Değişime Ayak Uydurmak

By Fortune Türkiye

Dünyada çok hızlı bir değişim yaşanıyor. Bu değişim, yalnızca belirsizlikleri değil, aynı zamanda birçok yeni fırsatı da beraberinde getiriyor. Ekonomik ve teknolojik dinamiklerin hızla dönüşmesiyle birlikte, bu fırsatları zamanında fark etmek ve değerlendirmek, her zamankinden daha kritik bir hale geliyor. Tam da bu noktada Fortune, Premier Club Buluşmaları ile bu alandaki konulara ses olmaya devam ediyor. 16 Temmuz’da Hilton Istanbul Bosphorus/ Harbiye’de gerçekleşen davette, Türk iş dünyasının önemli isimleri hem girişimcilik hem sürdürülebilirlik hem de geleceğe dair önemli konuları konuştular. İşte çarpıcı başlıklar ve yöneticilerin gündeminden öngörüler…- Hazal Çakıroğlu / Şule Laleli /

Arif Ferah / Paywall Kurucu Ortağı ve CEO’su

‘Küresel Ölçekte Rekabetçi, Yenilikçi ve Müşteri Odaklı Fintek Markası Hedefiyle Büyüyoruz’

“Birden fazla ülkede hizmet veren ve hızla büyüyen işletmelerin ihtiyaçlarına yanıt veren yeni nesil iş modelimizi geliştirmek, önceliklerimizin başında geliyor. Esnek ve modüler altyapımız sayesinde değişen ihtiyaçlara hızlı ve etkin biçimde cevap verebilen ölçeklenebilir yapımızı bir üst seviyeye taşıyacağız. Stratejik olarak belirlediğimiz dikeylerde pazar liderliğine ulaşmak amacıyla yeni ürün yatırımlarımızı hayata geçireceğiz. Bu doğrultuda, yalnızca mevcut çözümlerimizi geliştirmekle kalmayacak; aynı zamanda hedeflediğimiz sektörlerde oyunun kurallarını belirleyen yenilikçi bir oyuncu olmayı amaçlıyoruz. Bugün itibarıyla 160’tan fazla ödeme entegrasyonuna sahibiz. Ancak vizyonumuz bunun çok ötesinde. Uluslararası büyüme stratejimiz kapsamında bu yıl Doğu Avrupa’daki varlığımızı güçlendirmeyi ve şirket hedeflerimiz doğrultusunda ilk yurt dışı ofisimizi açmayı planlıyoruz. Bu adımlar, küresel ölçekte rekabetçi, yenilikçi ve müşteri odaklı bir fintek markası olma vizyonumuzun önemli kilometre taşlarını oluşturuyor. Hedef dikeylerimizde yer alan işletmelerin ödeme süreçlerini sade, verimli ve merkezi bir şekilde yönetebilmesini sağlamak amacıyla geliştirdiğimiz akıllı ödeme yönlendirme, ödeme kurtarma ve derinleşmiş hedef sektörlerimize özel çözümlerimizle öne çıkıyoruz. Tek noktadan birden fazla ödeme sağlayıcısına erişim sunarak şirketlerin entegrasyon maliyetlerini ve teknik bağımlılıklarını azaltıyoruz. Üstün güvenlik tasarımlarımız ile işlem güvenliğini artırırken, manuel ihtiyaçları ve operasyonel yükü azaltıyoruz. No-code kurallar motorumuz sayesinde işletmeler, teknik ekip desteğine ihtiyaç duymadan kendi ödeme kurallarını tanımlayabiliyor, bu da sürdürülebilir operasyonel kontrol sağlıyor. Esnek ödeme yönlendirme algoritmalarımız ile işlem maliyetlerini düşürüp işlem başarı oranlarını artırıyor, bu da kullanıcı memnuniyetini ve finansal verimliliği artırıyor. Tüm bu çözümler, fintech alanında dijitalleşmenin yalnızca bir araç değil, aynı zamanda sürdürülebilir büyümenin temel taşı olduğunu kanıtlıyor. Paywall olarak sektöre yalnızca yenilik değil, aynı zamanda tamamen yeni bir oyun alanı kazandırdık. Genç, dinamik ve vizyoner ekibimizle, ödeme teknolojileri alanında ezber bozan bir yaklaşım benimsiyoruz. Bizi rakiplerimizden ayıran en temel farkımız; fiziksel POS ve sanal POS işlemlerini tek bir ekranda entegre bir şekilde sunabilen nadir yapılardan biri olmamız. Bu alandaki öncülüğümüzü, geliştirdiğimiz özgün algoritmalarla bir adım öteye taşıyoruz. Pazaryeri modülümüz ise yüksek esneklik sunan modüler altyapısıyla sektörün değişen ihtiyaçlarına çok daha hızlı ve etkili çözümler sunmak üzere tasarlandı. Aynı zamanda henüz geliştirme aşamasında olan ve globalde kendini kanıtlamış yapay zeka modülümüz de gündemimizde yer alıyor.”

