Altın güçlü seyrini koruyor. COVID-19 vakalarında ikinci dalga ihtimali alımları artırıyor. Jeopolitik istikrarsızlık, zayıf doları ve yeni ekonomik teşvik beklentileri de yükselişi destekliyor. Merak edilen ise altının onsunun 2.000 doları bulup bulmayacağı.
Zeynep Aktaş
SON YILLARIN yükselen yıldızı altın, yatırımcıya da kazandırıyor. Gram altın, 2018 ve 2019 yıllarında yüzde 30’un üzerinde kazandırdı. 2018 kur şokunda yüzde 39 değer kazanırken 2019’da yükseliş yüzde 31 oldu. 2020’nin altı ayı geride kalırken değer artışı yüzde 35’i buldu. Pandemi döneminde likiditeye geçmek isteyenlerin satışları ile bir miktar gerilese de hızla toparlanan altın yeniden zirveye tırmandı.
Çin ve Hindistan başta olmak üzere global ölçekte altın bir değer deposu olarak görülüyor. Kaybetmeden değerini koruyan bir emtia olarak görülmesi ve ziynet eşyası olarak da tercih edilmesi nedeniyle Türkiye’de de yatırımcı tercihleri arasında önemli bir yere sahip.
Uluslararası Para Fonu(IMF) verileri, Türkiye’nin altın rezervinin mayıs ayında arttığını gösteriyor. IMF’nin internet sitesinde yer alan verilere göre, bir önceki ay 20,39 milyon ons olan rezervler, mayıs sonunda 21,28 milyon onsa yükseldi. Bu rakam tüm zamanların en yüksek seviyesine denk geliyor.
Risklerin arttığı dönemlerde korunma aracı olan altın, portföyleri çeşitlendirmek amacıyla da tercihlerin başında geliyor. Ekonomik koşullar kötüleştiğinde gözler altına dönüyor. Altın arzının fazla değişim göstermemesi enflasyondan korunmak için birikim sahiplerinin altına yönelmesine neden oluyor. Altının Ons fiyatında 1.750 seviyesinin üzerindeki hareketlerde 1.800 ve uzun vadede 2.000 dolar hedef fiyatlar olarak öne çıkıyor.
Öte yandan kurum raporlarında da altın öne çıkıyor. Goldman Sachs analistleri 11 Haziran’da Fed’in enflasyonun hedefi aşmasına izin vermesi durumunda ons altının 2 bin doları aşabileceği belirtti. Deutsche Bank ise 16 Haziran’da yayınladığı raporunda, ons altında 2020 sonu tahminini 1.800 dolarda korurken 2021 sonuna ilişkin tahminini 2.000 dolara yükseltti. Kurum, uzun vadeli para politikası zemininin altında boğa piyasasını en azından 2021 yılına kadar uzatacağını söyledi. Düşük faizleri, ekonomik temellerin toparlanma aşamasında olmasını ve zayıf dolar eğilimini işaret etti.
Güvenli liman olarak kabul edilen altın, piyasa tarafından sıfır kuponlu bir tahvil olarak görülüyor, bu nedenle enflasyona göre ayarlanmış hazine daha düşük bir getiri elde ettiğinde, altının göreceli çekiciliği artıyor.
Küresel riskler, kaygı ve endişeler arttıkça yükselişe geçen altının ons fiyatı haziran ayında bir kez daha 1.750 seviyesini geçerek yönünü yukarı çevirdi. Altının ons fiyatı bir süredir 1.680 ile 1.750 aralığında sıkışma yaşıyordu. Bu yükseliş 1.800’e doğru bir atağın belirtisi olarak kabul edildi. Altının Ons fiyatı 1.750 seviyesinin üzerinde 1.800 ve 2.000 hedefi ile yolculuğuna devam ediyor. Özellikle COVID-19 vakalarında ikinci bir dalga ihtimali, jeopolitik istikrarsızlık ve zayıf dolar altının yükselişini destekliyor. Altın dönem dönem dalgalanmalar yaşasa da zirvedeki seyrini bir süre daha koruyacağı anlaşılıyor.
