Modern seracılık, niş gübre, iklim dirençli tohum ve kurutulmuş gıda alanında sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarına hız kesmeden devam eden Alarko Holding, tarım sektöründe kadın istihdamının geliştirilmesine verdiği çok boyutlu desteklerle de öne çıkıyor. Kadınları ve gençleri yenilikçi tarım uygulamaları ile düşük karbonlu ve kapsayıcı bir üretim modeline geçişin taşıyıcı gücü olarak konumlandıran Alarko, aynı vizyonu paylaştığı SKD Türkiye’nin yönetim kurulu üyesi olarak, derneğin “Tarımda Sürdürülebilirlik” isimli görev gücüne de liderlik ediyor.
SKD Türkiye ve Alarko Holding öncülüğünde hazırlanan “Tarımda Kadın ve Genç İstihdamının Güçlenmesi” raporu, Ülker, İş Bankası, İmece Mobil ve Alarko Tarım Grubu’nun, Ege, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerindeki tarımsal üretim alanlarında çalışan 400’e yakın sektör paydaşının katıldığı kapsamlı bir saha araştırmasına dayanıyor. Sektörde fırsat eşitliğini güçlendirmeye, kapsayıcı istihdam modellerini teşvik etmeye ve tarımsal üretimin geleceğini daha dirençli, verimli ve yenilikçi bir yapıya kavuşturmaya katkı sağlamayı hedefleyen rapor, tarımın dönüşümünde kadınların ve gençlerin rolünü merkeze alıyor.
Katılımcıların demografik özelliklerinden sektörel deneyimlerine, teknoloji, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik algılarından, iş güvenliği, iklim değişikliği ve istihdamda karşılaşılan engellere kadar çok boyutlu bir veri setine dayanan analizler, bölgesel dinamikler açısından da önemli içgörüler sağlıyor.
Raporda yer alan çıktılar, Alarko’nun ve Tarımda Sürdürülebilirlik Görev Gücü’nde yer alan diğer SKD Türkiye üyelerinin destekleriyle gerçekleşecek saha eğitimi programlarına da baz teşkil edecek.
“Tarımda Kadın ve Genç İstihdamının Güçlenmesi” raporunda öne çıkan bulgular:
- TÜİK verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 5 milyon kişi tarımda çalışıyor. Ancak veriler, son 10 yılda sektörün toplam istihdam içindeki payının %20’lerden %15’in de altına düştüğünü gösteriyor. Bu düşüş, tarım sektöründe nitelikli iş gücüne erişimde ciddi bir riskle karşı karşıya kalındığını ortaya koyuyor.
- Tarımda çalışan kadın sayısı 2,3 milyon ve bu oran tarım istihdamının neredeyse yarısına denk geliyor. Ancak kadınların büyük bölümü kayıt dışı, güvencesiz ve ücretsiz aile işçisi konumunda. Bu tablo, kadın emeğinin görünmez hale geldiğini ve kırsal kalkınmanın sosyal güvence olmadan sürdürülemez olduğunu gözler önüne seriyor.
- Kadınların eğitim seviyesi de önemli bir engel: Katılımcı kadınların %85’i ilkokul mezunu, bu da tarımda kadın istihdamını sınırlayan kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.
- Gençlerin %64’ü girişimcilik eğitimine yoğun ilgi gösteriyor. Bu veri, onların tarımda yalnızca iş gücü değil, geleceğin girişimcileri olarak da rol alabileceklerini ortaya koyuyor.
- Rapora katkı sağlayan katılımcıların %58’i 40 yaş altı. Bu durum, gençlerin tarım sektörüne ilgi göstermeye açık olduğunu, doğru destek mekanizmaları ile tarımın geleceğinin genç kuşaklara devredilebileceğini işaret ediyor.
- Modern tarım uygulamaları, iyi tarım, topraksız tarım, tarımsal kalkınma, zararlılarla mücadele ve doğru gübre kullanımı gibi konularda ciddi bilgi eksikliği olduğu görülüyor. Örneğin, tohum ıslahı konusunda katılımcıların %52’si “fikrim yok” diyor. Bu bulgu, bilgiye erişimin ve tarımsal eğitimlerin yetersiz olduğunu, özellikle kadın ve gençler için yaygın, erişilebilir ve uygulamalı eğitim programlarının gerekliliğini ortaya koyuyor.
- Katılımcıların %47’si tarımda 3 yıldan az deneyime sahipken, %30’u 10 yıl ve üzeri deneyim sahibi. Ancak mesleki gelişim imkanlarını yeterli bulanların oranı yalnızca %25. Bu da sektörde hem yeni başlayanların hem de deneyimli çalışanların gelişim ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığını gösteriyor.
- En çok talep edilen üç eğitim konusu ise şunlar:
- Sürdürülebilir tarım uygulamaları
- Girişimcilik ve iş kurma
- Gübre kullanımı ve bitkisel ürün gelişimi
Bu tercihler, tarımın artık yalnızca geleneksel yöntemlerle değil; çevreye duyarlı, bilgi temelli ve teknolojiyle entegre bir yapıda sürdürülmesi gerektiği yönündeki güçlü beklentiyi yansıtıyor. Kadın ve gençlerin özellikle sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve girişimcilik konularına duyduğu ilgi, onların tarımda daha aktif, yenilikçi ve üretken roller üstlenmek istediklerini ortaya koyuyor.
