Iron Mountain Türkiye Genel Müdürü Gamze Ergün, “Arkamıza aldığımız global gücümüzle, şimdiye kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de, ilham veren ve fark yaratan dijital ürünler geliştirerek, müşterilerimiz için en güvenilir iş ortağı olmaya devam edeceğiz” diyor.
IRON MOUNTAIN, 2025 yılına kadar yeni inşa edilen tüm veri merkezi tesislerinin “BREEAM Yeşil Bina Standardı” sertifikasına sahip olmasını hedefliyor. Gamze Ergün, gelecek döneme ilişkin hedefleri anlatıyor.
Bilgi yönetimi ve arşivleme hizmetleri alanında hizmet veren Iron Mountain, veri saklama ve yönetimi çözümleri, dijital ürünleri, dijitalleşme çözümleri, veri merkezleri konusunda hangi profesyonel çözümleri sunuyor?
Dünya çapında 230 binden fazla kuruluş tarafından güvenle tercih edilen ve 50’den fazla ülkede 1.450’den fazla tesiste 8,5 milyon m2’yi aşan gayrimenkul ağımızla kritik bilgiler, hassas veriler, kültürel ve tarihi eserler dahil olmak üzere maddi manevi çok değerli varlıkları saklıyor ve koruyoruz. Fortune 1000 listesindeki 950 şirkete yıllardır hizmet veriyoruz. 2006 yılında girdiğimiz Türkiye pazarında bugün 5 farklı lokasyondaki 7 tesisimiz ve 200’ün üzerinde çalışanımızla faaliyet gösteriyoruz. Bankacılık, sigorta, finans, ilaç, teknoloji, lojistik, enerji, otomotiv, gıda ve perakende başlıca çalıştığımız sektörler arasında yer alıyor.
Güvenli saklama hizmetimiz kapsamında fiziksel arşiv yönetimi, bilgi yönetimi, dijital dönüşüm, sektörel bazlı saklama hizmeti, back-up kasedi/teyp saklama, özel proje çözümleri, güvenli imha ile veri merkezleri, bulut hizmetleri, sanat eseri depolama ve lojistiği içeren çözümler sunuyoruz. Tüm dünya tarafından onaylanmış güvenlik teknolojilerini kullanıyor ve hizmet kalitemizi artırmak için her yıl tesislerimiz içerisinde bu sistemlere yatırım yapıyoruz. BT ve elektronik imha (SITAD) hizmetimizle bilgisayar, sunucu gibi her türlü elektronik ekipmanın yasalara uyumlu bir şekilde imha edilmesini sağlıyoruz. Ofis ve saha çalışanlarından oluşan güçlü ekibimizle işletmelerin veri yönetimi kapsamında tüm ihtiyaçlarına yönelik güvenli ve kalıcı Iron Mountain Türkiye Genel Müdürü Gamze Ergün çözümler üretmelerine yardımcı oluyoruz.
Pandemi döneminde Iron Mountain Türkiye faaliyet gösterdiği sektörde hangi katma değerli çözümleri sundu?
Pandemiyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hayatımıza giren uzaktan çalışma düzeninde bilgiye erişim ihtiyacı arttı ve çalışanların bilgiye ulaşması gitgide zorlaştı. Bilginin akışı, saklanması, koruma altına alınması ve kullanım ömrü sonunda güvenli şekilde imha edilmesi için şirketler bir yönetim planına ihtiyaç duydu. Bu dönemde, bilgi yaşam döngüsünün yönetimi, işletmelerin fonksiyonel bir şekilde, sağlıklı işlemesi için büyük bir önem taşımaya da devam etti. Iron Mountain olarak sunduğumuz kapsayıcı Bilgi ve Belge Yönetimi çözümleriyle kuruluşların bilgi yaşam döngüsünü pandemi döneminde de verimli bir şekilde yönetmelerine destek olmaya devam ettik. Pandemi sebebiyle neredeyse herkesin evlerinden çalıştığı bir dönemde, işletmelerin ve çalışanların posta yoluyla ofislerine iletilen sözleşme, fatura vb. önemli doküman ve belgelere kolayca ulaşmalarını sağlayan Muhaberat hizmetimizle de iş sürekliliğinin sağlanması konusunda kuruluşlara destek olduk.
Bu hizmet kapsamında postaların Iron Mountain tesislerine yönlendirilmesi ile dijitalleştirilmesini ve dijitalleştirilmiş olan tüm evraklara işletmelerin güvenli bir şekilde erişmesini sağlamayı sürdürdük.
