Gault&Millau Listesi Büyürken Hikâye Nerede Derinleşiyor?

By Fortune Türkiye

Gault&Millau Türkiye 2026 Rehberinde şehirler çoğaldı, restoranların sayısı arttı ve oteller seçkiye girdi. Gastronomi yeni bir çerçeve kazanırken damak tadının ötesine geçiyor. Peki bu genişleme mutfağın ötesinde, Türkiye’nin ekonomik haritasına ne söylüyor?

Gault&Millau Türkiye 2026 Gastronomi Rehberi Ödül Töreni için Çırağan Sarayındayım. Boğazın kıyısındaki Sarayın görkemli salonundan içeri girdiğimde büyük bir kalabalıkla karşılaşıyorum. Gastronomi dünyasının önde gelen temsilcileri, sıralanmış koltuklarda, sahneyi büyük bir dikkatle takip ediyor.

Kalabalığın orta tarafında, salonun yüksek duvarına yansıtılmış “Gault&Millau” logosunun büyük harfleri görülüyor.

Kürsüde Sözen Group CEO’su ve Gault&Millau Türkiye Temsilcisi Gökmen Sözen konuşuyor.

“Türk gastronomisinin dünyaya açılan yeni hikâyesini kutlamak için bir aradayız.”

Organizasyonun amacını tek cümleyle özetliyor.

Sözen Group, Gault&Millau Türkiye temsilciliğini 2023’ten bu yana yürütürken, Türkiye’nin potansiyelini uluslararası ölçekte görünür kılmaya çalışıyor.

Peki bu rehber, yalnızca iyi yemekleri mi anlatıyor, yoksa daha geniş bir ekonomik hikâyeye mi işaret ediyor?

Harita Genişliyor

“Bu yıl rehber, yalnızca restoranları değil; şehirlerin potansiyelini de gösteriyor.”

Gökmen Sözen’in sözleri listelere bakıldığında somutlaşıyor. Urla, Bodrum, Kapadokya ve Gaziantep artık tatil ya da kültür başlığıyla konuşulmuyor; gastronomi kümelenmesiyle anılıyor.

Rehberin 11 şehri kapsaması, yeme içmenin İstanbul merkezli bir yapıdan çıktığını gösteriyor. Harita; Ege hattında Muğla, Aydın ve İzmir’e, yukarıda Balıkesir ve Çanakkale’ye, güneyde Gaziantep ve Antalya’ya, iç kesimlerde Ankara ve Nevşehir’e, doğuda ise Van’a doğru genişliyor.

Bu şehirlerden bir kısmı tatil ya da kültür başlığıyla olduğu kadar, gastronomi kümelenmeleriyle de anılıyor.

“Türkiye, çok merkezli bir gastronomi coğrafyasına dönüşüyor” diyor, Gault&Millau CEO’su Patrick Hayoun.

Bu yaklaşım, yatırım davranışlarını da etkiliyor.

Rehbere giren şehirlerde butik otel, bağ, restoran ve deneyim odaklı yatırımlar artıyor. Gastronomi artık tekil mekân olarak tanımlanmıyor, bölgesel bir ekonomik ekosistem olarak okunuyor.

Sözen Group CEO’su ve Gault&Millau Türkiye Temsilcisi Gökmen Sözen

Rehber yatırımcılar için sinyal niteliğinde

“Rehber, doğru zamanda doğru yere bakanlar için bir referans noktası” diyor, Gökmen Sözen.

Listelerde öne çıkan adreslerin istikrarını korunması, kaliteden ödün vermediklerini gösteriyor.

Bodrum’da Maçakızı, Kitchen by Osman Sezener ve Ayla; Urla’da Teruar,  Vino Locale ve Narımor gibi üst segment mekânların rehberde istikrarlı biçimde yer alması, bu bölgelerde yeme içmeye yönelik harcamanın sürekliliğine işaret ediyor.

Aynı listeler, temsilin sınırlı kaldığı şehirlerde yeni girişimler için hâlâ alan bulunduğunu da düşündürüyor.

“Gault&Millau, kaliteyi olduğu kadar sürdürülebilirliği de izler.”

Patrick Hayoun’un vurgusu, sektör yatırımcısı açısından önemli.

Gault&Millau CEO’su Patrick Hayoun

Şef ekonomisi ve yetenek havuzu

“Şefler artık mutfağı olduğu kadar, markayı da taşıyor.”

Gökmen Sözen bu cümleyi özellikle Fatih Tutak, Osman Sezener, Maksut Aşkar ve Aret Sahakyan gibi 3 ve 4 Toque alan isimler için kuruyor. Şefin adı mekânın değerlemesini doğrudan etkiliyor.

Eğitimli ekipler, teknik bilgi ve uluslararası deneyim, yeni bir yetenek havuzu oluşturuyor.

“Genç şeflerin bu hızla görünür olması tesadüf değil” diyor, Patrick Hayoun.

Görünürlük, sektörde yukarı doğru bir hareketlilik yaratıyor. Şeflik, ücretli emekten ortaklığa uzanan bir ekonomik yola dönüşebiliyor. Genç şef ödülleri ve Chef Restaurant kategorileri, söz konusu geçişin kurumsal zeminini güçlendiriyor.

Gastronomi böylece hizmet sektörünün bir adım ötesine geçerek nitelikli insan kaynağı üreten alan hâline geliyor.

Gastronomiden konaklamaya, HÔTEL Sélectionné

“Bu yıl, gastronomi ekosisteminin ayrılmaz parçası olan hospitality sektörünü de değerlendirmeye dâhil ettik.”

Gökmen Sözen’in ifadesi, rehberin kapsamının neden genişlediğini anlatıyor.

Club Marvy, Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul, The Peninsula İstanbul, Nirvana Cosmopolitan Antalya, KeyUrla İzmir, Avantgarde Refined Caves Of Cappadocia gibi otellerin HÔTEL Sélectionné listesine girmesi, yeme içme ile konaklama arasındaki bağın artık ayrı düşünülmediğini gösteriyor. Restoran kalitesi, oda deneyimi ve destinasyon algısı aynı paketin parçası hâline geliyor.

“Konaklama deneyimi, gastronomiyle birlikte değerlendirildiğinde gerçek değer ortaya çıkar.”

Listeye giren oteller, doluluk oranı, fiyatlama gücü ve uluslararası görünürlük açısından da öne çıkıyor.

Gecenin sonunda, Çırağan Sarayı’nın salonunda yankılanan son alkışlar da diniyor.

Kapıdan çıkarken kalabalık hâlâ içeride ama hikâye çoktan dışarı taşmış durumda.

Gault&Millau, bu yıl mutfaktan çok daha geniş bir alanı işaret ediyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...