Bülent Şen / DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü

‘Hedefimiz; AI, IoT, Sürükleyici İnternet ve Artırılmış/ Sanal Gerçeklik Taleplerini Desteklemek’

“2025 DE-CIX’in 30’uncu, DE CIX İstanbul’un da 10’uncu yılını kutladığımız bir yıl. DE-CIX İstanbul’un birbirine bağlantı ekosistemine yaptığı değerli katkıların altını çizmenin önemli olduğunu düşünüyorum çünkü DE-CIX İstanbul’un Avrupa ile Orta Doğu arasındaki bağlantı açısından önemi, artarak devam ediyor. Bu durum, DE-CIX İstanbul internet değişiminde mevcut olarak bağlı ve bağlayıcı ağların sayısındaki artış sayesinde de açıkça görülüyor. 2024 yılı boyunca trafik alışverişi yapan ASN sayısı yüzde 18,5 gibi kayda değer bir oranda artış gösterdi. DE-CIX İstanbul’daki veri trafiği açısından da 2024 yılı etkileyici bir büyümeye sahne oldu. İstanbul’daki IX’te 2024 yılında 726 petabayt’lık hacimde veri alışverişi gerçekleşti ki bu sayı, 2023’ten bu yana yüzde 11’lik bir artışı temsil ediyor. 2025’in başından bu yana İstanbul’da yoğun saatlerde veri akışı 450Gbit/s’nin üzerine çıkan değeriyle bu lokasyon için yeni bir rekora imza attı. Bu değer, Ocak ayından bu yana yüzde 20’lik bir artışı ifade ederken, veri trafiğinin de 2020’ye kıyasla 3 katına çıktığını gösteriyor. Yeni internetin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir eşleştirme anlayışının zamanı geldi. Eşleştirme yani bir IX üzerinden doğrudan ağların birbirine bağlanması tüm gelecekteki kullanım senaryoları için yapay zekâya hazır altyapıların oluşturulmasında merkezi bir rol oynayacak. İnternet Değişim Noktalarının büyük ağ yoğunlaşma noktalarında bağlantı sağlamasının yanında, bir sonraki nesil ürün ve hizmetlerde çoklu yapay zekâ çıkarım (inference) işlevselliğini desteklemek üzere Derin Uç’ta (Deep Edge) Yapay Zekâ Değişim Noktalarına da ihtiyaç duyulacak. DE-CIX’in 2025 ve sonrasına yönelik stratejisi, birbirine bağlantı konusundaki uzmanlığımızdan yararlanarak AI, IoT, Sürükleyici İnternet ve Artırılmış/Sanal Gerçeklik gibi alanlardaki artan talepleri desteklemeyi hedefliyor.”

Erkan Doğan / Citibank Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetleme Komitesi Başkanı

‘Önceliğimiz; Global ve Bölgesel Oyuncu Olmayı Hedefleyen Türk Şirketlerine Destek Sağlamak’

“Müşterilerimiz için en büyük katma değerimizin global ağımız olduğunu düşünüyorum. Birinci önceliğimiz global ya da bölgesel bir oyuncu olmayı hedefleyen Türk şirketlerine destek sağlamak. İkinci odak noktamız, Türkiye’ye yeni yabancı yatırımcı çekmek ve yabancı şirketlerin Türkiye’de yaptıkları yatırımları büyütmelerine destek sağlamak. Bu anlamda hazine ürünleri, dış ticaretin finansmanı, nakit yönetimi, tedarikçi finansmanı gibi ürünlerle farklı ülkede farklı para birimleri ile iş yapan firmaların ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde destek sağlıyoruz. Citi aynı zamanda şirket birleşme ve satın almalarında lider oyunculardan biri, bunun yine global ağımızın getirdiği bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen şirketler ya da Türkiye’de mukim ama dünyada yatırım yapmak isteyen şirketlere hizmet sunuyoruz. Bir de saklama hizmeti verdiğimiz kuruluşlar var, bunlar dünyadaki büyük finansal kuruluşlar, borsada yatırım yapan müşterilerinin hisselerinin saklaması hizmetini Citi’den alıyorlar. Sürdürülebilir finans, Türkiye de dahil olmak üzere birçok pazarda müşterilerimizin uzun vadeli öncelikleri arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Türkiye’deki kurumsal müşterilerimizin ve finansal kuruluşların borçlanmalarını yeşil finansman ve sürdürülebilirlik odağında yapılandırmalarına destek oluyoruz. Türkiye’deki finansal oyuncuların son bir senede gerçekleştirdikleri sendikasyon kredilerinin büyük kısmının sürdürülebilir finansman bağlantılı olması son derece önemli. Müşterilerimizin sürdürülebilir finansman alanındaki faaliyetlerini sermaye piyasalarındaki tahvil ihraçlarına aracılık ederek de destekliyoruz. Dijitallaşme, finansal sektörün evrimine büyük katkılar sağladı ve bankalar olarak bu dönüşümün bir parçası olmak bizler için son derece önemli. 5-10 yıl önce Fintechlerin bankaları yerinden edeceği gibi söylemler vardı. Ancak son yıllardaki gelişmeler baktığımızda, bunların aksine Fintechlerin banka iş birlikleri ile büyüdüğünü görüyoruz. Bu, bankaların ve Fintechlerin kuvvetli yanlarını birleştirerek müşterilerine daha iyi çözümler sunabileceğinin bir göstergesi. Dijitalleşme ve Fintech iş birlikleri sayesinde, Türkiye’deki operasyonlarımızda daha önce sunamadığımız bazı hizmetleri artık sunabiliyoruz. Bu sayede, müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha etkin bir şekilde karşılıyor ve onlara daha geniş bir hizmet yelpazesi sunma imkanı buluyoruz. Kısacası, dijital dönüşümün getirdiği fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye odaklanıyoruz.”

