‘Demokrasiye Avrupa’da da sahip çıkmalısınız’

    0
    18

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Haziran ayında yapılacak milletvekili genel seçiminde Almanya’daki vatandaşların büyük katılımla sandığa gitmelerini isteyerek, “Demokrasiye Avrupa’da da sahip çıkmalısınız” dedi.
     
    Davutoğlu, Almanya’daki Türk toplumunun temsilcileriyle buluştu.
     
    Sözlerine, “50 yıl önce Anadolu’nun farklı bölgelerinden helal rızık için yola çıkmış yiğit insanların onurlu evlatları, hepinizi muhabbetle selamlıyorum” diyerek başlayan Başbakan Davutoğlu, “O yiğit insanların torunlarıyla gurur duyuyoruz ki bu al bayrağı dünyanın her köşesinde olduğu gibi Almanya’da dalgalandırıyorsunuz. Allah razı olsun” diye konuştu.
     
    Davutoğlu, şunları söyledi:
     
    “Size selamlar getirdim, 77 milyon kardeşinizden selam getirdim. Anadolu’dan, Trakya’dan, Akdeniz’den, Karadeniz’den selamlar getirdim. Burnunuzda buram buram tüten Anadolu’nun her köşesinden, Toroslar’dan, Kaçkarlar’dan, Ağrı Dağı’ndan, Uludağ’dan selamlar getirdim. Dicle ve Fırat’tan, Seyhan ve Ceyhan’dan, Yeşilırmak ve Kızılırmak’tan, Menderes’ten, Sakarya’dan selamlar getirdim.
     
    Başbakanlık görevini aldıktan sonra, son 4 ay içinde 40’ı aşkın vilayetimizi ziyaret ettim. Şimdide, bu vilayetlerde olduğu gibi bizi coşkuyla karşılayan Berlinli kardeşlerimle olmaktan büyük onur duyuyorum. O kadar büyük bir onur ki bu, Van’da vatandaşlarımızla buluştuğumuzda, Edirne’de buluştuğumuzda, Erzurum’da, Balıkesir’de, Adana’da, Nevşehir’de, Türkiye’nin her köşesinde buluştuğumuzda gördüğümüz coşkuyu, Berlin’de de görmekten gurur duyuyoruz.”
     
    Davutoğlu, Başbakanlık göreve geldikten sonra Mevlana, Şeyh Edebali, Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evran türbelerini ziyaret ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
     
    “Sizlerle gurur duyuyoruz. Çünkü Anadolu’nun medeniyetinin, irfanını taşıdınız buraya. Ziyaretimizde bizi biz yapan, büyük değerlerin varisleri olarak, o değerlerin sahiplerine selam durmuştum. Onlardan da size selam getirdim. Yunus Emre’yi ziyaret etmiştim. Manen bana dedi ki: ‘Berlin’deki, Almanya’daki, Avrupa’daki torunlarıma selam et ve güzel Türkçemizi unutmasınlar’ dedi. ‘Kızılırmak kenarında söylediğim o Türkçe deyişler, Ren kenarında, Tuna kenarında söylensin’ dedi. Hazreti Mevlana’yı ziyaret ettim, ondan da size manen selam getirdim. ‘Barbarlığın, zulmün, yabancı düşmanlığının, terörün olduğu bu dönemde, benim torunlarım gel desinler, ne olursan ol gel, bizim diyarımız, bizim dergahımız umutsuzluk diyarı değildir, gel desinler’ dedi. Hz. Mevlana’nın da selamı üzerinize olsun. Ahi Evran’ın selamını getirdim Kırşehir’den. Ahi Evran ki ahiliğin kardeşliğin üstadıdır, piridir. Dedi ki: ‘Berlin’deki, Almanya’dakilere selam ediyorum. Kardeşliği daim kılsınlar, kapılarını, sofralarını gönüllerini hep açık tutsunlar’ dedi. Hacı Bektaş-ı Veli’yi ziyaret ettim, ‘Bir olsunlar, iri olsunlar, diri olsunlar’ dedi. Ve Şeyh Edebali’yi ziyaret ettim. ‘Ey torunlarım’ diye sanki manen sesleniyor size. ‘Hiç merak etmeyin. Ankara’da artık insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesi’ hakim’ dedi.”
     
