ABD ila İran arasındaki gerilim, bir Amerikan drone’unun İran tarafından düşürülmesinin ardından arttı ancak uzmanlar bunun topyekün bir askeri çatışmaya dönüşebileceğine ihtimal vermiyorlar.
Georgetown Üniversitesi, Güvenlik Araştırmaları Merkezi’nden doçent Trita Paris, “ne İranlılar ne de Amerikalılar bu durumdan kazanç elde edebilir. Bu tam bir kayıp-kayıp durumu” diyor.
İki ülke arasındaki ilişkiler, Trump yönetiminin geçen yıl tek taraflı olarak 2015 yılı İran nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından önemli ölçüde bozuldu. O zamandan beri ABD İran’a yönelik yaptırımları daha da ağırlaştırarak, İslam Cumhuriyeti’nin ekonomisini çöküşe sürükleme hesabı yapıyor.
Washington geçen hafta da Körfez’de iki petrol tankerine yönelik saldırılardan İran’ı sorumlu tutmuş, İran ise suçlamaları reddetmişti.
Parsi gerilimin tırmanmasından ABD Başkanı Donald Trump’ı sorumlu tutuyor. “Bütün bu krize gerek yoktu; bu zaten çözülmüş bir sorundu. Trump ne yazık ki bunu çözümsüz hale getirdi ve sanırım kendisi de işlerin bu noktaya varacağını öngörememişti” diyor.
En son haberlerde, drone’un düşürülmesinin ardından Trump’ın İran’a karşı saldırı emri verdiği ancak sonra geri çektiği kaydediliyor.
Parsi’nin konuyla ilgili yorumu şöyle: “Beyaz Saray’da, ABD’nin Tomahawk füzeleriyle vurması halinde, İranlıların cevap vermeyeceğini sananlar var. Bu bana çok aptalca geliyor.”
Siyasi risk analistlerine göre, ABD ila İran arasında savaş olasılığı yüzde 40. Goldman Sachs’tan emtea araştırmaları global başkanı Jeff Curie, “şu anda iki tarafın da bir çatışma istediğini sanmıyorum” dedi. Trump’ın son açıklamalarının ortamı yumuşattığını bununla birlikte “jeopolitik gerilimin arttığını” kaydetti. (Kaynak: cnnmoney.com)
