Ata Yatırım, 2016 beklentilerini paylaştı

0
34

Ata Yatırım, politik belirsizliğin azalması ve ABD Merkez Bankası faiz artışının gerçekleşmesi ile birlikte, 2016 piyasalarının yapısal reformlara ve reel ekonomiye odaklanacağı ve daha öngörülebilir bir yıl olacağı görüşünde bulundu.

Türkiye’nin önde gelen finans kurumlarından Ata Yatırım, politik belirsizliğin azalmasıyla birlikte 2016’da piyasaların yapısal reformlara ve reel ekonomiye odaklanmaya başlayacağını ve piyasaların 2016’da pozitif bir yıl geçireceği öngörüsünde bulundu. Global fon akışları açısından yaklaşık üç yıldır gündemde olan ABD Merkez Bankası faiz artışının gerçekleşmesiyle önümüzdeki döneme ilişkin belirsizliğin azaldığını belirtilirken; “Türkiye’nin sermaye açıkları düşünüldüğünde, 2016 yılında da global fon akışları Türkiye’nin cari açığının finansmanı açısından önemli olmaya devam edecektir” denildi. 

Ata Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş kurum olarak 2016 beklentilerini şöyle dile getirdi: 

“Kısa vadede, Türkiye Merkez Bankası’nın aldığı faizleri değiştirmeme kararı piyasaların önündeki bir belirsizliğin daha ortadan kalkmasında faydalı olacaktır. Hem politik hem de ekonomi açısından dalgalı geçen bir yılın ardından baktığımızda, TL’deki ciddi değer kaybına ve seçim süreçlerine rağmen cari açık ve büyüme konusunda Türkiye’nin önemli bir dayanıklılık testinden geçtiğini söyleyebiliriz. 2016 yılında ekonomin %3.5 civarında büyüyebileceğini, TL’nin daha istikrarlı bir seyir izleyeceğini, cari açık/GSYİH oranının %5 civarında, enflasyonun da %7.5 seviyelerinde gerçekleşebileceğini öngörüyoruz. Rusya ile ilişkiler, Suriye’deki gelişmeler ve AB üyelik sürecindeki gelişmelerin, 2015 yılındaki seyrinden daha olumsuz olmayacağını düşünüyoruz ve jeopolitik riskler zaman zaman tansiyonu yükseltse de 2016 yılı genelinde daha makul bir yıl olabileceğini düşünüyoruz.”

Cemal Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonuç olarak, zor bir yılın ardından, Türkiye ekonomisi ve piyasalar açısından daha olumlu bir yıl olabileceği, piyasaların hükümetin yapısal reformları gerçekleştikçe yükselme eğiliminde olabileceğini düşünüyoruz”.