“Kapsayıcı ve Herkesi Kucaklayan Bir Kültürümüz Var”

By Fortune Türkiye

Anahid Hazaryan – Schneider Electric enerji yönetimi ve otomasyonda dünyada lider olan eski ve köklü bir şirket. Yüzü aşkın ülkede 150 bin çalışana ve 1 milyon kadar iş ortağına sahip bir eko sistem. Küresel çapta başarılı, çok merkezli bir şirketin yönetiminde sağlam bir finansal yapı, teknolojik gelişim gibi unsurlar büyük önem taşıyor ancak tüm bu parametrelerin sağlıklı olması aslında güçlü bir kültüre bağlı. Bir başka deyişle günümüzün hızla değişen dinamiklerine ayak uydurabilmek, iş ve insan kaynakları fonksiyonları arasında güçlü bir iş birliği olmadan pek mümkün değil. Nitekim Schneider Electric, İnsan Kaynakları konusunda diğer şirketlere de ilham kaynağı olabilecek öğretilerle başarısını pekiştiriyor.

İstanbul ziyareti sırasında Fortune Türkiye’nin sorularını cevaplayan Schneider Electric CHRO Charise Le, şirket çalışanlarının rutin görevlerinin dışına çıkıp, yeni alanlar keşfedebilecekleri, yeni projeler geliştirebilecekleri bir kültüre sahip olduklarını belirtiyor. Kapsayıcı bir yaklaşım benimsediklerini ifade eden Charise Le, aynı zamanda okullar ve STK’larla iş birliği yaparak çeşitli etkinliklerle topluma yararlı görevler üstlenmenin Schneider Electric’in çalışma ilkeleri arasında yer aldığını belirtiyor.

Schneider Electric’te çalışanın gelişimine yönelik temel unsurlar neler?

Schneider Electric’te, insanlar yalnızca stratejimizin bir parçası değil aynı zamanda bu stratejinin var olmasının nedeni. Her zaman hem hayatta hem işte insanlara öncelik tanınmasına inanırım. Bu felsefe yalnızca insana değer vermekle sınırlı değil, stratejik bir seçim. Bizim gücümüz, insanımızdır. Çalışanlarımızı, kişiselleştirilmiş kariyer olanakları, her kaynaktan sürekli öğrenme, herkesin eşit şekilde fırsatlardan yararlanıp, kendisini geliştirebilme olanakları sunarak, kendi gelişimlerine katkıda bulunmaya teşvik ediyoruz. Türkiye’de kariyer gelişimi için başlatılan çok güzel örnekler var. İş arkadaşlarımız dünyanın çeşitli yerlerinde, yerel, bölgesel ve global liderlik pozisyonlarında farklı deneyim kulvarlarıyla katkıda bulunuyorlar. Bizim Open Talent Market platformumuz, ekiplerimizin yeni yollar keşfetmelerine nasıl yardımcı olduğumuzun güzel bir örneği; bu platform çalışanlarımızın kendi rutin görevleri dışında başkalarından öğrenmelerini, yeni alanları keşfetmelerini de sağlıyor. Örneğin, bir İK profesyoneli finans hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsa, mentorluk fırsatlarından yararlanarak ilk elden deneyim elde edebilmek için konuyla ilgili bir projeye dahil olabiliyor. Liderin rehberliği iş dünyası için hayati önemde.

Schneider Electric’in global bir şirket olduğu da göz önüne alındığında, İK liderlerinin temel nitelikleri neler olmalı?

Liderler iş dünyasında hayati bir rol üstlenir. İnsanlar üzerinde etki bırakan liderlik de özen göstermekle başlar. Bizim İK liderlerimiz kültürümüzü besler ve iş gücümüzü geleceğe hazırlar. Schneider Electric’te başarılı bir İK liderinin büyüme odaklı bir bakış açısına, stratejik, kültürel ve operasyonel becerilerin karmasına sahip olması gerekir. İK liderinde bulunması gereken en önemli özellikler iş becerisi, stratejik düşünme, dijital beceri, dinleme, empati, kültürel zeka ve güçlü iletişim olarak sıralanabilir.

Çalışanlarınızı rutin dışına çıkmaya, şirketin gelişmesine katkıda bulunabilecek yeni yollar keşfetmeye teşvik etmek için neler yapıyorsunuz?

