Son üç aylık süreçte katıldığım tüm dijital içerikli toplantılarda, yapay zekanın içinde geliştirilen yeni ürün sunumlarının soru cevap kısmında, okuduğum makalelerde konu dönüp dolaşıp yapay zekanın derin makine öğrenmesi ve öğrendiği şeylerin onda nasıl bir ahlaki değer yaratacağı, nasıl adil olacağı ve bunun sürdürülebilir tabanının nasıl yaratılacağı noktasında düğümleniyor. Yapay zeka projelerinin başarısını artırmak ve sürdürülebilir bir şekilde ilerlemek için dikkate almamız gereken bazı temel unsurların varlığı aşikar.
Yapay Zeka ve Etik: Adalet ve Adil Olma
Yapay zeka (YZ) ve makine öğrenimi (MÖ) teknolojileri, son yıllarda birçok sektörde devrim yaratmış ve günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bu teknolojilerin hızlı gelişimi, beraberinde etik ve adalet konularında önemli tartışmaları da getirmiştir. YZ sistemlerinin karar verme süreçleri, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir veya yeni önyargılar yaratabilir. Bu makalede, yapay zeka uygulamalarında etik ve adaletin önemi, karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukların üstesinden gelmek için atılabilecek adımlar ele alınacaktır.
Etik, doğru ve yanlış arasındaki ayrımı yapma yeteneği olarak tanımlanabilir. YZ sistemleri, insan kararlarını taklit etmeye çalışırken, bu sistemlerin etik ilkelerle uyumlu olması kritik öneme sahiptir. Adalet ise, bireylerin eşit muamele görmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması anlamına gelir. YZ sistemleri, adalet ilkesine uygun bir şekilde tasarlanmadığında, belirli gruplara karşı ayrımcılık yapabilir.
YZ sistemleri, sağlık hizmetlerinden adalet sistemine, finansal hizmetlerden işe alım süreçlerine kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Bu sistemlerin kararları, bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyebilir.
Sağlık Hizmetleri: YZ, hastalık teşhisi ve tedavi önerileri sunarken, yanlış veya önyargılı verilere dayanarak karar verebilir. Bu durum, belirli etnik grupların veya sosyoekonomik sınıfların sağlık hizmetlerine erişimini olumsuz etkileyebilir.
İşe Alım Süreçleri: YZ tabanlı işe alım sistemleri, geçmiş verilerden öğrenerek adayları değerlendirir. Eğer bu veriler, belirli bir cinsiyet veya etnik gruba karşı önyargılıysa, bu durum adaletsiz işe alım kararlarına yol açabilir.
Önyargı ve Ayrımcılık: YZ sistemleri, eğitildikleri verilerdeki önyargıları öğrenebilir ve bu önyargıları karar verme süreçlerine entegre edebilir. Örneğin, bir yüz tanıma sistemi, eğitim verilerinde yeterince temsil edilmeyen etnik gruplar için daha yüksek hata oranları gösterebilir. Bu durum, bu grupların güvenlik ve izleme sistemlerinde yanlış bir şekilde hedef alınmasına yol açabilir. 2018’de yapılan bir araştırma, bazı yüz tanıma sistemlerinin, özellikle kadınlar ve etnik azınlıklar için daha yüksek hata oranları gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu tür önyargılar, YZ sistemlerinin adalet ilkesine aykırı bir şekilde çalışmasına neden olur.
Şeffaflık Eksikliği: YZ sistemlerinin karar verme süreçleri genellikle karmaşık ve opak olabilir. Kullanıcılar, sistemlerin nasıl çalıştığını ve hangi verilere dayandığını anlamakta zorluk çekebilir. Bu durum, kullanıcıların sistemlere olan güvenini azaltır ve adaletin sağlanmasını zorlaştırır. Örneğin bir kredi değerlendirme modeli, başvuruların neden onaylandığını veya reddedildiğini açıklamakta yetersiz kalıyorsa, kullanıcılar bu kararların adil olup olmadığını sorgulayabilir. Bu tür bir şeffaflık eksikliği, kullanıcıların sistemlere olan güvenini zedeler.