Eyüp Kartal / Hop Health CEO’su

‘Sağlık Hizmeti Modellerini Kapsayan Dijital Temelli İnovasyonla Fark Yaratıyor’

“2024’ün sonlarına doğru hayata geçirdiğimiz, HOP Health’in çekirdeğini oluşturan partnerlik sistemini daha da ileri taşıyoruz. Bu sistem, havayolu şirketlerinden fiziksel acentelere, otellerden bireysel danışmanlara kadar çok çeşitli aktörlere, sağlık turizmi alanında faaliyet gösterme fırsatı tanıyor. Üstelik bu iş modeli, partnerlerimize herhangi bir operasyonel ya da pazarlama yükü getirmeden çalışıyor. Partnerler, yalnızca mevcut iş akışları ve kullanıcı ağlarıyla potansiyel hasta yönlendirmesi yaparak sağlık turizmi ekosistemine dahil olabiliyor. 200 milyar dolarlık küresel sağlık turizmi pastasında yer almak isteyen kişi ve kurumlara, teknik ve operasyonel süreçlerin tüm yükünü biz üstlenerek kolay, güvenilir ve sürdürülebilir bir çözüm sunuyoruz. Bu sayede, sektör dışından gelen aktörlerin dahi sektöre entegre olması mümkün hale geliyor. Önümüzdeki dönemde odaklanacağımız bir diğer önemli başlık ise HOP Health’in kurumsal mobil uygulaması (app) olacak. Bu konuda daha fazla detayı yakın zamanda paylaşacağız. Günümüzde sağlık sektörü hâlâ dijitalleşme sürecini tam anlamıyla tamamlayabilmiş değil. Mevcut birçok yapı, yalnızca bir web sitesinden ibaret kalıyor ve hasta deneyimini derinlemesine dijitalleştiremiyor. İşte bu noktada HOP Health, klasik iş modellerinin ötesine geçerek çok daha bütüncül bir yapı sunuyor. HOP Health; yapay zeka destekli teknolojilerle entegre çalışan, tüm sağlık hizmeti kademelerini kapsayan uçtan uca dijital bir platform olarak konumlanıyor. Hastalar, Türkiye’nin dört bir yanındaki uzman hekimler arasında tercih yapabiliyor, aynı anda birden fazla cerrahla görüşme şansı elde ederek kendi ihtiyaçlarına en uygun tedavi planını oluşturabiliyor. Esnek ödeme çözümlerimiz sayesinde ise tedavi süreçleri yalnızca etkili değil, aynı zamanda erişilebilir ve sürdürülebilir hale geliyor. Platformumuz, hasta ile doktor arasındaki mesafeyi ortadan kaldırarak, sağlık turizmine hem şeffaflık hem de yüksek standartlar kazandırıyor. Bu bütünsel yaklaşım sayesinde HOP Health, Türkiye’de sağlık turizmini uçtan uca yöneten, hasta odaklı ve dijital temelli bir inovasyon sunuyor.”

Hakan Aydoğdu / Tezmaksan Grup CEO’su

‘Tezmaksan, Dünya Pazarına İnsansız Teknoloji İhraç Etmeyi Hedefliyor’

“2025’in ilk çeyreğinde, 2024’ün aynı dönemine kıyasla farklılıklar olsa da bu eğilimi avantaja çevirmek için yoğun çaba harcıyoruz. 2025 yılının sonunda 5 milyon Euro ihracat hedefimiz bulunuyor. 2026 yılı ise büyüme ve yatırım açısından önemli bir dönüm noktası olacak. Bu yıl içinde ikinci fabrikamızın temelini atmayı hedefliyoruz. Bu tesiste, Türkiye’de daha önce üretilmemiş olan 9 eksenli bir makine üretimine başlamayı planlıyoruz. Bu hedefler doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Ayrıca 2026’nın ikinci yarısında, 18 bin metrekarelik ek bir üretim binasını devreye almayı hedefliyoruz. Buraya CNC tezgâh yatırımı planlıyoruz. Amacımız, bu yatırımları birbirini tamamlayan şekilde konumlandırarak, geliştirilen makineleri otomasyon sistemleriyle entegre etmek ve dünya pazarına ‘insansız teknoloji’ ihraç eden öncü bir marka haline gelmek. Tezmaksan olarak, takım tezgâhları sektörüne değer katmayı sürdürüyoruz. Sürdürülebilirlik konusundaki yaklaşımımız, çevresel etkileri azaltmakla sınırlı kalmıyor. Bunun yanı sıra üretimde verimliliği ve kaynak kullanımını iyileştirmeyi de hedefliyoruz. Küresel iklim krizinin etkilerinin giderek arttığı bu dönemde, çevreye duyarlı üretim modellerini benimsemek gerekiyor. Bu doğrultuda talaşlı imalat sanayisindeki yarım asırlık tecrübemizi bu değişimin merkezine koyuyoruz. Geliştirdiğimiz projelerle hem dijitalleşme hem de sürdürülebilirlik alanlarında önemli adımlar atıyoruz. Öne çıkan projelerimizden biri olan Parkurda Pazaryeri, sanayiciler ve üreticiler arasında etkili bir iletişim ağı kurarak yerli üretim kapasitesinin daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor. Bir diğer önemli dijital çözümümüz olan Kapasitematik ile üreticiler, makinelerinin anlık çalışma durumunu ve verimlilik oranlarını izleyerek süreçlerini daha etkin şekilde yönetebiliyor. Kapasitematik CNC Makine Analiz Platformu, robotik ve otomasyon sistemimiz CubeBOX, sanayiyi bir araya getiren parkurda.com ve üreticilerin doğrudan satış yapabildiği Parkurda Pazaryeri gibi dijital çözümlerimizle, sektörde çevreci dönüşümün öncülüğünü üstleniyoruz. LEED Gold sertifikalı yeşil fabrikamız ile de döngüsel ekonomi prensipleri ve dijital çözümlerimizle karbon ayak izimizi azaltırken, doğaya ve topluma olan sorumluluğumuzu da ön planda tutuyoruz. Ayrıca, fuarlar ve sektör etkinliklerinde CubeBOX başta olmak üzere robotik otomasyon ve dijitalleşmeye yönelik yenilikçi çözümlerimizi sektör profesyonelleriyle buluşturarak dijital dönüşüme liderlik etmeyi sürdürüyoruz.”

