Euro bölgesinde hayat pahalılığı artarken, tüketiciler harcamalarında kesintiye gidiyor. Yapılan anketler Avrupa’nın kesin olarak resesyona gireceğini gösteriyor.
Avrupa’da fiyat artışları Avrupa Merkez Bankası’nı da hedeflenen yüzde 2 üzerine çıkan enflasyonu kontrol altına almak için faiz artırımına zorluyor; nitekim enflasyon geçen ay yüzde 9,1 gibi rekor seviyeye çıktı.
Öte yandan, ekonominin gerilemeye başladığı bir süreçte faizleri agresif bir biçimde artırmak da büyük bir risk.
Borçlanma maliyetinin artması zaten borçlu olan tüketicilerin üzerindeki yükü daha da artıracak. Bununla birlikte, Avrupa Merkez Bankası’nın bu hafta 50 ya da 75 baz puan faiz artışına gitmesi bekleniyor.
Rusya’nın Avrupa’ya giden gazı belirsiz bir süre için kestiğini açıklamasının ardından euro 20 yıl sonra ilk kez 99 cent’in altına düştü.
Kıtada doğalgaz fiyatları yüzde 30 artmış durumda; enerji tedariğinde yetersizlik endişesi resesyon beklentilerini tırmandırırken, yüksek enerji fiyatları hem hane halkının hem de iş dünyasının karamsarlığını artırıyor.
Ekonomik durumun göstergesi sayılan S&P Global Satın Alma Yöneticileri Endeksi temmuz ayında 49,9 puanken, ağustosta 18 ayın en düşük düzeyine gerileyerek 48,9 oldu. Endeksin 50 puanın altına gerilemesi daralma olarak görülüyor.
Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’da hizmet sektörü ağustosta ikinci kez geriledi. Reuters’in anketine göre, ekonomi bu mali çeyrekten itibaren art arda üç mali çeyrek daralacak.
Euro bölgesinin ikinci büyük ekonomisi Fransa’da ise hizmet sektörü ağustosta hız kesti ve yalnızca çok düşük seviyeli bir büyüme kaydedebildi.
İngiltere’de de ekonomi ağustos ayında kan kaybederken, iş dünyasındaki operasyonlar Şubat 2021’den beri ilk kez daraldı. Bu da resesyonun net bir işareti olarak görülüyor.
