Filli Boya için tüm iş süreçlerinde ve geniş paydaş ekosisteminde teknolojinin sunduğu fırsatları en üst düzeyde kullanmak, yalnızca bir tercih değil, stratejik bir zorunluluk… 2026’da 145’inci yılını kutlayacak Nippon Paint’in global tecrübesi, güçlü Ar-Ge altyapısı, inovasyon kültürü ve kurumsal yönetim anlayışıyla entegre olmalarının, kendilerine yalnızca üretim ve verimlilik alanında değil, sürdürülebilirlik, dijitalleşme, Ar-Ge ve ortak hammadde satın alma gibi stratejik konularda da büyük kazanımlar sağladığını söyleyen Filli Boya Genel Müdürü Gökhan Güner, “Bu sinerji sayesinde Ar-Ge çalışmalarımız, sadece hızını değil, kapsamını da büyüttü. Dış cepheler için iklim krizinin dayattığı zorluklara karşı yüksek dayanıklılığa sahip, estetik ve bilimsel olarak test edilmiş boyalar, iç cepheler için ise tüketicilerin yaşam tarzı ve beklentileriyle paralel, ilham veren, yenilikçi çözümler üretiyoruz” diyor.
Son birkaç yıldır Türkiye ekonomisi biraz çalkantılı dönemlerden geçiyor. Bu zor zamanlarda sektörün durumunu özetler misin?
Özellikle 2024 yılı, birçok sektörde olduğu gibi boya ve ısı yalıtım sektöründe de zorluklarla geçen bir yıl oldu. Yılın ikinci yarısındaki ekonomik gelişmeler nedeniyle sektör genelinde beklenen büyüme gerçekleşmedi. Ancak hem boya hem de ısı yalıtım alanında, özellikle deprem bölgesindeki yeni yapılaşmaların etkisiyle, yeni projeler kanalında büyüme gözlendi. Yenileme pazarında ise hane halkının önceliklerinin değişmesi nedeniyle toplam pazarda beklenen ivme oluşmadı.
Nippon Paint-Betek olarak, sektördeki liderliğimizin getirdiği öngörü ve güçlü planlama becerimiz sayesinde, tüm bu zorlukları hesaba katarak 2025 stratejimizi belirledik. Değişen koşullara karşı hızlı ve çevik aksiyonlarımızla, hedeflediğimiz seviyede bir yılı geride bırakmayı başardık.
2025 yılına geldiğimizde de yenilikçi ürün portföyümüz, güçlü müşteri ilişkilerimiz, Türkiye geneline yayılmış dağıtım ağımız, sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarımız ve topluma katkı sağlayan sosyal sorumluluk projelerimiz ile sektörün stratejik alanlarındaki lider konumumuzu korumaya devam ettik. 2025 yılı ise bizim için sadece yeni bir yıl değil, geleceğimizi şekillendirdiğimiz ve yeniden yapılanma sürecimizi başlattığımız önemli bir dönüm noktası oldu.
Peki bu zorluk içerisinde siz nasıl önlemler aldınız?
Boya ve yapı malzemeleri sektörü, gerek ham madde fiyatlarındaki küresel dalgalanmalar gerekse enerji ve lojistik maliyetlerindeki belirsizlikler nedeniyle oldukça değişken bir yapıya sahip. Bu kırılgan konjonktürde biz, çevik ama stratejik bir yaklaşımla hareket etmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki dönem için üç temel önceliğimiz var: Birincisi operasyonel verimliliği daha da artırarak, belirsizliklere karşı dayanıklı bir yapı oluşturmak. İkincisi inovatif ve sürdürülebilir ürünlerle fark yaratırken, tüketici beklentilerinin ötesine geçen çözümler ve değer sunarak pazar payımızı korumak. Üçüncü olarak da insan kaynağımıza yatırım yapmayı, dijitalleşme ve yetkinlik gelişimini hızlandırmak… Bu noktada kısa vadeli dalgalanmalara karşı çevik, uzun vadede ise istikrarlı ve büyümeye odaklı bir yapı ile hareket ediyoruz. Filli Boya’yı sadece bugünün değil, geleceğin de sektör lideri olarak konumlandırıyoruz. Bunu yaparken de odak, uyum ve hız kavramlarını çıkış noktamız olarak belirliyoruz.
