Depreme karşı teknolojik işbirliği

0
151

Türkiye-Japonya Ekonomik İşbirliği Konferansı’nda ele alınan “Depreme Karşı Dayanıklı Altyapı İnşası” konulu oturumda,  Türkiye’nin gündeminde yer alan deprem ve depreme karşı geliştirilen teknolojiler ele alındı. Özellikle sismik izolasyon teknolojisi ve inşaatlarda teknolojinin kullanılması konularında görüşlerini ve önerilerini paylaşan konuşmacılar, Türkiye ile ilgili 2015 yılının işbirlikleri ve 2016 yılında devam edecek projeleri, çözümleri ve görüşlerini paylaştılar. 
 
Türkiye’de  kentler hızlı gelişiyor
 “Şehir güçlendirmesinde Japan International Coorparation Agency (JICA) nın katkıları” konulu sunumuyla konferansta yer alan  JICA Türkiye Ofisi’nden Taichi Minamitani JICA’nın uluslararası planla, Türkiye ve Türk kentlerine gelecekte ne gibi katkılar sağlanabileceği konusuna yönelik görüşlerini paylaştı. Minamitani, JP Morgan ve American Brookings’in yaptığı bir çalışmada, iş gücü ve ekonomi büyümeleri açısından dünyadaki 400 civarındaki kent arasında yapılan derecelendirmeye göre, Türkiye’den İzmir’in ikinci, İstanbul’un üçüncü, Bursa’nın dördüncü, Ankara’nın  dokuzuncu sıraya girdiğini söyledi. Bu durumu Minamitani, Türkiye’de kentlerin ekonomik anlamda hızlı bir gelişim içinde oldukları görüşüyle açıkladı. Minamitami, “Beş yıla yakın Türkiye tecrübemden edindiğim o ki, kamunun düşünceleri ile özel sektörün düşünceleri bir çark ve dişli gibi birbiriyle buluşmalı. Bir tedbir olarak her şeyi durdurmak mümkün değil. Çok boyutlu ve çok katmanlı olarak çalışmak gerekiyor. Türkler çok hızlı; bir hafta, bir ay sonra çok iyi ilerlemeler kaydedebiliyorlar. Tasarımsal dış kuvvet konusunda da anlık çalışmalar görülebiliyor. Ama afet risk yönetiminde japon teknolojisinin Türkiye’de kullanılmasının faydalı olacağını tespit ediyoruz. Kentsel altyapıyı da hazırlamak önemli” dedi.

Ülkeler arası işbirliği
Japon Sismik İzolasyon Derneği Nikken Sekkei Tasarım Departmanı Genel Müdür Yardımcısı Masanori Tasaka ise “Sismik izolasyonlu yapılar hayata geçirmek için yapılması gerekenler” konusunda yaptığı konuşmasında, nasıl güvenli binalar yapılacağı, güvenli kentler oluşturulacağı konusuna değindi. Sismik İzolasyon Yapı Derneği’nin kendi tecrübe ve bilgilerini başka ülkelere de yararlı olmak bakımında kullandığını, Japonya’nın biriktirdiği sadece teknik değil; tasarım, yönetmelik vb. gibi sistem konularını da Türkiye ile paylaşarak katkıda bulunmaya çalıştıklarının altını çizdi.

2016 Türk sismik izolasyon yönetmeliği
“Türkiye’de sismik izolasyon uygulamasındaki gelişmeler ve hedefler” başlıklı bir diğer konuşmacı ise İTÜ Y. Doç. Dr. Fatih Sütçü idi. Sütçü, Türkiye’nin de Japonya gibi deprem kuşağında olduğunu, İstanbul’u Türkiye’nin ekonomik başkenti olarak kabul edildiğinde çok ciddi deprem riski altında olduğuna dikkat çekti. Sütçü, konuşmasında yeni Türk sismik izolasyon yönetmeliğinin 2016’da hazır olacağıyla ilgili son gelişmeleri paylaştı. Sütçü, “Hazırlanmakta olan yönetmelik, Amerikan yönetmeliğini esas alan ve Avrupa yönetmeliğinden de esinlenen yönetmelik” dedi. Türkiye’deki tek sismik izolasyonlu konut örneğinin Silivri’de yapıldığını söyleyen Sütçü, sismik izolasyonlu binalarda binanın depremden korunacağını, depremden sonra binanın hemen kullanımda olması için tesisatın mutlaka izalatörlü yapıyla uyumlu şekilde yapılması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
 
Deprem riskine karşı sigorta
 “Depremde azami hasar (PML) hesaplama yöntemi” başlıklı oturumda ise Kozo Keikaku Engineering Yönetim Kurulu Üyesi Hideaki Araki, deprem riskinin sigorta ve emlak sektörüne olan etkileri ve bu konuda hayata geçirilecek konular üzerine konuştu. Deprem PML (Probable Max loss = olası azami kayıp), adını verdiği olası azami kayıp sistemiyle, depremden dolayı oluşacağı tahmin edilen azami kayıp oranlarının tespit edildiğini söyledi. Özellikle deprem riskinin nicelik bazında değerlendirilebildiği bir yöntem olarak sigorta ve emlak sektörünce yararlanılan bir kavram olduğuna değindi. Yaptıkları teknik işler açısından ise özellikle sayısal simülasyon kullandıklarını söylerken, Türkiye’deki projelerde depremin sarsıntısı, sıvılaşma, fay yıkılması, tsunami gibi konuların mekanizmalarını sayısal simülasyonlarla ifade edip, tedbirlerinin değerlendirilmesinde faydalı olmaya çalıştıklarını anlattı.