    Davutoğlu, Başbakan olarak Almanya’ya ilk ziyareti olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
     
    “Çok büyük toplantılarda beraber olduk. Bazen acılı olayları, hüzünleri beraber yaşadık. 2 sene önce, hiç unutmam. Irkçı cinayetler dolayısıyla bir hafta gelip Almanya’nın bütün şehirlerini gezdiğimde, vatandaşlarımızla buluştuğumuzda, taşıdığım, hissettiğim ızdırabı hiç unutmam. Hüseyin Avni Bey de bizimle birlikteydi. Kendisine ve daha sonra toplandığım bütün başkonsoloslara tek talimatım oldu. ‘Bundan sonra eğer Avrupa’da, Almanya’da veya dünyanın herhangi bir köşesinde tek vatandaşımızın gözünden bir damla göz yaşı düşerse onu önce benim başkonsolosum, benim büyükelçim görecek, o yaşı önce o silecek’. İşte gördünüz, biraz önce değerli Büyükeliçimiz, gözyaşlarını zor tutuyordu. Neden, çünkü sizin içinizden gelmiş biri olarak yaşanan zorlukları biliyordu. Gençlik ve Spor Bakanımız da Almanya’da doğdu, o da bunların farkında. Biz de gönülden hissediyoruz.”
     
    “Bugün Berlin’de Sayın Merkel ile buluşmaya giderken arabada zikrettim. Acaba 52 yıl önce tahta valizlerle Berlin’e ilk gelen o onurlu insanlar, o çilekeş fakat vakur insanlar, bugün bu tabloyu görmüş olsalardı acaba ne hissederlerdi. Vefat etmiş olanlar varsa hepsine Allah rahmet eylesin, yaşayanlar bu tabloyu gördüklerinde gurur duymuşlardır. Eğer burada olsalardı bu al bayraklar dolayısıyla her birinizin alnından öper, bağırlarına basarlardı” diyen Davutoğlu, onların hep bu manzaraya hasret olarak yaşadıklarını söyledi.
     
    Ne olursa olsun başınızı dik tutacaksınız
    Onların, zorluklar yaşadıklarını, ancak başlarını eğmediklerini belirten Davutoğlu, yalnızlık çektiklerini ancak inançlarını ve özgüvenlerini kaybetmediklerini kaydetti. Davutoğlu, “Siz onların evlatlarısınız. Ne olursa olsun, başınızı dik tutacaksınız, bir an dahi başınızı eğmeyeceksiniz” dedi.
     
    Dışişleri Bakanlığı döneminde, İsveç’te yaşayan bir Türk vatandaşıyla Kulu’da karşılaştığını ve kendisine, “60’lı, 70’li yıllarda Avrupa’ya ilk gittiğimizde hep başımızı öne eğerdik. Bir cemiyete, bir toplantıya girdiğimizde, kimse bize kimliğimizi sormasa diye kaygılanırdık” dediğini ancak “Son 10 yıldır. Nereye gidersek gidelim. Kimse bize kimsin diye sormasa bile gözlerinin içine bakıyoruz ve diyoruz ki ‘ah bir sorsa da Türküz diye haykırmak’ geliyor” dediğini anlattı.
     
    Bu azim ve kararlılık sürecek
    Davutoğlu, “Bundan daha büyük hediye olur mu? Siz burada vakar içinde yaşıyorsanız bize verilebilecek en büyük hediye budur. Onun için gece gündüz çalışıyoruz. Gayret sarf ediyoruz. Sizlerin başını öne eğmemek için. Dün eğer Fransa’da teröre karşı dayanışma toplantısındaydık, zaten teröre karşı olduğumuz için oradaydık ama yanı zamanda sizler hiçbir şekilde böyle bir ithamla karşılaşmayasınız diye orada bulunduk ve sizinle birlikte terörü lanetledik. Bu azim, bu kararlılık sürecek” değerlendirmesinde bulundu.
     
    Davutoğlu, 60’lı yıllardan beri çok şeyin değiştiğini, o gün tahta valizlerle Almanya’ya gelen insanların torunlarının bugün Almanya’da en iyi makamlarda, en güzel görevlerde al bayrağı ve Türkiye’yi temsil ettiklerini ifade etti.
     
