Akıllı telefonun öldüren cazibesi

By Fortune Türkiye

Akıllı cep telefonlarının bayrağını taşıdığı büyük dijital değişim dalgası, bu ürün kategorisinin cazibesini de zirveye taşıyor. Daha gelişmiş ve çarpıcı telefonlar piyasada arz-ı endam ediyor. Berlin’in geçmişte beyaz eşya ile dikkat çeken IFA fuarı bile bu sene akıllı telefon şovuna dönüştü. Geçen yıllarda akıllı ev gibi konseptlere eşlik eden telefonlar Haier gibi beyaz eşyada güçlü olan firmalar tarafından aksesuar ya da kumanda tadında sunulurken bu sene akıllı telefonlar solo yaptı.

DECT telefon üreticisi Gigaset, akıllı telefon tarafında çok ihtişamlı ilk ürünlerini tanıttı. ZTE, üç markası olan Axon, Blade ve Nubia ile operatör markalı ürünlerin ötesinde doğrudan kendi markası ile müşteriye ulaşacağı bir kimliğe uzanıyor. Acer, Predator markası ile ilk oyun telefonunu tanıtırken Apple’ın ardından bu dünyanın ikincisi durumundaki Samsung, Galaxy serisinde S6 Edge Plus ve Note 5 ile sahne aldı. Sony’nin Experia Z5’i için seçilen lansman mekanı da Huawei ve Lenovo’nun ürünleri için olduğu gibi Berlin’in tanıdık fuarı IFA oldu.
Bu ürünlerin tamamı çok çarpıcı özelliklere sahip ancak akıllı telefon oyunu artık -Türkiye’nin meşhur yerli cep telefonu oyununu sorgulatan biçimde- çarpıcı özelliklere sahip ya da düşük fiyatlı ürün oyunu olmaktan çıktı. Cari açığı kapatmak için telefon üretmek gibi bir hikaye ise artık masala dönüşmüş durumda.

Geçen senelerde ilk beş üreticinin sahip olduğu pay aşağı giderken, “diğer” kategorisinin büyümesi Türkiye’de Vestel’in de tasarım yapmasına ve üretime geçmesini sağlayan bir dinamik oluşturmuştu. Genişleyen pazarın yarattığı bu algı, diğer kategorisinin Çin’deki birkaç yüz üretici dahil olmak üzere bin civarına yükselmesi ile birincinin asıl kârı elde ettiği bir dünyaya dönüşürken finansal göstergeler ilk ikiye giremeyenler için acıklı bir tablo ortaya koyuyor.

Wall Street Journal, Canaccord Genuity verilerine dayanarak yaptığı kâr analizinde 2013 sonunda Apple ve Samsung’un akıllı telefon pazarındaki kârı yüzde 50’ye yakın bir düzeyde yaklaşık eşit paylaştığı dönemin dengesinin bile ortadan kalktığını ortaya koyuyor. 2015 ortası itibariyle kârdan aldığı payı, 2014’teki yüzde 65’lik düzeyinden yüzde 92’ye yükselten Apple, başka bir oyunu oynuyor. “Lovemark” yaratmakla açıklanabilecek bu oyun, Apple yaşam tarzının yarattığı bir cihaz bağımlığı olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik Apple, bu kâr düzeyini adet bazında sadece yüzde 20’lik pazar payı ile elde etmeyi başarıyor.

İşin geriye kalan tarafı, tamamen emtiaya dönmüş durumda. Adet olarak hâlâ herkesin pay alma şansı var ancak kârlılık konusunda aynı umudu taşımak yersiz. Bir tarafta bu pazarın -kurumsal ülke organizasyonları ile- devi Samsung, bir tarafta -satış için internet kanalını kullanmasıyla dikkat çeken- startup sayılabilecek Xiaomi olmak üzere geniş bir yelpaze oluşturan oyuncular, tam anlamıyla bir emtia oyunu oynuyor. Samsung, yüksek pazar payı ile kârdan yüzde 15 pay almayı başarırken, aynı hacmi yakalayamayanlardan Blackberry sıfır çekerken Lenovo yüzde 1 zarar ve Microsoft da yüzde 4 zarar yazıyor.