Tüm dünyayı olumsuz bir şekilde etkileyen koronavirüs salgını birçok sektörün dijital dönüşümünü hızlandırdı. Bu süreçte birçok işletme evden çalışma modeline geçmek zorunda kaldı ve ofis alanı kullanımları azaldı. Iron Mountain olarak bu dönemde işletmelerin işyerlerini dönüştürme çabalarına destek vermek üzere globalde başlattığımız Clean Start programını Türkiye’de de hayata geçirdik. Bu programla, işletmelerin ofislerini optimize ederken mevcut süreçlerini değerlendirerek belge ve bilgi yönetiminin nasıl iyileştirilebileceği konusunda uygulanabilir tavsiyeler veriyor ve fazla maliyetleri azaltmayı hedefliyoruz.
Müşterilerinizin dijital dönüşüm yolculuklarında hangi çözümleri sunuyorsunuz? İş zekâsı uygulamalarınızdan bahseder misiniz? Kurumların dijital dönüşüm süreçlerine hangi katkıları sağlıyorsunuz? Globalde ve Türkiye’de bulunan Tarama Merkezleri’nizden bahseder misiniz?
Yapay zekânın veri işlemedeki potansiyelini keşfeden teknoloji şirketleri, verimlilik odaklı tüm işletmeleri yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi teknolojilerle tanıştırdı. Süreç yönetimini ve işleyişlerini farklılaştıran altyapı projelerine yatırım yapan şirketler, tamamen müşterilerine odaklanabilecekleri için rekabette öne çıkacak. Biz de fiziksel ve dijital içeriği otomatik olarak sınıflandırmak, azaltmak ve zenginleştirmek için makine öğrenimi ve yapay zekâ kullanan içerik hizmet platformumuzu Türkiye’de hayata geçirdik. Bu hizmet kapsamında içerik analizi, veri yönetimi ve bilgi yönetimi uzmanlığımızı makine öğrenimi ve yapay zekâ yetenekleriyle birleştiriyor ve işletmelerin verilerini kullanarak yeni gelir akışı fırsatlarını ve maliyet tasarruflarını ortaya çıkarmalarını sağlıyoruz. Böylece, entegrasyon yükünü azaltan iş zekâsı uygulamalarımızla işletmelerin dijital dönüşüm yolculuklarına devam etmelerine yardımcı oluyoruz.
Pandemiyle hız kazanan dijitalleşme, kâğıda olan gereksinimi azaltırken fiziksel arşiv yönetiminin önemli parçası olan basılı evraklar birçok sektör için önemini yitirdi. Fiziksel arşiv hâlâ çok kıymetli olsa da işletmeler yatırımlarını dijitale yöneltti. Dijital olarak dönüşemeyen şirketler artık rakiplerinden geride kalıyor. Dolayısıyla işletmeler verimliliği artırmak amacıyla mevcut iş süreçlerini dönüştüren dijital teknoloji kullanımını hızlandırıyor. Akıllı teknolojiler sayesinde insan hataları engellenebiliyor, dosyalar düzenli şekilde güncellenebiliyor, dijital ve fiziksel arşive erişim kolaylaşıyor. Böylece işletmeler zamandan tasarruf ediyor, maliyetleri azaltıyor, insan gücüne daha az ihtiyaç duyuyor, kalite ve verimliliği artırıyor. En önemlisi de güvenli sistemler sayesinde olası siber saldırılara karşı belgeler güvenli şekilde saklanıyor. Iron Mountain olarak Tarama Merkezi (Scanning Center) hizmetimizle dokümanları tarıyor, Arşiv Odası çözümümüzle aktif kullanılan dosyalara hızlı şekilde erişim sağlayarak şirketlerin dijital dönüşümüne yardımcı oluyoruz.
Iron Mountain’ın çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarından bahseder misiniz?
Başta iklim değişikliğinin etkileri olmak üzere yaşam alanlarındaki değişiklikler, kirlilik gibi endişeler yaşama ve çalışma şeklimizi temelden değiştirmemiz gerektiğini bize hatırlatıyor. Iron Mountain olarak sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz. Çevresel ve sosyal etki yaratan yenilikçi iş çözümleri üretme konusunda sektöre ilham veriyoruz. Sürdürülebilir uygulamalarımızla şirketlerin karbon ayak izlerini azaltmalarına yardımcı oluyoruz.
Müşterilerimizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına destek olurken, kendi hedeflerimizi de adım adım gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik kapsamında globalde ve Türkiye’de hayata geçirdiğimiz projeleri ve hedeflerimizi şöyle sıralayabilirim:
∫ Çevresel, Sosyal ve Yönetişim hedeflerimiz kapsamında 2040 yılına kadar net
sıfır emisyon elde etme taahhüdünde bulunuyoruz.