    Arkalarında da çok güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti olduğunu belirten Davutoğlu, “Onun için değerli Berlinliler, bu dönemde sizlerden beklentimiz, talebimiz her zamankinden daha fazla. Her zamankinden daha güçlü şekilde kimliğinize, örfünüze adetinize sahip çıkmanızdır” diye konuştu.
     
    Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birçok konuyu ele aldıklarını, meselelerin farkında olduklarını dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Sizlere güvenimiz tam. Ancak bundan sonra çok daha büyük hizmetler için yola çıkmaya kararlı olmalıyız. Entegrasyon konusunda hiçbir şüphe olmamalıdır ki Türk vatandaşlarımız Avrupa ve Almanya’ya entegrasyonda üzerine düşeni yapmıştır. Ama herhangi bir şekilde, kimliğinden, dilinden örfünden fedakarlık ederek bir entegrasyon düşüncesi olmamıştır, olmayacaktır” değerlendirmesini yaptı.
     
    Davutoğlu, artık Alman Parlamentosunda 11, eyalet parlamentolarında 37 milletvekiliyle temsil edilen çok güçlü bir Türk toplumu bulunduğunu ve bundan gurur duyduklarını ifade etti.
     
    Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin başka ülkelerde krize yol açacak birçok sorunu aştığını, artık, demokrasisi zedelenmiş, zayıf bir Türkiye değil, kuvvetli demokrasi ve güçlü ekonomisiyle, küresel bir güç olmaya yönelen yeni Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bildirdi.
     
    Türkiye’de Aileye Destek Programı’nı açıkladıklarını hatırlatan Davutoğlu, bu destekten Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarını esirgeyemeyeceklerini belirtti. Davutoğlu, “İki hediyeyle geldik. Bir, bundan sonra sadece Türkiye’de değil, yurt dışında nerede olursa olsun, doğum yapan her anneye ilk altın devletimizden olacak. Annelerimizi bu anlamda desteklemek için ilk çocuğa 300 Türk lirası ya da yarım altın, ikinci çocuğa 400 lira, üçüncü çocuğa ise 600 lira yani tam bir altın hediye, dünyadaki bütün vatandaşlarımıza. Bu hediyeyi anneler alacak” dedi.
     
    Evlatlarına çeyiz parası biriktiren gurbetçilere de yaptıkları tasarrufun yüzde 15’inin devlet tarafından çeyiz hesabı olarak verileceğini anlatan Davutoğlu, “İşte artık kendi vatandaşının yeni doğan bebeğine bile altın takabilen güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti var” diye konuştu.
     
    Gücümüzü test edemezler
    Türkiye’nin bu yükselen gücünden rahatsız olanların, birçok provokasyona, kumpasa teşebbüs ettiklerini anlatan Davutoğlu, Gezi provokasyonunun çıkarıldığını, 17-25 Aralık operasyonlarının yapıldığını ve Suriye’deki mazlumlara yardım götüren MİT tırlarına operasyon düzenlendiğini kaydetti.
     
    Davutoğlu, “Zannettiler ki bizim dizimiz titreyecek, yolumuzdan sapacağız. Onlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni 12 yılda ayağa kaldıran AK Parti kadrolarının gücünü test edemezler” ifadesini kullandı.
     
    Başbakan Davutoğlu, 30 Mart yerel seçimi ve cumhurbaşkanı seçiminde bütün oyunların bozulduğunu ve emaneti devraldıklarını belirterek, emanetleri hedefe ulaştırmak için gece gündüz çalışmaya kararlı olduklarını dile getirdi.
     
    Yeni hükümet kurulduktan sonra da Kobani bahane edilerek 6-7 Ekim olaylarının çıkarıldığını ifade eden Davutoğlu, bunlara karşı da dimdik durduklarını kaydetti.
     
    Bu kritik aşamada yeni bir seçime daha gidildiğini hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
     
    “Sizden özel ricamız, 10 Ağustos seçimlerinde ilk defa oylarınızı yurtdışında kullandınız. Haziran seçimlerinde de daha büyük bir katılımla sandığa gitmenizi istiyoruz. Demokrasiye Avrupa’da da sahip çıkmalısınız. Şu ana kadar olandan daha da iyi organize şekilde büyükelçiliklerimiz, başkonsolosluklarımız hizmetinize hazır ve nazır. İnşallah Haziran seçimlerinde çok daha yüksek bir katılımla Türkiye’deki milli iradeye siz de kendi mührünüzü vurmalısınız. Hepinizden bunu bekliyoruz.”
     
