Akıllı Saatlere SpO2 Dopingi

0
386

Koronavirüsün kandaki oksijen doygunluğunu (SpO2) aşağı çektiğinin ve bunun bir teşhis aracı olabileceğinin konuşulduğu bugünlerde bu değeri otomatik ölçebilen akıllı saatlerin cazibesini artıyor. KEREM ÖZDEMİR

Deloitte Kanada Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) Araştırma Direktörü Duncan Stewart, mart ayı başında bir araya geldiğimizde bu sene giyilebilir cihazlarla ilgili bir tahminde bulunmadıklarını söylemişti. O zaman henüz koronavirüs süreci bebeklik aşamasında olduğu için durumun farkında değildik ama virüsün kişisel izolasyonu hayatımıza sokması ile giyilebilir cihaz deneyiminin ağırlık kazanması kendisine gelecek sene için istemediği kadar veri sağlayacak.
Giyilebilir cihazlar, ilk olarak gözlük formatında hayatımıza girdiğinde bunları test etmek çok eğlenceli ve etkileyici hale gelmişti. Gözlüğü kullanarak görüşme ve Google araması yapmaktan gözlük üzerinden kahve siparişi vermeye ve ödemeye –gözlük konum ve kredi kartı bilgisini paylaşmak için de kullanılıyordu- kadar birçok senaryo teknoloji fuarlarında test edildi. Bir Amerikan Futbolu (NFL) maçında sosisli sandviç sırasına girmek için yerinden kalkan birinin kaçırdığı süre ve bunun bilet fiyatı ile karşılaştırmalı hesabının ortaya koyduğu maliyet, sosisli sandviçin ayağınıza geldiği uygulamayı çok cazip hale getiriyordu. Ancak bu hayalin gerçek dünyada karşılığı olmadığı anlaşıldı ve Stewart’ın da dediği gibi –ben de katılıyorum- akıllı gözlükler tarihe karıştı.
Ses tanıma teknolojilerinin gelişmesi, yazıya göre daha pratik olan bu aracın kullanıldığı iletişim sistemlerini daha cazip hale getirebilir. Buna uyan cihaz da saat. Ancak saatin yükselişini sağlayan sadece alışık olduğumuz dünyanın iletişim ihtiyaçları olmayacak. Koronavirüs sürecinde kişilerin takip edilmesinin pandeminin kontrol altına alınması açısından taşıdığı önem, insanların bir Eşyanın İnterneti (IoT) sistemi içindeki sensörlere dönüşmesini getirdi. Bu sensörü bilekte taşımanın pratikliğinin önemli bir kullanım kolaylığı sağladığı da keşfedildi.
Diğer yandan uygulama geliştiriciler ve giyilebilir cihaz üreticileri de bu cihazları sağlıkla ilgili konularda kullanmak için kolları sıvamış durumda. 2019’da giyilebilir cihazlar tarafında yüzde 173 büyüme kaydededen Huawei’nin en yeni akıllı saati WATCH GT 2e ve WATCH GT 2’nin tek dokunuşla kandaki oksijen oranını (SpO2) izlemeye yardımcı olduğuna dair bülteni SpO2’nin koronavirüsle birlikte kazandığı önemi gözler önüne seriyor.
SpO2 takibi aslında Samsung Note 5’in arka yüzeyindeki sensörle yapılabilecek kadar eskiye uzanan bir iş. Stresi ölçen uygulama parçasına tıklandığında stresle birlikte kandaki oksiyen düzeyini de gösteriyordu. Genellikle yüzde 97-98’lik skor elde etmeme karşın gözüm stres düzeyinde oluyordu. Yeni koronavirüsün bulaştığı insanlarda bu performansın yüzde 50’lere kadar düştüğünü görene kadar elimde tuttuğum cihazın küçük bir teşhis polikliniğinin işlevini görebildiğini düşünmemiştim.
Ancak günümüzde bu değeri ölçme özelliğinin belirleyici bir büyüme dinamiği sağlaycağını görebiliyorum. Telekomünikasyon cihazlarının lider geliştiricilerinden Huawei’nin yeni saatlerinin SpO2 ölçme özelliğini vurgularken neredeyse tıp makalesi yazması bunu görmemi sağlayan etken.
Huawei, vücudumuzun düzgün çalışmasını sağlayan kan oksijen doygunluğunun SpO2 önemli bir sağlık göstergesi olduğunu vurgulayarak bunun saat üzerinden ölçülebilmesinin geleneksel yöntemde ayrı sağlık ekipmanlarıyla gerçekleştirilmesi gereken bir süreci ortadan kaldırdığına işaret ediyor.
Birinin kan dolaşımındaki oksijen seviyelerini temsil eden SpO2 seviyesinin normal koşullar altında, sağlıklı bir insanın 90 ile 100 arasında olması gerekiyor. Bunun düşmesi, ortalama bir yetişkinde dakikada yaklaşık 5 bin mililitre kan pompalayarak ve dokulara bin mililitre oksijen veren kalbin bu görevini yerine getirememesi anlamına geliyor. Kandaki oksijen seviyesi çok düşükse, vücut düzgün çalışamıyor ve hipoksemi adı verilen bu durum ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Bu ise, doktorlar tarafından tedavi gerektiren bir durum oluşturuyor.
Günümüzde SpO2’nin ölçülmesi koronavirüs tespitinde önemli bir ipucu sağlayabilirken normale döndüğümüzde de bunun önemi azalmayacak. Hipokseminin görüldüğü başka durumlar da söz konusu. Bu nedenle SpO2 ölçümü, bazı gruplardaki kişiler için büyük önem taşıyor. Huawei dört ana gruba işaret ediyor:

