138 yılı aşkın süredir güzellik sektöründe faaliyet gösteren Avon için kadın girişimciliğini desteklemek sadece bir iş modeli değil, temel bir misyon. “Türkiye operasyonumuz, global Avon stratejisinde hem pazar büyüklüğü hem de yarattığı sosyal etki ile öne çıkıyor. Kadınların güçlenmesi, toplumsal farkındalık projeleri ve yenilikçi satış modellerinde Türkiye’de hayata geçirilen uygulamalar, Avon’un global misyonunun sahadaki en görünür örnekleri arasında yer alıyor” diyen Avon Türkiye Genel Müdürü Hasan Ulutürk, bu nedenle, yerel fırsatları değerlendirirken global vizyonla tam uyum içinde ilerlediklerini, attıkları her adımda hem ekonomik hem toplumsal değer yaratmayı temel hedef olarak benimsediklerini söylüyor.
Küresel güzellik endüstrisinde değişen tüketici beklentileri ve dijitalleşme trendleri, Avon’un Türkiye operasyonunu nasıl şekillendiriyor? Bu bağlamda, Türkiye pazarındaki stratejik konumunuzu ve önümüzdeki dönemdeki yol haritanızı hem yerel fırsatlar hem de global strateji perspektifiyle nasıl tanımlarsınız?
138 yılı aşkın süredir güzellik sektöründe faaliyet gösteriyor, kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesine katkı sağlıyoruz. Günümüzde tüketicilerin beklentileri sadece kaliteli ürünlerle sınırlı değil; etik değerler, şeffaflık ve topluma katkı da karar süreçlerinde önemli bir rol oynuyor. Avon olarak bu beklentilere, cruelty free sertifikalı ürün portföyümüz, sürdürülebilir üretim adımlarımız ve kadınları güçlendiren sosyal projelerimiz ile yanıt veriyoruz.
Değişen tüketici alışkanlıkları ve dijitalleşme trendlerini yakından takip ederek satış ve iletişim kanallarımızı sürekli yeniliyor; kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri, inovatif ürün geliştirme ve sosyal medya aracılığıyla doğrudan etkileşim imkânları sunuyoruz. Kısa vadede önceliğimiz, Türkiye’deki güçlü konumumuzu daha da pekiştirerek daha fazla kadına ekonomik bağımsızlık fırsatı sağlamak. Bu amaçla dijitalleşmeyi iş modelimizin merkezine koyuyor, doğrudan satış modelimizi yeni nesil teknolojilerle güçlendiriyor ve özellikle genç kuşağın aktif katılımını teşvik edecek şekilde online satış ve sosyal ticaret kanallarımızı genişletiyoruz.
Türkiye operasyonumuz, global Avon stratejisinde hem pazar büyüklüğü hem de yarattığı sosyal etki ile öne çıkıyor. Kadınların güçlenmesi, toplumsal farkındalık projeleri ve yenilikçi satış modellerinde Türkiye’de hayata geçirilen uygulamalar, Avon’un global misyonunun sahadaki en görünür örnekleri arasında yer alıyor. Bu nedenle, yerel fırsatları değerlendirirken global vizyonla tam uyum içinde ilerliyor; attığımız her adımda hem ekonomik hem toplumsal değer yaratmayı temel hedefimiz olarak benimsiyoruz.
Değişen dijital tüketici davranışları, Avon’un satış ve kanal stratejilerini nasıl şekillendiriyor? Bu süreçte e-ticaretin rolü nedir ve dijitalleşme kapsamında veri analitiği, yapay zeka ile CRM yatırımlarınız müşteri deneyimini geliştirmede nasıl bir katkı sağlıyor?
