Fortune – Temmuz Premier Club Buluşmaları

By Fortune Türkiye

Fortune Türkiye’nin hayata geçirdiği Fortune Premier Club Buluşmaları’nın bir diğeri Beşiktaş Conrad Istanbul Bosphorus ev sahipliğinde gerçekleşti. Bu özel yemekte Türk iş dünyasının iş liderleriyle gelecek dönem iş dünyasını etkileyecek dönüşümleri konuştuk. Dijitalleşme, artan yaşam maliyetleri, yeşil dönüşüm, demografik değişimler ve jeopolitik gerilimlerin etkisini gündeme getirdik. Yapay zeka, büyük veri, teknolojik okuryazarlık ve siber güvenlik gibi gündemdeki önemli konuları ve gelecek döneme ilişkin hedefleri ise değerli yöneticilerin değerlendirmeleriyle hazırladık. Şule Laleli – Hazal Çakıroğlu

Ali Erhan Tamer | ANDX Global Kurucusu

‘Teknolojide, toplulukta ve kültürde sürdürülebilirlik hedefiyle ilerliyoruz’

“2025 ve sonrasında ANDX Global için gündemimizde üç temel odak olacak: derinleşmek, genişlemek ve birlikte inşa etmek. Derinleşme: ANDX.ONE altyapısının yaygınlaşması. Yapay zekâ, self-custody, tokenizasyon, oyunlaştırma ve geliştirici pazarı gibi modüllerimizi daha fazla sektöre, daha fazla kullanıcıya adapte etmek istiyoruz. Amacımız, sadece finansal hizmetleri değil, finansal altyapı standartlarını yeniden tanımlamak. Genişleme: Global pazarlarda operasyonel ayak izi. DIFC (Dubai), Türkiye ve ABD’de temelleri atılmış bir yapı olarak, 2025’te regülasyon dostu ama inovasyon öncelikli pazarlarda operasyonel büyüme hedefliyoruz. Bu genişleme, sadece ürün değil; regülasyon, ortaklıklar ve topluluk etkileşimini de kapsayacak. Birlikte inşa: Topluluklar ve geliştiricilerle büyüme: ANDX Ventures çatısı altında, altyapımızı kullanan geliştiricilere destek vereceğiz. Ekosistemimize katkı sağlayan herkes, sistemin ortağı olacak.

Bu üç başlığın kesiştiği yerde, katılımcı, sürdürülebilir ve zekâ temelli bir finansal sistemin geleceği var ve biz ANDX Global olarak bu geleceği yalnızca öngörmek değil, inşa etmek için buradayız. Sürdürülebilirlik konusunda nasıl ilerliyorsunuz? Dijitalleşme, inovasyon, teknolojideki gelişmelerde hangi farklı çözümleri sunacaksınız? Sürdürülebilirlik bizim için sadece çevresel değil; aynı zamanda ekonomik, teknolojik ve topluluk temelli bir sorumluluk. ANDX Global olarak dijitalleşme ve inovasyon süreçlerinde şu üç boyutta sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz: Teknolojik sürdürülebilirlik: Yalnızca yeni çözümler üretmek değil, “kendi kendini optimize edebilen, öğrenen ve modüler sistemler” kurmak bizim önceliğimiz. ANDX.ONE altyapısını, minimum enerji tüketimiyle maksimum işlem verimliliği sağlayan, geliştirici dostu ve güncellenebilir şekilde tasarladık. Topluluk ve ekonomik sürdürülebilirlik: Katılım ve sahiplik, bizim ekonomik modelimizin temelini oluşturuyor.

Sadakat programları, stake-to-earn yapıları ve tokenize edilmiş katkı sistemleriyle, kullanıcıyı sistemin pasif değil, aktif bir parçası haline getiriyoruz. Bu sayede oluşan ekonomi, sadece büyüyen değil, topluluğu güçlendiren bir yapıya dönüşüyor. Regülasyon ve dijital etik: Gelişen teknolojinin etik sınırlarını gözeterek; kullanıcı verisi, şeffaflık ve güvenlik konusunda tam denetlenebilir, açık ve adil sistemler inşa ediyoruz. Bunun için hem regülasyonlarla uyumlu ilerliyor, hem de global standartları şimdiden ürün mimarisine gömüyoruz. Sürdürülebilirlik bizim için sadece “nasıl çalıştığımız” değil; kiminle, ne için ve ne kadar uzun vadeli çalışmak istediğimizin cevabı. Ve bu cevabı hem teknolojide, hem toplulukta, hem kültürde yaşatmak için ilerliyoruz.”