İhsan Elgin / Finberg Yönetim Kurulu Üyesi

‘Finberg, Girişimlere Sadece Sermaye Değil, Farklı Finansman Alternatifleri Sunuyor’

2025 yılı itibarıyla Finberg olarak yatırım stratejimizi “sermayenin ötesine geçmek” vizyonuyla yeniden şekillendiriyoruz. Yalnızca finansman sağlayan yapı değil; girişimcinin tüm ihtiyaçlarına bütünsel yaklaşan, sürdürülebilir büyüme için stratejik ortaklıklar kuran yatırım platformuna dönüşüyoruz. Bu yıl erken büyüme fonumuzu kurduk. Sadece Seri A öncesi değil, artık Seri A ve B aşamasındaki girişimlere de kaynak ayırıyoruz. Aynı zamanda “Fund of Funds” yaklaşımımız kapsamında toplam 17 farklı VC fonuna yatırım yaptık. Finberg dışında yeni girişim sermayesi şirketi olan Oleka’ya yatırım yaparak hem fon yönetim şirketine hem de onların büyüme fonuna kaynak sağladık. Önümüzdeki dönem, şirketlerin en büyük sorunlarından biri olan finansmana erişim de çözüm üretmek için borç ve hisseyi bir araya getiren yeni fon kuruyoruz. Girişimlere sadece sermaye değil, farklı finansman alternatifleri sunmayı da hedefliyoruz. Gelecek yıl ise Fintech alanındaki yatırımlarımız devam ederken, yapay zekânın verimlilik sağladığı perakende teknolojileri, siber güvenlik ve fırsat gördüğümüz diğer dikeylerde önceliklerimiz arasında yer alacak. Sürdürebilirlik konusunda portföyümüzdeki EasyCep, yenilenmiş elektronik cihazlarla döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor ve karbon ayak izini azaltıyor. Aynı yaklaşımı tüm yatırımlarımıza yansıtıyoruz. Sağlıktan enerjiye, perakendeden Fintek’e kadar farklı sektörlerde; çevreye duyarlı, topluma katkı sağlayan, etik temellere dayalı iş modellerine öncelik veriyoruz. Yenilik sunmayan hiçbir işe yatırım yapmıyoruz. Yenilikçilik bizim yatırım kültürümüzün temel taşlarından biri. Özetle; Finberg, girişimcinin yanında duran, çok katmanlı yatırım modelleriyle destek sunan, dijitalleşme ve sürdürülebilirliği temel alan bir yapıya evriliyor. Hem sermaye sunan hem de stratejik ortaklıklarla girişimlerin büyüme yolculuğuna rehberlik eden bir platform olmayı sürdüreceğiz.”

Mustafa Keçeli / APY Ventures Fon Yöneticisi

‘APY Ventures, Türkiye’nin Teknoloji Ekosistemine Katma Değer Sağlıyor’

“APY Ventures olarak 2025 ve sonrasında temel odağımız, Türkiye’nin teknoloji odaklı girişimcilik ekosistemini daha ileri taşıyacak sektörlerde, sürdürülebilir büyüme potansiyeli olan girişimlere uzun vadeli yatırımlar yapmak olacak. Geçmiş yıllarda farklı alanlarda kurduğumuz fonlar ve kazandığımız deneyim, bizi daha güçlü hedeflerle geleceğe taşıyor. Bu kapsamda, yeni kurduğumuz tematik fonlarla birlikte; kurumsal yazılım, siber güvenlik, iklim teknolojileri, biyoteknoloji ve tarım teknolojileri gibi alanlarda etkimizi artırmayı hedefliyoruz. Ek olarak, kurulumu yeni tamamladığımız stratejik iş birliği kapsamında, havacılık ve seyahat teknolojilerine özel bir fonu da hayata geçiriyoruz. Yatırım aşaması olarak özellikle Post-seed, Pre-series A ve Series A dönemindeki girişimlere odaklanıyor; erken aşamada katma değer yaratarak sürdürülebilir büyümeyi destekliyoruz. Mevcut fonlarımızla bu yıl içerisinde 20 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu yıl içerisinde yönettiğimiz 8 fon ile yaklaşık 35 yatırım hedefi koyduk. Yaklaşık 20 devam yatırımı ve 15’i aşkın yeni yatırım planlıyoruz. Böylece, yeni yatırımlarımızla portföyümüzü genişletmeyi hedefliyoruz. GSYF regülasyonları çerçevesinde yeni fonlarımızda yüzde 15’e kadar yurtdışı yatırımlar mümkün, bu nedenle ana odağımız hâlâ Türk kuruculara sahip teknoloji girişimleri. Diğer yandan, sektörel olarak agnostik bir yaklaşımı da benimsiyor; Endüstri 4.0, fintech, tarım, deeptech, oyun gibi farklı dikeylerde de potansiyeli yüksek girişimlere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Ayrıca, Yeni Nesil Teknoloji GSYF’nin üç yıl içinde toplam 1 milyar TL fon toplamasını bekliyoruz. Bu fona toplanacak sermayeyi, büyüme aşamasındaki (Pre-seed, Seed ve Series A) teknoloji odaklı girişimlere, özellikle 250 bin ile 2 milyon dolar arasında değişen yatırım tutarları ile aktaracağız. Bu sayede, 2025 itibarıyla APY Ventures olarak, stratejik sermaye ve yapısal destek sağlayan bir yatırımcı olarak konumumuzu daha da güçlendirecek; girişimcilik ekosisteminde kurduğumuz güçlü finansal ve stratejik bağlarla hem yatırımcılarımıza yüksek getiri sunmayı hem de Türkiye’nin teknoloji ekosistemine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Sürdürülebilirlik vizyonumuzu yalnızca çevresel etkilerle sınırlı görmüyor; ekonomik ve teknolojik sürdürülebilirliği de yatırım stratejimizin temel unsurları arasında değerlendiriyoruz. Bugünün iş dünyasında kalıcı etki yaratmanın yolunun, çok boyutlu sürdürülebilirlik anlayışından geçtiğine inanıyoruz. Bu anlayışla 2024 sonunda kurduğumuz Yeni Nesil Teknoloji GSYF, yalnızca finansal geri dönüş potansiyeli yüksek girişimlere değil; aynı zamanda çevresel ve toplumsal etkiyi önceleyen iş modellerine de odaklanıyor. Özellikle iklim teknolojileri, tarım teknolojileri ve biyoteknoloji gibi geleceği dönüştürecek alanlarda yatırım yaparak, uzun vadeli değer yaratmayı hedefliyoruz. Dijitalleşme tarafında ise operasyonlarımızı daha verimli, hızlı ve öngörülebilir hale getirmek için yapay zekâ tabanlı sistemleri tüm süreçlerimize entegre ediyoruz. Geliştirdiğimiz AI tabanlı CRM çözümleri sayesinde, girişimlerle ilgili notlar, IC sunumları ve raporlamaları otomatik hale getiriyor; yatırım süreçlerini standartlaştırılmış, veri temelli bir yapıya taşıyoruz. Ayrıca, mikro AI agent’larla çalışan modüler yapılar ve portföy takibi için geliştirdiğimiz paneller sayesinde; girişimlerimizi daha bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirebiliyor, dinamik karar mekanizmaları kurgulayabiliyoruz. Öte yandan, portföy şirketlerimize sunduğumuz destek yalnızca sermaye ile sınırlı değil. Gelişen ve uzmanlaşan iç ekibimiz, girişimlerle düzenli temas hâlinde kalarak onların stratejik ihtiyaçlarını analiz ediyor. Pazara giriş stratejileri, rekabet analizi, ürün-pazar uyumu ve ölçekleme planları gibi başlıklarda içgörü odaklı katkılar sunarak, sadece bugünkü performansı değil, uzun vadeli büyüme potansiyelini de birlikte inşa etmeye odaklanıyoruz.”

Nilgün Keleş / Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı

“E-Ticaret Lojistiği ve Entegre Kontrat Lojistiğinde Bölgesel Güç Olmaya Odaklandık’

“2025 ve sonrasında gündemimizin merkezinde ‘ölçeklenebilir büyüme’ ve ‘teknolojiyle dönüşüm’ olacak. Bugün 150 bin metrekarenin üzerinde olan depolama kapasitemizi yakın zamanda 250 bin bin metrekarenin üzerine çıkartmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik olarak stratejik lokasyonlarda yapacağımız yeni yatırımlarla toplam depolama kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz. Özellikle e-ticaret lojistiği ve entegre kontrat lojistiği alanlarında bölgesel güç olmaya odaklandık. Almanya ve Benelüks gibi yüksek potansiyele sahip pazarlarda daha derinleşerek, global markalar için Türkiye’yi bir lojistik üs haline getirme vizyonuyla hareket ediyoruz. Aynı zamanda iç satış kapasitemizi artırıyor, dijital altyapımızla satış kanallarımızı yeniden şekillendiriyoruz. Yalnızca taşıma değil, entegre hizmetler sunan bir çözüm ortağı olma yolculuğumuzda, veriye dayalı karar mekanizmaları, otomasyon ve müşteri deneyimi gibi alanlarda yeni projelerimiz birçoğu hayata geçti bile. Büyüme planlarımızı; insan kaynağını güçlendiren, teknolojiyi merkeze alan ve sürdürülebilirliği iş modeline entegre eden bir bakış açısıyla yönetiyoruz. Sürdürülebilirliği Sertrans’ta bir yan başlık değil, stratejik bir pusula olarak konumlandırıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmak için araç filomuzu yeniliyor, intermodal taşımacılıktaki kapasitemizi artırıyoruz. E-ticaret hacminin yarattığı atık yönetimi sorununa karşı beş yıllık dönemde geri dönüştürülen atık miktarını %50’nin üzerinde artırma hedefimiz var. Ayrıca çalışanlarımızla birlikte yürüttüğümüz iklim farkındalığı projeleriyle sosyal etki alanımızı genişletiyoruz. Teknoloji tarafında ise kendi geliştirdiğimiz yapay zekâ destekli WMS sistemimiz ‘Akıl İşi’ ile depo verimliliğini artırıyor, akıllı rotalama projeleriyle lojistik süreçleri optimize ediyoruz. Ar Ge merkezimizde yürüttüğümüz projelerle hem müşterilerimizin hem de operasyonel süreçlerin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak çözümler geliştiriyoruz. Teknoloji ve sürdürülebilirlik bizim için ayrılmaz bir bütündür; rekabetin değil, fark yaratmanın en güçlü araçlarıdır.”