- Rapor, teknoloji kullanımında ciddi bir açık olduğuna da vurgu yapıyor. Katılımcıların sadece %14,5’i teknoloji kullanımı konusunda kendisini yeterli görüyor. Bu bulgu, özellikle dijital okuryazarlık ve modern tarım tekniklerinin uygulanması konularında ciddi bir destek ihtiyacına işaret ediyor.
- Araştırma bulguları, tarımda kadın ve gençlerin desteklenmesine yönelik mevcut politika ve uygulamaların da sınırlı kaldığının altını çiziyor. Katılımcıların yalnızca %17’si ülke tarım politikalarının kadın ve gençleri yeterince desteklediğini düşünüyor. Benzer şekilde özel sektör destekleri de %63 oranında “hiç” ya da “az etkili” bulunuyor. Bu durum, tarımda kadın ve gençlerin güçlenmesi için kamu ve özel sektörün daha erişilebilir, güçlü destek mekanizmaları geliştirmesi gerektiğini gösteriyor.
- Katılımcıların %60’ı sosyal haklar konusunda bilgisinin yetersiz olduğunu belirtiyor. Bu durum, sosyal haklara dair bilgilendirme ve erişim süreçlerinin daha kapsayıcı ve yaygın hale getirilmesinin öncelikli bir alan olduğunu ortaya koyuyor.
- Katılımcıların %62’si hijyen, kreş, iş güvenliği gibi imkanları yeterli bulmuyor. Bu veri de tarımda kadın ve gençlerin verimliliğini doğrudan etkileyen çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
- Katılımcıların %61’i iş sağlığı ve güvenliği imkanlarını da “yetersiz” buluyor.
- Katılımcıların %80’i iş bulmayı “zor” veya “çok zor” olarak tanımlıyor; bu da sektördeki erişilebilir ve sürdürülebilir istihdam kanallarının sınırlı olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
- Katılımcıların önerileri doğrultusunda öne çıkan ihtiyaçlar:
- Finansal desteklerin artırılması (hibe, faizsiz kredi)
- Derinlemesine eğitim ve rehberlik programlarının yaygınlaştırılması
- Yeni iş birliği ve çalışma fırsatlarının sunulması
- Pazarlama ve satış desteği sağlanması
- Teknolojiye erişimin kolaylaştırılması
- Yerel ve uluslararası pazarlara erişimin artırılması
Program kapsamındaki ilk eğitim Alarko Holding ve Alarko Tarım Akademisi tarafından düzenlendi
Tarımsal üretimin yalnızca ekonominin değil, sağlıklı bir geleceğin de ana unsuru olduğuna inanan Alarko Şirketler Topluluğu, 2023 yılında giriş yaptığı tarım sektöründe jeotermal seralarda topraksız ve kalıntısız üretim yapıyor. Çankırı’da geçen yıl faaliyete başlayan hibrit teknolojiye sahip mikro granül gübre fabrikası Avrupa’nın bu alandaki en büyük üretim tesisi olma özelliği taşıyor. Tohum ıslahı alanında Ar-Ge çalışmalarını sürdüren Alarko, kurutulmuş gıda üretimi ile tarımsal üretimde israfın önüne geçmeyi hedefliyor. Alarko Tarım Grubu %75 kadın çalışan oranı ile de sektörde öne çıkıyor.
Sürdürülebilir ve modern tarım alanındaki yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Alarko, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın istihdamının artırılması konusunda yürüttüğü sosyal projeleriyle de adından söz ettiriyor. Alanında uzman sivil toplum kuruluşları ile etkin iş birlikleri yürüten Alarko, SKD Türkiye’nin “Tarımda Sürdürülebilirlik Görev Gücü”ne liderlik ediyor. Bu kapsamda SKD Türkiye bünyesinde, Alarko’nun desteğiyle yayımlanan “Tarımda Kadın ve Genç İstihdamının Güçlenmesi” raporu, sektördeki dönüşüm için atılacak adımların yanı sıra ilgili görev gücünün düzenleyeceği eğitim serilerine de ışık tutuyor.
SKD Türkiye’nin Tarımda Sürdürülebilirlik Görev Gücü tarafından yürütülen program kapsamındaki ilk eğitim Alarko Holding ve Alarko Tarım Akademisi’nin destekleriyle gerçekleşti. 17 Aralık 2025 Çarşamba günü, Eskişehir Sanayi Odası’nda düzenlenen eğitim programında “Sürdürülebilir Tarım”, “Modern Tarım Teknolojileri”, “Ata ve Hibrit Tohumun Geleceği”, “Tarımda Gübre Kullanımı”, “Sektörden İyi Tarım Uygulamaları” ile “Girişimcilik ve İş Kurma Süreçleri” başlıklarıher biri kendi alanında uzman akademisyenler, sektör temsilcileri ve sivil toplum paydaşları tarafından çok boyutlu bir perspektifle katılımcılara aktarıldı. Sektörden farklı markaların iyi uygulamalarının da anlatıldığı program, başta kadın ve genç tarım çalışanları olmak üzere bölgenin tüm tarım paydaşlarını bir araya getirdi.
