Dünyadaki Sessiz Kriz: Borç Batağı

By Fortune Türkiye

Son 50 yılda, dört borç dalgası global ekonomiyi esir aldı; bunlardan üçü de krizle sonuçlandı. 

Latin Amerika 1980’lerde kayıp bir on yıl yaşadı; Asya 1990’larda büyük bir ekonomik daralmayla karşı karşıya kaldı ve 2008 yılındaki global mali erime de tüm dünyaya şok dalgaları gönderdi.

2010 yılında başlayan dördüncüsünün akıbeti ise henüz net değil. Ancak eldeki kanıtlar tarihin her zaman tekerrür ettiğini gösteriyor.

Özellikle pandemi sırasında, hane halklarına mali destek sunulduğu için kamu borçları arttı. 

Global ekonominin toparlanmasıyla borçluluk sorunu biraz hafiflediyse de,  yeniden kendini göstermeye başladı.

IMF, 2005 yılında GSYİH’nin yaklaşık yüzde 20’si olan küresel kamu borcunun on yılın ardından hemen hemen global ekonominin boyutuna ulaştığına inanıyor. 

Uluslararası Finans Enstitüsü’ne (IIF) göre, dünyadaki toplam borç-devletlerin, hane halklarının ve iş dünyasının toplamı-halen 307 trilyon dolar; bu rakam 2023 yılının ilk altı ayına göre 10 trilyon dolarlık artış anlamına geliyor. 

Aynı zamanda, küresel büyüme yavaşlıyor; bu da, ülkelerin ekonomiyi borcu sürdürülebilir bir zemine oturtmalarını sağlayacak kadar büyütemeyeceklerini gösteriyor. 

IIF’de direktör Emre Tiftik, ülkelerin borca bağımlı hale geldiklerini söylüyor. 

“Halen pek çok ülkenin büyüme modeli tamamen borçlanmaya dayanıyor” diyor ve şöyle devam ediyor: “Ne zaman borçlanma yavaşlasa, daha düşük büyümeyle karşı karşıya kalıyoruz. Orta ve uzun vadede, bunun büyük ve negatif sonuçları olacak. Dolayısıyla endişeliyiz. Özellikle de, borçların çok hızlı bir şekilde birikmesi büyük sıkıntı.”

Yüksek faiz oranları da, borç birikiminde önemli bir faktör. Bazı ülkeler, kamu harcamalarıyla vergi geliri arasındaki açığı kapatmak için çok fazla miktarda borçlanmaya devam ediyor. 

Bu durum da hem bankacılar hem de ekonomistler için alarm zillerini çaldırıyor.

IIF’e göre, artan faiz oranları bu yıl, ödenemeyen borçları 550 milyar dolar düzeyine taşıdı. 2019 yılında bu rakam 330 milyar dolardı. 

Dünya Bankası baş ekonomist yardımcısı Ayhan Köse, ülkeler temerrüde düşmese bile, çoğunun “sessiz bir borç krizi” yaşadığını söylüyor. 

Bank of International Settlements’ın (BIS) rakamlarına göre, halen ABD dışında dolar cinsinden borç miktarı 12,9 trilyon dolara ulaşmış bulunuyor. Bunun yaklaşık yarısının gelecek yıl yeniden finanse edilmesi gerekiyor.

Öte yandan, güçlü ekonomiler için de durum parlak sayılmaz. ABD Kongre Bütçe Ofisi, ABD’nin bütçe açığının 2053 yılında GSYİH’sinin yüzde 10’una ulaşacağını öngörüyor. Bu oran halen yüzde 6. 

Tiftik, ülkelerin borç altında ezilmemesi için yetkililerin büyümeye odaklanması gerektiğine dikkat çekiyor. “Büyüme için gerekli ortamın sağlanması devlet yöneticilerinin sorumluluğunda. Ekonomik büyümenin motoru da özel sektör. Özel sektör yatırım yaparken belirsizlik istemez. Bu nedenle, yatırım için uygun ortamın sağlanması çok önemli.”

Dünya Bankası’ndan Köse ise zamanın gittikçe daraldığına dikkat çekiyor. 2020’ye küresel resesyonların en deriniyle başlandığını belirterek, bundan sonra bir sıçrama ve yeniden daralma yaşandığını söylüyor. Global düzeyde her yıl ekonomik büyümenin bir önceki yıla göre daha düşük olmasını, gidişatı karanlık kılıyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...