Büyük bankalar Brexit’ten neden nefret ediyor?

    0
    46

    Goldman Sachs, Brexit gerçekleşirse pound’un yüzde 20 değer kaybedeceğini belirtti. Nomura ise Brexit’in ülkeyi resesyona sokabileceği uyarısında bulundu. UBS, Brexit durumunda ülke ekonomisinin kaybının yüzde 06 ile yüzde 2.8 arasında gerçekleşeceğini açıkladı.

    Bankalar Brexit konusunda bu kadar endişeli çünkü onlar için İngiltere Avrupa’ya açılan iş yolu. Birlikten ayrılma durumunda bu bağlantı kırılmış olacak.

    Cameron’un Brexit çağrısı ve bankaların yorumları üzerine vatandaşlar da ikiye bölünmüş durumda. Deutsche Bank Brexit durumunda iş yapılanmasını İngiltere’den taşıyabileceğini belirtirken, HSBC genel merkezini Londra’dan taşımayacağını açıkladı, fakat konuşmada işlerin ve aktivitelerin Brexit durumunda Paris’e taşınabileceği vurgusu da vardı.

    JP Morgan Chase ve diğer finansal kuruluşlar ise Brexit durumunda bankaların İngiltere’den taşınacağı uyarısını yineliyorlar. Citibank ise daha iddialı bir yorumla, Brexit’in İngiltere’ye 2030 yılında kadar 75 bin işe mal olacağını aktardı.

    YÖNETİCİLER AB’Yİ DESTEKLİYOR
    Almanya merkezli Bertelsmann Stiftung’un 700 şirket yöneticisiyle yaptığı ankete göre, İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda yöneticilerin yüzde 29’u ülkedeki varlıklarını azaltabileceğini, ya da şirketlerini tamamen ülke dışına taşıyabileceklerini söyledi. Yöneticilerin yüzde 80’i İngiltere’nin AB üyeliğinin devamını desteklediklerini kaydetti.
     
    Bilgi teknolojisi (IT) alanında faaliyet gösteren şirket yöneticilerinin yüzde 41’i ve imalat sanayisinde faaliyet gösteren şirket yöneticilerinin yüzde 26’sı İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda kapasitelerini azaltarak, işletmelerini başka bir ülkeye taşıyabileceklerini belirtti.
     
    İngiltere’nin eski diplomatlarından Negel Sheinwald, John Grant ve Stephen Wall ise ülkenin birlikten ayrılması durumunda Londra’nın finans merkezi olma konusundaki liderliğini Frankfurt’a kaptırabileceğine dikkati çekti.
     
    Emekli diplomatlar İngiliz Daily Telegraph gazetesi için yazdıkları ortak mektupta, “İngiltere’nin birlikten ayrılması durumunda Frankfurt’un ve diğer finans merkezlerinin Londra’ya karşı koymak için harekete geçmeyeceğini düşünmemeliyiz” ifadesine yer verdi.
     
    HAZİRANDA REFERANDUM YAPILMASI ÖNGÖRÜLÜYOR

    Cameron, 18-19 Şubat’ta Brüksel’deki AB Liderler Zirvesi öncesi AB üyesi ülkeleri ziyaret ederek, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın geçen hafta sunduğu yeniden müzakere planıyla ilgili destek arıyor. Planın kabul edilmesi için İngiltere dışındaki 27 AB üyesinin desteği gerekiyor.
     
    İngiliz hükümeti, ülkenin 1973 yılından bu yana yürüttüğü AB üyeliğini 2017 yılının sonuna kadar referanduma götürecek. İngiltere Başbakanı David Cameron bu süre içerisinde, birlikle egemenlik, ekonomi yönetimi, rekabet ve göç başlıkları altında yeniden müzakereler yürütüyor. Cameron’ın müzakerelerde istediğini alması durumunda, referandumun haziran ayında yapılma ihtimali bulunuyor.
     
    AB Konseyi Başkanı Tusk daha önce İngiltere’nin birlikle yürüttüğü müzakereler çerçevesinde bir taslak metin yayınlamış ve İngiliz hükümetinin AB göçmenlerinin ülkedeki sosyal yardım sisteminden 4 yıl boyunca yararlanmaması talebi çerçevesinde önlemler sunmuştu.