine yönelik Deloitte ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF) çalışmasına göre, hızla büyüyen dünya nüfusunun iyi ve sürdürülebilir şekilde beslenebilmesi için küresel gıda sisteminde önemli değişiklikler şart. Çiftçilerin geçim kaynaklarından tüketiciler için besleyici ürünlere kadar birçok konu, atılması gereken adımlar arasında yer alıyor. 2030 yılına kadar dünya nüfusunun 8,5 milyara ulaşması beklendiğini söyleyen Sofra/Compass Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kartal, “ Mevcut gıda sistemi, küresel liderleri gıda sistemlerinin geleceğini yeniden gözden geçirmeye zorlayacak” diyor. Pandemi sürecini de değerlendiren Kartal, değişken ekonomik koşullara ve pazar dinamiklerine hızla uyum sağlayacak çevik kurumların, güçlü şekilde ayakta kalacağını sözlerine ekliyor. Kartal ile gıda sektörünü ve şirket faaliyetlerini konuştuk.
Sofra/Compass Group Türkiye için 2020 yılı nasıl geçti?
Sofra/Compass Group Türkiye, dünya çapında 45 ülkede faaliyet gösteren, 600 binden fazla çalışanı bulunan, 5.5 milyar öğün yıllık yemek üretim kapasitesine sahip yemek ve destek hizmetler sağlayıcısı Compass Group PLC’nin bir parçası. Sofra/Compass Group Türkiye olarak, iş merkezleri, fabrikalar, eğitim kurumları ve sağlık kurumlarına toplu yemek ve tesis işletim, bakım ve onarım, temizlik, güvenlik, iç taşıma ve depolama, idari ve ofis destek, açık alan ve çevre bakım gibi destek hizmetleri sunuyoruz.
İnsanın olduğu her yerde biz de varız. 2020 yılı bütçe döneminde pandemiye rağmen yüzde 8 büyüdük. Çok geniş bir yelpazede sektöre hizmet veriyor olmak bizim açımızdan önemli bir fırsat oldu. Okullar kapanırken, aralıksız çalışmaya devam eden enerji başta olmak üzere belli sektörlerde ve hastanelerde kesintisiz hizmet verdik. Her gün Türkiye’nin 81 ilinde 4 bin farklı lokasyonda 1.3 milyon öğün yemek üretimi gerçekleştiriyoruz. Ciromuzun yüzde 70’i yemek hizmetinden geliyor. Türkiye’deki büyümemize devam etmek için farklı şirketlerle satın alma görüşmeleri yürütüyoruz. 2021 yılında da görüşmelerimize devam edeceğiz.
2020’de tedarik konusunda bir sıkıntı yaşamadık. Bin 900 aktif tedarikçimiz bulunuyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri 2015 yılında başlattığımız sözleşmeli çiftçi projemiz. Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçilerle anlaşma yaparak, daha tarladayken ürünlerini alma garantisi veriyoruz. Anlaştığımız çiftçiler tarlalarını Sofra/Compass Group Türkiye için ekiyor. Tohumun tarlaya atılmasından ürünün mutfaklarımıza
gelişine kadar her aşamada çiftçiye destek oluyoruz. Çiftçi ile anlaştığımız için aracı sayısı düştü. Çiftçi ürününü hak ettiği fiyata ve alım garantisi ile satıyor. Biz de maliyetlerimizi kontrol altına aldık. Dolayısıyla rekabet gücümüz arttı. Sebze ve meyve ile başladığımız doğrudan gıda alımını kademeli olarak diğer ürün gruplarında da uygulayacağız.
2021 yılında yatırımlarınızı hangi alanlarda yoğunlaştırdınız?
Compass Group ülkeleri arasında özel bir yerimiz olduğunu düşünüyorum. Gösterdiğimiz performans sonucu global yönetimimiz ülkemize ve bizlere hep tam destek verdi. Bunun en önemli örneklerinden biri; 2019’da gerçekleştirdiğimiz güçlü bir yemek üretim şirketi olan Turkaş satın alması oldu. Her yılın ihtiyacına ve koşullarına göre değişmekle birlikte yılda yaklaşık 60 milyon TL yatırım yapıyoruz. Bu yıl bütçemizin önemli bir kısmı, toparlanma ve büyümeye katkı sağlayacak alanlara olacak. Özellikle alt yapı yatırımlarına, dijitalleşmeye ve işimizin sürdürülebilirliği için kritik alanlara yatırım yapacağız. Sofra/Compass Group Türkiye 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yeni projelerimizle birlikte 2021 sonuna kadar yaklaşık 2 bin kişilik yeni istihdam yaratmayı öngörüyoruz.