Yoğun bir programı olan insanlar: Herkes iyi bir iş-yaşam dengesinin lüksünün tadını çıkaramaz, her gün farklı sektörlerde yorulmadan çalışan birçok insan vardır. Uygun bir dinlenme olmadan, stresli bir ortamda çalışmak beynin aşırı oksijen tüketmesine neden olabilir.
Yüksek rakımda veya plato hipoksik ortamında olan insanlar: Yüksek rakımlar, düşük oksijen satürasyon seviyelerine veya kişinin kanında oksijen desatürasyonuna neden olabilir. Bu durumlar, yüksek rakımlardaki düşük atmosfer basıncı nedeniyle olur. Yani, Peru’daki Machu Picchu veya Tibet’teki Lhasa gibi yerlerde yürüyüş yapıyorsanız, her nefeste vücudunuza daha az oksijen girer.
Yaşlılar: Yaşlanan kalp ve akciğerler yetersiz oksijen alımına ve yetersiz oksijen beslemesine yol açacaktır. İnsan vücudu oksijeni taşımak için kanı kullanır ve kan hacmi azalırsa, oksijen de azalacaktır.
Horlayan insanlar: Horlama, kısa süreli veya uzun süreli solunum tıkanıklığına neden olabilir, bu da hipoksiye yol açabilir. Uzun dönemli böyle bir hipoksi durumu da uyku kalitesinin düşmesine ve hatta organ hasarına neden olabilir.

