Elektrik dağıtım şirketlerinin 2013’te 980 milyon dolar olan yıllık yatırım miktarı bugün 2 milyar doları aştı. “Dağıtım 2.0” ile elektrik evimize düşünerek geliyor. Peki akıllı elektrik hayatımızda ne gibi değişikliklere yol açacak?
Diyarbakır’da tanıtım programındayım. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan da katılımcılar arasında. Etrafta haritalar, yatırım tabloları, ısıya duyarlı sensörler, yeni sayaç prototipleri… Elektriğin geleceğin dair konuşmalar…
Fakir Hüseyin Erdoğan sohbet sırasında “Artık insanlar elektrik sayaçlarının yerini dahi bilmiyor. ” diyor. Ne demek istediğini anlamaya çalışıyorum. Sözünün devamını getirdiğinde fark ediyorum ki elektrikli ev aletleri gibi elektriğin kendisi de dönüşüm halinde. Meselenin daha derinlerde olduğunu, elektriğin akıllandığını ve beraberinde düşünme biçimimizi de dönüştürdüğünü fark ediyorum. İşte o an aklımdan geçen soru şu oldu:
“Akıllanan elektrik hayatımızı nasıl değiştirecek?”
Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan, bu dönüşümün adını paylaşıyor: “Dağıtım 2.0.”
Ve devamını getiriyor:
“Artık sadece enerji taşımıyoruz, veriyi yönetiyoruz.”
Elektrik dağıtım şirketlerinin 2013’te 980 milyon dolar olan yıllık yatırım miktarı bugün 2 milyar doların üzerine çıkmış. Rakam kulağa teknik geliyor ama anlamı çok basit. Şebekeler artık sadece kablolar değil, bilgi akışının omurgası.

Elektriğin yeni dili
Erdoğan’ın anlattığı tablo, “akıllı şehir” anlayışını tamamlayan bir aşamayı işaret ediyor. Elektrik sistemleri artık arızayı tahmin edebilen, yük dağılımını kendi kendine ayarlayabilen bir organizmaya dönüşüyor.
“Şebekelerimizi gençleştiriyoruz,” diyor.
“Dijital altyapılarla güçlendirilmiş, veri yönetimi kabiliyeti yüksek, iklim değişikliğine dayanıklı bir yapı kuruyoruz.”
Yani elektrik, bir enerji akışı olmaktan çıkıyor; kendi belleği olan, düşünme refleksi kazanan bir sisteme evriliyor.
Bu dönüşümün arkasında hem teknolojinin hem de doğanın etkisi var. 2025 yazı, Türkiye’de son yılların en sıcak dönemlerinden biri oldu. Klima kullanımı rekor kırdı, elektrik talebi bazı bölgelerde iki katına çıktı.
“Bu talebi bir yıl önceden tam olarak öngörmek zor,” diyor Erdoğan,
“Şebekelerimizi buna hazırlamak için zamana ve yatırıma ihtiyacımız var.”
Aşırı sıcaklar, yüksek talep ve iklim değişikliği aynı anda bastırdığında, elektrik dağıtımı mühendislik işi kadar, öngörü yönetimini de gerektiriyor.
Elektriği yeniden tanımlıyor
“Dağıtım 2.0” ilk bakışta teknik bir terim gibi duruyor, ama aslında elektriğin toplumsal rolünü yeniden tanımlıyor. Elektrikli araçlar, veri merkezleri, güneş panelleri, hepsi sisteme yeni yükler getiriyor.
Erdoğan bu tabloyu şöyle özetliyor: “Bu gelişmeler bizi klasik şebeke anlayışından çıkararak yeni bir vizyona yöneltiyor.”
Elder’in hazırladığı “Dağıtım 2.0 Kavramsal Tasarım Belgesi” bu vizyonun kılavuzu niteliğinde. Belge, dijitalleşme ve iklim dayanıklılığını merkeze alıyor; enerji yönetiminde veriye dayalı karar süreçleri öngörüyor.
“Kamu kurumlarımızın desteği ve finansal kaynakların etkin kullanımıyla bu hedeflere adım adım ulaşacağız,” diyor.
Cümleleri teknik olsa da altındaki niyet açık: Hem enerjiyi korumak hem de ona zekâ kazandırmak.
Yaşam teknolojisine dönüştü
Erdoğan konuşurken, aklıma çocukluğumdaki elektrik kesintileri geliyor. Televizyon susar, ev sessizliğe bürünürdü. Bugünse elektrik yalnızca ışığı değil, hayatın bütün akışını taşıyor. İnternet, ısıtma, soğutma, güvenlik, veri; her şey onun omzunda. Artık “akıllı sayaçlar”, “sensörler” ve “veri merkezleri” bu ağı birbirine bağlıyor.
“Dağıtım sektörü bu süreci olağanüstü bir gayretle yönetiyor,” diyor.
Bu gayret, elektriği mühendisliğin konusu olmaktan çıkarıp yaşam teknolojisine dönüştürüyor.
Günümüzde eve gelen elektrik sadece lambayı yakmıyor; veriyi de taşıyor, davranışlarımızı tanıyor, sistemdeki yükleri dengeliyor. Bu da enerji verimliliğini artırmakla kalmıyor, karbon salımını azaltıyor, sürdürülebilir yaşamı mümkün kılıyor.
Akıl artık elektriğin içinde, görünmeden çalışan bir motor gibi.
Aydınlatırken öğreniyor
Soruma geri döndüğümde fark ediyorum ki akıllanan elektrik hayatımızı bugünden değiştirmeye başlamış. Artık enerji yalnızca evlerimizi değil, düşünme biçimimizi de aydınlatıyor. Elektriğe entegre edilen veri, sensör ve izleme sistemleriyle birlikte, her ev görünmez bir iletişim ağının parçasına dönüştü.
Bu dönüşümün ardında yıllardır süren bir yatırım hikâyesi var. Dağıtım firmalarının 2013’te 980 milyon dolar olan yatırım miktarı, bugün 2 milyar doların üzerine çıktı. Yatırımlar elektriğin anlamını yeniden tanımlayan birer zihinsel sıçramaya götürüyor.
Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan: “Şebekelerimizi daha esnek ve dirençli hale getirmek artık bir zorunluluk,” diyor.
Yani eve gelen elektrik artık yalnızca aydınlatmıyor; öğreniyor ve bizi yavaş yavaş biçimlendiriyor.