Oda kiralamaktan fazlasını düşünen biri, çalışma kültürünü misafir gibi değil, ev sahibi gibi ağırlanabileceğini gördü. Festival bir başlangıç, hedef dijital göçebelerin Türkiye durağı…
Tavan boyunca uzanan ahşap dallar, onları sarıp sarkan sarı çiçekli yapraklar… Raflara dizilmiş şişeler, açık masa düzeni, sarkan ampuller…
Alanya’daki Anjeliq Downtown Hotel’in restoranı, bir tatilcinin gözünden dekoratif bulunabilir. Ama o gün orada oturanlar için başka bir anlam taşıyordu.
Cüneyt Darı masaya yaklaştığında soru belliydi:
“Bir otele üretim niyeti yüklenebilir mi?”
Masada oturanlar klasik otelci refleksiyle odaların doluluğunu, kahvaltı servis saatlerini ya da konaklama süresini tartışmıyordu.
Konu daha başkaydı:
Coworking burada işler mi? Dijital göçebeler gelir mi? Festival yapılabilir mi?
Cüneyt Darı ise başka bir bakış açısı sundu.
“Öncelikle kim neden gelir, onu bilmeliyiz.”

Hedef Türkiye durağı
Ağızdan çıkan cümle, fikrin yönünü değiştirdi.
Masa, priz, kahve, internet… Bunlar bir alanı tanımlıyordu. Ama bir topluluğu çağırmazdı.
Mesele sadece nerede değil, neden sorusuydu.
Alanya’da, Anjeliq Downtown Hotel’de dijital göçebe festivalin olabilirliği de, bu ifadenin içinden filizleniyordu.
“Önce bir festival niyeti koyduk, gerisi onun etrafında gelişti.”
Anjeliq bir etkinliğin ötesinde, dijital göçebelerin Türkiye durağı olabilirdi.
Karar hızlı verilmedi. Ama yön çizilmişti.
Oteli yeniden kurmak
Anjeliq Downtown Hotel, Alanya’da zaten bilinen bir işletmeydi.
Ancak ilke defa gerçekleştirilen Türkiye Dijital Göçebe Festivali’nin burada yapılmasına zemin hazırlayan şey başkaydı.
Var olan bir binanın var olan bir pazarla buluşmasından ziyade; bu binanın yeni bir anlam kazanmasıydı.
Girişindeki açık masa düzeni, açık mutfağı, dışarıyla teması olan yapısı…
Tüm bunlar klasik otel dilinden çok, yaşayan bir platform hissi veriyordu.
“Duvardan ziyade geçiş noktaları olmalı. İçerisi dışarının uzantısına dönüşmeli. Çünkü üretirken çevreyle temas kopmamalı,” diyor, Cüneyt Darı.
Otelin içine festivalle birlikte bir fikir yerleştiriyor.
İnsanların yalnızca konaklamadığı, aynı zamanda üretebileceği bir ortamın nasıl olabileceğini söylüyor. Cüneyt Darı, hedefini bir etkinliğin ötesine taşıyor, bir topluluğu ağırlamak istiyor.
Dijital göçebelerin neyi aradığını biliyor.
“Hedefim bir odayı satmak değil, burada yaşanabilirliği göstermek.”
Gelen çalışma döngüsü
Festival boyunca otelde 20’den fazla konuşma, panel, atölye ve buluşma gerçekleşti.
Bazıları AI Bootcamp’teydi, bazıları sabah yogasında, kimileri akşam networking masasında… Ama hepsi aynı mekânı paylaşıyordu.
Anjeliq artık sadece odaları olan bir bina değil, günün her saatine yayılan bir yaşam alanına dönüşmüştü.
“Gelen kişi sabah koşuya çıkıyor, sonra kahveyle zoom toplantısına giriyor, öğleden sonra içerik atölyesinde.”
Bu ritim, otelciliğin klasik zamanlamasıyla çalışmaz. Kahvaltı saati, akşam yemeği ya da check-in gibi sabit kurgulara uymaz.
Cüneyt Darı da bu tempoya ayak uydurmak için bazı şeyleri esnetmiş.
“Biz saat koymadık. Çünkü buraya çalışma döngüsü geliyor.”
Önerilen yaşanılacak bir ortam
Alanya’nın bugüne kadar bildiğimiz konumu belli. Yaz sezonu, yabancı turist, her şey dâhil oteller.
Ancak Anjeliq’in bu hikâyede üstlendiği rol, bir otelin sezonluk kapasitesini değil, yıllık etkileşimini artırmasıydı. Çünkü gelen dijital göçebe, 3 gün kalmaz. Eğer bağ kurarsa, 3 aydan fazla bile kalır.
“Ben odadan önce yaşanacak bir düzen önerdim.”
Türkiye dijital göçebe haritasına geç giriyor ama bu eksiklik tek seferde kapanamaz. Bir model gerekir.
Açık yapılı bir otel, içinde sürekli bilgi ve buluşma akan bir mekân, dışarıdan geleni içeriye çeken anlamlı bir neden.
Festival, bunun görünen yüzüydü.
“İlk kez bir otel, bugünü değil, yarının çalışma kültürünü ağırladı.”
Binayı değil, niyeti işletmek
Cüneyt Darı’nın attığı adım, bir otelin sınırlarını yeniden düşünmeye davetti. Oda kiralamanın ötesinde, anlam kurmakla ilgileniyor. Büyük yatırımlar yerine basit ama yerinde sorular soruyor:
“Dijital göçebeler bu şehirde neden kalabilir? Bu mekânda neden yaşanabilir?”
Anjeliq’in fiziksel yapısı değişmedi.
Tavanındaki sarmaşıklar, rafın üzerindeki şişeler, masaların sade düzeni hâlâ aynı.
Ama artık mekânın ritmi değişti.
“Otele yeni bir boyut ekledim; misafirlik değil, aidiyet,” diyor Cüneyt Darı.
İlki gerçekleştirilen Türkiye Dijital Göçebe Festivali sadece bir başlangıç. Önümüzdeki yıl aynı mekânda yeni buluşmalar, yeni iş birlikleri ve belki daha kalıcı bağlantılar kurulacak.
Çünkü artık bir otelden çok, bir fikrin tekrarlanan durağı var.
Anjeliq artık sadece Alanya’nın değil, Türkiye’nin dijital göçebe haritasında bir durak.
Bazen değişim, yalnızca bir sandalye çekmekle başlar.