Turizmin başkentinde ışıkların sönmemesi bir mühendislik başarısı olduğu kadar, devasa bir ekonomik operasyon. Nüfusu %20 büyürken enerji talebi %61 artan Antalya’da, AEDAŞ Genel Müdürü İlkay Baydar ile sahadaki yoğun çalışmanın içinde görüştük. Ona, “İstanbul’dan daha zor” dediği bu yapıyı, 12 yılda 50 milyar liraya varan yatırım temposunu ve yılbaşını neden 1 Ocak’ta kutladığını sordum.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Antalya’da AEDAŞ’ın saha operasyon merkezindeyim. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan ve basından meslektaşlarımla gelişmeleri yerinde gözlemliyoruz. Karşımızda turuncu renkli mobil jeneratörlerin gölgesinde hummalı bir hareketlilik var.
Teknik personel, yalıtımlı eldivenlerini ve tırmanma ekipmanlarını kuşanan birer dağcı titizliğiyle son kontrollerini yapıyor. Genel Müdür İlkay Baydar teknik ekibin hazırlıklarını yakından takip ediyor. Sahanın temposuna alışkın ve operasyonel detaylara hakim bir duruşu var.

Burası, Türkiye’nin turizm vitrininin arka bahçesi. Bir yanda lüks otellerin ve sanayinin kesintisiz enerji beklentisi, diğer yanda Toroslar’ın zorlu coğrafyası…
Ekipteki herkesin yüzünde, tehlikeli bir işi rutinleştirmiş olmanın verdiği o soğukkanlı ciddiyet var. Test, kontrol ve onay döngüsü, hatasız işlemek zorunda.
Peki, milyonlarca turistin konforunun, sanayinin çarklarının ve tarımın can suyunun bağlı olduğu bu şebeke, üstelik beklentinin yüksek olduğu bir coğrafyada nasıl yönetiliyor?
Cevabı öğrenmek için İlkay Baydar’a doğru yöneliyorum.

Antalya, İstanbul’dan daha zor
Antalya, dışarıdan bakıldığında güneş ve denizden ibaret görünse de, enerji dağıtımı açısından Türkiye’nin en zorlu sınav alanlarından biri.
Şehir, yüksek enerji tüketimine sahip olmasına rağmen, üretim santrali fakiri; enerjiyi dışarıdan taşımak zorunda.
AEDAŞ Genel Müdürü İlkay Baydar, tecrübesine dayanarak konuşuyor:
“Antalya, İstanbul’dan daha zor.”
Zorluğun temelinde iklimsel ve sosyolojik farklar yatıyor.
“İstanbul’da rüzgâr belli bir hızda estiğinde hayat durur” diyor ve ekliyor:
“Burada ise o rüzgâr hayatın sıradan bir parçası.”
Sadece iklim de değil, insan faktörü de operasyonu zorluyor. İstanbul’daki trafik gibi sorunlara karşı gelişen kabullenmişlik burada geçerli değil.
Burada tüketicinin tahammülü yok,” diyor.
Tespit, bölgedeki operasyonun sadece teknik bir bakım işi olmadığını, aynı zamanda yüksek beklentili bir kitleyi yönetme sanatı olduğunu işaret ediyor.
Yönetim ekibi, bu yüzden proaktif bir yaklaşım sergiliyor. Sorunu oluşmadan kaynağında çözmeye çalışıyor.
“Krize öncesinde hazır olmak zorundayız.”
Bu cümle stratejilerinin temelini oluşturuyor.
Her gün 26 milyon liralık yatırım
Bölgenin enerji talebi, demografik büyümeden çok daha hızlı bir ivmeyle yükseliyor. 2013’ten bu yana nüfus yüzde 20 artarken, enerji tüketimi yüzde 61 sıçramış durumda. Bu asimetrik büyüme, AEDAŞ’ı yatırım musluklarını sonuna kadar açmaya itiyor.
Tutarlar, operasyonun büyüklüğünü kanıtlar nitelikte.
“Sadece bu yıl 9 milyar TL yatırım yaptık,” diyor Baydar.
Ve çarpıcı bir veri paylaşıyor:
“Bu, günde 25,6 milyon TL harcama demek.”
Yatırımın uzun vadeli projeksiyonu ise çok daha büyük bir tablo çiziyor.
“2013-2025 arası yatırımlar Haziran 2025 TÜFE rakamlarına göre 50 milyar TL’yi buldu.”
Paylaşılan rakamlar bölgenin ekonomik büyüme hızına yetişmek için girdikleri yarışı anlatıyor.
Harcama kalemi sadece kablo döşemek anlamına gelmiyor. Şehrin artan enerji talebini karşılamak için verilen bir mücadele.
Baydar, yatırımların karşılığını sahada gördüklerini ve hedeflerinin mutlak memnuniyet olduğunu söylüyor.
Taktik ve gerçekçilik
Genel Müdür İlkay Baydar, steril plaza yöneticisi profilinin çok uzağında. Kariyeri boyunca Türkiye’nin en uç noktalarında çalışmış, sahanın tozunu yutmuş bir isim.
“Beni buraya merak getirdi,” diyor.
Antalya’ya gelişinin bir kariyer planın sonucu olmadığını söylüyor. Kendisini “Taktiksel bir insan” olarak tanımıyor.
Gittiği bölgenin en uç noktasına kadar hakim olmayı prensip edinmiş.
“Sektörün sahadan gelen, o sert mizacı bilen insanlara ihtiyacı var.”
Sözleri masabaşı yöneticiliğine mesafesini gösteriyor.
Kriz yönetimine bakış açısı ise, liderlik felsefesinin en somut özeti.
“Ben yılbaşını 1 Ocak’ta kutluyorum,” diyor. Sebebini soruyorum.
” 31 Aralık’ı kazasız sorunsuz atlatmışsak, benim için yeni yıl o zaman başlar.”
Enerji sektöründeki 7/24 sorumluluk bilinci, onun kişisel hayatına da sirayet etmiş durumda.
“Elektrik kesilirse uyuyamam.”
İfade, sahadaki ekiplerin disiplininin tepeden başladığının bir kanıtı gibi.
Arıza noktaları görülebiliyor
Yatırımların odağında kapasite artışı olsa da, teknoloji artık bu zorlu coğrafyayla mücadelenin merkezine yerleşmiş durumda.
Afet anlarında iletişimin kesilmemesi için çözüm geliştirdiklerinden bahsediyor İlkay Baydar:
“Deprem ve Acil Durum İstasyonu projesini hayata geçirdik.”
Ayrıca LED dönüşümüyle 3,8 milyon kWh tasarruf hedefliyor.
Ancak teknolojinin sahadaki asıl karşılığı ‘hız’ demek. Yıldırımın düştüğü noktayı anlık verilerle tespit eden sistemler, geleneksel arıza arama yöntemlerini tarihe gömüyor.
“Dağ başında arıza aramakla zaman kaybetmiyoruz, nokta atışı müdahale ediyoruz,” diyor.
Sofra aydınlık olmalı
Saha turumuz biterken, teknik ekibin çalışması hiç yavaşlamadan devam ediyor.
Devam eden yatırım, Toroslar’ın zirvesinden Antalya’nın ışıltılı sahillerine inen o görünmez enerjiyi taşıyor.
AEDAŞ Genel Müdürü İlkay Baydar ve ekibi için mesai kavramı, güneş batınca bitmiyor. Çünkü biliyor ki her evin akşam yemeği aydınlık bir sofrada yenmezse içleri rahat etmeyecek.
