Eserleri bugün MoMA (New York), Centre Pompidou (Paris), Mamco (Cenevre), Zagreb Çağdaş Sanat Müzesi ve ING Art Center (Brüksel) gibi dünyanın en önemli kurumlarının koleksiyonlarında yer alan Peter Kogler, bilgisayar destekli üretimlerin öncülerinden kabul ediliyor. Kogler, yalnızca optik illüzyonların ustası değil, aynı zamanda dijital çağın karmaşasını, bireysel ve kolektif hafızaları ve mekânın algısal sınırlarını yeniden tanımlayan bir sanatçı olarak dikkat çekiyor.
Inssbruck 1959 doğumlu olan ve 1980’lerden itibaren bilgisayarı sanatsal pratiğinin merkezine yerleştiren Kogler, grafik, mimari ve yeni medya arasında kurduğu köprülerle teknolojiyi yalnızca bir araç değil, sanatın üretim dili hâline getirmiştir.
Sanatçının pratiğinde tekrar eden motifler öne çıkar; karıncalar, beyin kıvrımları, damarlar ve tüpler… Bu görseller, bireyin toplumsal ağ içindeki rolünü, zihinsel süreçlerin karmaşık yapısını ve modern dünyanın görünmez veri akışlarını temsil eden güçlü metaforlar olarak işlev görür. Kogler’in enstalasyonları, mimari mekânları dönüştürerek izleyiciyi pasif konumdan çıkarır ve algılarını sorgulamaya davet eden aktif bir deneyim alanı yaratır.
Amerikan minimalizminden etkilenen sanatçı, bilgisayar destekli eseri ‘Untitled I’ ile Prix Ars Electronica Ödülü’nü kazanarak uluslararası ölçekte dikkat çekmiştir. O tarihten bu yana optik illüzyonları, tekrar ve ritim duygusunu etkileyici bir ifade aracına dönüştüren Kogler hem iki hem de üç boyutlu formlarıyla farklı disiplinlerde üretimlerini sürdürmektedir.
Peter Kogler’in projeleri son dönemde de dijital çağın estetiğini ve mekân algısını sorgulayan sergilerle yeniden gündeme gelmiştir. Yakın zamanda gerçekleşen Diriyah Art Futures, Riyad (2024–2025); Galerie Mitterrand, Paris (2024); Kunstraum St. Virgil, Salzburg (2025); Lehmbruck Museum, Duisburg (2025) sergileri, Kogler’in kırk yılı aşan sanatsal pratiğinin günümüzde hâlâ ne kadar yenilikçi ve etkileyici olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
‘40 Yıllık Retrospektif’ Sevil Dolmacı İstanbul’un tarihi mekânı Villa İpranosyan’da
17 Ekim’e kadar sanatseverlerle buluşuyor.