Çakıroğlu,: Yabancı yatırım oranı çok düşük

0
30

Koç Holding Üst Yönetici (CEO) Vekili Levent Çakıroğlu, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin “Bölgesel Üs / Küresel Güç” başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin her yönüyle çok büyük bir ülke olduğunu söyledi. Dünya ekonomisinin büyüdüğünü belirten Çakıroğlu, “Türkiye, genç nüfusu, satın alma gücü ile büyük potansiyeli olan bir ülke. Türkiye’nin dışında kocaman bir dünya coğrafyası var, dünya pazarı var; keşfedebileceğimiz başarılı olabileceğimiz. Baktığımız zaman kriz dönemleri dahil ülkeler farklı dinamikler gösterse de dünya ekonomisi büyüyor. Bir taraftan da ağırlık merkezi doğuya doğru kaymaya devam ediyor. Dolayısıyla bir fırsat var” diye konuştu.

Arçelik markasını ele aldıklarında, yurt dışındaki faaliyetlerinin 2001 yılındaki kriz sonrası hızlandığını anlatan Çakıroğlu, hemen çevre pazarları dikkate alarak bir ihracat hamlesi gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Böylece ürünlerini yeni pazarlara yerleştirdiklerine değinen Çakıroğlu, “İkinci adımda ise 2008 krizi var. Bu kriz aslında bizim de bölgesel büyümeden biraz global pazarlara doğru yayılmaya başladığımız dönemlere denk geliyor” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’de çok büyük bir üretim gücüne sahip olduklarını vurgulayan Çakıroğlu, beyaz eşya sektörünün buna güzel bir örnek teşkil ettiğini dile getirdi.

‘Türkiye Avrupa’nın beyaz eşya üretim merkezi’ 
Çakıroğlu, Arçelik dahil tüm üreticilerin oluşturduğu kuvvetli bir ekosistem bulunduğunu bildirerek, “Bu ekosistem sayesinde yabancı markaların üreticileri de Türkiye’de üretim yapmaya başladı. Bunun sonucu olarak 2011 yılında Türkiye, Avrupa’nın en büyük beyaz eşya üretim merkezi haline geldi” ifadesini kullandı.

‘Yabancı yatırım oranı çok düşük’
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Erdem de şu anda dünyadaki uluslararası doğrudan yatırım bakımından yerleşimde Türkiye’nin yüzde 1 payı olduğunu kaydetti. Bu rakamın çok düşük olduğuna dikkati çeken Erdem, şöyle konuştu: “Yakın zamana bakacak olursak, geçtiğimiz sene bütün dünyadaki doğrudan yatırım yüzde 8 civarında düştü. Türkiye’de ise yüzde 2 civarında düşüş yaşadık. Dolayısıyla çok fazla etkilemedi. Gözle görülen dikkat çekici bir değişiklik var; o da rakamın içerisinde gayrimenkul alımlarının rakamsal olarak artmış olması. Yani daha önceki senelerde yüzde 25 civarında olan durum, yüzde 36 civarına gelmiş. Bu rakamın artması tabii ki çok güzel bir şey.”

Türkiye’nin finans merkezi olacağı yargısının altının doldurulması gerektiğine işaret eden Erdem, şunları kaydetti:

“Türkiye küresel finans merkezi olamaz ama bölgesel finans merkezi potansiyeli belki olabilir, o da belli şartlarla. Çünkü Türkiye’de sermaye piyasası çok sığ. Türkiye borsasında 400 şirketin kayıtlı olduğu, yani halka arz edilen şirket sayısının sınırlı olduğu, üstelik bu şirketlerinde büyük çoğunluğunun düşük bir minimum sermaye zorunluluğu nedeniyle aslında çoğunluk hisselerinin halka açık olmadığı düşünülürse bu açıdan eksi puanla başlıyoruz. Yerli yatırımcı da pek çok Türkiye’de. Bu açılardan Türkiye borsası bugün çok iyi bir görünüm vermiyor ama bu geliştirilebilir.”