Zeynep Aktaş – Küresel piyasalar ile Türkiye’ye ilişkin beklentiler, doların önümüzdeki dönemde farklı dinamiklerle şekilleneceğini gösteriyor. ABD’de Fed’in yeni gevşeme döngüsü, Avrupa’da euronun güçlenmesi ve Türkiye’de sıkı para politikasının sürdürülmesi, kur hareketlerinde belirleyici unsurlar olacak. Küresel ölçekte takip edildiğinde doların değer kaybı öne çıkıyor. 2017’den bu yana en güçlü rallisini yapan euro, yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 12’den fazla değer kazandı. Goldman Sachs, JPMorgan ve UBS gibi büyük yatırım bankaları, euronun önümüzdeki aylarda 1,20 seviyesini aşacağını öngörüyor. Bu tablo, yatırımcıların dolar yerine euroya tercih ettiğini işaret ediyor.
ABD’de Zayıf Görünüm
Deutsche Bank, ABD cephesinde doların zayıf seyrinin devam edeceğini öngörüyor. Bankanın stratejistlerine göre yatırımcılar, ABD varlıklarından uzaklaşırken Fed’in yeni gevşeme süreci doların cazibesini daha da azaltacak. Dolar endeksi, geçtiğimiz ay 96 seviyesine kadar gerileyerek üç buçuk yılın en düşük seviyesini gördü. Bu gelişme, yatırımcıların dolar riskinden korunmak için alternatif arayışını güçlendirdi.
Türkiye’de Dengeler
Türkiye’de ise dolar farklı bir patika izliyor. BBVA’nın son raporuna göre, 2025 sonunda dolar/ TL’nin 45 seviyesinde, önümüzdeki yıl sonunda ise 52 seviyesinde olması bekleniyor. Banka, enflasyon tahminini 2026 için yüzde 21’den 23’e yükseltti. Sıkı para politikasının istikrar için önemini vurguluyor. TCMB’nin yüksek reel faiz alternatifi ve güçlü rezerv pozisyonu, kısa vadede kur oynaklığına karşı bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. Merkez Bankası enflasyondaki baskılanmaya bağlı olarak faizi düşürme eğilimini koruyor. Ancak bu noktada aceleci bir yaklaşım sergilemiyor. Gelişmelere bağlı olarak dengeli bir politika izlemeyi tercih ediyor. Kurda en büyük riskler ise siyasi ve jeopolitik dalgalanmalar.
Olumsuz gelişmeler henüz oturmamış hassas dengelerde hızlı değişimlere yol açabilecek riskleri içinde barındırıyor. Mevcut durumda dolar, küresel ölçekte değer kaybederken Türkiye özelinde enflasyon ve faiz dengesi nedeniyle yukarı yönlü bir eğilim izliyor.
Euro’nun güçlenmesi ve Fed’in gevşeme süreci, doların uluslararası arenada zayıf kalmasında etkili faktörler olacaktır. Ancak Türkiye’deki makroekonomik koşullar, dolar/TL’de kontrollü olmakla birlikte kademeli yükseliş beklentisini destekler nitelikte.