‘Beş Yılda 10 Kat Büyüyecek’

0
59

Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği Başkanı Burhan Eliaçık, “Finansal sistemin en dinamik gelişim alanındayız. 2021’de pazara çok büyük yerli ve yabancı yatırımcılar gelecek” diyor. Pazarda, halihazırda 91 lisanslı firma faaliyet gösteriyor.

Ersan Taylan Çıplak

ÖDEME VE ELEKTRONİK PARA pazarı öncü şirketlerin faaliyetleri sayesinde, iddialı bir konuma yükseliyor. Pazarda faaliyet gösteren şirketler hızlı bir büyüme trendi yakaladılar. Bu alandaki büyüme potansiyelini keşfeden yeni yatırımcılar pazara girmeye hazırlanıyorlar. Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği Başkanı Burhan Eliaçık ile bu dinamik pazarın gelişimi ve önümüzdeki döneme dair beklentilerini konuştuk. İşte ayrıntılar…

Ödeme ve Elektronik Para Derneği’nden bir meslek birliğine dönüştünüz.  Öncelikle bu dönüşüm sürecini anlatır mısınız? 

Derneğimiz 2015’te kurulduğunda belirlenen ilk hedef meslek birliğine dönüşmekti aslında. Geçmiş beş yıl boyunca hem sektörün gelişmesi için hem de meslek birliği beklentisinin karşılanması için kanun değişikliğine varan çalışmaları düzenleyici otoriteler ile beraber gerçekleştirdik. Yeni dönemde, öncelikle kamu yararı ve finansal sisteme katkı sağlamak odaklı ahenk içerisinde yürütülen çalışmalarımızı çok daha güçlü bir temsiliyet yapısı ile birliğimizde sürdürüyor olacağız.

Birliğin faaliyet gösterdiğiniz sektöre nasıl pozitif etkiler sağlayacağını düşünüyorsunuz? 

Birliğin pazara katkısını üç ana başlıkta toplayabilirim. İlk olarak finansal sistemin var olan mevcut altyapılarına, özellikle bankacılık sektörü tarafından kurulan veya yoğun kullanılan erişimin sağlanması, standartların oluşturulması ve bu sayede finansal sistemin çok daha yenilikçi ve verimli olmasının sağlanmasıdır. Rekabet ortamının gelişmesini sağlamak için sektörün mevcut durumunu verilerle yansıtıp gelecekte gitmesi gereken yöne dair araştırmalar, etkinlikler ve eğitimler düzenlemek diğer katkısı olacak. Son olarak yoğun düzenlemelere tabii finans sektörünün yenilikleri destekleyen gelişime açık ama aynı zamanda öz disiplin içerisinde faaliyetlerini sürdürmesini sağlayacak düzenlemelerin sektöre kazandırılması olacak.

Birliğin üye sayısı ve üyelerine sunacağı hizmetlerden söz eder misiniz? 

Birliğimizin 52 üyesi var. Faaliyet gösteren tüm ödeme ve elektronik para kuruluşlarının birlik çatısı altında meslek ilke ve standartlarının belirlenmesi, uyum sağlanması için bilgi paylaşımı ortamının hazırlanması, yerel ve uluslararası gelişmelerin takip edilmesi, sektörel istatistiklerin paylaşılması gibi oldukça uzun bir liste halinde hizmetlerinden bahsedebiliriz.

Pazarın büyüme potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Ülkemizde hane halkı harcamalarının yüzde 60’dan fazlası hala nakit gerçekleştiriliyor. Oysa gurur duyduğumuz finansal sistem ve özellikle ödeme hizmetleri alanının bu oranı çok daha aşağılara çekmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece buradan yola çıkarak dahi önümüzde fırsatlarla ve büyümeyle dolu uzun ve heyecanlı bir dönem olduğunu görüyorum.

Birliğimiz ilk genel kurulunu gerçekleştireli iki ay oldu. Henüz gelecek projeksiyonuna dair bir çalışmamız mevcut değil. Ancak öngörüm; önümüzdeki beş yılda ödeme ve elektronik para kuruluşlarının şu anki hacmini en az on kat arttıracağı yönünde. 