Burak Kutlu | Payten Türkiye Ülke Lideri ve Paratika CEO’su

 ‘Teknolojinin dönüşümüne Ar-Ge gücümüzle yön veriyoruz’

“Fintek sektörü, teknolojik gelişmelerin hız kazandığı, müşteri beklentilerinin ise sürekli değiştiği dinamik bir yapı içinde evriliyor. Bu dönüşüm süreci, sadece yenilikçi çözümler geliştirmeyi değil; aynı zamanda sürdürülebilir, ölçeklenebilir ve entegre iş modelleri kurmayı da zorunlu kılıyor. 2025 ve sonrasında hedefimiz sadece büyümek değil; teknolojinin dönüşümüne Ar-Ge gücümüzle yön vererek, müşterilerimizin ihtiyaçlarını uçtan uca karşılayabilecekleri bir yapı sunmak. Payten Fintech Suite gibi finteklere özel çözümlerimizle bir Fintek Hub olarak sektöre katkı sağlarken, açık bankacılık, ödeme orkestrasyonu ve kapalı devre cüzdan gibi alanlarda da yeni atılımlar planlıyoruz. Yerel uzmanlığımızı küresel vizyonla birleştirerek, Türkiye’nin yanı sıra Doğu Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri’nde de genişlememizi sürdürüyoruz.Sürdürülebilirlik, günümüzde sadece çevresel bir sorumluluk değil; aynı zamanda kurumsal stratejilerin ve uzun vadeli büyüme planlarının temel bir bileşeni haline geldi. Şirketlerin çevreye duyarlı, kaynakları verimli kullanan ve topluma değer katan yapılar kurması; hem rekabet gücü hem de kurumsal itibarı açısından kritik önemde. Biz de Payten olarak bu anlayışla, sürdürülebilirliği tüm iş yapış biçimlerimizin merkezine konumlandırıyoruz. Payten grup olarak sürdürülebilirlik, operasyonlarımızın ayrılmaz bir parçası. Ofislerimizde atık ayrıştırmadan enerji tüketiminin takibine, dijital arşivleme ve kağıt tasarrufundan elektrikli araç ve bisiklet kullanımının teşvikine kadar birçok alanda somut adımlar atıyoruz. Ödeme süreçlerini dijitalleştirerek tüketimi azaltıyor, veri merkezlerinde ise daha verimli soğutma yöntemlerine yönelerek elektrik tüketimimizi azaltıyoruz.”

Bülent Şen | DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü

DE-CIX, yarının ihtiyaçlarına yenilikler vizyonuyla hazırlanıyor

“DE-CIX, Temmuz 2025 itibariyle kuruluşunun 30’uncu yıl dönümünü kutluyor. Dünyanın lider İnternet Değişim Noktası (IX) operatörü olarak geçtiğimiz aylar içinde, ağlarda, internet veri trafiğinde ve kapasite anlamında çift haneli büyüme kaydettiğimizi ortaya koyan 2024 yılı finansal sonuçlarını yayınladık. Rapora göre peering’den (eşleştirme) gelen, yani ağların doğrudan birbirine bağlantısı üzerinden gerçekleşen küresel zirve veri trafiği, tüm DE-CIX Internet Değişimlerinde, 2024 yılında 2023’e kıyasla yüzde 11’lik artış göstererek neredeyse 25 Tbit/s değerine ulaştı. Öte yandan DE-CIX İstanbul’un da Avrupa ile Orta Doğu arasındaki bağlantı açısından önemi, güçlü gelişmelerin yaşandığı bir yılın ardından artarak devam ediyor. Yeni internetin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir eşleştirme anlayışının zamanı geldiğini düşünüyoruz. Eşleştirme yani bir IX üzerinden doğrudan ağların birbirine bağlanması tüm gelecekteki kullanım senaryoları için yapay zekâya hazır altyapıların oluşturulmasında merkezi bir rol oynayacak. İnternet Değişim Noktalarının büyük ağ yoğunlaşma noktalarında bağlantı sağlamasının yanında, bir sonraki nesil ürün ve hizmetlerde çoklu yapay zekâ çıkarım (inference) işlevselliğini desteklemek üzere Derin Uç’ta (Deep Edge) Yapay Zekâ Değişim Noktalarına da ihtiyaç duyulacak. Bu nedenle, altyapıda katmanlı bir yaklaşım göreceğiz; hiper-yerel, bölgesel, çok bölgeli ve küresel düzeyler entegre edilecek. DE-CIX olarak, yarının ihtiyaçlarına cevap vermek ve önümüzdeki 30 yıla da yön verecek yenilikler ve eşleştirme mükemmeliyeti için bu vizyonu hayata geçirmeye odaklanıyoruz. DE-CIX, veri merkezi ortaklarını seçerken çeşitli faktörleri göz önünde bulunduruyor. Enerji verimliliğine ek olarak, buna fiziksel güvenlik ve fiber optik bağlantıların kullanılabilirliği de dahil. Birbirine bağlantı hizmetlerimiz için, piyasadaki en modern ekipmanları kullanıyoruz ve bu ekipmanlar giderek daha da fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler bir zorunluluk olup birçok sektörde verimliliği artırıyor.”

