Ersan Taylan – Küresel bir biyofarmasötik şirketi olan Gilead Sciences’ın yerel iştiraki olan Gilead Türkiye, 2007’den bu yana faaliyet gösteriyor. Gilead HIV, viral hepatit, onkoloji ve enflamatuar hastalıklar gibi karşılanmamış ihtiyacın yüksek olduğu alanlarda yenilikçi tedaviler geliştirmeyi taahhüt ediyor. Gilead, 35’ten fazla ülkede yaklaşık 18 bin çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Şirket, 2024’te Ar-Ge’ye 5.9 milyar dolar yatırım yaptı. Üç yıl önce Türkiye’de üretime başlayan şirket, bunun için 60 milyon dolar bir yatırım gerçekleştirdi.
Bu yatırım, Türkiye’yi Almanya, Kanada ve İrlanda’dan sonra Gilead’ın yenilikçi ilaçlarını ürettiği dördüncü ülke haline getiriyor. Üretimin yanı sıra klinik araştırmalar ve toplum odaklı farkındalık programları aracılığıyla Türkiye’nin sağlık ekosisteminin uzun vadeli gelişim destekleniyor. Örneğin son yedi yıl içinde Ar-Ge çalışmalarına 8.5 milyon dolar katkı sağlandı. Klinik araştırma merkezi sayısı 50’nin üzerine yükseldi. Gilead Türkiye Genel Müdürü Deepshikha Kiyawat, Türkiye’de yenilikçi tedavilere erişimi artırmayı yalnızca profesyonel bir hedef değil, aynı zamanda derinden hissettiği kişisel bir sorumluluk olarak görüyor. Kısa bir süre önce Gilead Türkiye’nin yönetimi devralan Kiyawat ile şirketin büyüme planlarını, hedeflerini konuştuk.
Şirketiniz için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Gilead olarak en büyük önceliğimiz, yenilikçi tedavilerin Türkiye’deki hastalara hızlı ve güvenli şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Türkiye, gelişmiş sağlık altyapısı, yetkin insan kaynağı ve dinamik ekosistemiyle bizim için stratejik bir konuma sahiptir. İlk görev dönemimde, hasta merkezli ve bilimsel yaklaşımımızı daha da derinleştirmeye; karşılanmamış tıbbi ihtiyaçların yoğun olduğu alanlarda etkili çözümler geliştirmek ve bu doğrultuda Türkiye’nin yetenekli insan kaynağından en iyi şekilde yararlanmak ilk önceliklerimden olacak. İş birliği, misyonumuzun temel taşlarından biridir. Yenilikçi tedavilere ve sağlık hizmetlerine erişimi hep birlikte iyileştirebilmek için kamu ve özel sektördeki tüm paydaşlarımızla güçlü ortaklıklar kurmayı hedefliyoruz. Ayrıca, yenilikçi tedavilerin Türkiye’de daha hızlı erişilebilir olması adına karar vericiler, ödeme kurumları ve düzenleyici otoritelerle aktif ve yapıcı bir diyalog içindeyiz. İnsan kaynağımızın önemli bir değerimiz olduğuna inanıyorum. Koçluk temelli liderliği savunuyorum ve burada da yerel ekiplerimizin gelişimini desteklemeye, yetkinliklerini artırmaya ve kapsayıcı, dönüşüm odaklı bir kültür inşa etmeye odaklanacağım. Amacım, Gilead’ın Türkiye’deki varlığını yalnızca ticari açıdan değil, aynı zamanda sağlık ekosistemine sunduğu anlamlı katkılarla da güçlendirmek. Bu stratejiler, Türkiye’de uzun vadeli ve sürdürülebilir bir etki yaratma vizyonumuzun temelini oluşturuyor.
Şirketin geleceğine ilişkin vizyonunuzu ve ilerlemeyi sağlamak için inovasyon ve yaratıcı stratejilerden nasıl yararlanmayı planladığınızı paylaşır mısınız?
Gilead’da inovasyon yalnızca yeni ilaçlar geliştirmekle sınırlı değil; aynı zamanda sağlık hizmetlerinin sunuluş biçimini dönüştürmeyi de kapsıyor. Türkiye’deki vizyonumuz, bilim, yerelleştirme ve yeteneğe güçlü bir şekilde odaklanarak bu bakış açımızı yansıtıyor. Stratejimizin temel unsurlarından biri, Türkiye’yi Gilead’ın küresel tedarik zincirinde bölgesel bir merkez haline getirerek yerel üretim gücümüzü daha da pekiştirmek. Bu adım, “Türkiye için Türkiye’de” yaklaşımımızın erişim, esneklik ve bölgesel rekabetçilik sağlayan somut bir yansımasıdır. Öte yandan Ar-Ge yatırımlarımızı da artırıyoruz. Türkiye’nin gelişen bilimsel altyapısı ve klinik araştırma kapasitesi sayesinde, kritik tedavi alanlarında yürütülen çalışmaların sayısını ve kapsamını genişletiyoruz. Şirket içinde önceliğim, inovasyonun geliştiği bir ortam yaratmaktır. Yetkilendirme ve kapsayıcı liderlik kültürü sayesinde, Türkiye’de hem iş başarısını hem de daha geniş sağlık hizmetleri ilerlemesini yönlendirmeye yardımcı olacak geleceğe hazır yetenekleri yetiştiriyoruz. Liderliğin başkalarının büyümesine olanak sağlamak olduğuna inanıyorum. Bireyler olarak, profesyonel hedeflerimizin ve kişisel sorumluluklarımızın birbirinden bağımsız olmadığına inanıyorum.
