Analog sesli hoparlör

0
65

“DUYULMAYANI DUYUN”. Fransız audio markası Devialet’nin Paris’teki göz alıcı mağazasını dolaşan yirmili yaşlardaki, müzik sistemi delisi genç bu sloganın abartılı ve içi boş olduğunu düşünüyor. Beats kulaklığını çıkararak, “kanıtla bunu” dercesine mağazadaki satış sorumlusuna yaklaşıyor. Şirketin, son 40 yıldır ciddi bir inovasyona tanık olmayan bir endüstride devrim yarattığına dair sözlerinin pratikte bir karşılığı olabilir mi?
Markanın prestijli ürünü the Gold Phantom dijital özellikte ama analog ses verebilen kablosuz bir hoparlör; fiyatı ise 2,990 dolar. 14 Hz-27kHz frekansı (insan kulağının duyabileceğinin çok ötesinde), 4,500 W gücü ve maksimum 108Db ses düzeyiyle (bunu aşırı yüksek şeklinde okuyabilirsiniz), bir müzisyenin notalar arasında soluklanmasından arka plandaki çok hafif davul tınısına kadar, sıradan hoparlörlerin ayırt edemeyeceği ayrıntıları algılayabiliyor.

Müzik aşığı genç, Phantom stereo çift hoparlörde “Hotel California”nın canlı versiyonunu dinledikten sonra duygularını “festivalde en ön sırada olmak gibi” sözleriyle ifade ediyor. Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık, daha fazlasını duymak istiyor.

Bu güçlü ve net sese içgüdüsel yönelim -ve de genellikle buna eşlik eden, tüm bedeni saran heyecan-markaya, aralarında müzisyen will.i.am, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve şirketin 2016 Series C round’una 106 milyon dolar yatıran Android kurucusu Andy Rubin ve rapçı Jay-Z gibi yatırımcıların yer aldığı seçkin bir zümrenin sadakatini sağladı.

Ancak Devialet’nin en iddialı projesi Opéra National de Paris’yle imzaladığı 10 yıllık anlaşma; bu anlaşmaya göre, high-tech hoparlör üreticisi opera binası olarak hizmet veren Palais Garnier’de bir ses keşif odası oluşturacak.  Ziyaretçiler Chagall’ın yapıtlarıyla bezenmiş odada konserleri dinleme imkanı bulacaklar ve aynı zamanda Phantom markasıyla beraber altın plaka üzerinde  Opéra’nın adının da yer aldığı hoparlörü satın alma imkanı bulacaklar; ayrıca 18 cihazda eş zamanlı olarak çalınan ve bir orkestrayı taklit eden diğer müzik türlerini de dinlemek suretiyle Phantom’un gücünü tam olarak deneyimleyecekler. Ayrıca Phantom’u kullananlar, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar Palais Garnier ya da Opéra Bastille’deki her hangi bir etkinliği gerçek zamanlı, canlı dinleme olanağına sahip olacaklar.

Devialet CEO’su Quentin Sannié, “yaklaşık 350 yıllık, son derece geleneksel bir kurumda bir dükkân açmak hayal bile edilemezdi. Ancak biz imkansız olandan yola çıktık ve bu fikri onlara benimsettik” diyor. “Charles Garnier başına buyruk birisiydi; görece tanınmamış bir mimardı ama 19’uncu yüzyılın en görkemli ve yenilikçi anıtlarını ortaya koydu; biz de, önerimizi onun bu tavrıyla ilişkilendirdik.”

Zamanlama da kuşkusuz Devialet’nin lehineydi. Opéra National de Paris’nin direktör yardımcısı Jean-Philippe Thiellay’e göre, bu konsept önemli bir fırsattı: “Operaya gidenler açısından deneyimleri zenginleştirmek ve yeni kuşak misafirleri cezbetmek için en iyi yol bu. Devialet, ihtiyacımız olan moderniteyi sağlarken, bizler de buna karşılık, kültürel kimliğimizi ve görünürlüğü sunuyoruz.”

İster Opéra’da ister Devialet’nin tüm dünyadaki mağaza vitrinlerinde olsun, Sannié şirketin yaptığı her şeyde deneme arzusuyla hareket ettiğini belirtiyor. “Konu biz değiliz, bizler yalnızca bir aracız. İnsanların sesin mucizesini hissetmesini istiyoruz ve hâlâ yapılacak çok şey var.”