Milliyet’ten Kadife Şahin’in haberine göre, HSBC’nin Türkiye’de bankacılıktan çıkışının sektörün eski cazibesini koruyamamasına bağlayan Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı HASAN Basri Göktan, “Gelişen pazar olarak bakıyorlardı. Gelişen pazarlar o zamanlar büyüyordu. Küresel nakit bolluğu bitince bizim büyümemiz de yavaşladı. İşsizlik belirgin seviyeye , yüzde 10’nun üstüne çıktı. Enflasyonu bir türlü çözemiyoruz. Türkiye ekonomisi büyümede arıza yaşıyor. Global likiditen dolayı dışarıda cazibesini kaybediyor” diye belirtti .Göktan, “HSBC de yatırımcı. İstediği kârı elde etmezse gider. Bankacılık sektörünün problemi kârlılık. Bankacılık sektörünü cazip hale getirmek gerek . Bankaların değerleri defter değerlerinin altına fena düştü . Bunun sebeplerini araştırmak gerek . Bankacılık maliyetleri arttığı için kârlar düşüyor. Tedbir iyi bir şeydir fakat alınan tedbirlerin matematiğinin iyi hesaplanması gerek ” diye açıkladı .Göktan sorularımızı cevapladı .Tedbirler kârlılığı nasıl etkiledi?Tedbirleri piyasa şartlarını gözeterek yapmak gerek . Siz o kadar kısıtlıyorsunuz, başkası giderek arkadan dolanıyor. Yapacak bir şey yok. Piyasanın dolanmayacağı önlemler alacaksınız. Tedbirlerin arkasından dolanıyorlar. Beyaz eşya bayisine gidiyor, mal satmış gibi işlem yapmakda ya da malı alıyor bir daha arka dönüyor iskontolu alıyor. Aradaki farkı alıyor. sigorta şirketine gidiyor. Kredili satış yapılıyor. Sigorta ediliyor. Bunlar legal . Riskini ben alıyorum diyor, 24 ay vadeli satış yapmakda . Elli türlü yolu var. Piyasa buluyor.Piyasa ile kafa etmek mümkün değil, liberal ekonomide. Piyasanın bilakis bir işlem yapmak mümkün değildir. Önemli olan piyasaya uygun tedbir getirmektir.Yunanistan etkiliyor mu?Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değil, komşumuz. 1.5 milyar dolara yaklaşan alış-veriş hacmimiz var. Yunanistan’da böyle bir sıkıntının çıkması, bilhassa bankacılık sektörünün dönem dışı bırakılması önemli bir arıza . Bizim alış-veriş hacmimizi etkiler. Bankalar çalışmıyor. Gemi geldi, akreditif açılacak, akreditifin devreye girmesi için bankanın aleni olması gerek . Banka aleni değilse kim kabul edecek.
YUNANİSTAN SERMAYE GİRİŞ ÇIKIŞINI YASAKLAYABİLİR
Bankaların kapalı oluşu nasıl etkiliyor?Bankalar arasındaki günlük olarak yüzlerce nakit transferleri oluyor. Bunlar karşılıklı işlemlerdir. Borç transferleri, sendikasyonlar var. Onlar katılmış ya da biz katılmışız. Bankalar çalışmadığı için bu işlemler bekliyor. Havaleler, swaplar yapılamıyor. Aynı şey Libya’yla oldu. Libya’da devlet sistemi değiştiğinde bankalar kapandı, bir sürü teminat mektubu karşılıksız, muhatapsız kaldı. Yunanistan’la iş yapan bir Türk işadamına teminat mektubu verilmiştir ya da alacağı vardır, şimdi alamıyordur.Banka dünyada insanların hayatında öyle bir fonksiyona geldi ki çok fazla önemlidir. Bankasız bir yaşam düşünülemez.Zannediyor internet üzerinden, demek oluyor ki elektronik bankacılık işlemlerini de kapatmışlardır. Yapılacak bir şey yok. Mevduata sınırlama getirirsen bunun arkasından kapital giriş çıkışına da yasak gelir.
‘SİYASİ BELİRSİZLİK RİSKTİR’
Seçimden sonraki belirsizliğin etkisi nedir?Meseleye global iktisat açısından bakıyorum. Global ekonomiye baktığımızda nihayet üç yıldır dünyanın gidişinde iyi olmayan şeyler var. Gelişmekte olan ülkelere akan paralar, biz de dahil durmaya başladı. Bol paralar ile hayatını sürdürmeye alıştık. Bütün dünya bol likidite ile üretmeden hayatını sürdürmeye , zenginlik sanrısıyla yaşadı. Bu dönem artık kapandı. Herkes üretecek ve ürettiği kadar tüketecek. Dünya ekonomisi eskisi gibi büyümüyor. Büyümediği için biz de bundan kurtulamıyoruz. Belirsizlik var. Global belirsizlik var bir de siyasi belirsizlik var. Seçim bir belirsizliktir. Bu dünyanın her yerinde böyledir fakat biz de belirsizlik yarattı. Ama piyasalar bunu hafif biçimde atlattı. Sepet biraz hareketlenerek, sallanarak bu belirsizlik riskini dengeledi. Ama tabii uzayan bir zamanda , sonbahara doğru eğer FED faizleri artırırsa, dünyada FED’ten kaynaklanan gelişmeler olursa, bu belirsizliği ülkemizde de artırabilir. Bunu biz hepimiz ve siyasiler de değerlendiriyor. Bir çözüm bulunacağını tahmin ediyorum.Siyasi istikrarsızlık çok büyük bir risk değil mi?Siyasi istikrar bir risk faktörüdür. Türkiye’nin geçmişte kazanmasının sebebi siyasi istikrarının yerinde olması, istikrarıydı. Bunu artık özel sektör de halk da siyasiler de biliyor. Sanırsam bunun lazım geleni sağlayacaklardır.
İnşaatta küçülecekSizin gündeminizde ne var?Kuruluş misyonumuza bağlı olarak üreten kesimi destekliyoruz. Finansal hizmetlere ulaşamayan kesime yöneldik. Çiftçinin, esnafın kredilendirilmesine ehemmiyet veriyoruz. Amacımız üretimin kredilendirilmesi ve bankacılık hizmetlerinden yararlanmalara ulaşılması. İnşaat sektöründe küçülüyoruz. Üretim alanlarına ağırlık veriyoruz. Dünyanın problemi üretmeden tüketmek. Biz üretenin beraberinde olmak istiyoruz.