Canaccord Genuity’nin verilerinin ortaya koyduğu güncel tabloyu klasik pazarlama fıkrası paralelinde değerlendirince, “Burada iş yapılmaz çünkü kâr edilmiyor” demek de “burada iş yapmalı çünkü dengeler çok hızlı değişiyor” demek de mümkün. Görünen, bu kadar hızlı büyüyen akıllı telefon pazarını pas geçmeyi kimsenin düşünmediği. Bu, bazı koşullar karşılandığında çok yerinde bir beklenti olabilir. Yeni bir değişim dalgası kapıyı çalmak üzere.

Bunun ayaklarından biri, insanların yaşamlarını sürdürdükleri özel alanları olan evlerden şehirlere ve ülkelere kadar uzanan akıllı hale gelme ya da dijitalleşme. Diğer tarafta ise, en dikkat çekicisi sağlık olmak üzere dijitalleşen servisler bulunuyor. Ancak şirketler bu iki ana dalga ile gelen değişimin peşinden koşmanın yeterli olmadığının farkında ve daha yaratıcı olmanın yollarını arıyor. Bu arayışlardan bazıları gerçekten çok ince hesapları ve ayrıntılı iş modellerini içeriyor
 
GIGASET’İN, DECT’TEN CEBE SIÇRAMA PLANI

Gigaset yöneticileri, akıllı telefon pazarına ilk adımı atmalarını sağlayan Me, Me Pure ve Me Pro hakkında mütevazı olmamakta haklılar. Pure’da 20 megapiksel ve diğer iki modelde 13 ile 16 megapiksel ana kamera ve her üç modelde de 8 megapiksellik ikinci kamera, güçlü işlemciler, güçlü piller, ince ve güçlü tasarım cep telefonu incelemelerinde övgü alacak üç farklı ürün seçeneği anlamına geliyor. Ancak Gigaset’in güçlü yanı sadece ürünler değil.

Gigaset CEO‘su Charles Fränkl, “Bu, Wi-Fi, Hi-Fi ve stand-by ile ilgili bir oyun” diyor. İngilizce okunuşları ile kulağa hoş gelen bir kafiye de oluşturan bu üçlü, ilgi çekici ayrıntılara dikkat çekiyor. 3 bin, 3 bin 320 ve 4 bin mA’lık pilleri ile uzun stand-by süresi sunan telefonlar, selfie performansları ile Wi-Fi konusunda da tatmin edici sonuçlar sunuyor.

Gigaset Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Hasan Palandöken, “Herkese odaklanmıyoruz. Hedefimiz, 30 ile 45 yaş arasında yer alan ve biraz daha fazla parası olan insanlar” diyor. Bu kesimin açıkça kendisine yakın hissettiği, özel ürünlere ilgisi biliniyor. Gigaset, bu konuya büyük önem verirken özel olma konusunda özellikle Wi-Fi çipi ve bir deliğe gerek kalmadan yüzeyden sesi aktarma teknolojisinin oluşturduğu ikili ile dikkat çekiyor. Bu ikili sadece müzik zevkini tatmin etmekle kalmıyor. Ekran yüzeyini sesi aktarmak için kullanan teknoloji, farklı bir kolaylık da sağlayacak. Bu şekilde maçların gürültülü ortamında hem rahatça konuşmak hem de karşıdakinin ne söylediğini anlamak oldukça kolaylaşıyor. Palandöken, “Bu teknoloji sayesinde telefonu tam olarak kulağınıza tutmanız da gerekmiyor. Yanağınızda dayadığınızda bile telefonla konuşabiliyorsunuz. Karşı tarafa giden ses ile gürültü ayrıştırıldığı gibi, karşıdan gelen ses de son derece net algılanabiliyor” diyor. Bu, 4,5G ihalesinde 2 bin 600 MHz frekans bandında aralık alan operatörler için önemli bir ipucu çünkü bu frekans stadyum büyüklüğündeki alanlarda çok sayıda kişiye hizmet vermek için kullanılacak.

