ABD ekonomisinden tahminlerin aksine, resesyon değil yumuşak iniş sinyalleri gelirken, euro bölgesi ekonomisindeki sorunlar derin bir resesyona işaret ediyor.
Bloomberg Economics’in analizine göre, geçen yıl gecikmeli olarak başlayan faiz artışları 2024 yılında ekonomiye yüzde 3,8’lik bir darbe indirecek. Enerji fiyatlarına bağlı olarak da, bu oran yüzde 5’e yakın bir değere ulaşabilir.
Büyümeye bu tür ikili bir darbe, Avrupa Merkez Bankası’nın 425 baz puan faiz artışı ve Almanya’da harcamaların azalmasından kaynaklanıyor. Yüksek faizle beraber hükümetlerin ekonomik büyümeyi teşvik edecek sınırlı olanaklara sahip olması, euro bölgesinde kısır döngü yaratabilir.
Avrupa’da şirketler yükselen enerji maliyeti ve enflasyon artışından sonra hız kesen tüketimin neden olduğu karamsar bir tabloyla karşı karşıyalar.
Bloomberg Economics’in araştırmasına göre, 2024 yılı için en iyi senaryo yumuşak bir iniş ancak bu konudaki işaretler daha kötüsünü gösteriyor.
Fransız KOBİ federasyonundan Germain Simoneau, “Her şey yolundayken faiz artışı olduğunda bunu daha kolay sindirebilirsiniz. Ancak bu kez faiz artışları çok farklı şekilde hissedilebilir” diyor. “Tehlike şu ki, yüksek faiz oranları ekonomiye sert bir darbe indirebilir ve yüksek borç yükü altındaki hükümetler de parasal kaynaklardaki daralmadan dolayı, alışık olduğumuz istikrar sağlama görevini yerine getiremezler.”
Almanya’da sanayi üretiminde daralma
Almanya’da endüstriyel sektördeki kırılganlık Avrupa’nın en büyük ekonomisini resesyona sokabilir.
Ülkede sanayi üretimi haziran ayında aylık bazda 1,5 puan geriledi. Mayıs ayındaki gerileme 0,4 puan olarak ölçülmüştü. Bu gerileme, analistlerin 0,4 puanlık tahmininden çok daha fazla ve üretim de, pandemi öncesi pik noktanın 5 puan altında.
Resmi rakamlar, Alman ekonomisinin haziran ayına kadar olan üç aylık dönemde durağanlaştığını gösteriyor. Alman ekonomisi 2022 yılının son çeyreğinde ve 2023 yılının ilk çeyreğinde sırasıyla 0,1 ve 0,4 oranlarında daralmıştı.
Analistler, Alman sanayi üretiminin haziran ayında gerilemesinin ülkenin süregelen durağanlığının yeni bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyorlar.