Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan, 2026’da başlayacak yeni uygulama döneminde elektrik dağıtım şirketlerinin yatırım tavanının reel olarak yüzde 70 artabileceğini söylüyor. Yıllık 5 milyar dolarlık şebeke koruma maliyeti düşünüldüğünde bu tablo, ekosistemi yeni bir açılıma yöneltiyor. Peki, milyar dolarlık bu pastadan en büyük payı kim alacak?
Antalya’da, Akdeniz Elektrik Dağıtım (AEDAŞ)’ın toplantı salonundayım. Tavandaki floresanlar uzun U masanın cilalı yüzeyinde ince çizgiler bırakıyor. Masanın etrafındaki gazeteciler notlarına eğilmiş; dikkatler ise konuşmacı Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan’da.
Arka duvardaki “Enerjimizle yanınızdayız” cümlesi belirgin ama salondaki gerçek gerilim, açıklanan rakamlarda.
2020 fiyatlarıyla 67 milyar TL olan yatırım tavanının yeni dönemde reel bazda yüzde 70 ve üzeri artabileceğini söylüyor.150 milyar dolarlık şebeke değeri ve yıllık 5 milyar dolarlık koruma faturası ajandalara not düşülen bir rakamlar.
Toplantı bitiyor, mikrofonlar kapanıyor. Sandalyeler çekiliyor, telefonlara göz atılıyor. Salondaki uğultu yükseliyor…
Çıkışta Fakir Hüseyin Erdoğan’la konuşuyoruz.
“Dağıtım şirketlerin hazırlık süreci yoğun” diyor, sakin bir ifadeyle.
Sözlerinden sektörün matematiğini ciddi boyutta etkileyecek bir yatırımdan bahsettiğini anlıyorum. 150 milyar dolarlık dev bir varlığı ayakta tutma mücadelesi ve milyar dolarlık yeni taahhütler…
Peki bu yüzde 70’lik artış, aynı zamanda tedarikçiler için yeni bir fırsat kapısı açıyor olabilir mi?
Sorumun muhatabı Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan.
Enerji sektöründe yatırımlar artacak
“Önümüzdeki dönem, önceki dönemin çok üzerinde bir yatırım ihtiyacı gerektiriyor,” diyor.
Cümlenin tonunda bir uyarı, satır aralarında ise yaklaşan yükün ağırlığı var. İfadesi, önümde açılacak dosyanın ilk cümlesi gibi…
Yatırım tavanının artışı şirketlerin bütçelerini olduğu kadar, tüm tedarik zincirinin yönünü de belirliyor.
Koridorun ucunda mühendisler hızlı adımlarla günlük rutini konuşuyor. Fakir Hüseyin Erdoğan cümlesini tamamlıyor.
“Kamu tarafında daha fazla yatırım beklentisi olabilir.”
Söyledikleri, kapının diğer tarafındaki sanayici için neredeyse yön tayini niteliğinde.
Kablo üreticileri, trafo firmaları, yazılım şirketleri… Hepsi aynı sorunun etrafında toplanıyor artık: 2026–2030 döneminin hacmi neyi mümkün kılacak, neyi zorunlu kılacak?
Beşinci Uygulama Döneminin Getirdikleri
“Şebekeyi bugün baştan kursak 150 milyar dolar gerekiyor,” diyor.
Bahsettiği tutar, bugüne kadar yapılanlar hakkında önemli ipucu niteliğinde. Ardından gelen cümle daha da çarpıcı:
“Sadece mevcut yapıyı korumak bile yılda 5 milyar dolar istiyor.”
Yani gerçek dönüşüm daha başlamadan dahi, şebekeyi ayakta tutmanın bedeli hayli yüksek.
Söyledikleri, masada duran evraklardan daha fazlasını anlatıyor. Sektör daha çetrefilli bir yükü başarıyla aşmak zorunda. Çünkü üç ayrı akış aynı anda ilerliyor:
Bir tarafta yenileme ihtiyacı…
Diğer tarafta artan talep…
Ve öbür tarafta elektrifikasyonun getirdiği yeni yükler…
Hepsinin ortak noktasını bir cümleyle özetliyor:
“Elektrifikasyon güçlü şebekeler olmadan mümkün olmaz.”
İfadesi aslında tüm yatırım fırsatlarının çerçevesini çiziyor. Güçlü şebeke demek kablo, trafo, yazılım, veri ve otomasyon demek. Yani bir teknoloji ekosistemi demek.

Tedarik zinciri hazırlanıyor
Koridordan bir çizim kâğıdının katlanma sesini duyuyorum. Mühendislerin elindeki projeler, rakamların yalnızca teoride kalmadığını söylüyor.
“Daha kaliteli elektrik için hepimiz bazı maliyetlere katlanacağız,” diyor.
Cümlesini bitirdiğinde durup şu notu düşüyorum: Maliyet denilen aslında yeni bir pazarın kapısı.
2026 itibarıyla başlayacak beş yıllık dönem, dağıtım şirketlerini olduğu kadar; üreticileri, yazılımcıları, start-up’ları ve veri şirketlerini içine alan geniş bir ekosistemi büyütecek.
Kablo üreticileri için daha yüksek kesitli iletim hatları; trafo firmaları için yeni hat yoğunluğu; yazılım şirketleri için SCADA, sayaç, güvenlik ve izleme altyapıları… Hepsi aynı kapının önünde.
Bir sektörün içindeki alt segmentlerin tümü, aynı anda genişleyen bir çember gibi.
Yatırımları zamanında yapmalı
“Bugün bazı maliyetleri üstlenmezsek ileride çok daha fazlasını öderiz.”
Fakir Hüseyin Erdoğan’ın sözleri sadece bir uyarı niteliği taşımıyor, aynı zamanda enerji ekonomisinin temel yasası. Zamanında yapılmayan her yatırım, ertelenen her modernizasyon, gelecekte daha büyük bir fatura olarak geri dönüyor.
Tam da bu nedenle 2026–2030 dönemi, yatırımcı açısından bir kırılma eşiği. Yükselen yatırım tavanı demek, talep artışı demek. Talep artışı demek, tedarik zincirinde ölçek büyümesi demek. Ölçek büyümesi ise yeni bir yatırım evreni anlamına geliyor.
Peki büyüyen dalgada kim daha çevik olacak?
Büyüyen ekosistem
Koridorun sonunda dış kapı aralanıyor; Antalya’nın sonbahar güneşi içeri giriyor.
Toplantı salonunun uğultusundan uzaklaşıp kapıya yöneliyorum. Fakir Hüseyin Erdoğan’ın ilk cümlesini düşünüyorum:
“Hazırlık süreci yoğun.”
Evet, yoğun. Yeni tarife dönemiyle beraber yeni bir yatırım evreni de açılıyor.
Peki bu yatırım evreninden en büyük dilimi kim alacak?