    Davutoğlu, salonda bulunan ve “Kırmızı beyaz, en büyük Türkiye” sloganı atanlara, “Bu bayrak aşkınızı Allah daim eylesin, vatan aşkınızı daim eylesin, millet aşkınızı daim eylesin. Bu aşk ile yolunuza devam eyleyin inşallah” karşılığını verdi.
     
    Tam bugünlerin, “birlik ve beraberliği sağlama günleri” olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Tüm Avrupa’da kışkırtılmaya çalışılan yabancı düşmanlığına karşı, siz hem kültürünüzü, örfünüzü, dilinizi ve bayrağınızı gönlünüzde ve her yerde kaim ve daim kılacaksınız hem de Almanya-Türkiye dostluğuna destek vereceksiniz. Kim ne derse desin, birileri yabancı düşmanlığı yapsa da siz, en gür sesle, ‘Es lebe die Türkisch-Deutche Freundschaft’ (Yaşasın Türk-Alman dostluğu) diyeceksiniz” diye konuştu.
     
    Yabancı düşmanlığına karşı ortak tavır
    Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmesinde yabancı düşmanlığına karşı ortak tavır alma konusunda mutabık kaldıklarını bildirerek, şunları kaydetti:
     
    “Özellikle, bu PEGIDA gibi veya benzer şekilde çağ dışı ırkçılığa saplanan gruplara karşı, siz inadına, dimdik ‘Yaşasın insanlık, yaşasın Türkiye-Almanya dostluğu’ diyeceksiniz. O ırkçı anlayışlar karşısında Hz. Mevlana’nın hoşgörüsüyle davranacaksınız. Ahi Evran’ın yaklaşımıyla, evinizi, kapınızı, sofranızı Alman komşularınıza açık tutacaksınız. Onlara selam vereceksiniz, barış selamı vereceksiniz. Sizler bir gurur tablosusunuz. Hamdolsun, Almanya’daki Türk toplumundan ne terör faaliyetine bulaşanlar çıktı, ne yüz kızartıcı işler yapanlar. Onlara hep derin irfanımızdan gelen insanlığımızı ve medeniyetinizin değerlerini gösterdiniz. Hepinize teşekkür borçluyuz.”
     
    Konuşmasının bu bölümünde salondakilerin tekbir getirmesi dolayısıyla Davutoğlu, “52 yıl önce garip bir şekilde bu diyara gelen babalarınız, dedeleriniz, bu tekbiri duymuşlarsa ki duydular, ölenler manen duydu, eminim hamt ve şükür secdesindedirler. Onlar bir gün Almanya’da bütün kundaklamalara rağmen, yangın çıkarmalara rağmen, bu Almanya’ya çil çil kubbeler serpen siz değerli evlatlarını eminim merhametle bereketle anıyorlardır. Hepinizden Allah razı olsun” diye konuştu.
     
    Buranın artık asli mensuplarısınız
    Davutoğlu, bugün Almanya Başbakanı Merkel’in de bir kez daha, “Türkiye-Almanya dostluğunda, Almanya’daki vatandaşlarımız bir canlı köprüdür” dediğini aktararak, buna aynen katıldıklarını bildirdi. “Sizler bizimle Almanya arasında dostluk köprüsüsünüz” diyen Davutoğlu, gençlik köprüleriyle de genç nesilleri bu dostluğa hazır şekilde yetiştireceklerini söyledi.
     
    Büyük bir kampanyayla Almanya’daki Türk gençleri Türkiye’ye davet edeceklerini, gençlerin yaz kamplarında hem Türkiye’nin güzelliklerini göreceklerini hem de Türkçeyi daha güzel şekilde öğreneceklerini ifade eden ve Türklerden, bu kampanyaya katılmalarını isteyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
     
    “Bir kez daha buradan bütün yabancı düşmanlarına, Türkleri burada yabancı gibi görenlere haykırarak, seslenmek istiyoruz: Türkler bu toprakların artık asli ev sahipleridir. Geçici değillerdir, kalıcıdırlar. Çifte vatandaşlık inşallah bir gün tanındığında, bu çifte vatandaşlıkla birlikte çifte yürek de gerçek kimliğine kavuşacak. Sizler buranın artık asli mensuplarısınız. Gerek Avrupa’da gerek Almanya’da İslam ta asırlardan önce vardı, bugün de var olacak, yarın da var olacak.”
     
    Sizi bağrımıza basmaya hazırız ama…
    Davutoğlu, geçen ay Makedonya’ya ziyarette bulunduğunu ve orada Türkçe Bayramı’na katıldığını anlatarak, şunları kaydetti:
     
    “O Türkçe Bayramı ki evladıfatihanın bu güzel dilimizi Balkanlar’da yaşatmak için her yıl 22 Aralık’ta kutladıkları bir bayram. O bayramda, oradaki soydaşlarımızın temsilcileri bizden bir ricada bulundu. Dediler ki ‘Bize al bayrak gönderin. Her yerde al bayrağı hissetmek istiyoruz. Binlerce al bayrak gönderin’. Onun üzerine Makedonya’da onlara bir müjde vermiştim, bir talimatla birlikte: ‘Makedonya’da ne kadar hane varsa bayrak isteyen, o hanelere üç emaneti götüreceksiniz’ dedim ve gitmeye başlayacak yakında. Bir al bayrak, bir Kuran-ı Azim, bir de Türkçe sözlük. Bu aslında bizim Avrupa’daki asli mevcudiyetimizin, varoluşumuzun göstergesidir. Nasıl Balkanlar’da asırlarca var idiysek 50 yıldır Avrupa’da, Almanya’da sizler üzerinden sahip olduğumuz mevcudiyet de artık kalıcıdır.
     
    Biz her zaman sizi ülkemizde bağrımıza basmaya hazırız ama isteriz ki Almanya’da eşit vatandaşlar olarak, Almanya’daki temsil hakkınızı da kullanın ve Almanya’da daha fazla siyasi, sosyal, ekonomik hayatta etkili olun.”
     
    Kültürel varlığınızı korurken entegre olun
    Başbakan Davutoğlu, Almanya’da 400 bin kişinin çalıştığı 80 bin Türk işletmesinin 40 milyar avro ciro yaptığına dikkati çekerek, bunun 50 yıl önce bir rüya olduğunu ama bugün Almanya’daki Türklerin eliyle çalışkanlığıyla gerçekleştiğini ifade etti.
     
    Gurbetçilere, “Bu topraklardaki kalıcı mevcudiyetinizi daha da tahkim etmeye ve kültürel varlığınızı korurken, Almanya’da, Almanya’nın sosyal, siyasi, ekonomik yapısına da daha fazla entegre olmaya sizleri davet ediyorum” diye seslenen Davutoğlu, şöyle konuştu:
     
    “Sizler bu anlamda Türkiye ile Almanya arasında bir köprü olduğunuz kadar burada da gerçek İslam’ın, barış dini İslam’ın, merhamet dini İslam’ın en iyi temsilcileri oldunuz, olacaksınız. Bu yöndeki çabalarınızda her zaman arkanızda hükümetimizi bulacaksınız. Arkanızda çok güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Bunun güvenini hissediniz. Libya’da zor durumda kalındığında 15 gün içinde 15 bine yakın vatandaşını ve başka ülkelerden toplam 25 bin mağduru tahliye edebilecek kudrette bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Herhangi bir vatandaşına, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir olumsuzluk olduğunda anında müdahale edebilecek bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Bütün kurumlarımızla Dışişleri Bakanlığımızla Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar’la Yunus Emre Kültür Merkezleriyle THY’yle bütün kurumlarımızla emrinizdeyiz, emrinizdeyiz, emrinizdeyiz. Mademki siz gönlünüzdeki bu al bayrağın aşkını hiç silmediniz ve her yerde gururla vakarla bu onuru taşıdınız, biz de her zaman sizin yanınızda olacağız. Artık, eminim yurtdışında siz de bunu hissediyorsunuz, bu al bayrak sadece sizin için değil, mazlum Filistinliler için de mağdur Somalililer için de Arakanlılar için de Suriyeliler için de özgürlüğün, dünyanın her yerinde artık bu al bayrak, insanlık onurunun bayrağıdır.”
     
