Üretim ve tüketim biçimlerinin dünya genelinde köklü değişiklik içerisine girmesinin planlarının yapıldığı bir dönemde Türkiye, henüz bilim kurgu bir filmi izler gibi Endüstri 4.0’ı anlama aşamasında. Görünen o ki Endüstri 4.0, büyük bir devrim ve süreçleri de sancılı olacak gibi görünüyor. Bu devrimi dijital dönüşümünü başarıyla gerçekleştirmiş şirketlerin yapacağını söylemek ise hiç de abartılı değil. Dünya bu gerçeği ucundan da olsa yakalamış durumda, peki Türkiye? TÜSİAD’ın Endüstri 4.0 raporu incelendiğinde, böyle bir üretim modeli için gerekli altyapı koşullarının (internet, siber güvenlik vb.) çok gerisinde kalındığının ve sermayedarların bu dönüşüme yatırım yapmak konusunda da çekimser olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca bu köklü dönüşüm içinde eğitim modeli ve müfredatlarının baştan aşağı değişmesi gerektiği ve bununla birlikte vasıflı personel genellemesi adı altında yeni iş tanımlarının ortaya çıkacağı duyuruluyor. Ancak halihazırda bu boyutta teknik bilgiye sahip mühendis, mimar ve diğer meslek grupları yetiştirilmediğinden böyle bir üretim değişiminin kısa vadede mümkün olmadığı görünüyor. Bütün bu analizlerin sonrasında Türkiye için Endüstri 4.0 plan ve projelerinin tanıtım ve anlama aşamasında olduğunu söylemek mümkün.
Deloitte Türkiye ve GFK Türkiye’nin ortak hazırlanan, “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı” raporu bu konuyla ilgili ipuçları veriyor. Türkiye’de faaliyet gösteren 58 şirketin üst düzey yöneticileriyle yapılan yüz yüze görüşmeler sonunda, şirketlerin dijital stratejilerinin çalışanlar tarafından anlaşılma oranı yüzde 66 olarak sonuçlanmış. Araştırmanın en can alıcı sorularından biri, şirketlerin yatırımlarının ne kadarlık bir kısmını dijital gelişime ayırdıkları. İşte bu oran yüzde 27. Az ama ümit verici…
Peki dünyada ve Türkiye’de durum ne?
WEF-Dünya Ekonomik Forumu’nun Kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab, “İş Dünyası Bir Sonraki Endüstri Devrimini Şekillendirmek İçin Hızlanmalı. Peki Neden? diye sorduğu ve Fortune’a özel hazırladığı çarpıcı yazısında, teknolojik yıkımın iş dünyasının öncelikleriyle toplumunki arasında kopukluk yaratmakla tehdit ettiğine dikkat çekiyor. Bu kopukluk ülkeleri ve iş dünyasını nasıl etkileyecek? İş liderleri hangi önlemleri alarak kendilerini bu büyük devrim karşısında avantajlı hale getirecek? Türk iş dünyasının öngörülerini haberimizde okuyabilirsiniz.
Sanayi Devrimi’nden söz ederken, işin çıkış noktasında yer alan ülkelerden biri olan Almanya’yı es geçmemek gerek. Haber trafiğimiz sırasında Almanya’nın teknolojik know-how’ını Türkiye’nin eğitim sistemiyle bütünleştirmeye ve de Türk iş dünyasının çok ihtiyaç duyduğu mesleki eğitimle buluşturmaya hazırlandığı bilgisini öğrendik. Ve soluğu Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Markus C. Slevogt’un yanında aldık. Dış Haberler Editörümüz Anahid Hazaryan’ın gerçekleştirdiği özel röportajda, Türkiye’de meslek eğitimi veren okullarda Almanya’daki sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin uygulanması için Türk Eğitim Bakanlığı’yla görüşmelerin olduğunu ve henüz çok yeni bir proje olsa da, gerçekleştiğinde mesleki eğitim süresinde yüzde 80 kısalma olabileceğini öğrendik. İlk kez ekonomi dergisine/Türk basınına konuşan Slevogt’un Fortune’a mesleki eğitim konusunda verdiği kilit önerileri ilgiyle okuyacaksınız.
İçeriğimizdeki önemli konulardan biri de e-ticaret ve e-ihracat konusu. Dijital ödeme sistemlerinden lojistiğe kadar birçok sektöre dolaylı katkı sunan e-ticaret fark atan büyümesiyle dikkat çekiyor. Teknoloji Editörümüz Kerem Özdemir, haberi ‘Yurtta e-ticaret, dünyada e-ihracat’ başlığıyla ele aldı. Önemli bilgiler bulacaksınız…