Tıbbi olarak, evde yapılması zor olan arteriyel kan gazı testi veya nabız oksimetresi kullanılarak ölçülebilen SpO2 değerini Huawei WATCH GT 2 ve GT 2e akıllı saatlerinde otomatik ölçmeye başlayan Huawei’nin bu kadar yoğun bir bilgi bombardımanı ile SpO2’ye vurgu yapması, bu değerin günümüzde olduğu kadar gelecekte de önem taşıyacağına işaret ediyor. COVID-19 tarzındaki pandemilerin ve başka salgınların uzaktan sağlık hizmetlerinin önemini artırdığı bir dünyada bu tür giyilebilir kişisel mobil cihazların önemi daha da artacak.
Huawei Technologies çatısı altında gençlere yönelik teknolojik ürünler geliştiren Honor’ın akıllı saati MagicWatch 2’ye de yeni bir özellik olarak SpO2 özelliği eklendi. Bu gelişmenin SpO2’nin koronavirüs vakalarında teşhis konusunda kullanılabileceğinin haberlerde yer almasından hemen sonra yaşanması dikkat çekici oldu.
Honor bu özelliğin spor yapanların egzersiz performansını artırmasına yardımcı olmasını beklediğini açıklarken şimdiye kadar ürünlerini tanıtırken bağlı kaldığı spor yapanlara katkıda bulunma terminolojisini kullansa da pandemi bu saate başka türden kullanıcılar kazandırabilir.
Firmanın özellikle spor yapanlar için hafif ve etkili aktivite takibi yöntemi sunan akıllı bileklik Honor Band 5’in, gelişmiş spor ve sağlık takip özellikleri, kişiselleştirilebilme yetenekleri ve uzun pil ömrü vurgulanıyor. Honor MagicWatch 2 ise geleneksel saat görünümünde üstün aktivite takibi, 14 güne varan pil ömrü, Bluetooth üzerinden telefon görüşmeleri yapma imkânı gibi özellikleri ile öne çıkarılıyor.
Giyilebilir cihazlara böyle bakıldığında, uzaktan sağlık hizmetleri için bir platform oldukları değerlendirmesini yapmak mümkün oluyor. Buradaki platform sözcüğü, bir ekosistemi besleyen uç birimler olarak düşünüldüğünde çok daha fazlasını vaat ediyor. IDC’ye göre Honor’ın, 2019 yılında bir önceki yıla göre giyilebilir ürünlerde büyümesinin yüzde 497,4 olması bu platformun geniş bir kitleye yayılmasını bekleyeceğimize işaret ediyor.
Koronavirüs sonrasına baktığımızda, akıllı saat uygulamalarının ve bu platformu yönetme biçiminin yeni iş modeli içinde kapsamlı bir role sahip olacağını anlamak zor değil. En çarpıcı noktayı güncelleme oluşturuyor. Honor’ın Magic Watch 2’ye SpO2 özelliğini eklemeleri için Türkiye’deki kullanıcılara uzaktan bir güncelleme gönderilmesi yeterli oldu.
Bir diğer dikkat çekici uygulama, Fitbit akıllı saatleri el yıkama sıklığı ve süresini takip etme aracı haline getiriyor. Clean Clue adlı Fitbit saat kadranı, el yıkama konusunda kullanıcıları saat başı titreşim ve bildirimle uyarıyor ve el yıkamaya başlandığında 20 saniyelik geri sayımı da başlatarak el yıkamayı düzenliyor. Bunun ardından bir saatlik süreç yeniden başlıyor. Bu uygulamayı kurmaya gerek duymadım çünkü evde zaten el yıkama konusunda çok hassasız. Ancak bu türden bir uygulama evde can sıkıntısından su içmeyi unutanlar için önemli bir uyarıcı işlev üstlenebilir. Bunu yaparken el hijyeni adımlarını da tamamlamak mümkün olabilir. Yine önemli olan bu izolasyon günlerinde bu uygulamayı indirip yükleyerek kurulumu uzaktan gerçekleştirmenin mümkün olması.
Akıllı saatleri artık bugün yaptıkları ile değil bu uzaktan yüklenebilen kişisel uygulamaları ile değerlendirmek gerekiyor. Startup dünyasında bununla ilgili zihin açıcı örnekler şimdiden oluşmaya başladı. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen BIO Startup Program’a bu yıl kabul edilen startuplardan GlakoLens, glokom hastalığına yönelik akıllı kontakt lens ile giyilebilir okuma, kayıt ve takip sistemleriyle tedavi sağlıyor. Glokam halk arasında göz tansiyonu olarak billinen bir hastalık.
Bu örneklerin çoğalması ile giyilebilir cihazların daha geniş kullanıcı kitlelerine ve çok farklı alanlara hitap edeceği aşikar. Ancak şimdilik yaygınlaşmanın kod adı SpO2 olacağa benziyor.