Marmaray yüzyılın en önemli projesi
Konferansta  “Can Güvenliğinden, Mülk ve İş Kaybının Engellenmesine – Genel Kabul Görmüş Bir Düşüncenin Değişimi” başılıklı sunumuyla yer alan Taisei Corporation Tasarım Ekibi Baş Mühendisi Dr. Yozo Shinozaki, Türkiye’nin bina yenileme ve inşaat teknolojileri konusunda depreme karşı önemli tedbirleri almaya başladığını ve Japonya’nın tecrübelerinden daha fazla yararlanmaya istekli olduklarına dikkat çekti. Shinozaki, güçlü Ar-Ge ve tasarım ekibine sahip olduklarını, bu anlamda talebe uygun iş üretebilme yeteneklerinin çok güçlü olduğunun altını çizdi. Shinozaki ayrıca, Türkiye ile önemli işbirliklerinden biri olan Marmaray tünel inşaatını örnek göstererek, bu projeyi dünyadaki en önemli projelerden biri olarak gördüklerinin altını çiziyor. Gama ve Nurol Grubu ile birlikte Marmaray projesini hayata geçiren Japon şirketi olarak özellikle sismik izolasyon teknolojisini uyguladıkları Marmaray’ın bu konuda en önemli örneklerden biri olduğunu söyledi.
 
Brisa-Bridgestone işbirliği inovatif ürünleri doğurdu
Bridgestone Corporation ve Sabancı Holding ortaklığında 27. yılını geride bırakan Türkiye’nin lider, Avrupa’nın en büyük yedinci lastik üreticisi Brisa adına “Japonya’da Kullanımında Olağanüstü Başarı Sağlanan Kauçuk Sismik İzolasyon Ürünlerinin Yayılması” ile ilgili sunum yapan Brisa CEO’su Yigit Gürçay ise forumda işbirliğinin önemine değindi. Gürçay, “Brisa Türkiye’de pazarın lideri. Bridgestone ile dünyada lider bir markayla işbirliğimiz başarıyla sürüyor. Aramızdaki sinerji Ar-Ge ve inovatif ürünlere yansıdı. Bugün Bridgestone Japonya’daki deprem tehlikesine yönelik önemli Ar-Ge ürünlerine imza atıyor” dedi. Gürçay, son on yılda alt yapı yatırımlarına hız kazandıran Türkiye’nin Japonya gibi deprem konusunda önemli deneyimlere sahip ülkelerle arasında geliştirdiği teknolojik işbirliğinden kârlı çıktığını vurguladı ve Bridgestone ile aslında KSS projelerine hazırlanır gibi çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Gürçay ile beraber sunumu paylaşan Bridgestone Endüstriyel Malzemeler Bölümü Genel Müdürü Atsushi Imai ise, misyonlarının topluma yüksek mertebede katkı sağlamak olduğunu söyledi. Dünyanın en büyük lastik üreticisi olan Bridgestone’un Türkiye’deki ortağı Brisa ile iş mükemmelliği konusunda ciddi performans sonuçları ortaya koyduklarını söyledi. İmai güçlü ortaklarıyla beraber geliştirdikleri teknolojiden bahsederken de şu bilgileri verdi. “Sismik izolasyon uygulaması tasarım ve mimaride büyük işçilik ve maliyet gerektirir. Bu talepleri karşılamak adına Bridgestone olarak sismik izolasyon kauçuğu geliştirme yönünde çalıştık. Gelecekte sismik izolasyonlu binalara olan talep artacak.”
 
Köprülerin güvenliği Japonlara emanet
“İstanbul’un Ana Köprülerinde Depreme Dayanıklı, Sismik İzolasyon Teknolojilerinin Kullanımı” ile ilgili konuşma yapan IHI IIS Yurtdışı Projeler Ofisi Boğaziçi Projesi Genel Müdürü Junichi Shaura da Türkiye’de gerçekleşen projelerden bahsetti. Türkiye’nin kendileri için önemli bir pazar olduğunu söyleyen Junichi, 1974 yılında Haliç Köprüsü’nü, 1988 yılında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü tamamlayarak özellikle köprü projesinde Türkiye’nin ulaştırma altyapısının geliştirilmesine ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladıklarına değindi.
 
Özel sektör elini çabuk tutmalı
Sismik İzolasyon Teknolojisi ile Depreme Dayanıklı Şehir İnşası” sunumuyla yer alan  Deprem İzolasyon Derneği Başkanı Eren Kalafat ise, binaların depreme karşı nasıl korunması ve hangi tedbirleri alması konusunda önerilerde bulundu. ‘Konutlarda Deprem Yalıtımı’ başlıklı sunumunda Kalafat, Türkiye’de yapılmış deprem izolasyonlu ilk yapıları; Atatürk Viyadüğü (Tarsus-Gaziantep-Adana Otoyolu), Bolu Viyadüğü, Atatürk Havaalanı, Aliağa LNG Tankları, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi, Antalya Havaalanı, Tarabya Otel, Erzurum Devlet Hastanesi olarak sıraladı. Kalafat;“2007 yılına kadar 15 yılı aşkın bir süre boyunca yapılan deprem izolasyonlu yapıların sayısı toplamda 10 tane dahi değildi. Bunların da sadece iki tanesi özel sektör projesiydi. Konut ve işyeri türü yapı ise hiç yoktu. Sektör çoğunlukla köprü ve viyadük mesnetleri pazarında yoğunlaşmıştı. 2014 yılı itibarıyla, özellikle Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerde başlattığı deprem izolasyonu yapılması şartı ile sektör büyük bir atağa kalktı. Ancak bu atak, halen özel sektöre yansımış değil” dedi. Kalafat, izolatör yalıtım maliyetinin çok yüksek mebla tutmadığını ve mutlaka yaptırılması gerektiğinin altını çizdi.