Yeni dönemde, Filli Boya olarak bugüne kadar inşa ettiğimiz güçlü yapıyı korurken, onu daha ileriye taşıyacak stratejik adımlar atıyoruz. Bu dönemin koşullarına uygun şekilde, odaklanmayı temel prensibimiz haline getiriyoruz. İş ortaklarımız, bayilerimiz, toptancılarımız ve tedarikçilerimizle tam uyum içinde çalışmayı sürdürerek güçlü iş birliklerimizi daha da pekiştiriyoruz. Organizasyonumuzun her kademesinde hızlı karar alma ve hızla aksiyona geçme kültürünü en öncelikli hedeflerimizden biri olarak konumlandırıyoruz. Tüm enerjimizi sonuç odaklı çalışmaya yönlendirerek, verimliliği ve etkiyi en üst seviyeye çıkaracağız. Bu süreçte, “pedal çevirmeyi” hiç bırakmadığımızı özellikle vurgulamak isterim. Yetkin insan kaynağımıza, güçlü markalarımıza, ileri teknolojimize, modern üretim tesislerimize ve geniş dağıtım kanallarımıza yaptığımız yatırımlar ile gücümüzü her geçen gün artırıyoruz.
Bu yaklaşımımız ve yetkinliklerimiz sayesinde 2025’i üretmeye ve geliştirmeye devam ettiğimiz, pazara sunduğumuz yeni teknolojilere sahip ürünlerimizin gelişimine odaklandığımız bir yıl olarak geride bırakıyoruz.
Bu teknolojilere örnek verir misiniz?
Filli Boya olarak, tüm iş süreçlerimizde ve geniş paydaş ekosistemimizde teknolojinin sunduğu fırsatları en üst düzeyde kullanmak, yalnızca bir tercih değil, stratejik bir zorunluluk. 2026’da 145. yılını kutlayacak Nippon Paint’in global tecrübesi, güçlü Ar-Ge altyapısı, inovasyon kültürü ve kurumsal yönetim anlayışıyla entegre olmamız, bize yalnızca üretim ve verimlilik alanında değil, sürdürülebilirlik, dijitalleşme, Ar-Ge ve ortak hammadde satın alma gibi stratejik konularda da büyük kazanımlar sağladı. Bu sinerji sayesinde Ar-Ge çalışmalarımız, sadece hızını değil, kapsamını da büyüttü. Dış cepheler için iklim krizinin dayattığı zorluklara karşı yüksek dayanıklılığa sahip, estetik ve bilimsel olarak test edilmiş boyalar, iç cepheler için ise tüketicilerin yaşam tarzı ve beklentileriyle paralel, ilham veren, yenilikçi çözümler üretiyoruz.
Bu yaklaşımımızın somut örneklerinden biri, dört yıllık yoğun Ar-Ge süreci ve Türkiye, Japonya, Avustralya ve Çin’deki Ar-Ge ekiplerinin iş birliğiyle geliştirdiğimiz Filli Boya’dan Nucleus ürünümüz oldu. Türkiye’de dış cephelerde ilk kez üç özelliği bir araya getiren Nucleus, yalnızca bugünün iklim krizine değil, geleceğin zorlu iklim koşullarına karşı da binaları güvence altına alan bir inovasyonun sonucu olarak doğdu. Bu ürün, yalnızca sektörde değil, iklim odaklı yapı çözümleri alanında da yeni bir standart belirledi.