İş arkadaşlarımızı konfor alanları dışına çıkmaya teşvik ederek, inovasyon ve yaratıcılığı besliyoruz. Böylece farklı ülkeler, deneyimler ve fonksiyonlar arasında gidip gelerek hem başarılardan hem de başarısızlıklardan bir şeyler öğreniyorlar. Open Talent Market platformumuz sayesinde çalışanlarımızın mevcut rollerinin dışında projelere katılmasını veya mentorlar bulmasını kolaylaştırarak ufuklarını genişletmelerine olanak sağlıyoruz. Yerel bir örnek verecek olursam, Türkiye’deki iş arkadaşlarımın zamanını ve yeteneklerini bu kadar cömertçe ortaya koymaları bana her zaman ilham kaynağı oluyor. Paneller, mentorluk ve konferanslar gibi çeşitli kanallarla üniversiteler ve liselerdeki öğrencilerle köprüler kuruyorlar. Beni özellikle heyecanlandıran bir örnek de, Manisa’da lise öğrencilerine yönelik mentorluk programıydı. Bu, birbirimizin gelişimine yatırım yaptığımızda, neler başarabileceğimizin güzel bir örneği. Türkiye’deki yönetim ekibimizin burslarla yerel STK’ları desteklemesi de, etki alanımızı genişleterek ekiple gurur duymamı sağlıyor. Global öğrenci yarışmamız olan Schneider Go Green programımız aracılığıyla çalışanlarımız yeni jenerasyona mentorluk ederek, onların yeni fikirler ortaya koymalarına destek oluyor. Sürdürülebilirlik günümüz iş dünyasının mottosu ve bu kavram kuşkusuz enerji yönetimindeki bir şirket için daha da önem taşıyor.

Sürdürülebilirlik girişimlerinin teşvik edilmesinde İK departmanının rolü nedir?

İK, sürdürülebilirlikteki yolculuğumuzun kalbinde yer alıyor. Schneider Electric’te İK, işe alımda kapsayıcılığa, herkesi kucaklayan bir kültüre öncelik tanır. Bizler sürdürülebilirliği, işe alımdan sürekli öğrenmeye kadar çalışan deneyiminin her aşamasına dahil ederek ilerliyoruz. Bu yaklaşım sürdürülebilirliğin bir parçası olan dijital çözümlerin gelişimini sağlarken aynı zamanda endüstriler geliştikçe iş pozisyonlarını da güvence altına alıyor. Ayrıca Schneider Electric olarak, 2025’te bir milyon kişiyi enerji yönetiminde eğitmeyi planlıyoruz; şimdiden 928 bin 444 kişi bundan yararlandı. Öte yandan, daha iyi bir dünya vizyonumuzu paylaşan BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Türkiye (UN SDSN Turkey) ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BUYEM) gibi ilham verici kesimlerle beraber yarattığımız Öğretmenler 2030 İklim Eylemi Sertifika Programı’ndan da gurur duyuyorum. Bu bağlamda öğretmenlere sürdürülebilirlik araçlarını sunarak, Türkiye’de tüm sınıflarda umut ve eylem tohumlarını ekiyoruz.

Schneider Electric, çevik bir yapı oluşturabilmek ve iş gücünü koruyabilmek için beceriye öncelik tanımanın önemini vurguluyor. Bu strateji hakkında bilgi verebilir misiniz?

İş gücümüzü geleceğe hazırlamak, çok önemsediğim bir sorumluluk. Beceriye öncelik tanıma stratejimiz, dünya ne kadar değişirse değişsin, çalışanlarımızın çevik kalmasını ve başarı için gereken beceri ve yetkinliklere sahip olmasını sağlar. Korn Ferry’nin araştırması, 2030 yılında dünyada 85,2 milyon iş pozisyonunun boş kalabileceğini gösteriyor; bu da 8,5 trilyon dolarlık bir gelir kaybı demek. Günümüzde beceriler yeni para birimi. Mevcut düzende artık kitlesel ve tek tip eğitim çağının kapandığını söyleyebiliriz. Kuruluşumuzda en çok talep edilen becerileri daha hızlı inşa edebilmek için dış dünyada, kendi alanında en iyi içeriği bünyemize dahil ederek öğrenme ekosistemimizi geliştiriyoruz. Şirket içi eğitim temel bilgileri sunarken, Schneider çalışanları aynı zamanda dünya çapında tanınmış bir öğrenme platformu olan Coursera’ya da erişebiliyor. Coursera, bizim öğretim çabalarımızı daha çeşitlilik içeren, pazarla uyumlu içerik sunan unsurlarla tamamlıyor. Bu holistik yaklaşım sayesinde çalışanlarımız eksiksiz bir öğrenme fırsatı yakalarken, gelecek için de hazır oluyorlar.

Yapay zeka iş dünyası için stratejik bir öncelik. Schneider Electric bu teknolojik yeniliği İK’yla nasıl birleştiriyor?

Yapay zeka, heyecan yaratan bir kavramdan çok daha ötede bir yenilik. Engelleri ortadan kaldırmak ve çalışanlarımıza daha iyi deneyimler sunabilmek için bir fırsat. Yetenek kazanımından kişiselleştirilmiş öğrenmeye kadar İK’nın tüm alanlarında yapay zekadan yararlanıyoruz. Yapay zeka veri odaklı kararlar almamızı, becerilerdeki boşlukları belirlememizi ve kariyer gelişimini inşa edebilmemizi sağlıyor. 2026 yılında, öğrenmeyi kariyer gelişimiyle birleştirmek için yapay zeka özelliklerini içeren yeni bir platform oluşturacağız; böylece çalışanlarımız bugünkü becerilerinin nasıl yarının kapılarını açtığını görebilecekler. Ayrıca sanal asistanımız One Jo da OpenAI’nin özelliklerini ekosistemimize dahil ederek, çalışanlarımıza gerçek zamanlı destek sunuyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...