Türkiye Hazır Beton Sektörü 2024’te Tarihi Zirveye Ulaştı

By Fortune Türkiye

Türkiye Hazır Beton Sektörü, Düşük Karbonlu ve Sürdürülebilir Geleceğin Yol Haritasını İstanbul’da Açıklıyor. Türkiye ekonomisinin lokomotif gücü olan inşaat ve hazır beton sektörü, 2025 yılına “sürdürülebilir büyüme, dijital dönüşüm ve düşük karbon hedefleri” ile giriyor. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) ve TG Expo iş birliğiyle düzenlenen “BETON 2025 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı ve Zirvesi”, 12–15 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirecek organizasyon, yıllık 130 milyon m³ üretimle tarihinin en yüksek seviyesine ulaşan Türkiye hazır beton sektörünün ekonomik, çevresel ve teknolojik geleceğini ise “BETON 2025 Zirvesi”nde masaya yatıracak.

Avrupa’nın en yüksek üretimine sahip Türkiye beton sektörü, döngüsel ekonomi başlıklarını dört gün boyunca teknik oturumlarda ele alacak. 100’ü aşkın firma ve 12 bini aşkın profesyonelin beklendiği etkinlik; düşük karbon stratejileri, döngüsel ekonomi, mevzuata uyum ve dijitalleşme başlıklarını teknik oturumlara taşıyacak. Organizasyon, ürün sergilerinin ötesinde, yeniden yapılanma ve sürdürülebilir şehirleşmeye ilişkin uygulanabilir politika ve standart önerileri üretmeyi hedefliyor.

Ekonominin Görünmez Devi ve İnşaat Sektörünün en önemli paydaşı

Türkiye Hazır Beton Birliği’nin 2024 Sektör Raporu’na göre, hazır beton üretimi bir önceki yıla göre %9,2 artışla 130 milyon m³e ulaşarak tarihinin en yüksek seviyesini gördü. Aynı dönemde Türkiye ekonomisi %3,2, inşaat sektörü ise %9,3 büyüdü. Bu tablo, betonun yalnızca bir yapı malzemesi değil, Türkiye’nin ekonomik büyümesinde kilit rol oynayan bir stratejik ürün olduğunu gösteriyor.

Hazır beton sektörü, yaklaşık 200 milyar TL’lik ciro ve 45 bini aşkın istihdamıyla ülke ekonomisinin görünmez devi konumunda. Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) verilerine göre Türkiye, 2009 yılından bu yana Avrupa’nın en büyük hazır beton üreticisi. Hazır betonun yapı maliyetleri içindeki payı ortalama %8 seviyesinde. Bu oran, üretimde verimlilik ve karbon salımı azaltımı politikalarının önemini artırıyor.

İnşaat ve Beton Ekonomisinin Yeni Dönemi: İkiz Dönüşüm; Dijital ve Yeşil Dönüşüm

2023 depremleri sonrası hızlanan yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm süreçleri, 2024’te sektörün en güçlü büyüme kaynağı oldu. THBB Başkanı Yavuz Işık, bu sürecin yalnızca ekonomik değil, toplumsal güvenlik ve sürdürülebilir şehirleşme meselesi olduğunu vurguladı. Yavuz Işık, “Hazır beton, sadece bir inşaat malzemesi değil; dayanıklı, güvenli ve düşük karbonlu kentleşmenin temel taşıdır. Beton dayanım sınıflarındaki yükselme, geleceğimizin kalitesini belirleyecek. Yüksek finansman maliyetleri ve konut kredi faizleri sektörün önünde engel. Buna karşın deprem bölgeleri, kentsel dönüşüm ve geri dönüştürülmüş agrega gibi yenilikçi uygulamalar, sektörün önünü açacak fırsatlar sunuyor. THBB’nin Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) üyeliğiyle yürüttüğü kaynakların sorumlu kullanımı belgelendirmeleri ve döngüsel ekonomi çalışmaları, Türkiye’yi Avrupa’daki yeşil dönüşüm sürecinde öncü konuma taşımaktadır.” dedi.

THBB Başkanı Yavuz Işık, yüksek finansman maliyetlerine rağmen sektörün dinamik olduğunu, kentsel dönüşümün geleceğin inşaat ekonomisini şekillendireceğini belirtti.

THBB’nin Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) üyeliğiyle başlattığı kaynakların sorumlu kullanımı sistemiyle, Türkiye’de 2024 sonu itibarıyla 20’den fazla tesisin sürdürülebilirlik belgesi almasını sağladı. Yavuz Işık, “Bu sistem sayesinde sektörümüz dünya çapında kabul gören bir modele kavuştu. Beton üreticilerimiz artık sadece kalite ile değil, çevresel, yönetsel ve sosyal performansla da rekabet ediyor.” dedi.

Dijital izleme sistemleri (EBİS), enerji verimliliği uygulamaları ve yapay zekâ destekli üretim planlaması gibi yenilikler, hazır beton sektörünün yeni normlarını oluşturuyor. Yavuz Işık, sektörün geleceğine dair şu değerlendirmede bulundu: “Artık betonun sadece dayanımı değil, yapının maruz kalacağı çevresel etkiler de dikkate alınıyor. Türkiye’de üretilen her metreküp beton, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık açısından ülkemizin kalkınma hedefleriyle uyumlu hâle geliyor.”

Hazır beton sektöründe karbon ayak izinin azaltılması amacıyla, çimento kullanımını optimize eden mineral katkılı ve düşük karbonlu betonların üretimi ve kullanımı giderek yaygınlaşmakta. Sektör bu sayede, hem doğal kaynakları daha verimli kullanıyor hem de üretimden kaynaklanan karbon emisyonlarını minimize ediyor. Bununla birlikte, kentsel dönüşüm ve yıkım faaliyetlerinden elde edilen beton atıklarının geri dönüştürülerek agrega olarak yeniden üretim sürecine dâhil edilmesi, döngüsel ekonominin en somut örneklerinden.

Dijitalleşme de sektörün öncelikleri arasında. Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS), üretim ve kalite kontrol aşamalarının dijital olarak izlenmesini sağlıyor. Yapay zekâ destekli planlama yazılımlarıyla, tedarik zinciri optimizasyonu ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Sektör temsilcileri, ikiz dönüşümün bileşenleri olan yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün gelecekte beton üretiminde kalite, maliyet ve verimlilik dengesini yeniden tanımlayacağı görüşünde.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...