Isı yalıtımı tarafında ise 2003 yılında hayata geçirdiğimiz Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri ile sektörde bir dönüm noktasına imza attık. O dönemde binaların %98’inde ısı yalıtımı bulunmuyordu; bugün bu oran ısı yalıtımının öneminin anlaşılmasıyla beraber %70 seviyelerine kadar geriledi. Bu gelişme önemli olsa da hâlâ ülke ekonomisi, çevre ve toplum sağlığı açısından üzerinde durulması gereken büyük bir potansiyel var. Bu potansiyelin en somut yansıması, bu yıl TS 825 “Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları” standardının güncellenmesiyle ortaya çıkan yeni pazar fırsatında yatmakta. Yenilenen yönetmelik ile yalıtım gereklilikleri artık sadece soğuk iklim bölgeleri için değil, sıcak iklim bölgeleri de dahil olmak üzere Türkiye’nin her ilini kapsayacak şekilde genel bir inşaat standardı haline geldi. Dalmaçyalı olarak bu standardın revizyon sürecinde aktif rol üstlendik ve bu yıl yürürlüğe giren yeni gerekliliklerin hem mevcut binalarda yapılacak tadilatlarda hem de yeni yapılacak inşaatlarda enerji verimliliğini artıracağını, dolayısıyla hem sektöre hem ülke ekonomisine katkılar sunacağına inanıyoruz. Yeni TS 825 standardı sektörde kalite odaklı bir dönüşümün de önünü açarak yüksek performanslı ısı yalıtım malzemelerine talebi artıracak, doğru yalıtım uzmanını seçmenin ve işi ehline teslim etmenin önemi her zamankinden fazla olacaktır. 20 yılı aşkın uzmanlığıyla dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin tüm ana bileşenlerini birbirine uyumlu olarak aynı tesislerde üreten Dalmaçyalı ile bu ihtiyaca cevap vermeye hazırız.
Geleceğe bakışımız net: Filli Boya olarak bilim, teknoloji, sürdürülebilirlik ve insan odağını bir araya getirerek yalnızca bugünün değil, geleceğin yaşam standartlarını belirleyen çözümler üretmeye devam edeceğiz. Enerjimizi inovasyona, odağımızı paydaşlarımızla ortak başarıya, gücümüzü ise daha yaşanabilir bir dünya inşa etme hedefimize yönlendireceğiz.
Bu hedefleriniz doğrultusunda yeni bir tesis daha devreye aldınız. Yeni yatırımınız, büyümenizi nasıl destekleyecek?
Çok kısa bir süre önce 15 milyon dolarlık yatırımla devreye aldığımız yeni su bazlı üretim tesisimizle üretim ve ürün kalitemizde hassasiyetin artırılmasını ve inovasyon odaklı büyüme vizyonumuzun daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Yıllık 225.000 ton üretim kapasitesiyle Nippon Paint-Betek’in toplam kapasitesini 345.000 tona çıkaran bu tesis, enerji optimizasyonu sayesinde elektrik tüketiminde yaklaşık %20 oranında azalma ve süreç verimliliğiyle atık miktarında düşüş sağlaması ise şirketin sürdürülebilirlik hedeflerini destekliyor. Bu yatırım, enerji verimliliği yüksek, çevre dostu üretim süreçleri, dijitalleşmiş fabrika yönetimi ve dünya standartlarında kalite kontrol sistemleri ile öne çıkıyor. 2. Su Bazlı Üretim Tesis ile daha esnek ve daha hızlı bir üretim kabiliyeti kazanan şirketimiz, pazardaki değişimlere, müşteri taleplerine ve yeni ürün geliştirme süreçlerine çok daha hızlı karşılık verebilecek. Bu yatırım sayesinde hem sektörümüzün hem de ülkemizin teknolojik dönüşümüne katkı sağlayacak, aynı zamanda yeni istihdam alanları oluşturarak ekonomik değer yaratacağız. Nippon Paint-Betek olarak, yatırımlarımızı sadece bugünün ihtiyacına göre değil, geleceğin beklenti ve standartlarını şimdiden karşılayacak şekilde planlıyoruz. Gebze’deki yeni tesisimiz de bu vizyonun somut bir göstergesi.
Dijital dönüşümde alanında attığınız adımlardan bahsedebilir misiniz?
Şirketimizde dijital dönüşümü, uzun vadeli bir kurumsal olgunluk yolculuğu olarak ele alıyoruz. Yıllardır kullandığımız SAP altyapısı sayesinde süreçlerimizi uçtan uca entegre eden, veriye dayalı bir yönetim modeli oluşturduk. Önümüzdeki yıl gerçekleştireceğimiz SAP HANA Private Cloud (RISE) dönüşümü ile bu yapıyı daha esnek, ölçeklenebilir ve geleceğin teknolojilerine hazır hale getirmeyi hedefliyoruz.
