Cüneyt Çakır ve Soner Canko’nun yolları nasıl kesişti?

0
122

Sarı ve kırmızı kartlar, penaltı ile birlikte en etkili ceza araçları olarak futbol maçlarının ardından en ciddi izleri bırakıyor. Kredi ve banka kartları ise, ödeme araçları olarak günlük hayatımızda büyük bir ağırlığa sahip. Cüneyt Çakır ile Soner Canko’nun yolunu kesiştiren, kartlar ve kartsız yönetimin bu dengesi. 
 
Cüneyt Çakır bu seneki Şampiyonlar Ligi finalinde üç kez sarı kartına başvurduğunda Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Soner Canko’yu üzmüş olabilir mi? Çakır ile Canko’nun yollarının kesişmesini sağlayan ve “Cüneyt Çakır’ın bile kart göstermeye ihtiyacı yok” temasını kullanan başarılı BKM Express reklamını hatırlayanlar böyle düşünebilir.

Ancak durum bu değil. Hem Çakır hem de Canko’nun tarafsız olmalarını gerektiren pozisyonlarında sahip oldukları ortak noktalar, reklam süreciyle başlayan dostluklarının bu süreç sonlandıktan sonra da devam etmesini sağlıyor. Kartlar, her ikisinin de yönetmeye çalıştığı dünyanın gerçeği. Ama her iki dünyada da zevk veren ya da hayatın daha kolay akmasını sağlayan, kartlara gerek olmadan işlerin yürümesi.

Reklam anlaşmasının sona ermesinin üzerinden uzun süre geçmiş olmasına karşın, Çakır’ın antrenmanlarını yaptığı Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı tesislerinde Fortune Türkiye için bir araya gelen ikili ile işlerinin gerçeklerini konuştuk. İlk dikkat çeken nokta, her iki yöneticinin de sürekli hatasız olması gereken sistemlerin başında yer alıyor olması.

Çakır, “Hakem olarak bir maçı diğerine göre daha önemli veya önemsiz görmeniz söz konusu olamaz. Her maça en iyi şekilde hazırlanıp en iyi şekilde performans göstermeniz gerekir. Çünkü tek bir kötü performans bütün iyileri unutturur” diyor. Aynı durum açık bir biçimde ödeme sistemleri için de geçerli. Güvenlik ve güvenilirliğin en fazla konuşulan konular olduğu bu dünyada büyük zarara neden olacak sorunları ve buna bağlı kayıpları yaşamamak için “hazırlıklı olmak” çok büyük önem taşıyor.

Çakır, bunun kendi hayatına yansımasını, “Kuşkusuz her müsabaka çok önemlidir. Her müsabakaya aynı ciddiyetle hazırlanmak gerekir. Buna çok dikkat ediyorum. Fiziksel olarak çok iyi durumda olmak gerekiyor. Bir günlük değil bir ömürlük hazırlık diyebilirim” şeklinde konuşuyor.

Bütün bu hazırlıklar, süreçler akarken doğru kararları vermeyi hedefliyor. Çakır’ın Şampiyonlar Ligi finalindeki yüksek not alan performansı, bu yaklaşımın ve sürekli hazırlığın sonucu. Aynı derecede önemli olan, bir hedef koyarak o doğrultuda çalışmak.

Çakır, kendisini Şampiyonlar Ligi finali yöneten ilk Türk ve en genç ikinci hakem olmaya taşıyan süreci, “Böyle bir müsabakaya çıkmayı en büyük hakemlik hedeflerimden birisi olarak belirledim. Maç tebligatı aldığım andan itibaren diğer maçlardan çok farklı hazırlandığımı söyleyemem. Oyuncularla, oyun taktikleriyle ilgili özel hazırlıklar dışında her maça nasıl hazırlanıyorsam öyle hazırlandım. Tabii ki böyle maçlar öncesiyle, sonrasıyla gündemi çok meşgul eden maçlar. Bu düzeyde iyi bir yönetsel beceri sergilemek gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

Bunu başarmak, Türkiye’de çokça konuşulan marka yaratma konusunda geçerli formülü de oluşturuyor. Türk futbolunun Avrupa normları içinde gerilediği bir dönemde Çakır’ın üstlendiği ve başarıyla yerine getirdiği yönetim görevi, bu süreçte bazı olumsuz koşulların etkisinin de aşılabileceğine işaret ediyor. Üstelik bunu yapabildiğinizde daha büyük hedefler koyabiliyorsunuz.

Çakır’ın “Hepimiz aynı ailenin fertleriyiz ve Türk futbolunun marka değerinin yükselmesi ortak amacımız olmalı” sözleri bunu yansıtıyor. Ancak bunu başarabilmek, için değişimleri yakalamak şart. Bu noktadaki yönetici tavrı aynı zamanda oyunun kurallarını da tek tek olaylar meydana gelmeden net bir biçimde belirlemeyi gerektiriyor.

Cüneyt Çakır kafasının içinde bu konuda geçerli bir kurguyu yapmış görünüyor. Futboldaki değişimi, normali ve yeni normallerini kurgulamış bir yönetici tablosu çiziyor. Hakemin yerini sahadaki yönetici olarak netleştiren Çakır, komple resmi şöyle anlatıyor: “Hakemlik artık profesyonelce yapılan bir meslek olma yolunda ilerliyor. Biz de müsabakalarımıza çok daha profesyonelce hazırlanmaya çalışıyoruz. Henüz profesyonellik yokken de böyle yapmaya çalışıyorduk. Sahadaki yönetici olarak hem oyuncuların adil bir oyun oynamasını hem de seyircilerin keyif almasını sağlamak bizim görevimiz. Bunu yaparken tıpkı bir yönetici gibi gerektiğinde disiplin cezalarını uygulamalı ama mutlaka işin insani boyutunu da göz ardı etmemeliyiz.”

Burada net olan bir nokta daha var: Kurallar. Çakır’ın ağzından bu kurallar ana hatlarıyla, “Oyuncular, oyun alanındaki tüm müdahalelerinde kontrollü olmak zorundalar. Oyun kuralları ile müdahalenin sınırları açıkça çizilidir. Tabii ki fiziksel koşulları göz önünde bulundurmak gerekir” şeklinde.

BKM de kendi alanında, koşulları algılama/kuraları koyma dengesini dikkate alarak ilerliyor.

“Çakır’a ilk defa bizimle bir reklam filminde yer aldığı için tekrar teşekkür ediyoruz” diyen Canko, “Tabii bu reklam filmleri bir bütünün parçası… BKM olarak yaklaşık bundan üç yıl önce, e-ticaret sektörünü kapsayan bir iletişimle yola çıkmıştık. Her şeyin internetten de alınabileceğini vurgulayan “Nereden aldın? İnternetten!” sloganıyla başladığımız ilk reklamlarımızdan itibaren sektörü büyütme amacıyla ilerledik” diyor.

Ancak üç yıl önemli bir değişim yaratıyor. Bu değişim ise, BKM’yi mobil ticareti, BKM Express ile birleştirip tam mobil bir dünya yaratma noktasına taşıyor. Canko, “Süreç içerisinde mobil alışveriş oranının giderek dünyayla paralel ülkemizde de ciddi şekilde arttığına şahit olduk. Üstelik belirli sektörlerde değil tüm sektörlerde. Artan talep ve kullanıcı faydasını düşünerek e-ticaretten sonra m-ticarete, yani mobil ticarete katkı sağlamayı amaçladık” diyor.

Önceliği, her zaman ürünlerimizden çok tüm bu yeni dünyayı tanıtmaya ve kullanım alışkanları yaratmaya veren BKM’nin genel müdürü, bu yeni dünyanın değişen ve değişmeyenlerini, “Yeni mobil yaşam dönüşümünü, futbolun evrenselliği içinde anlatacak en iyi konseptlerden birinin bu olduğunu düşündük… Kuşkusuz ödemeler, alışveriş konuları devreye girince, kadınları gözardı etmemiz mümkün olamazdı. İşte tüm bu senaryo içinde kendisine reklam filmimizde eşi Gamze Çakır eşlik etti” diyor.

Filmde mobilden kol saati satın almak isteyen Cüneyt Çakır, elini cebine götürerek kredi kartını çıkarmak istiyor. O sırada eşi Gamze Çakır bir futbolcu edasıyla hakeme itirazını dile getiriyor ve kartını çıkarmasını engelliyor. Cüneyt Çakır hayatı pratik yaşamayı seven eşinin tavsiyesine uyarak alışverişin ödemesini BKM Express ile gerçekleştiriyor. Alışverişle yetinmeyen Çakır Ailesi, günlerden Pazar olmasına rağmen bir de yeğenlerine para gönderiyor.

Canko mesajlarını “Tüm işlemlerin sadece birkaç dakikada gerçekleştiğini gören Cüneyt Çakır, maçlarda doğru zamanlarda kart göstermeye devam edecek ama bundan sonra alışverişlerini ve para transferlerini BKM Express’le yapacağı için cebinden “kredi kartı” çıkarmayacak” şeklinde netleştiriyor.

Uluslararası marka olmayı başarmış Çakır ile ulusal ödeme sistemi için çaba harcayan Canko’nun ortaklaştığı yeni nokta, ulusal başarının uluslararası başarı için önemi. Çakır, “Ulusal başarı her şeyin başı. Ulusal alanda gösterdiğini başarılar sizi hakemlikte bir yerlere taşıyor. Uluslararası arenaya çıktığınızda öncelikle sizin yurt içi performansınızın devamlılığına bakılıyor. Her maçınız takip ediliyor, analiz ediliyor ve gelişiminiz takip ediliyor” diyor.

