Canikli: Temel hedef ekonomiyi zayıflatmak

0
35

Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, Gezi ile 17-25 Aralık darbe girişimlerinin esas hedefinin ekonomiyi zayıflatmak olduğunu belirterek, “Çünkü en güçlü olduğumuz alanlardan biri bu” dedi.
 
Dört eski Bakan ile ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu’nun kararına ilişkin soru üzerine Canikli, AK Parti hükümetinin komisyon kurulmasına ilişkin adım atmasına kadar muhalefetten herhangi bir talep ve çağrı gelmediğini söyledi. Bu tür iddialar olduğu zaman soruşturma yönteminin belli olduğunu ifade eden Canikli, muhalefetin gerçekten adalet arama isteği içinde olmadığını belirtti. Canikli, şunları kaydetti:
 
“Amaç, böyle bir iddianın araştırılması, doğrularının ortaya çıkartılması, gerçeğinin tespitiyse bunun yöntemi budur. Delilleri kamuoyu tartışmaz. Sonuç olarak hukuki bir olaydır. Delillerin nasıl değerlendirileceği uzmanlık işidir, uzmanları yapması gerekir. Başından beri ‘hiç soruşturma komisyonuna, yargılamaya gerek yok, bunlar suçludur’ kararını muhalefet zaten vermiştir. Herkes hakkında bir iddia olabilir, hüküm ortaya çıkana kadar mahkum edilmez. İddialar konuşulabilir, tartışılabilir ama hüküm verilmez. Muhalefet bunu yaptı. Daha henüz ilk ortaya çıkışından itibaren onlarla birlikte hareket eden basın kararını verdi: ‘Bakanlar suçludur.’ Muhalefet bugün aynı yaklaşımına devam ediyor. Adalet bulma gibi bir durum söz konusu değil, siyasi olarak AK Parti’yi yıpratabilir miyiz, bütün yaklaşım bu oldu ve devam ediyor”
 
 “Yargısal bir fonksiyon ifa etmiştir”
Komisyonun tamamına yakınının hukukçu üyelerden oluştuğunu ifade eden Canikli, kararın 9’a 5 çıktığını hatırlattı. Bunun son derece normal olduğunu, mahkeme kararlarında da böyle olabildiğini anlatan Canikli, aykırı görüş veren üyelerin olmasının hukuki anlamda kararın reel olmasını, uygulamasını engellemediğini söyledi.
 
Komisyonun tam anlamıyla yargısal bir fonksiyon ifa ettiğini vurgulayan Canikli, şöyle konuştu:
 
“Bu karar hukuki bir karardır, herkes için bağlayıcıdır. Kendi açınızdan eleştirebilirsiniz. Komisyon üyesi 5 kişi buna itiraz ediyor. Ama sonuç itibarıyla bunun hukuki bir karar olduğunu değiştirmez. Komisyon illa muhalefetin, Sayın Kılıçdaroğlu’nun istediği kararı mı vermek zorunda. Böyle bir mantık var mı Allah aşkına. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu gelişme karşısında verdiği tepkiyi anlamak mümkün değil, Çok sağlıksız bir ruh halini yansıtması açısından da ibretlik bir hadise. Sağduyu kaybolmuş tamamen, sağlıklı düşünme melekeleri açısından tehlikeli görüyorum Sayın Kılıçdaroğlu’nu şu yorumuyla. Katılırsınız, katılmazsınız sonuç olarak kararlarını vermişler. Sizin beklediğiniz karar çıkmadı diye ağız dolusu hakaret, küfür etme hakkınız yok.”
 
Nurettin Canikli, gerekçeli kararın cuma gününe kadar çıkması gerektiğini belirtti.
 
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun söz konusu karara ilişkin açıklamalarını eleştiren Canikli, şöyle konuştu:
 
“Komisyon illa muhalefetin, Sayın Kılıçdaroğlu’nun istediği kararı mı vermek zorunda? Böyle bir mantık var mı? Benim beklediğim doğrultuda karar verirseniz iyi, yoksa kötü. Tüm muhalefetin, özelde Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu gelişme karşısında verdiği tepkiyi anlamak mümkün değil, çok sağlıksız bir ruh halini yansıtması açısından da ibretlik bir hadise.”
 
“Mücadele çok önemli bir aşamaya geldi”
Canikli, paralel yapıya ilişkin ilk olaylar meydana geldiğinde hükümeti yönetenlerin önce böyle bir yapının varlığını hissetmeye, sonra gözlemlemeye başladığını söyledi. MİT krizinin ardından başka olayların da üst üste meydana gelmesiyle bunun organize olduğunun ve tek elden yönetildiğinin tespit edildiğini belirten Canikli, demokratik hukuk devletinde böyle bir yapının üzerine hukuki kurallara uyularak gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.
 