Cemal Tosun | Finans, Strateji ve Dönüşüm Üst Düzey Yönetici ve Lideri

‘Gelecek dönem yapay zekânın daha az enerjiyle daha fazla değer üretecek şekilde optimize etmek üzerine olacak’

“2025 sonrası ajandasında; üretken yapay zekânın ekonomik güç dağılımını yeniden tanımladığı, tarifelerin veri akışlarını bile etkilediği bir düzende, çok merkezli büyüme ve regülasyonla uyumlu inovasyon öne çıkıyor. Dijital yeteneklere yatırım, coğrafi çeşitlilik ve ‘sovereign tech’ stratejileriyle belirsizliği fırsata çevirme hedefleniyor. Tarifeler veriye, yapay zekâ sınırlara çarpıyor. Çözümün çok merkezli, regülasyon uyumlu büyüme olduğunu düşünüyorum. Veri 2025’te %150 büyüyecek; enerji tüketimi ise %30 artacak. Sürdürülebilirlik, artık “veri ekolojik denge” meselesi. Kritik adım, yapay zekâyı daha az enerjiyle daha fazla değer üretecek şekilde optimize etmek. “Green compute”, modüler veri merkezleri ve etik algoritmalarla sürdürülebilir dijital dönüşüm mümkün kılınıyor. Küresel veri üretimi geometrik hızla artıyor, enerji yetmiyor. Çözüm: green compute ve etik algoritmalarla dijital denge olduğunu düşünüyorum.”

Gürhan Çam | DenizBank NEOHUB Genel Müdürü

‘DenizBank ve paydaşları için somut etki yaratan teknolojileri hayata geçiriyoruz”

“NEOHUB olarak 2025’te girişimcilik ekosistemiyle stratejik iş birlikleri kurarak FinTech, yapay zeka, yeşil teknoloji gibi alanlarda ölçeklenebilir çözümleri desteklemeye odaklanıyoruz. Uluslararası fonları ülkemize kazandırırken, Türk start-up’larını da global pazarlara açarak çift yönlü bir etki yaratmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirliği tüm program ve yatırımlarımızın odağına alıyoruz. Girişimlerimizle karbon ayak izi takibi, sürdürülebilir tarım, yeşil finansman gibi alanlarda dijital çözümler geliştiriyor, DenizBank ve paydaşları için somut etki yaratan teknolojileri hayata geçiriyoruz.”

Hilal Aysal | Rolls-Royce Motor Cars İstanbul Genel Müdürü

‘Odağımız; kişiselleştirme, müşteri deneyimi, elektrifikasyon ve sürdürülebilir lüks üzerine’

