Örtülü Sermaye ile İlgili Danıştay Kararı

By Fortune Türkiye

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Örtülü Sermayeyle İlgili Uzun Süredir Tartışılmakta Olan Bir Konuyu Açıklığa Kavuşturmuştur.

Değerli Fortune okuyucularım, bu yazımda Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (DVDDK)’nca “Örtülü Sermaye” konusunda verilen son kararı değerlendirmek istiyorum.  

Bilindiği üzere örtülü sermaye müessesesi Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun dönem başı öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılmakta olup, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler ise kanunen kabul edilmeyen gider mahiyetindedir. 

Dolayısıyla örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulamasında gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı olarak kabul edilmektedir. Ancak örtülü sermaye ile ilgili olarak borç alan tarafından düzeltme işlemi geçici vergi döneminde, geçici vergi döneminden sonra veya hesap dönemi kapandıktan sonra yapılabilmektedir. Yasal düzenleme uyarınca, düzeltme işleminde borç alan taraf örtülü sermayeye isabet eden faiz tutarını kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alacak ve yapılacak düzeltmede bu tutar üzerinden tahakkuk eden vergilerin  kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla aynı tutar borç veren tarafça ilgili tutar iştirak kazancı istisnası olarak dikkate alınacaktır. Bu şart, örtülü sermaye kullanan kurumun kurumlar vergisine tabi bir kazancının ortaya çıktığı durumlarda sağlanmaktadır. Dönemin zararla kapanması ya da geçmiş yıl zararları veya indirim istisnalar nedeniyle kurumlar vergisi matrahı oluşmaması hallerinde vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartı gerçekleşmemektir. Bu durumda yasal düzenlemeye göre düzeltme yapma imkanı da ortadan kalkmaktadır.  

Söz konusu durum bir mükellef tarafından ihtirazi kayıtla dava konusu yapılmıştır. Gerek vergi mahkemesi gerekse bölge idare mahkemesi, hesap dönemi kapandıktan sonraki düzeltmeler için geçerli olan bu şartın, hesap dönemi içinde yapılacak düzeltmelerde de aranmasının verginin kanuniliği ilkesine uygun düşmeyeceği yönünde karar vermiştir. Ayrıca, ilgili karar gereğince, borç alan tarafından dönem içinde faiz giderinin KKEG olarak dikkate alınmasına rağmen zarar edilmiş olması nedeniyle kurumlar vergisinin ödenememesi halinde de borç veren tarafından gerekli düzeltme işlemleri yapılabilmeli ve borca ilişkin faiz geliri kâr payı sayılarak iştirak kazancı istisnası kapsamında değerlendirilmelidir. Açıklanan gerekçeyle vergi mahkemesi ve bölge idare mahkemesi kararları DVDDK tarafından onaylanarak davalı idarenin temyiz talebi reddedilmiştir. Bu kararla uzun süredir tartışma konusu olan ve dönem içinde düzeltme yapıp dönemi zararla kapatan şirketlerde örtülü sermaye kapsamında düzeltme işlemlerinin yapılmasının önü açılmış olmaktadır.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...