    “Bombalar altında 2 yıl önce Gazze’ye gittiğimizde, o bombalardan yılmadan sokağa çıkan Gazzeliler bizi, sizler gibi al bayraklarla karşılamışlardı. Arakan’a, mazlum Arakan’a gittiğimizde, al bayrağı onlara götürdüğümüzde, öpüp alınlarına koymuşlardı” diyen Davutoğlu, yeni Türkiye’nin bu olduğunu söyledi.
     
    Davutoğlu, kendi halkına güvenen, demokrasisini bu anlamda tahkim etmiş olan, hiçbir vesayete izin vermeyecek olan yeni Türkiye’nin bu olduğunu bu olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
     
    “Ekonomisiyle dünyaya örnek olan, G20 dönem başkanlığıyla dünya ekonomilerine yön veren, dönem başkanı olarak yön veren yeni Türkiye bu. Bu yeni Türkiye, 2023’te inşallah sizin de desteğinizle dünyanın küresel gücü olacak. Hiç kimse hızımızı kesemeyecek, yükselişimizi durduramayacak. Tarihten aldığımız ilhamla istikbale tam bir kararlılıkla hep beraber yürüyeceğiz. Sizin bir an bile hiçbir zorluk karşısında başınızın öne eğilmesine izin vermeyeceğiz. Her yerde hakkınızı koruyacağız, sizden de tek beklentimiz her yerde bu inançla Türkiye Cumhuriyeti Devletine güvenmeye devam edin. Bütün haklarınızı Almanya’da kullanmaktan hiç tereddüt etmeyin. Bilin ki Türkiye ile Almanya arasındaki kadim dostluk bundan sonra da devam edecek.”
     
    Türkiye mutlaka tam üye olacak
    Davutoğlu, Merkel’le görüşmelerinde, iki ülke arasında yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi kurmaya karar verdiklerini belirterek, bu toplantıların ilkinin Ocak 2016’da, iki başbakanın eş başkanlığında, ilgili bütün bakanların katılımıyla gerçekleştirilmesinin planlandığını aktardı.
     
    Bütün bu toplantılarda en temel gündem maddelerinin Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının hakkı ve hukuku olacağını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
     
    “Nasıl dün Paris’te teröre karşı o resmi verirken, ortak tavrı gösterirken bütün dünyadan, Amanya’dan da beklentimiz: yabancı düşmanlığına, ırkçılığa karşı aynı ortak tavrın gösterilmesidir. Onun için yarın Brandenburg Meydanı’nda yapılacak olan teröre karşı dayanışma toplantısına siz de katılın. Oraya al bayraklarınızla katılın ve bununla gösterin ki İslam, Türkler ve Müslümanlar hiçbir şekilde terörle özdeş gösterilemezler. Bizim olduğumuz yerde sadece barış vardır, sadece dostluk vardır, sadece merhamet vardır ve en önemlisi sadece vicdan vardır. Biz vicdan siyasetini ülkemizde de dünyada da Avrupa’da da göstermeye devam edeceğiz. İnşallah gün gelecek, dün Paris’te gördüğünüz resim, Türkiye’nin de içinde olduğu ortak resim, Brüksel’de de tekrar edecek ve Türkiye öyle veya böyle, bugün veya yarın mutlaka AB tam üyesi olacak. O güne kadar sizin de burada, Berlin’de, Almanya’da ve Avrupa’nın her yerinde Türkiye’nin bu mücadelesine, bu gayretine katılmasını rica ediyorum.”
     
    Davutoğlu, Berlinli Türklerle bir arada olmaktan büyük onur duyduğunu vurgulayarak, gelecek aylarda Almanya’nın birçok şehrinde beraber olacaklarını bildirdi. Davutoğlu, “Şubat ayında Münih’te, Köln ve Frankfurt başta olmak üzere, birçok şehirde sizlerle buluşacağız, dertleşeceğiz ve yeni Türkiye’nin büyük hedeflerini konuşmaya devam edeceğiz” dedi.
     
    Notlar
    Başbakan Davutoğlu, Almanya’nın Berlin kentindeki programı kapsamında, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Berlin Bölge Başkanlığı tarafından organize “Berlin Buluşması” etkinliğine katıldı.
     
    Başbakan Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile salondaki sahneye çıkarak Türk vatandaşlarını selamladı.
     
    Etkinlikte halk oyunları gösterileri de sunuldu.
     