Son yıllarda hızlı değişen dijital tüketici alışkanlıkları, satış ve kanal stratejilerimizi yeniden tanımladı. E-ticaret kanalımız istikrarlı bir büyüme göstererek 2024 yılında toplam ciro içinde yüzde 25,7’lik paya ulaştı. Bu yükselişi desteklemek için online satış kanallarımıza stratejik yatırımlar yapıyor; kullanıcı dostu platformlar, hızlı teslimat altyapısı, kişiselleştirilmiş kampanyalar ve sosyal medya tabanlı satış çözümleriyle müşteri deneyimini sürekli geliştiriyoruz. Ayrıca temsilcilerimizin de dijital araçlarla satış yapmasını kolaylaştırarak hem tüketicilere erişimimizi genişletiyor hem de temsilcilerimizin kazanç potansiyelini artırıyoruz.
Dijitalleşme stratejimizin merkezinde ise veri analitiği, yapay zeka ve CRM yatırımlarımız yer alıyor. Müşteri davranışlarını derinlemesine analiz ederek kişiselleştirilmiş kampanyalar ve veri destekli ürün önerileri sunuyoruz. Yapay zeka destekli içerik önerileri ve satış tahmin sistemlerimiz, hem müşteri deneyimini daha zengin hale getiriyor hem de satış verimliliğini sürdürülebilir biçimde artırıyor. Böylece e-ticaret ve dijital araçlar, Avon’un büyüme yolculuğunda stratejik ve kritik bir rol üstleniyor.
Avon’un fiziksel mağaza stratejisi ile e-ticaret kanalları nasıl entegre ediliyor? Mağaza deneyimini markanıza özgü kılmak ve gelecekteki mağaza sayısı veya formatlarını planlamak konusunda yaklaşımınız nedir?
Avon’da fiziksel mağazalar ve e-ticaret, müşterilerimize ulaşmada birbirini tamamlayan iki temel kanal olarak konumlanıyor. Çok kanallı stratejimiz sayesinde tüketicilerimiz, istedikleri zaman ve istedikleri platformdan Avon ürünlerine kolayca erişebiliyor. Fiziksel mağazalarımız, ürünleri yakından deneyimleme ve uzman tavsiyesi alma imkânı sunarken; e-ticaret kanalımız hızlı teslimat, kampanya çeşitliliği ve geniş ürün yelpazesi ile bu deneyimi destekliyor.
Türkiye genelinde mağaza ve kiosklarımız ile fiziksel bir varlık oluşturuyor, bu noktaları dijital kanallarımızla entegre ederek her temas noktasında kesintisiz, tutarlı ve marka kimliğimizle uyumlu bir alışveriş deneyimi sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde, müşteri beklentileri ve pazar dinamikleri doğrultusunda farklı formatlarda satış noktaları geliştirmeyi; fiziksel ve dijital entegrasyonu daha da derinleştirerek müşterilerimize her yerde aynı güçlü deneyimi sunmayı hedefliyoruz.
Avon’un doğrudan satış modeli Türkiye’de nasıl bir dönüşüm geçiriyor?
Türkiye’de doğrudan satış modelimiz, dijitalleşmenin etkisiyle güçlü bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Temsilcilerimiz artık yalnızca yüz yüze değil, dijital platformlar ve sosyal medya üzerinden de satış yapabiliyor. Bu yeni model özellikle Z kuşağı ve beyaz yaka çalışanlar arasında yoğun ilgi görüyor; Z kuşağının temsilcilerimiz arasındaki oranı şimdiden yüzde 20’ye ulaştı. Esnek çalışma saatleri, ek gelir imkânı, dijital araç desteği ve sürekli eğitim programlarımız sayesinde doğrudan satış, bugün hem ekonomik hem de sosyal açıdan sürdürülebilir bir girişimcilik modeli olarak öne çıkıyor.
Pazar verileri de bu dönüşümü destekliyor. Türkiye’de doğrudan satış kanalı 2024 yılında 16,5 milyar TL büyüklüğe ulaşarak bir önceki yıla göre yüzde 79,8 büyüme gösterdi. BPC (Beauty and Personal Care) kategorilerinde is kanal payı yüzde 12,2’ye yükseldi.
Kadın girişimciliğini destekleme yönünde hangi programları hayata geçiriyorsunuz?
