İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Sınav Başarısını Neden Ara Hedef Olarak Görüyor?

By Fortune Türkiye

İş Bankası’nın 54 yıldır sürdürdüğü “Altın Gençler” programı, ülkenin en parlak zihinlerini ödüllendiriyor. Genel Müdür Hakan Aran, gençleri tebrik ederken zaferin rehavetinden bir an evvel sıyrılmalarını salık veriyor. Peki bu kurumsal felsefe, sadece bir sosyal sorumluluk programı mı, yoksa geleceğin yönetim kadrolarını inşa etmeyi hedefleyen, uzun soluklu bir insan sermayesi stratejisi mi?

İş Bankası’nın İş Kuleleri’nde, mermer zeminli geniş salondan içeri giriyorum. Karşımda, Yüksek Öğrenim Kurumları Sınavı (YKS)’de ilk sıralara girmeyi başarmış gençler duruyor. Bulundukları sahnenin arkasında bankanın logosu ve tek bir cümle:

“Altın Gençlerimizi tebrik ederiz”

Türkiye’nin en rekabetçi üniversite sınavında ilk 30’a giren 102 öğrenci, ödül plaketleri ve InterRail biletleriyle toplu fotoğraf için bir aradalar. Tam ortalarındaysa İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran:

“Başardım duygusundan bir an evvel sıyrılmalısınız.”

Sözleri, gençlere dönük sakin ama kesin bir uyarı niteliğinde.

Türkiye’nin en büyük finans kurumlarından birinin tepesindeki isim, elde edilen parlak başarının uzun yolculuğun sadece ilk basamağı olduğunu hatırlatıyor.

Uzun soluklu diye tanımladığı yaklaşım, elde edilen dereceyi bir varıştan ziyade, geçilmesi gereken bir ara kapı olarak tanımlıyor.

Peki, böylesine yoğun bir rekabetin ortasında bu başarıyı sürdürülebilir kılmak mümkün mü?

Başarı yeniden tanımlanıyor

“Başarının tanımı zamanın ruhuna göre değişebilir.”

Genel Müdür Hakan Aran başarıyı performanstan öte süreklilikle ifade ediyor. Üniversiteye girişi nihai nokta olmaktan çıkarıp, sadece bir başlangıç avantajı olarak konumlandırıyor.

“Engellerden sadece birini daha aştınız, çok güzel bir aşamaya geldiniz.”

Gençlerin başarısını taktir ederken, kat edilmesi gereken asıl mesafenin bundan sonra başladığını söylüyor.

“Aranızdan bazıları Nobel ödülü alacak, etkin konumlara gelecek.”

Aran sözleriyle aslında gençlerden beklentisinin seviyesini işaret ediyor.

Nobel Ödüllü Daron Acemoğlu ve eski Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın zamanın Altın Gençleri arasında yer aldığını hatırlatıyor.

Kendi 40 yıllık tecrübesinden yola çıkarak, gençlerin 35-40 yıl sonrasını bugünden düşünmelerini istiyor.

“Hiç hayal etmediğiniz bir noktaya ulaşabilirsiniz.”

Kariyer belirsizliğini yönetme becerisinin önemine dikkat çekiyor.

İş Bankası’nın insana yatırımı

“Kurum olarak ilgilendiğimiz konulara hep uzun soluklu baktık.”

İfade, 1971’den bu yana süren “Altın Gençler” geleneğinin ardındaki rasyonel stratejiyi işaret ediyor.

Bir finans devi, yarım asrı aşkın süredir akademik teşviklere yatırım yaparak geleceğe yönelik yetenek rezervi oluşturuyor.

“Bir 50 yıl sonra da aynı heyecanla, aynı coşkuyla bu geleneği sürdüreceğiz.

Sözleri, İş Bankası’nın stratejinin sürekliliğini teyit ediyor.

Bankanın gerçekleştirdiği sosyal yatırım, kurum içi yetenekleri olduğu kadar, Türkiye’nin genel insan sermayesi kalitesini yükseltme misyonunu da içeriyor.

“Ülkemizde başarı kültürü yaygınlaşmalı,” diyor.

Geleneği aynı zamanda bir toplumsal motivasyon aracı olarak nitelendiriyor.

Ve gururla ekliyor:

“Gençlerimiz üniversite sınavına hazırlanırken Altın Gençler arasında yer almayı hedefliyor.”

İşaret ettiği rekabetin motivasyonla birleştiği nokta. Türkiye’deki eğitim sisteminin yarattığı basınç, semboller üzerinden farklı bir anlam kazanırken, gençlere yeni açılımlar sağlıyor.

“Altın Gençler geleneğimiz böyle bir hüviyet kazanmışsa ne mutlu bize.”

Hakan Aran’ın sözleri, kurumsal yatırımın prestij bazında da ölçüldüğünü gösteriyor.

Rekabetçi eğitim piyasası

YKS’de ilk 30’a girme başarısı, Türkiye’deki eğitim sisteminin yoğun rekabetçi yapısını ortaya koyuyor.

İş Bankası, uyguladığı programla aynı zamanda en parlak zihinlere ulaşarak onları kurumsal markasıyla tanıştırma becerisi sergiliyor.

Avrupa’da trenle seyahat olanağı sağlayan InterRail Global Pass ve 30.000 TL para ödülü gibi somut teşvikler, genç yeteneklerin motivasyonunu artırıyor.

“Hayata 1-0 önde başladınız.”

Hakan Aran’ın vurgusu, iyi üniversitelerde okumanın işgücü piyasasında yarattığı farkı açık ediyor. Sözleriyle eğitimle ekonomi arasındaki bağ daha görünür hale geliyor.

Ve devamını getiriyor:

Sizi çok güzel bir gelecek bekliyor.”

Her bir başarılı gencin hikâyesine olduğu kadar, ülkenin yetenek havuzuna ilişkin beklentisini ifade ediyor.

Gençlerin potansiyeli, ekonominin uzun vadeli yönelimini belirleyen ana unsurlardan biri.

Aran, gençlerin üniversite yıllarına değiniyor.

“En keyifli yılların içindesiniz.”

İçinde bulundukları dönemin kıymetini bilmeleri gerektiğini hatırlatıyor.

Tören bitiyor.

Gençler salondan gruplar halinde yavaş yavaş çıkıyor. Konuşuyorlar, gülümsüyorlar, mutlular… Tamamlanmış bir çabanın rahatlığı içindeler.

Ama aynı zamanda yeni bir başlangıcın heyecanı içindeler.

Başarılı gençlerin biraz önce önünde resim çektirdikleri afişe bakıyorum.

İş Bankası logosu ve tek bir cümle görüyorum:

“Altın Gençlerimizi tebrik ederiz”

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...