​Demirbank hissedarları dava açmaya hazırlanıyor

0
70

2001 krizi sırasında BDDK tarafından Demirbank’a el konulmasını haksız bulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), verdiği karar sonrası Demirbank’ın yüzde 35 hissesine sahip olan 13 bin 500 Türk yatırımcı tazminat davası açmak için kolları sıvadı.

Zaman’ın haberine göre, bankaya el konulmadan önce Demirbank Kazakistan Şubesi Müdürlüğü yapan Hasan İncekara, AİHM kararı sonrası Demirbank hissedarları olarak dava açmaya hazırlandıklarını söyledi. AİHM kararının 14 yıllık mağduriyetlerinin giderilmesi için önemli olduğuna değinen İncekara, bu kararı emsal göstererek Türkiye mahkemelerinde tazminat davası açacaklarını söyledi. 13 bin mağdura kısa sürede ulaşmanın kolay olmadığını belirten İncekara, hissedarlar olarak Facebook’ta ‘Demirbank’ isimli grup oluşturduklarını ve burada toplanan kişilerle birlikte toplu dava açacaklarını dile getirdi.

Geçmiş yıllarda Demirbank hissedarlarının avukatlığını yapan Avukat Murat Esen ise bankaya el konulduğunda birçok Demirbank hissedarının dava açtığını ancak bir sonuç alamadığını söyledi. AİHM kararının bu açıdan önemli olduğunu belirten Esen, gerekçeli kararın beklenmesi gerektiğini söyledi. Dava açmak isteyen küçük yatırımcıların zaman aşımı problemi yaşayabileceklerine dikkat çeken Esen, ancak yine de bu durumun küçük yatırımcı için bir umut olduğunu kaydetti.

BDDK, 2000’de Demirbank’ın TMSF’ye devredilmesini kararlaştırmış ve banka TMSF tarafından 2001’de  HSBC’ye satılmıştı. Bankanın hissedarlarından Cıngıllıoğlu Holding yöneticilerinden Sema Cıngıllıoğlu, bankanın haksız şekilde fona devredilmesi ve Türkiye’de açtıkları davalarda haklarını arayamadıkları gerekçesiyle 2006’da AİHM’ye başvurdu. Bankanın hissedarlarından Reisner de Türkiye’de açtığı tazminat davalarının sonuçsuz kalması üzerine 2009’da AİHM’ye başvuruda bulundu. AİHM daha önce de 2001’de el konulan Süzer Grubu’na ait Kentbank hakkında benzer karar vermişti. AİHM, Süzer’in başvurusuyla ilgili olarak, ‘Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkı ile mal ve mülkiyetin korunma hakkıyla ilgili sözleşmelerini ihlal ettiğine’ hükmetmişti.