Onur Duydu / CRIF Türkiye Pazarlama Direktörü

‘Veriye Dayalı Karar Çözümlerinin Yaygınlaştırılması, İhracatta Dijital Dönüşümün Hızlandırılması ve Sürdürülebilirlik Gündemimizdeki Başlıklar’

“CRIF olarak; gelişmiş analitik, yapay zeka destekli karar destek sistemleri ve bulut tabanlı platformlarımızla müşterilerimizin veriye dayalı kararlar alma süreçlerini desteklemeye devam edeceğiz. Aynı zamanda, ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarda hedef müşteri tespiti yapabildikleri dijital çözümlerimizin pazar entegrasyonunu artırmak ve ihracatçılarımızı bu yönde bilgilendirmek için yaptığımız çalışmaları artırarak sürdüreceğiz. Sürdürülebilir bir geleceğin tasarımı için şirketlere çok önemli görevler düşüyor. Nitekim bugün şirketler sadece finansal değil; çevresel ve sosyal sorumluluk açısından da değerlendirildiği bir dünyadayız. Bu anlamda sürdürülebilirlik başka bir ifadeyle ESG kriterlerine uyum konusunda da şirketlerimize yol göstermek adına yoğun bir çaba içerisindeyiz. ESG skorlama ve analitik altyapımızı Türkiye’de daha erişilebilir ve anlaşılır hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. CRIF için sürdürülebilirlik; çevresel etkiyi azaltmanın ötesinde, sosyal sorumluluk, yönetişim ilkeleri ve finansal kapsayıcılık gibi alanlarda da sürekli gelişimi hedefleyen bütünsel bir yaklaşım. Bu vizyonu şeffaf biçimde ortaya koymak için, GRI standartlarına uygun sürdürülebilirlik raporlarımızı her yıl yayınlıyor; ilerlememizi somut verilerle takip ediyoruz. Aynı zamanda, şirketlerin ESG performanslarını değerlendirmelerine yardımcı oluyor, sürdürülebilir dönüşüme veri temelli katkı sunuyoruz. Biz CRIF’te, sürdürülebilirliği yalnızca bir sorumluluk değil, uzun vadeli değer yaratmanın temel şartı olarak görüyoruz. Kredi Yaşam Döngüsü”nün her aşamasına yönelik gelişmiş ve bütünleşik çözümler sunarak ayırt edici bir rekabet avantajı sağlayan CRIF, şirketlerin sürdürülebilirlik stratejisinin belirlenmesinde yol gösterici bir anlayışla yeni nesil sürdürülebilirlik platformu Synesgy platformunu geliştirdi. Synesgy sistemi ile, şirketlerin sürdürülebilirlik uyum performansını dünya standartlarında ölçümleyerek hem kendilerinin hem de tedarikçilerinin ESG değerlendirmelerini etkin bir şekilde yapabilmelerine olanak sağlıyoruz.”

Özgür İlke Yerlikaya / Destek Yatırım Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi

‘Sürdürülebilir, Erişilebilir ve Teknolojiyle Entegre Yatırım Ekosistemi Yaratmaya Odaklıyız’

“2025 ve sonrasında önceliğimiz; yatırımcılara daha kapsayıcı, erişilebilir ve yüksek katma değerli hizmetler sunmak olacak. Bu doğrultuda kısa süre önce ödenmiş sermayemizi 1,3 milyon TL’ye yükselttik. Bu adım, büyüme stratejilerimizin finansal temelini güçlendirirken hem şube hem dijital hizmet ağımızı genişletmemize olanak tanıdı. Yeni mobil uygulamamız Destek Yatırım Mobil ile yatırım süreçlerini daha hızlı, sade ve kullanıcı dostu bir deneyime dönüştürdük. Önümüzdeki dönemde bu dijital dönüşümü daha da derinleştirecek, yalnızca yurt içi piyasalarda değil, aynı zamanda yurt dışı piyasalara erişimi kolaylaştıracak. çözümleri de yatırımcılarla buluşturacağız. Bireysel portföy yönetimi ve kurumsal finansman alanlarında yetkinliğimizi artırmak ve ürün çeşitliliğimizi genişletmek temel hedeflerimiz arasında. Ayrıca bilginin herkesin hakkı olduğuna inanarak geliştireceğimiz projemizle, yatırımcıların finansal okuryazarlığını artırmayı ve daha bilinçli yatırım kararları almalarını sağlamayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirliği sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyal ve finansal bir sorumluluk olarak görüyoruz. Yatırım kararlarının uzun vadeli etkilerini gözeten bir anlayışla ilerliyoruz. Gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakma hedefiyle farkındalık projeleri gündemimizde. Finansal okuryazarlığı artırarak yatırımcıların güçlü ve bilinçli adımlar atmalarına yardımcı olmak istiyoruz. Dijitalleşme stratejimizde yatırımcının değişen ihtiyaçlarını önceliklendiriyoruz. Yeni mobil uygulamamız ile işlem kolaylığı sağlarken, önümüzdeki dönemde robo danışmanlık, algo trading ve yatırımcıya özel akıllı öneri sistemleri gibi yenilikçi teknolojileri devreye alacağız. İnovasyonu sadece teknoloji olarak değil, hizmet anlayışımızda da içselleştiriyoruz. Amacımız; sürdürülebilir, erişilebilir ve teknolojiyle entegre bir yatırım ekosistemi yaratmak.