Türkiye’deki e-ticaret sitelerinin Avrupa’dan gelen siparişlerde ödeme sistemi bağlantılı nedenlerde yüzde 40 oranında ret yemesi, BKM’nin ulusal başarısının önemini artırıyor. Belki BKM sayesinde yerli e-ticaret şirketleri Avrupa’da daha büyük ölçüde kabul görür.

CÜNEYT ÇAKIR İLE…
 
DENEYİM: Hakemlikteki en önemli konu şudur: Asla bir önceki kararınızı düşünmemelisiniz. Karar verilmiştir, bitmiştir. Bu tecrübeye sahip olmazsanız tek bir maç bile yönetemezsiniz. Öte yandan alacağınız karar sonrası itirazların, baskı ortamının önüne geçmek için sahada vereceğiniz kararlarla oyuncuların saygısını, güvenini kazanmalısınız.
 
TAKIM: (Hakem kadrosu olarak) her şeyden önce saha dışında çok iyi arkadaşız; saha içerisinde ise iyi birer takım arkadaşıyız. Bu yola birlikte çıktık. Sahada on binler bile olsa biz bizeyiz. Bunu hiç bir zaman unutmuyoruz. Sosyal hayatımızda ailelerimizle birlikte görüşüyoruz. Saha dışını da saha içi kadar iyi yönetmeye çalışıyoruz.
 
SÜREÇ: Sahadaki herkes görev ve sorumluluklarını çok iyi biliyor. Sürekli olarak hep birlikte daha iyi olmak için çalışıyoruz. Birbirimize güveniyoruz. Ekip olmanın sırrı, bu cümlede. Ben biliyorum ki arkam dönükken bile arkadaşım benim gözlerimle maçı seyredecek. Tabii ki bunu ciddi saha çalışmalarıyla destekliyoruz. Birbirimize saygı duyuyoruz. Ben bu takımın kaptanıyım ama arkadaşlarım da bu ekibin çok iyi oyuncuları.
 
ZEVK: Ben fiziksel hazırlık yaparken büyük keyif alıyorum. Severek çalışmak benim saha içi performansıma çok olumlu yansıyor. Yaptığımız her çalışmanın bize olumlu yansıyacağının farkındayım.
 
BAŞARI: Ben işimi elimden geldiğince en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Bunun takdir görmesi de elbette farklı sorumluluklar yüklüyor. İlave sorumluluklar da her işte olduğu gibi daha çok çalışma ve sonucunda başarı sağlıyor. Her başarı daha fazla sorumluluk her sorumluluk da daha fazla başarıyı birlikte getiriyor. Bu bireyler için de kurumlar için de geçerli. 


NASIL ANLAŞTILAR?
 
Cüneyt Çakır:
Ben mesleğim gereği sürdürdüğüm tarafsızlığımı ticari olarak hiçbir markaya da yakın durmayarak devam ettirme niyetindeyim. BKM bana böyle bir teklifle geldiğinde önce tereddüt ettim fakat BKM’nin yöneticileri ile görüşerek firma hakkında aldığım bilgiler bakış açımı değiştirdi. BKM’nin ticari bir firma olmaması, Türkiye’de güvenli ödeme sistemleri geliştiren tarafsız bir yapı oluşu benim kararımı değiştirmeme sebep oldu. Hakem olarak ben nasıl takımlara ve futbolculara eşit uzaklıkta ve adilsem, BKM de, ödeme sistemleri içerisinde aynı konumda. BKM’nin modern, ekonomisi kayıt altında nakitsiz bir toplum yaratma misyonu ve BKM Express’in herkesi kucaklayan ulusal dijital cüzdan olma hedefi de beni ayrıca etkiledi.
 
Soner Canko:
İnternet ve hemen arkasından gelen mobil devrim ödeme sistemlerini de dönüştürüyor. Bu büyük bir evrensel değişim… BKM olarak biz de bu hızlı evrensel değişimin Türkiye’deki liderliğini yapıyoruz. Bugün BKM Expess ile tüm kredi katlarınızı tek bir uygulamada toplayarak, sizi geleceğin dijital cüzdanıyla tanıştırıyoruz. İşte, evrensellik deyince kuşkusuz futbol bu konudaki en etkili araç… Türk futbolu açısından da son dönemde sembolleşen ve evrensel platformda tartışılmasız öne çıkan isimlerden birisi milli hakemimiz Cüneyt Çakır… Onun mesleki ve kişisel olarak tarafsız duruşu da BKM’nin sektördeki herkese eşit mesafede duruşuna en uygun isimdi… Tabii tek şartla, bu defa Cüneyt Çakır’ın bile “kart çıkarmaya” ihtiyacı olmayacaktı!