ABD’de federal borç tavan limitinin yükseltilmesine dair anlaşma, zaten yüksek faiz oranları ve daralan kredi kaynaklarıyla sıkışan ekonomiyi daha da çıkmaza sokabilir.
Başkan Joe Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, mali bir çöküşü tetikleyecek temerrüt ve ödemeleri yapamama olasılığını ortadan kaldırmak amacıyla hafta sonu geçici bir anlaşmaya vardı; anlaşmanın önümüzdeki günlerde Kongre’den geçmesi bekleniyor. Hazine, ocak ayında 31,4 trilyon dolar tutarında borç sınırına ulaşmasından beri ödemeleri yapacak nakitten yoksun durumda.
Ancak bu anlaşmanın aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomisini aşağıya çekme riski de var.
Son mali çeyrekte federal harcamalar, ABD’de konut inşaatlarında yavaşlamadan kaynaklanan sıkıntıların bir ölçüde telafi edilip, ekonomik büyümenin desteklenmesini sağladı. Bloomberg’in anketine göre, borç tavan anlaşmasından iki hafta önce ekonomistler, gelecek yıl resesyon olasılığını yüzde 65 olarak ölçtüler.
FED yetkilileri, büyüme projeksiyonları ve faiz oranlarıyla ilgili kararlarında harcama tavanlarını göz önünde bulunduruyorlar. FED yeni faiz kararı için 14 Haziran’da toplanacak. Beklentiler, haziran ayında faizlerde artış olmaması, temmuzda ise son bir kez 25 baz puan artırıma gidilmesi yönünde.
Ekonomistlere göre, gelecek mali yılda harcamalar 2023 yılı seviyesinde tutulsa bile, ekonominin daralma belirtileri gösterdiği bir süreçte borç tavan anlaşmasındaki sınırlamalar sorun yaratabilir.
Bloomberg’in anketindeki ekonomistler borç anlaşmasından önce, üçüncü ve dördüncü mali çeyreklerde GSYİH’de yıllık bazda yüzde 0,5’lik bir daralma öngörüyorlardı.
Yine Bloomberg’in anketinde, borç anlaşması maliyetinin 560 bin hane halkı istihdamını olumsuz etkilemesi bekleniyor.
Ekonomistler, ekonomide aşağıya doğru bir gidişat olması halinde, mali harcamaların azalmasının GSYİH ve istihdam üzerinde çok daha büyük bir baskı oluşturabileceğine dikkat çekiyorlar.