Dönüşüm ve sermaye projelerine odaklanan uzman bir şirket olan Barratt London, her yıl Londra piyasasına 1.500–2.000 arası konut sunuyor. Türkiye’nin kendileri için en büyük yatırım piyasası olduğunu söyleyen Barratt London Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörü Stuart Leslie, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye’den gelen talepler giderek arttı. Öncesinde daha çok ihtiyaçlara yönelik alımlar yapılıyordu, örneğin çocukların üniversite eğitimi için. Ayrıca o dönemde Ankara Anlaşması da mevcuttu. Günümüzde ise Türklerin yaklaşık %70’i yatırımlar için alım yapıyor” diyor.
Şirketiniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Barratt Home şirketi 1958’den bu yana faaliyet gösteren bir şirket ve Barratt London ise 1980’lerde kuruldu. Londra borsasında işlem görmekteyiz. FTSE 100 şirketlerinden biriyiz. Bugüne kadar 650 binden fazla konut inşa ettik. Yani çok uzun ve kanıtlanmış bir geçmişe sahibiz. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde Redrow isimli bir şirketi satın aldık. Bu satın almayla birlikte grup, Birleşik Krallık’ın en çok konut inşa eden firması oldu. Geçen yıl grup olarak 17 bin 500 konut teslim ettik. Bugünkü etkinlik tamamen Londra odaklıdır. Barratt London, dönüşüm ve sermaye projelerine odaklanan uzman bir şirket ve her yıl Londra piyasasına 1.500–2.000 arası konut sunuyor.
Dönüşüm projelerinin detayları nelerdir?
Yıllar içerisinde kentsel dönüşüm projeleri de yaptık. Ancak şu anda Londra’nın 3. ile 5. bölgelerine odaklanmış durumdayız. İlk kez ev alan kişilere sıfır konut sunmaya ve yatırımcıların yatırımlarının karşılığını almalarına önem veriyoruz.
Son 2 yıl nasıl geçti?
Şu anda Londra’da 400 ile 4.000 konutu kapsayan 9 proje devam ediyor. Örneğin Hendon Waterside adlı bir projemiz var. Kuzeybatı Londra’da yer alan bu proje, toplu taşıma ile şehir merkezine 25 dakika mesafede bulunuyor. Su kenarında olduğu için yoğun ilgi görüyor. Yaklaşık 10 yıldır devam eden projede 1.500 konut daha inşa edeceğiz.
Önceki projelerde Türkiye katılımı nasıldı?
Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye’den gelen talepler giderek arttı. Öncesinde daha çok ihtiyaçlara yönelik alımlar yapılıyordu, örneğin çocukların üniversite eğitimi için. Ayrıca o dönemde Ankara Anlaşması da mevcuttu. Günümüzde ise Türklerin yaklaşık %70’i yatırımlar için alım yapıyor.
Yatırım dışında kültür, tiyatro, sanat ve eğitim imkanları da tercih sebepleri arasında. Bu projeler doğrudan vize ya da oturum hakkı sağlamıyor. Ancak orada okuyup çalışan öğrenciler uzun vadede izin alabiliyor. İngiltere hükümeti yetenekli gençleri ülkeye çekmek istediği için bu tür avantajlar sağlıyor.
Türkiye dışında hangi ülkelerden yatırım alıyorsunuz?
Türkiye bizim için en büyük yatırım piyasasıdır. Bunun yanında Asya, Hong Kong ve Çin gibi bölgelerden de yatırım almaktayız. Londra çok kozmopolit bir şehir olduğundan, nereli olduğunuzun hiçbir önemi yok; herkes orada Londralıdır.
Bundan sonrası için firmanın gelecek planları nelerdir?
Bu hafta sonu buraya getirdiğimiz projelerden özellikle Hayes Village için çok heyecanlıyız. Eski bir çikolata fabrikasının bulunduğu bu alanı dönüştürüyoruz. 1.500 konutun yer alacağı projede giriş fiyatlarımız 325 bin sterlinden başlıyor.
Bölge olarak fabrika dönüşümü yaptığınızı belirttiniz, burası bir sanayi bölgesi mi?
Burası Nestlé fabrikasıydı. Tarihi açıdan iki önemli yeniliğin burada ortaya çıktığını belirtmek gerekir: beyaz sütlü çikolata ve hazır soğuk kahve. Bölge oldukça geniş yeşil alanlara sahip ve arka tarafında bir su kanalı bulunuyor. Tüm projelerimiz Londra merkezine 25 dakikalık ulaşım mesafesinde yer alıyor.
Türkiye ve İngiltere ekonomilerini kıyasladığımızda; İngiltere ekonomisi çok daha istikrarlı, hukuk sistemi ise güçlüdür. Türkiye’de geçmişte yaşanan tapu teslimatı, yüksek enflasyon gibi sorunlarla kıyaslandığında, İngiltere piyasası çok daha avantajlı ve güvenilirdir.