Ülkemizde ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren kaç firma var?

Farklı lisanslara tabii olarak 91 firma ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteriyor. Bunun dışında faaliyetleri lisans gerektirmeyen 100’ün üzerinde firma sayılabilir.

Pazarda yeni yatırımlar bekleniyor mu? 

Hem girişimci hem de yatırımcı boyutuyla sektörümüzün finansal sistemin en dinamik gelişim alanı olduğunu görüyoruz ve bu ilgi büyük çoğunluğu sektörü bu noktaya getiren ortak bir çabanın ürünüdür. Yıl sonuna kadar ve özellikle 2021’de yerli yabancı çok büyük yatırımlar, yatırımcılar bekliyoruz.

Peki, bu alandaki gelişmeyi yavaşlatan yapısal sorunlar nelerdir? 

Yapısal sorun olarak işbirliği ortamını engelleyen tabi ki rekabeti olumsuz etkileyen unsurlar bulunuyor. Ancak bu sorunlar fark edilip Kasım 2019’da  yapılan kanun değişikliği ile giderilmiş olsa da tam olarak uygulamaya geçirilmesinin pandemi süreci nedeni ile mümkün olmadığını görüyoruz. 

Regülasyon çalışmalarında sektörün, oyuncuların katılımı sağlanıyor mu? 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu yıl itibariyle ödeme hizmetleri alanında tek düzenleyici kurum oldu. Büyük bir mutlulukla söyleyebiliriz ki bizleri etkileyen her türlü sürece dahil edildiğimiz ve katkı sağlayabildiğimiz bir ortama sahibiz. 

Dijital dönüşümde küçük ölçekli firmalar çok daha hızlılar. Bu tarz firmalar, hangi özellikleriyle bunu başarıyorlar? 

Temel unsurun hızlı karar alma ve uygulamaya geçme olduğunu düşünüyorum. Dijital dönüşüme hizmet edecek çözümleri her ölçekteki firmalara sunan birçok teknoloji şirketi bulunuyor. Dolayısıyla fark öncelikle dönüşüme inanma ve sonrada hızlıca en uygun çözümü uygulamakla ortaya çıkıyor.

Finansal teknoloji şirketlerinin yenilikçi ürün ve hizmetleri geleneksel bankacılığı nasıl etkileyecek? 

Ülkemiz bankacılık sektörü son derece profesyonel ve vizyoner kişilerden oluşuyor. Dolayısıyla büyük bir çoğunluk zaten bu dönüşümü görüyor ve öncülük etmek istiyordu. Tabii ki mevcut pozisyonunu korumak isteyen bankalarda bulunuyordu. Geldiğimiz noktada bankaların gerek satın alma gerek iştirak kurma ve daha çokta finansal teknoloji şirketleri ile işbirliği yaparak fırsat oluşturma kararlılıklarını görüyoruz. Değişimin yaşattığı heyecanın sektörü de hareketlendirdiğini göreceğiz.

Kamu destekleri anlamında finansal teknoloji şirketlerine sunulan imkanlar var mı?  

Devletten alınması gereken tek desteğin düzenlemeler ile finansal sistemin bir bütün halinde yenilikçi, gelişime açık ve etkileşim içinde olmasının sağlanması olur. Bunun dışında desteklerin rekabeti olumsuz etkileyebilme ihtimali nedeniyle riskleri olacağını düşünüyorum.

Türkiye’de açık bankacılık ve ödeme hizmetlerinin dijital dünyası için yapılan en son yasal düzenlemeler hakkında bilgi verir misiniz?  

Geçen yıl yürürlüğe giren kanun değişikliği ile finansal sistemimize kattığımız açık bankacılık temel bir değişim getiriyor. Bu değişim ödeme hizmetlerinin izole adacıklardan öte birbirine güvenen ve birbiriyle çalışan kuruluşların, müşterilerin tercihine göre hizmetlerini yeniden şekillendirmesine olanak sağlayacak. Mart 2021’den itibaren bu değişimin hayatımıza dokunan ürünlere dönüştüğünü göreceğiz.