Veri Gizliliği ve Güvenliği: YZ sistemleri, büyük miktarda veri toplar ve işler. Bu verilerin gizliliği ve güvenliği, etik bir sorun olarak ortaya çıkar. Kullanıcıların verileri, izinsiz bir şekilde toplanabilir veya kötüye kullanılabilir. Bu durum, bireylerin mahremiyetini ihlal eder ve adalet ilkesine aykırıdır. Bir sosyal medya platformu, kullanıcıların verilerini izinsiz bir şekilde toplayarak, hedefli reklamlar oluşturabilir. Bu durum, kullanıcıların rızası olmadan kişisel verilerinin kullanılmasına yol açar.
Adaletin Sağlanması için Atılacak Adımlar
Veri Çeşitliliği ve Temsili: YZ sistemlerinin adil olabilmesi için, eğitim verilerinin çeşitliliği ve temsili sağlanmalıdır. Farklı demografik gruplardan gelen verilerin dengeli bir şekilde kullanılması, modelin önyargılı sonuçlar üretmesini önler.Bir yüz tanıma sistemi, farklı etnik gruplardan, yaş gruplarından ve cinsiyetlerden gelen verilerle eğitilmelidir. Bu, modelin daha adil ve doğru sonuçlar üretmesine yardımcı olur.
Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: YZ sistemlerinin nasıl çalıştığına dair şeffaflık sağlanmalıdır. Kullanıcılara, sistemlerin karar verme süreçleri hakkında bilgi verilmesi, güvenin artırılmasına yardımcı olur. Ayrıca, YZ sistemlerinin hesap verebilir olması, olası hataların ve önyargıların düzeltilmesine olanak tanır. Bir kredi değerlendirme modeli, kullanıcıların başvurularının neden onaylandığını veya reddedildiğini açıklamalıdır. Bu, kullanıcıların kararları anlamalarına ve sistemin adil olup olmadığını değerlendirmelerine yardımcı olur.
Etik İlkelerin Belirlenmesi: YZ sistemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması sırasında etik ilkelerin belirlenmesi önemlidir. Bu ilkeler, sistemlerin adil, şeffaf ve hesap verebilir olmasını sağlamalıdır. Ayrıca, bu ilkelerin uygulanabilirliğini sağlamak için düzenleyici çerçeveler oluşturulmalıdır. Avrupa Birliği, YZ sistemlerinin etik kullanımını sağlamak amacıyla “Yapay Zeka için Etik Rehber” yayınlamıştır. Bu rehber, YZ sistemlerinin insan haklarına saygılı, adil ve şeffaf bir şekilde geliştirilmesini teşvik etmektedir.
Eğitim verilerinin tarafsız ve adil bir şekilde seçilmesi, modelin önyargılı sonuçlar üretmesini önler. Örneğin, bir yüz tanıma sistemi eğitilirken, farklı etnik gruplardan ve cinsiyetlerden gelen verilerin dengeli bir şekilde kullanılması, modelin adil olmasını sağlar. 2018’de yapılan bir araştırma, bazı yüz tanıma sistemlerinin, özellikle kadınlar ve etnik azınlıklar için daha yüksek hata oranları gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle, eğitim verilerinin çeşitliliği ve dengesi, modelin adil sonuçlar üretmesi için kritik öneme sahiptir.
Modelin nasıl çalıştığı ve hangi verilerle eğitildiği konusunda şeffaf olmak, kullanıcı güvenini artırır. Kullanıcılara modelin karar verme süreçleri hakkında bilgi vermek, olası önyargıları ve hataları anlamalarına yardımcı olur. Bir kredi değerlendirme modeli, kullanıcıların kredi başvurularının neden onaylandığını veya reddedildiğini anlamalarına yardımcı olmak için karar verme süreçlerini açıklamalıdır. Bu, kullanıcıların modelin adil olup olmadığını değerlendirmelerine olanak tanır.
Yapay zeka ve makine öğrenimi sistemlerinin etik ve adalet konuları, günümüzün en önemli tartışma alanlarından biridir. Bu sistemlerin karar verme süreçleri, bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyebilir ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir. Bu nedenle, YZ sistemlerinin adil, şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde tasarlanması ve uygulanması kritik öneme sahiptir. Veri çeşitliliği, şeffaflık ve etik ilkelerin belirlenmesi, bu hedeflere ulaşmak için atılacak önemli adımlardır. Yapay zeka teknolojilerinin geleceği, bu etik ve adalet ilkelerine ne kadar bağlı kalındığına bağlı olacaktır.