Sezgin Şener / ToptanTR Kurucusu

‘Mahalle Esnafının Rekabet Gücünü Artırıp, Küçük İşletmeleri Koruyan Bir Ekosistem Kuruyoruz’

“ToptanTR olarak ana odağımız, yerli üreticiler ile esnafı doğrudan ve aracısız şekilde buluşturan B2B altyapımızı hem ulusal hem de uluslararası ölçekte daha da güçlendirmek olacak. Bu doğrultuda gündemimizdeki temel başlıklar şunlardır: Bölgesel Derinleşme ve Lojistik Optimizasyonu: Lokasyon bazlı satış ve teslimat modellerimizi geliştirerek, üretici ve esnafın bulunduğu bölgelerde daha verimli ve hızlı ticaret yapılmasını sağlıyoruz. Bu modelle, esnaf kendi bölgesindeki üreticiye kolayca ulaşırken, üretici de yeni pazarlara maliyetsiz erişim sağlıyor. Global Açılım – E-İhracat: Türkiye’nin dört bir yanındaki üreticilerimizi dünya pazarlarına açıyoruz. İhracat yetkinliği olan satıcılarımızı doğrudan yurtdışı satışa yönlendiriyor, ihracata hazır olmayanlara ise eğitim ve operasyonel destek sağlayarak onları e-ihracatçı haline getiriyoruz. Kategorik Derinleşme: ToptanTR olarak özellikle gıda, temizlik, ambalaj, ev tekstili, petshop ve kırtasiye gibi stratejik kategorilerdeki ürün çeşitliliğini ve tedarikçi ağını artırıyoruz. Esnafın tüm temel ihtiyaçlarını tek bir platformdan tedarik edebileceği bir yapıya geçiyoruz. Fintek ve Ticari Kredi Gelişimleri: Küçük esnafın finansmana erişimini kolaylaştıracak çözümler geliştiriyoruz. Kredi kartına taksit uygulamalarının yanında, kredi kullandırım, pay üzerinden avantajlı ödemeler, cüzdan modelleri, vadeli ödeme sistemleri ve dijital çek gibi B2B finansman modelleri ile esnafın rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. ToptanTR, sürdürülebilirliği sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir sorumluluk olarak ele alıyor. Bu kapsamda: Akıllı Lojistik ve Rota Optimizasyonu: Sipariş yoğunluk haritalarına göre dağıtım algoritmaları kullanarak karbon ayak izini azaltıyor, yakıt tasarrufu sağlıyor ve teslimat sürelerini kısaltıyoruz. Bu sayede hem çevre dostu bir sistem kuruyoruz hem de maliyetleri düşürüyoruz. Dijitalleşme ile Verimlilik: Tüm tedarik ve sipariş süreçleri dijital olarak uçtan uca takip edilebiliyor. Mobil uygulamalar, API ve entegrasyon sistemleri ile üretici ve esnaf dijitalleşiyor, kâğıtsız, hızlı ve şeffaf bir ticaret ortamı sağlanıyor. Yapay Zeka Destekli Satın Alma ve Stok Öneri Sistemleri: Esnafların geçmiş siparişlerine ve bölgesel taleplere göre ürün önerileri sunan yapay zekâ algoritmalarımız ile hem fire azaltılıyor hem de doğru zamanda doğru ürün stoğu sağlanıyor. Sosyal Sürdürülebilirlik – Küçük Esnafı Güçlendirme: Zincir marketlere karşı dezavantajlı konumda olan mahalle esnafının rekabet gücünü artırmak için teknoloji desteği sağlıyor, fiyat avantajları ve kampanya modelleriyle küçük işletmeleri koruyan bir ekosistem kuruyoruz.”

Sinan Ventura / Kiralabunu Kurucu Ortağı

‘Kiralabunu Sadece Kiralama Değil, Erişim Odaklı Yeni Nesil Bir Tüketim Modeli Sunuyor’