Benzer şekilde Gigaset telefonların televizyon kumandası özelliğinin, Samsung televizyonun bulunduğu slayt ile tanıtılması, Gigaset’in DECT tarafında Bayern Münih’e sponsor olarak verdiği mesaj kadar net: Şirket, Android dünyasının merkezine ve üst segmente yerleşmek istiyor. Burada adı geçmeyen bir marka ise, zihinlerdeki asıl plana işaret edebilir. Nokia’dan doğan boşluğu doldurmaya çalışan bir Avrupalı üretici ile karşı karşıya olabiliriz. En azından Palandöken’in Rusya için hazırladığı çarpıcı lansman, Nokia tarzını çok fazla çağrıştırıyor.
 
ZTE’NİN, ÇOKLU MARKA İLE YER ARAYIŞI
ZTE Mobile Devices Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) ve Latin Amerika (LATAM) CEO’su Kan Yulun, yeni ürünleri ile markalarının perakendecilerde ve operatör kanalında daha fazla boy göstermesini beklediklerini ifade ediyor. Şirket operatörlerin markalarını taşıyan telefonları, operatörlerin belirlediği özellikler ile tasarlayıp üretme konusunda önemli bir deneyime sahip. Vodafone markalı telefonlar son dönemde bunun Türkiye’deki yansımasını da oluşturdu.

Ancak Yulun’un sözleri, marka arayışının önümüzdeki dönemde bunun üzerine çıkması için büyük çaba harcanacağına işaret ediyor. ZTE, bunun için ürettiği alt markaları kullanacak. ZTE’nin şimdiye kadar ürettiği en üst segmentteki akıllı telefonu Axon amiral gemisi olarak seçilirken daha uygun fiyatlı Blade serisinden V6 inceliği ile dikkat çekiyor. Nubia alt markası ise, daha kişiselleştirilebilen ve dinamik bir yüzle bu yelpazeye katılıyor.

ZTE’nin bu marka yelpazesinin etrafında ise, inovatif ürünlerden oluşan bir halka çekme niyeti ise SPRO2 mobil projektörü ile kendisini gösteriyor. 4G LTE şebekeye bağlı olarak çalışan mobil projektörün Wi-Fi kullanan bir modeli de AliExpress üzerinden Çin pazarına sunuluyor.
 
PHABLET’İ KAÇIRAN ACER, OYUN KOZUNU ÇAKTI
Acer, Predator serisi oyun cihazları portföyünde yer alan dizüstü ve masaüstü bilgisayarların yanına Predator 8 oyun tableti ile birlikte eklediği Predator 6 akıllı oyun telefonu ile mobilite stratejisini bir nişe oturtuyor. Bu, kalabalıktan sıyrılmayı sağlarsa akılcı bir strateji olarak adlandırılmaya hak kazanacak. İlk işaretler, IFA’da Predator’ı güçlü bir oyun markası olarak konumlamak için önemli adımlar atan Acer için umut verici.

10 çekirdekli işlemcisi ile Predator 6, bir Android telefon ancak Windows 10’un Xbox oyunlarını PC’ye taşıması ve oyuncuların oynadıkları oyunların videolarını oluşturmasını kolaylaştırması ile bu alanda oluşacak değişimi güçlü bir biçimde kucaklayabilir. Bu durumda, şirketin Gianfranco Lanci’nin CEO’luğunun son günlerinde New York’ta tanıttığı ama daha sonra pazara sunma adımlarını atamadığı akıllı telefon-phablet ürün yelpazesinin acı hatıralarını unutması kolaylaşacak.

Sıkışan ama hacim olarak dev bir cüsseye sahip olan pazar, cihaz üreticileri tarafında yeni arayışları kışkırtıyor. Herkes, bu yaratıcılığı ortaya çıkarmadan bir yere gitmenin mümkün olmadığının farkında. Nokia’nın, muazzam bir ürün yelpazesinin trend yaratma gücü kaybedildiğinde değer taşımadığını gösteren örneği ve daha genel olarak lider şirketleri deviren dalgaların gücü, cep telefonu pazarında da akıllı telefonlarla yaşanan değişimle kendisini kavrattı. Bu aynı zamanda her zaman oyunu değiştirmenin mümkün olduğu düşüncesini de besliyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...