Şu anda ikinci aşamada olduklarını dile getiren Canikli, olayın çorap söküğü gibi çözülmeye başladığını anlattı. Binlerce olayın bu yapıyla bağlantılı olduğunun belgeleriyle bilgileriyle ortaya çıkarılacağını ifade eden Canikli, şunları kaydetti:
 
“İkinci aşamanın da ilk safhalarındayız halen. Somut, hukukun, yargının üzerine gidebileceği delillendirme sürecinin ilk aşamasındayız. Belli bir süre sonra burada da ciddi bir çözülme başlayacak. Bu mücadelenin kolay olmadığını söylemek gerekiyor. Çünkü kurallara uygun hale getirmeniz, hukuk çizgisinde kalmanız gerekiyor. Yürütmenin görevi bunları yargının kullanabileceği şekilde deliller haline getirip yargının önününe sunmaktır.  Biz onu yapıyoruz şu anda. Mücadele çok önemli bir aşamaya gelmiştir. Çok ciddi boyut kazanmıştır, artık ete kemiğe bürünmüştür. Nitekim artık kişilerle ilişkiler kurarak olay ilerliyor. Dallanarak budaklanarak büyüyerek devam ediyor. İkinci aşamanın başında elde ettiğimiz tespitler bunun tahminlerinden çok ötesinde bir yapı olduğunu ortaya koyuyor.”
 
Gezi ve 17-25 Aralık olaylarının ekonomiye zararı
Bakan Canikli, Gezi ve 17-25 Aralık olaylarının içeride ve dışarıda ekonomiye büyük oranda zarar verdiğini belirtti. Bu olayların dış basın tarafından da Türkiye’nin imajının zedelenmesi için yoğun şekilde kullanıldığını ve belli ölçüde de başarılı olduğunu belirten Canikli, şöyle devam etti:
 
“Doğrudan yabancı yatırım başta olmak üzere faizler üzerinde etkisi oldu. Bu tür siyasi gelişmeler makro ekonomik göstergeleri etkiler. Ekonomide yatırımcıların tercihini belirleyen şey gelecekle ilgili beklentidir. Bu çapulcuların amaçlarına ulaşmış olduğunu düşünün; bütün dünyada bu, ‘hükümet düşürüldü, devrildi’ diye servis edilirdi. O zaman burada yatırımcı kalır mı? Tüketiciler de tüketim taleplerini ertelerler. Bütün bu olayların amacı belli. Ekonomide meydana gelecek sıkıntı bizi siyaseten vuracak, beklenti buydu. Türkiye kaybetmiş, Türkiye ekonomisi zarara girmiş, büyüme azalmış, faizler yükselmiş zerre kadar umurlarında değil. Çok üzülerek söylüyoruz; muhalefet için de geçerli. Muhalefetin, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Gezi olayları sırasında o vandallarla nasıl birlikte hareket ettiği, işbirliği içinde olduklarını hepimiz biliyoruz.
 
125 milyar dolarlık zarar, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak delillerle belki daha da üst rakamlara çıkabilir. Elbette çok büyük oranda zarar vermiştir, halen de zarar vermeye devam etmektedir. 4 bakanımız Yüce Divan’a gönderilmiş olsaydı yine ekonomi üzerine oynayacaklardı. İçeridekiler, dışarıdakiler hepsi hazır zaten. Başından beri bu olayların esas hedefi ekonomi. Temel hedefleri ekonominin zayıflatılması, çökertilmesi. Çünkü bizim en güçlü olduğumuz alanlardan bir tanesi bu. 12 yıldan beri istikrar söz konusu.  Son derece iyi yönetiliyor bütün dış şoklara rağmen ayakta kalıyor.”
 
Türkiye’nin bütün bu olayların hepsini başarıyla atlattığını dile getiren Canikli, “Muhalefette gaz birikimi meydana geliyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, komisyonun verdiği karara bu kadar sert tepki göstermesinin nedenlerinden birisi de bu, gaz birikimini gösteriyor. Seçime kadar sürekli bir şeyler deneyecekler. Değişik yöntemlerle bu kadroyu oyun dışına başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere AK Parti’yi siyaset dışına itmek için her türlü yöntemi denediler ve denemeye de devam edecekler” diye konuştu.