∫ Lojistik araç filomuzun yüzde 20’si hibrit ve elektrikli araçlardan oluşuyor. 2030 yılına kadar tüm binek araç ve kamyonetlerin yüzde 50’sinin elektrikli araç olmasını hedefliyoruz.
∫ Route4Me programı aracılığıyla rota, GreenRoad programıyla da sürüş optimizasyonu sağlayarak karbon ayak izimizi azaltıyoruz. Bununla beraber araçlarımızdaki start-stop sistemiyle geçici bekleme anlarında motorun durmasını sağlayarak gereksiz yakıt tüketimini minimize ediyoruz.
∫ 2025 yılına kadar yeni inşa edilen tüm
veri merkezi tesislerimizin “BREEAM Yeşil Bina Standardı” sertifikasına sahip olmasını hedefliyoruz.
∫ Depolarımızda kullanılan tüm arşiv kutuları geri dönüştürülmüş kağıtlardan üretiliyor. Yıllık 600 tonun üzerinde kâğıdın geri dönüşümüne katkı sağlıyoruz.
∫ Plastik kullanımını ve maliyetleri azaltarak depolarımızda çevre dostu “S Box” klasörler kullanıyoruz. Tamamen geri dönüştürülebilir malzemeden üretilen S Box klasörler, kullanım ömürleri tamamlanınca içlerindeki dosyalarla birlikte imha edilebiliyor.
∫ Tesislerimizde harekete duyarlı aydınlatmalar kullanıyoruz. 2022
yılı içerisinde tüm tesislerimizdeki aydınlatmaların enerji tasarruflu led ışık olmasını hedefliyoruz.
∫ Güvenli imha hizmetimiz kapsamında müşterilerimizin kullanım ömrü dolan belgelerini güvenli bir şekilde imha ediyor ve geri dönüştürüyoruz. Böylece müşterilerimizin çevresel etkilerini azaltıyoruz.
∫ Bilgi yönetimi ve arşiv hizmetleri alanında, müşterilerimize rekabet avantajı yaratacak sürdürülebilirlik odaklı hizmet ve ürünlerimizle en güvenilir iş ortağı olmaya devam edeceğiz.
Son olarak, şirketin ilerleyen dönem için vizyonu ve hedeflerinden bahseder misiniz?
Önümüzdeki dönemde yeni dijital ürünlerin gelişim süreçlerine odaklanarak dijital yatırımlarımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, bilgi yaşam döngüsü içerisinde önemli bir adım olan dijitalleşme
alanında, müşterilerimize rekabet avantajı yaratacak çözüm setlerimizle şirketlerin dönüştürülmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
İlerleyen dönemde doğanın korunmasına katkı sağlamak da en büyük önceliklerimizden biri olacak. Karbon ayak izimizi ve toplam atık hacimlerini azaltmak için geri dönüşüm yeteneklerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. 2030 yılına kadar tüm dünyada kullandığımız şirket aracı filosunun tamamının elektrikli hale getirilmesini planlıyoruz.
Teknoloji, yaşam şeklimizi değiştiriyor. Buna paralel olarak, tüketicilerin ihtiyaçları ve öncelikleri de yeniden tanımlanıyor. Gelecek dönemlerde, dijital yatırımların önümüzdeki yıllar içinde artacağını göreceğiz. Arkamıza aldığımız global gücümüzle, şimdiye kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de, ilham veren ve fark yaratan dijital ürünler geliştirerek, müşterilerimiz için en güvenilir iş ortağı olmaya devam edeceğiz.
Kadınların iş gücüne katılımı ve şirket içinde eşit fırsat yaratma konusundaki çalışmalarınız neler?
Iron Mountain’da iş gücümüzün çeşitliliği ve kapsayıcılığı, en büyük önceliklerimizden biri. Bu kapsamda, özellikle kadın istihdamını destekleyen çalışmalara ağırlık verirken, kadın çalışan sayımızı yıldan yıla artırıyoruz. 2021 yılı itibarıyla Türkiye yönetim kadrosunun yarısı kadınlardan oluşuyor. İş gücümüzde çeşitlilik ve kapsayıcılık ile ilgili global hedeflerimiz arasında ise;
∫ Organizasyon genelinde cinsiyete dayalı ücret farkını 2025 yılına kadar +/- %10’dan +/- %5’e düşürmek,
∫ 2025’e kadar direktör ve üzeri kadın yönetici oranını %40’a çıkarmak,
∫ 2023’e kadar cinsiyete dayalı ücret farkını tüm global operasyonlarımızda ortadan kaldırmak yer alıyor.
