Batı Avustralya kökenli Benjamin Stephens New South Wales’in başkentine gelmeden önce adanın butik otellerinde çalıştı; Sydney’e geldikten sonra da doğu kıyılarındaki sörf gösterilerine ve halen concierge olarak çalıştığı QT Sydney oteline hayran kaldı. “Otel insanı yenileyen, dinçleştiren bir farklılığa sahip” diyor. İşte, Benjamin Stephens’ın Harbour City’ye yani Sydney’e gelen misafirlere tavsiye ettiği görülecek yerler.
En iyi restoran: Chippendale’deki Automata geçen eylül ayında açıldı; şefi ise Clayton Wells (eski yeri Momofuku Seiobo’ydu). Beş tabaktan oluşan menüsü mevsimsel seçenekleri asgari süs ve eklemelerle sunuyor. Ayrıca Londra’daki Typing Room’dan Lee Westcott gibi misafir şefleri ağırlayan Co.lab konsepti de var.
Yemek rezervasyonunun en zor olduğu yer: Muhteşem liman manzarası ve olağanüstü yemeklere sahip olan Cafe Sydney en zor girilen yerlerden biri. Circular Quay’de, Opera House ve Harbour Bridge yakınlarındaki Customs House’un tepesinde yer alıyor. Açık hava yemek terasının manzarasını kaçırmayın.
Olmazsa olmaz müzesi: The Museum of Contemporary Art (Çağdaş Sanat Müzesi), kentin en eski bölgesi olan the Rocks’ta yer alıyor. Gezici sergiler arasında göz alıcı Grayson Perry kilimleri ve Tatsuo Miyajima’nın LED enstalasyonları sayılabilir.
Bar ve pub: Central Business District’te bir dizi bar bulacaksınız. Dar bir yolun sonunda bodrum katında, favorilerimden biri olan Stritch Bar yer alıyor. Burada dikiş makinelerine göz attıktan sonra döner kapıdan geçip fantastik bir ekibe ve çok sağlam bir menüye sahip bu gizli hazineyi keşfedin.
Kahvaltı: Avustralya’nın kahvaltı kültürünü denemek için Bondi Beach’e gidin. Sörfün ardından (ya da daha erkense, güneşin doğuşunu seyrettikten sonra) sonra yolunuz Porch and Parlour’a düşsün. Feta peyniri, avokado, nane içeren bezelyeli krep ve çılbır yumurta gerçekten güzel; kahve ise tek kelimeyle muhteşem.
En iyi plaj: Ünlü Bondi’nin güneyinde Gordon’s Bay yer alıyor. Koyun kenarında devasa kayalıklar sıralanırken, doğal harikalara sahip bu çarpıcı akvaryum dalmak için son derece uygun bir yer. Güneşli havalarda, plaj kalabalıklaşıyor; bu nedenle, erken gidin ve daha sonra da atıştırmalık bir şeyler yemek için Coogee Bay Pavilion’a uğrayın.
Sevimli koalalar: Featherdale Wildlife Park (Featherdale Vahşi Yaşam Parkı) yabanıl hayata dair tüm sorularınızı yanıtlayacak. Kentten yalnızca 40 dakika uzaklıkta yer alan park vombat (Avustralya’ya özgü keseli bir hayvan), koala, krokodil ve ekidne (dikenli bir hayvan türü) gibi ilginç türleri barındırıyor.
Yerli halkın sırrı: Güneşin doğuşunu en iyi yakalayacağınız yer, Bronte Beach Ocean Pool.
Kaçınılması gerekenler: Hava sıcaklığı 30 derecenin üzerinde ve güneşliyse, Bondi çok kalabalık olur. Bu aşırı kalabalıktan yorulursanız, şehrin kuzey tarafına, deniz kıyısında yer alan Manly’ye yönelin. Limanın birkaç fantastik fotoğrafını çekmek üzere feribota binin ve daha sonra kamp yapmak üzere sessiz sakin kumsallara yönelin.
10.000 DOLARA BİR GÜN
BENJAMIN STEPHENS’TAN BİZİM İÇİN SYDNEY’DE TEK VE HARİKULADE BİR GÜNÜ PLANLAMASINI İSTEDİK…
Güne Northern Beaches’de (Kuzey Plajları), Rose Bay’den Palm Beach’e deniz uçağı yolculuğuyla başlamanızı öneririm. En güzel manzara için iskelenin arkasındaki Boarhouse’a kahvaltıya gidin. Benim tercihim, kentin üzerinde bir tur atıp geri döndükten sonra, favori süper yatım olan Oscar 2’nin tayfasının beni karşılaması ve şehrin sunduğu güzellikleri keşfetmek üzere liman etrafında bir tur attırması olurdu. Bu sırada beğendiğiniz koylardan birine demir atın ve yatın baş şefi John Rankin size üst güvertede öğle yemeğinizi hazırlasın. Daha sonra özel şoförünüz sizi Queen Victoria Building’ten haute-couture markaların satıldığı Paddington’a bir alışveriş turuna götürsün. Ardından Tetsuya’s’da akşam yemeğinden -Japon-Fransız füzyon mutfağının en iyilerini sunan 10 tabaklık bir deneyim-önce QT Sydney’deki State Suite’te biraz dinlenin ve geceyi Baxter Inn’de en kaliteli viskileri tadarak noktalayın.