Şirketinizin hangi alanlarda fark yarattığınızı düşünüyorsunuz?
Gilead Türkiye, son yıllarda güçlü bir dönüşüm sürecinden geçerek konuları daha bütüncül ele alan, etkili ve çözüm odaklı bir sağlık paydaşına dönüştü. Bu dönüşümün temelinde ise bilim ve güçlü Ar-Ge altyapımızın stratejik odağımızda olması yer alıyor. Bu yolculuktaki en önemli kilometre taşlarından biri, 2022 yılında 60 milyon dolarlık bir yerelleştirme yatırımının başlatılması oldu. Bu stratejik yatırım, AmCham Türkiye tarafından “En Yüksek Etkili Yatırım” olarak kabul edildi ve Türk sağlık sistemine olan uzun vadeli bağlılığımızı yansıtıyor. Yerelleştirmenin yanı sıra klinik araştırma çalışmalarımızı da genişlettik. Türkiye’deki klinik araştırma merkezlerinin sayısını hızla artırmamız ülkenin bilimsel kapasitesine önemli ölçüde katkıda bulundu ve hastaların çığır açan tedavilere daha erken erişim sağlamasına yardımcı oldu. Dönüşümümüz aynı zamanda olumlu bir sosyal etki yaratmaya da odaklanmıştır.
Büyüme planlarınız arasındaki öncelikler nelerdir?
Gilead olarak en önemli önceliğimiz, Türkiye’de yenilikçi tedavilerimize hızlı erişim sağlamaktır. Zorlu ekonomik ortama rağmen, güçlü ve ileriye dönük bir strateji ile faaliyet gösterdiğimiz alanlardaki liderliğimizi sürdürmeye kararlıyız. Gelecek stratejimizin temel dayanakları, HIV ve Onkoloji, Viral Hepatit ve Mantar Enfeksiyonları alanlarında karşılanmamış tıbbi ihtiyaçların çözülmesine yardımcı olma, gelecekteki yenilikçi tedavilerimize Türkiye’de hızlı erişim sağlama ve sağlık ekosisteminde dönüştürücü yaklaşımlar sunmak için iş birliği ve ortaklıklar kurma taahhüdü olacaktır. HIV alanındaki temel odak noktalarımızdan biri, anonim test olanaklarını artırmak, risk altındaki popülasyonlar arasında farkındalık yaratmak ve uzun vadeli sağlık yönetimi için sürekli destek sağlamak olacaktır. Onkoloji alanında Gilead, 2030 yılına kadar küresel olarak ilk 10 onkoloji şirketinden biri olmak gibi iddialı bir hedef belirledi. Türkiye’de, özellikle metastatik meme kanserinde karşılanmamış ihtiyaçların giderilmesinde önemli adımlar attık.
Bize insan kaynakları stratejinizden bahseder misiniz? Şirketinizin istihdama katkısını ve faaliyet gösterdiğiniz sektör üzerindeki olumlu etkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Gilead’da en değerli varlığımız yetenekli ve büyüme odaklı iş gücümüzdür. İnsan kaynakları stratejimiz kapsayıcılık, çeşitlilik ve gelişim ilkeleri üzerine kuruludur. Kadın liderliğini teşvik etmekten ve Gilead’ın küresel değerlerini Türkiye›de yansıtmak için çok kültürlü ortamımızdan yararlanmaktan gurur duyuyoruz. Çalışanlarımızın potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için sürekli eğitim, mentorluk ve liderlik geliştirme programları sağlıyoruz. Bu girişimler sadece bireysel büyümeyi artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’deki daha geniş sağlık ekosistemine katkıda bulunarak hem Gilead Türkiye hem de ülkenin geleceği için sürdürülebilir değer yaratıyor. Bu çabalarımızla, büyüme ve mükemmellik kültürünü teşvik ederek anlamlı bir etki yaratmaya ve sektörün iş gücünü gelecek yıllar için güçlendirmeye çalışıyoruz.