Kadın girişimciliğini desteklemek Avon için sadece bir iş modeli değil, temel bir misyon. Temsilcilerimize sürekli eğitim programları, dijital pazarlama araçları, sosyal medya desteği ve ödüllendirme sistemleri sunarak işlerini büyütmelerine, kendi potansiyellerini keşfetmelerine ve girişimcilik yolculuklarını güçlendirmelerine destek oluyoruz. Ayrıca perakende bayilik fırsatlarımız, temsilcilerimizin girişimciliklerini daha geniş ölçekte geliştirme fırsatı yakalamalarını sağlıyor.
Global ölçekte Avon bünyesinde 2 milyondan fazla bağımsız temsilcimizi kendi işlerinin patronu olmaları için güçlendiriyoruz. Böylece ekonomik bağımsızlık ve girişimcilik fırsatlarını hem Türkiye’de hem de dünya genelinde yaygınlaştırarak kadınların iş hayatında daha güçlü bir şekilde varlık göstermelerine katkı sağlıyoruz.
Avon’un Türkiye’de sürdürülebilirlik hedefleri neler? Bu hedefler global vizyonla nasıl uyumlu?
Sürdürülebilirlik, Avon’un iş modelinin merkezinde yer alıyor. Bu kapsamda, biz de 2030 yılına kadar, yüzde 95’in üzerinde biyolojik olarak parçalanabilir durulanan ürün formülleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Ambalajlarımızın yüzde 100’ünün geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir veya kompostlanabilir olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca, 100 yeni formülün, önceki versiyonlarına göre daha düşük yaşam döngüsü çevresel ayak izine sahip olmasını planlıyoruz. 2030’a kadar tüm plastik ambalajlarımızın %50’sinin geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmesini hedefliyoruz. Dolayısıyla plastik kullanımını azaltıyor ve bazı parfüm şişelerimizi yeniden kullanım için tasarlıyoruz. Böylece hem çevresel etkilerimizi minimuma indiriyor ediyor hem de tüketicilere sürdürülebilir bir ürün deneyimi sunuyoruz.
Faaliyet gösterdiği ülkelerde hayvanlar üzerinde yapılan testlere son veren ilk global kozmetik markasıyız. Bu konuda otuz yıl çalıştıktan sonra, Leaping Bunny onayı aldığımız için gurur duyuyoruz. Bu başarı, güzelliğin her anlamda hayvan testi yapılmadan olması gerektiğine inancımızı ve dünyayı herkes için daha iyi bir yer haline getirme taahhüdümüzü yansıtmaktadır.
Avon’un Türkiye’de yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerinden bahseder misiniz?
Avon olarak, kadınlar için daha iyi bir dünyanın herkes için daha iyi bir dünya olacağına inanıyoruz. Bu nedenle Türkiye’de yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerinin odağında kadınların hayatlarını en çok etkileyen iki konu üzerine yoğunlaşıyoruz; meme kanseri farkındalığı, kadına yönelik şiddetle mücadele. Kadınların karşılaştığı bu önemli sorunlarda tüm dünyada bir ses olmayı hedefliyor ve uzman kuruluşlarla iş birliği yaparak somut adımlar atıyoruz. Erken teşhisin hayat kurtardığı bilinciyle, 1992’den bu yana, meme kanseri farkındalığı konusunda ön saflarda yer alarak dünya çapında 180 milyon kadının hastalık hakkında eğitilmesine yardımcı olduk ve 20 milyondan fazla meme taraması için kaynak sağladık. Kadına şiddete karşı sesimizi yükseltmek ve yardım alınabilecek kaynaklar hakkında farkındalık yaratmak amacıyla, sivil toplum kuruluşları ile iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Dünya çapında 15 milyondan fazla kadını bu konuda bilgilendirerek destek olduk. Bu konular özelinde, Avon ve Avon Vakfı aracılığıyla kadınlar için 1992 yılından bu yana 1 milyar ABD dolarının üzerinde bağışta bulunduk.