Dijitalleşme konusunda neler yapıyorsunuz?
Toplu yemek hizmetlerimiz için doğrudan tüketicilerimize ulaştığımız mobil uygulamalar geliştirdik. Uygulamalar sahada tüketici tercihlerini hızla belirlememizi, geliştirmemiz gereken alanları daha iyi anlamamızı sağladı. “SofraM” aplikasyonunu yakında hizmete sunacağız. Günlük menü ve besin değerleri olmak üzere pek çok gelişme bu aplikasyon üzerinden takip edilebilecek. Besin değerlerini destekleyen teknolojilere yatırım yapmayı sürdüreceğiz.
Küresel gıda sistemlerinin geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?
2030 yılına kadar dünya nüfusunun 8,5 milyara ulaşması, Türkiye nüfusunun da 90 milyona yaklaşacağı bekleniyor. Günümüzde, 1 milyar insan yetersiz besleniyor ve FAO’nun tahminlerine göre 2050’de dünya nüfusunu besleyebilmek için üretimde yüzde 70’lik bir artış gerçekleşmek zorunda. Bu nüfusu desteklemeye elverişli olmayan mevcut gıda sistemi, küresel liderleri küresel gıda sistemlerinin geleceğini yeniden gözden geçirmeye zorluyor. Dünya’nın sınırlı kaynaklara sahip olduğu düşünüldüğünde, başta su olmak üzere tarım için gerekli olan tüm kaynakları daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanabileceğimiz teknolojilere ihtiyacımız olduğu ortada.
Sofra olarak gıdanın sürdürülebilirliğine yönelik attığınız adımlar
var mı?
Hem işimize hem de daha geniş bir topluma daha fazla olumlu etki yapabileceğimiz üç öncelikli alana odaklanıyoruz: “Sağlık ve Refah, Çevresel İyi Uygulamalar, Daha İyi Bir Dünya.”
Küresel Beslenme Raporu’na göre, dünyadaki yetişkinler arasında obezite rekor seviyelerde ve ergenler arasında da çok hızlı şekilde artıyor. “Sağlık ve Refah” başlığı altında; tüketicilerin daha iyi beslenme seçimleri yapmalarına, tuz, yağ ve şeker tüketimini azaltmalarına, meyve ve sebze alımını artırmalarına ve kaliteden veya lezzetten ödün vermeden daha besleyici öğünler tüketmelerine yardımcı oluyoruz. Tüm menülerimizi bu doğrultuda hazırlıyoruz.
“Çevresel İyi Uygulamalar” başlığı altında; BM’ye göre, her yıl üretilen gıdaların yaklaşık üçte biri boşa gidiyor. Atık gıda stratejimiz, çalışanlarımızı ve tüketicilerimizi yiyecek israfını önleme konusunda bilinçlendirmeye odaklanıyor. Sektördeki tek kullanımlık plastik sorununun farkındayız ve operasyonlarımızda kullanımını azaltmak için adımlar atıyoruz. Ambalajı yeniden tasarlamak, müşterilerimizi ve tüketicilerimizi tek kullanımlık plastik ürün kullanımlarını yeniden düşünmeye teşvik etmek için tedarikçilerle yakın bir şekilde çalışıyoruz. Plastiğin kullanıldığı yerlerde, geri dönüştürülebilen plastiklerin benimsenmesini teşvik ediyoruz. Beslenmeyi iyileştirmek ve karbon
salımını azaltmak için konuklarımıza bitkisel kaynaklı ürün alternatifleri sunuyoruz. “Daha İyi Bir Dünya” başlığı altında ise; çevre üzerindeki etkimizi dikkate alarak; güvenli, kaliteli, sağlıklı ve yerel tedarikçilerden satın alınan ürünleri temin etmeye çalışıyoruz. Bölgesel gıdaların kullanımı, çevrenin ve iklimin üzerindeki yükü hafifletmek için etkili bir araç. Bu nedenle, özellikle sebze, meyve, et, süt ürünleri ve içecekler satın alırken ilgili bölgedeki tedarikçiler ve üreticiler ile çalışmayı tercih ediyoruz.