    Davutoğlu’nun konuşması sık sık, “Vur Vur İnlesin Paralel Dinlesin”, “Hocaların Hocası Ahmet Hoca”, “Dik dur Eğilme Türkiye Seninle” sloganlarıyla kesildi. Salonda, “Dünya Duydu Sesimizi Bu Millet Durmaz Geri”, “Güçlü Millet Güçlü Türkiye” yazılı pankartlar asıldı.
     
    Buluşmaya, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AB Bakanı Volkan Bozkır, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başbakan Yardımcısı Yasin Aktay ve Berlin’de yaşayan çok sayıda Türk vatandaşı katıldı.
     
    Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş
     
    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da Berlin Buluşması’nda yaptığı konuşmada, bundan 50 sene evvel tahta bavullarla Almanya’ya gelenlerin çocukları ve torunlarının iyi bir seviyeye geldiğini, bundan dolayı ne kadar şükredilse az olduğunu ifade etti.
     
    “Buralarda ne acı hatıralar, hikayeler dinledik. Neler var neler” diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
     
    “İnşallah şimdi başı dik Türk toplumu, Almanya’nın her yerinde başarılı şekilde ortaya çıkıyor. Bu artarak devam edecek. Biraz önce minik hamsi grubundaki çocuklarımızı izlediniz, bunların içerişinde Almanya’nın en iyi hukukçuları, doktorları, mühendisleri çıkacak. Şimdi bu seviyeye geldik.”
     
    Yeni Türkiye’nin değişiminin en önemli sembollerinden birisinin vizyonundaki değişiklik olduğunu belirten Kurtulmuş, “Eski Türkiye, kendi sınırlarına demir perdeler çekilmiş Türkiye’dir” dedi.
     
    Kurtulmuş, büyükelçiliklerin, monşerlerin kutlamalar yaptığı, halkın çocuklarının hakir görüldüğü yerler olmaktan çıktığını, nerede Türk akraba toplulukları varsa orada Yurt Dışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu Başkanlığının faaliyeti bulunduğunu anlattı.
     
    Yunus Emre Enstitüsünün, TİKA’nın yeni Türkiye’nin gelişiminin bir parçası olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Sadece Türkleri değil. Nerede mazlum varsa ‘bize yardım edecek biri yok mu’ diyen varsa orada Türkiye var, Türkiye Cumhuriyeti var” diye konuştu.
     
    “Şunu unutmayın ki asla yalnız değilsiniz ama biz de şunu biliyoruz ki: bizler de yalnız değiliz. Her zaman her yerde sizin dualarınız var” ifadesini kullanan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
     
    “Öyle bir yerde yaşıyoruz ki tam da Avrupa’nın, dünyanın sizin sesinize medeniyetinize ihtiyacı var. Bir taraftan İslam adına son derece karanlık baskılar, zulümler, kafa kesmeler, insana zulmetmeler, diğer tarafta elini ovuşturarak bundan medet uman, bunu, ‘fırsat bulduk’ diyenler var. Avrupalı insanlara, sizler, Anadolu erenlerinin, Balkan erenlerinin izini takip eden sizler. İşte Avrupa’ya, bütün Müslüman olmayan halklara insanlık nasıl olur öğreteceksiniz, kardeşlik nasıl olur öğreteceksiniz.”
     
    Bundan sonra Avrupa kıtasında barış olacaksa insanlık olacaksa bir arada yaşam olacaksa onu da öğreteceklerin Almanya’daki Türkler olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Biz de her zaman yanınızda olacağız. Biliyoruz ki Avrupa size muhtaç, sizin medeniyetinize muhtaç” diye konuştu.
     
    Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Genel Başkanı Süleyman Çelik de AK Parti iktidarları döneminde, Türkiye’nin dünyada saygın ve güçlü hale geldiğine işaret ederek, “Ülkemiz sizlerin bu gayretleriyle ezilenlerin sığınağı, kimsesizlerin kimsesi oldu. Almanya’dan göç edenlerin sayısının, Türkiye’den göç edenlerin sayısından fazla olması göstermektedir ki Türkiye daha yaşanabilir konuma gelmiştir. Ardımızda güçlü devlet olduğu hissini veren sizlere ve çalışma arkadaşlarınıza teşekkür ediyorum” dedi.