“Kiralabunu’yu sadece bugünün değil, geleceğin de tüketim modeli olarak görüyoruz. 2025 itibarıyla Kiralabunu için öncelikli hedefimiz; ürün çeşitliliğini artırmak, yurt dışına açılmak ve büyük ölçekli kurumsal iş birlikleri geliştirmek. Bugüne kadar bireysel ve KOBİ segmentine odaklandık, büyük şirketlere de teknoloji alanında hizmetler sunduk. Şimdi ise sağlık, eğitim, perakende gibi dikeylerde daha kapsamlı kiralama çözümleri sunmaya başladık ve bunları geliştirmeye hazırlanıyoruz. Aynı zamanda 2026 ilk çeyreğinde Körfez ve Doğu Avrupa pazarlarında pilot uygulamalara başlayarak, uluslararası büyüme adımlarımızı atmak istiyoruz. Diğer yandan platformumuzu sadece bir kiralama kanalı olmaktan çıkarıp, fintech destekli, uçtan uca dijital çözümler sunan bir altyapı sağlayıcısı olarak konumlandırıyoruz. Bu konuda finansman şirketleriyle çok önemli adımlar atmaya hazırlanıyoruz. Kiralabunu artık sadece kiralama değil, erişim odaklı yeni nesil bir tüketim modeli sunuyor. Bu vizyonla hareket ediyoruz. Kiralabunu’nun iş modeli zaten sürdürülebilirliğin merkezinde: sahiplikten erişime geçişi teşvik ederek, ürünlerin daha uzun süre döngüde kalmasını ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyoruz. 2025 ve sonrası için sürdürülebilirlik stratejimiz şu eksenlerde şekilleniyor: İkinci el ve yenilenmiş ürünlerin kiralama döngüsüne entegre edilmesi: Bu sayede hem karbon ayak izini düşürüyor hem de ekonomik erişimi artırıyoruz. ESG uyumlu raporlama altyapısı kurarak, kiralanan ürünlerin çevresel etkilerini müşterilerimizle şeffaf şekilde paylaşıyoruz. Dijitalleşme ve teknoloji tarafında ise en büyük farkımız; platform altyapımızın API ile üçüncü sistemlerle entegre olabilmesi. Bu sayede e-ticaret siteleri, kurumsal insan kaynakları portalları, fintech çözümleri gibi ekosistemlerle entegre çalışabiliyoruz. Ayrıca önümüzdeki dönemde: Yapay zekâ destekli risk ve talep analiz sistemleri ile daha doğru fiyatlama ve teklif sunumu yapacağız. Blockchain tabanlı kira sözleşmeleri ve dijital envanter takibiyle süreçleri daha şeffaf ve güvenli hale getireceğiz. Geliştirdiğimiz iç CRM ve teklif motoru sayesinde, her müşteriye özel kiralama opsiyonları sunabilen bir yapı inşa ediyoruz.”

Vusal Mammadov / Freedom Yatırım Genel Müdürü / CEO

‘Verimli, Modern ve Sürdürülebilir Finansal Hizmetler Sunmayı Hedefliyoruz’

“Freedom Holding Corp., Freedom Yatırım Menkul Değerler A.Ş. aracılığıyla Türkiye sermaye piyasalarında kalıcı ve anlamlı bir varlık oluşturmaya kararlıyız. Ocak 2025’te, 30 yılı aşkın süredir Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) aracı kurum kuruluş izni alan ilk yabancı kurum olmanın gururunu yaşadık. Bu önemli kilometre taşı hem uzun vadeli vizyonumuzu hem de Türkiye’nin saygın uluslararası kurumlara açıklığını yansıtıyor. Operasyonel hazırlıklarımızı sürdürürken, tam uyum ve uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlamaya odaklanarak tüm yasal süreçlere uygun ilerliyoruz. Misyonumuz, her yaştan ve deneyim seviyesinden yatırımcı için sermaye piyasalarına erişimi iyileştirmektir. Finansal katılımı ve okuryazarlığı destekleyen sezgisel platformlar geliştirerek ve şeffaf, yatırımcı odaklı hizmetler sunarak daha geniş bir yatırımcı tabanını güçlendirmeyi hedefliyoruz. Büyüme stratejimizin temel bir unsuru, Türkiye’nin Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan gibi daha geniş Turan bölgesiyle finansal bağlarını güçlendirmektir. Ortak kültürel ve tarihsel bağlantılardan yararlanarak, bölge genelinde sınır ötesi iş birliği ve yatırım akışı için güçlü bir potansiyel görüyoruz. Ek olarak, Freedom Holding Corp.’un küresel ağını ve altyapısını kullanarak Türk piyasasına yatırımlar çekmeyi ve Türkiye’nin uluslararası sermaye akışı ve piyasa derinliği hedeflerini desteklemeyi planlıyoruz. Her şeyden önce, kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli değer yaratmaya odaklandık. Stratejik uyum, bölgesel entegrasyon ve şeffaflığa olan güçlü bağlılığımızla, Türkiye’nin gelişen finansal ortamında güvenilir ve ileri görüşlü bir ortak olmayı hedefliyoruz. Freedom Yatırım olarak, ana şirketimiz Freedom Holding Corp.’un değerleriyle gururla uyum sağlıyoruz. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) imzacısı olan Freedom Holding Corp., ÇSY (ESG) ilkeleriyle liderlik ediyor ve biz de aynı vizyonu Türkiye’de hayata geçirmeye kararlıyız. Dijital iş akışlarına ve düşük emisyonlu operasyonlara geçiş yaparak verimli, modern ve sürdürülebilir finansal hizmetler sunmayı hedefliyoruz. Sosyal etki, misyonumuzun merkezinde yer alıyor. Holding’imiz gibi biz de eğitim, kültür ve toplumsal gelişime yatırım yapmak istiyoruz. Türkiye’de finansal okuryazarlığı geliştirmeye, sermaye piyasalarına erişimi genişletmeye ve kapsayıcı ekonomik büyümeyi desteklemeye odaklanacağız. Freedom Academy gibi programlar, yeni nesil yatırımcıları güçlendirmemize yardımcı olacak. İnovasyon, stratejimizin arkasındaki itici güçtür. 16 yıllık küresel deneyimimizle Türkiye sermaye piyasalarına gelişmiş dijital platformlar sunacağız. Freedom Holding Corp. olarak, fintech’lerle ortaklık kuruyor, akıllı, veri odaklı hizmetler geliştiriyor ve kişiye özel, sorunsuz finansal deneyimler sunmak için dijital bankacılığa yatırım yapıyoruz. Türkiye’nin yetenekli işgücü, bu çözümlerin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynuyor ve küresel değerlerimize sadık kalarak yerel ihtiyaçları karşılamamıza yardımcı oluyor.”

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...