“Rolls-Royce Motor Cars İstanbul olarak 2025 ve sonrasında globalin stratejisine paralel bir şekilde gündemimizde kişiselleştirme, müşteri deneyimi, elektrifikasyon ve sürdürülebilir lüks var. Tarihine bağlı kalarak tamamen el üretimiyle yapılan araçlarımıza günümüz teknolojisini entegre ederek zarafet ve lüks anlayışımızı korumaya devam edeceğiz. Müşterilerimize sunduğumuz Bespoke kişiselleştirme programı, büyüme stratejilerimizin temellerinden birini oluşturuyor. Marka her geçen gün kendini bu konuda geliştirmeye, hep daha fazlasını müşterilerine sunmaya devam ediyor. Lüks tüketim son yıllarda artış gösterdi ve bu artışın devam edeceğini düşünüyorum. Ancak bizim marka olarak her yıl özellikle satış konusunda rekor kırma gibi bir hedefimiz yok. Çünkü bildiğiniz üzere Rolls-Royce tamamen el üretimi ile sipariş üzerine üretiliyor. Bizim için önemli olan istikrarlı olmak ve bu doğrultuda değerlerimiz ve kalitemizle kişiselleştirilmiş ürünleri kullanıcıya ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda doğru şekilde teslim etmek. Son yıllarda otomotiv pazarında büyük değişimler yaşandı. Özellikle elektrikli araçlar hızlı bir büyüme gösterse de hala gelişmekte olan bir pazar. Biz de bu değişime ayak uydurarak Spectre modelimizi dünyaya tanıttık. Spectre markanın tüm DNA’sını taşıyan bir model, önce Rolls-Royce, sonra elektrikli otomobil. Rolls-Royce öncelikle kendi değerini koruyor, bu sebeple tüm Rolls Royce’larda olduğu gibi Spectre’de de dijitalleşmeyi günümüz gereksinimleri kadar görebilirsiniz. Rolls-Royce sürdürülebilirliği temeline koymuş bir marka olarak çok dikkat ediyor; örneğin derilerini organik çiftlikten alıyor, ahşaplarını özenle seçiyor ve nesli tükenen veya tükenmek üzere olan ağaçları kesinlikle kullanmıyor. Rolls Royce kullanıcıları ile hep sıcak ilişkide kalarak, fikirlerini alan, kullanıcıların taleplerine önem veren bir marka. Benimsediği “Ötesine geçmek” felsefesiyle, sürdürülebilir lüksün, yeniliklerin ve otomotiv teknolojilerinin öncülerinden olacaktır.”

Mert Akcan | Akcan Holding/ En Yakıt Yönetim Kurulu Üyesi

‘Yapay zeka destekli yenilikçi ödeme sistemleriyle sektörde fark yaratıyoruz’

“2025 ve sonrasında en büyük önceliğimiz, Türkiye’de elektrikli araç şarj altyapısını hızlı ve etkin biçimde yaygınlaştırmak olacak. Halihazırda yaklaşık 250 cihazımız ile hizmet vermemiz, büyüme hedeflerimizin sağlam bir başlangıcı. Önümüzdeki yıllarda ise ülke genelinde hem şehir merkezlerinde hem de otoyol güzergahlarında istasyon ağımızı ciddi oranda artırmayı planlıyoruz. Ayrıca, kullanıcı deneyimini sürekli iyileştirerek, şarj süreçlerini daha pratik ve sorunsuz hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda dijital platformlarımızı güçlendirecek, müşteri hizmetleri ve operasyonel verimlilikte teknolojinin tüm olanaklarını kullanacağız. Türkiye’nin elektrikli mobilite dönüşümünde en güvenilir ve yaygın şarj ağı olma vizyonuyla ilerliyoruz. Sürdürülebilirlik En Yakıt’ın merkezinde yer alan bir değer. Elektrikli araç şarj altyapısının yaygınlaşması, karbon emisyonlarının azaltılması ve çevreye duyarlı bir ulaşımın desteklenmesi açısından kritik öneme sahip. Bu yüzden şarj istasyonlarımızda enerji verimliliğini ön planda tutuyoruz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına entegre çözümler üzerine çalışıyoruz. Dijitalleşme alanında ise, kullanıcı dostu mobil uygulamamız ve Enix (Tak ve Şart Et) teknoloji gibi yenilikçi çözümlerimizle şarj sürecini hızlandırıyor ve kolaylaştırıyoruz. Örneğin, Enix teknolojimizle araç tanıma sistemi sayesinde şarj işlemi, ek adımlar olmadan araca soket takıldığı an otomatik olarak başlıyor. İnovasyon yolculuğumuzda, uzaktan izleme ve müdahale imkanı sunan gerçek zamanlı yönetim sistemlerimizle operasyonel verimliliği artırıyor, kullanıcıların sorunlarına anında çözüm getiriyoruz. Gelecekte yapay zeka destekli analitikler ve yenilikçi ödeme sistemleri gibi teknolojik gelişmeleri de platformumuza entegre ederek sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz.”