PDT (Product Development Team/Performance Driving Team) yaklaşımını, dijital dönüşümümüzün iş sonuçlarına dokunan temel yapı taşlarından biri olarak konumlandırıyoruz. PDT; ürün geliştirme, pazar payı, kârlılık ve operasyonel verimlilik gibi stratejik hedeflerin, SAP altyapısı üzerinden üretilen güvenilir veriler ve dijital platformlar aracılığıyla hızlı bir şekilde karara ve sahada aksiyona dönüştürülmesini sağlayan çapraz fonksiyonel bir çalışma modelidir. Satıştan üretime, tedarik zincirinden IT’ye kadar tüm paydaşları ortak KPI’lar etrafında bir araya getiren bu yapı sayesinde dijitalleşmeyi yalnızca sistem yatırımı olarak değil, karar alma ve uygulama hızını artıran bir yönetim modeli olarak ele alıyoruz.
SAP HANA dönüşümü ile, PDT yapısını daha da güçlendirerek veriyi sahaya daha hızlı indiren, iş birimleri arasında bütünleşmiş çalışan ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen bir dijital ekosistem oluşturmayı amaçlıyoruz.
Bunun yanı sıra, yapay zekâ ve RPA tabanlı projelerimizle süreç otomasyonunu ileri seviyeye taşıyoruz; fabrikalarımızda MES ve diğer otomasyon sistemleri ile sahada dijitalleşmeyi artırıyoruz. Siber güvenlik, tüm dijitalleşme adımlarımızın temelini oluşturuyor ve verilerimizin güvenliği her zaman önceliğimiz. Bu bütüncül yaklaşım, şirketimizi daha hızlı, veriye dayalı ve güvenli kararlar alabilen bir organizasyon haline getiriyor.
Filli Boya’nın her zaman çok önemli sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdiğini biliyoruz. Son dönemde neler yapıyorsunuz?
Filli Boya olarak, kurulduğumuz günden bu yana yalnızca ürünlerimizle değil, topluma dokunan projelerimizle de iz bırakmayı ilke edindik. Sürdürülebilir kalkınma, milli değerlerin korunması, yaşam alanlarının iyileştirilmesi, sosyal sorumluluk vizyonumuzun temel taşlarını oluşturuyor. Tarihi mirasın korunması için önemli adımlar attık. “Ebedi Destekçisi” olduğumuz Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın yenilenmesine ve 17 kilometrelik “Mustafa Kemal Yolu”nun hayata geçirilmesine katkı sağladık. “Zafere Selam” projesi kapsamında, gazi köylerimizi ve okullarımızı boyadık, boyamaya devam ediyoruz.
Bu projeler, Filli Boya’nın yalnızca sektöründe değil, toplumsal fayda alanında da lider olduğunun göstergesi. Biz, milli değerlerimizi koruyan ve çağdaş yaşam standartlarını destekleyen sosyal sorumluluk projeleriyle kalıcı izler bırakmaya kararlıyız. Bu vizyonun en önemli adımlarından biri de yakın zamanda hayata geçirdiğimiz “Hayata 1 Renk Neşe” projemiz. Türkiye’nin dört bir yanındaki kamusal alanları tasarımın gücü ve renklerle dönüştürmeyi hedefleyen bu proje, umut ve neşe odaklı bir şehir estetiği anlayışının ilk adımı. Hedefimiz, 81 il ve 922 ilçedeki belediyelerle iş birliği yaparak, bölgenin ihtiyaçlarına uygun kamusal alanları yenilemek, dönüştürmek ve herkese ilham veren yaşam alanları yaratmak.
Filli Boya olarak nitelikli usta yetiştirmek konusunda öncü rolümüzle deprem bölgesinde de sorumluluk üstlendik ve bu yıl içerisinde yeni bir projeye daha hayat verdik. Ahbap ve Dow Türkiye iş birliğinde “Birlikte Ustayız” diyerek deprem bölgesinde “Boya Ustası Eğitim Programı”nı başlattık. Deprem sonrası ciddi bir göç veren bölgede memleketlerini bırakmayan ve işe ihtiyacı olan çok sayıda depremzede bulunuyor. Projemizle deprem bölgesinde yeniden yapılanma sürecinde ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücüne destek sağlamayı ve istihdama katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.