Onur Ünlü | ESCON Enerji CEO’su

‘Dijitalleşme ve inovasyonla sanayinin karbonsuzlaşma sürecine yön veriyoruz’

“2025 ve sonrasında odaklanacağımız üç temel başlığı; Esco4Zero iş modelimizin yaygınlaştırılması, uluslararası pazarlarda büyüme ve Ar-Ge yatırımları olarak belirledik. Stevie ödüllü Esco4Zero modelimizle işletmelere karbon nötr hedeflerine giden yolda performans garantili ve finansman destekli çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda Türkiye’deki etkimizi daha da artırarak, pazar payımızı büyütmeyi hedefliyoruz. Yurt dışında, başta Almanya, Romanya ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere öncelikli pazarlarda faaliyetlerimizi hızlandırmış durumdayız. Uluslararası proje portföyümüzü genişletmek, büyüme stratejimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Ar-Ge tarafında ise buhar üreten ısı pompası teknolojisi üzerinde çalışmaya başladık. Bu yenilikçi çözümümüzü 2026 yılında pazara sunmayı hedefliyoruz. Özellikle enerji performans sözleşmelerimizde sunduğumuz performans garantisini, ölçme ve doğrulama süreçlerinde kendi geliştirdiğimiz Energy Eye yazılımıyla destekliyoruz. Bu dijital çözüm, işletmelere güvenilir veri akışı, analiz ve raporlama sağlayarak enerji yönetimini şeffaf ve sürdürülebilir hale getiriyor. Teknoloji yatırımları tarafında ise endüstriyel ısı pompası çözümleri yer alıyor. Halihazırda 130°C sıcaklığa kadar çıkan sistemlerimizi birçok sanayi tesisinde uyguluyoruz. Şu anda geliştirmekte olduğumuz buhar üreten ısı pompası projemizle ise fosil yakıt kullanımını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik büyük bir adım atıyoruz.”

Reiner Gieringer | Conrad Istanbul Bosphorus Genel Müdürü

‘Sürdürülebilirlik, sadece çevresel sorumluluk değil iş yapış biçimimizin en önemli değeri’

“2025 ve sonrasında Conrad Istanbul Bosphorus olarak öncelikli hedefimiz, misafir memnuniyetinde çıtayı daha da yukarı taşımak ve lüks konaklama deneyimini sadece fiziksel koşullarla değil, duygusal bağ kuran hizmet anlayışıyla yeniden tanımlamak olacak. Kısa vadede hizmet kalitemizi ve operasyonel mükemmeliyetimizi artırmak için dijitalleşme, kişiselleştirilmiş deneyimler ve ekip eğitimlerine odaklanıyoruz. Uzun vadede ise kültür, sanat ve gastronomi ile zenginleştirilmiş bir konaklama deneyimi yaratmayı ve İstanbul’un global sahnedeki prestijini artırmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl hizmete giren Monteverdi Ristorante, bu vizyonun somut bir yansıması olarak, gastronomi alanında şehre değer katan özel bir adres haline geldi. Monteverdi, 2025 yılında dünyanın en prestijli restoran rehberlerinden Gault & Millau tarafından “Gourmand Table” ödülüne layık görüldü. Aynı zamanda, İtalyan mutfağı kimliğini koruyan ve kalite standartlarını en üst düzeyde yansıtan seçkin restoranlara verilen “Marchio Ospitalità Italiana” sertifikasını da almaya hak kazandı. Sürdürülebilirlik bizim için yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda iş yapış biçimimizin merkezinde yer alan bir değer. Hilton’un global “Travel with Purpose” stratejisi doğrultusunda; enerji verimliliğinden atık yönetimine, su tasarrufundan karbon nötr etkinliklere kadar birçok alanda örnek projeler yürütüyoruz. 2025 yılı itibarıyla enerji ihtiyacımızın tamamını Gümüşhane Kelkit’te Aksoy Holding iş birliğiyle kurulan 5 MW kapasiteli güneş enerjisi santralinden karşılamaya başladık. Bu proje ile yılda 7.941 MWh enerji üretimi ve yaklaşık 7.917 ton karbon emisyonu azaltımı hedefliyoruz. Bu, 428.814 ağacın karbon dengeleme kapasitesine eşdeğer. Ayrıca, Winnow Akıllı Mutfak Teknolojisi ile 2024 yılında 14 ton gıda israfını önledik. WI-Q dijital sipariş sistemi ile oda servisi taleplerinde %30 oranında hız artışı sağladık. Kipsu dijital destek hattı ile Hilton Honors üyelerimizin geçmiş tercihlerine dayalı olarak daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyoruz. Bunlara ek olarak; plastik kullanımını %95 oranında azalttık, gri su sistemiyle yılda 30.000 ton su tasarrufu sağladık, LightStay sistemi ile su tüketimini %22, enerji tüketimini %6, atık miktarını %18 oranında düşürdük. Bu bütünsel yaklaşımımız sayesinde hem çevresel etkimizi azaltıyor hem de misafirlerimize etik değerlerle örtüşen lüks bir deneyim sunuyoruz.”

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...