İnsanların %61’i, İnsanın Başarısız Olduğu Kurumsal Sürdürülebilirlik Alanında Robotların Başarılı Olacağını Düşünüyor
- Küresel bir çalışma, insanların %94’ünün toplumun sürdürülebilirlik ve sosyal çabalar konusunda yeterli ilerleme sağlamadığına inandığını gösterdi
- İnsanların %78’i işletmeler tarafından kaydedilen ilerlemenin yetersizliği sebebiyle hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik duymaktadır
- İşletme yöneticilerinin %96’sı insanların önyargılarının ve duygularının kurumsal sürdürülebilirlik çabalarına zarar verdiğine inanıyor
Oracle ile Harvard Professional Development Eğitmeni ve Bilgi İşlem Daire Başkanı (CIO) Danışmanı Pamela Rucker tarafından yürütülen yeni bir araştırmaya göre dünyanın dört bir yanındaki insanlar sürdürülebilirlik ve sosyal çabalar konusunda daha fazla ilerleme talep ediyor ve bu konuda işletmelerin adım atmasını istiyor. 15 ülkede 11.000’den fazla tüketici ve işletme yöneticisiyle anketler düzenlenerek yürütülen “No Planet B” (B Gezegeni Yok) araştırması, insanların toplumun sürdürülebilirlik ve sosyal girişimlere yönelik attığı adımların yetersizliğinden memnuniyetsiz olduğunu, işletmelerin sözlerini eyleme dökmesini istediğini ve insanların başarısız olduğu yerde teknolojinin başarılı olmalarına yardımcı olabileceğini düşündüğünü gösterdi.
İnsanlar, işletmelerin sürdürülebilirlik ve sosyal çabalar için daha fazlasını yapmasını istiyor
Son iki yılda yaşanan olaylar, sürdürülebilirlik ve sosyal çabalar konularını gündeme taşımıştır ve bu bağlamda dünyanın dört bir yanından insanlar kaydedilen ilerlemeden memnuniyetsizliğini dile getirmiş ve işletmelerden daha fazlasını yapmalarını istemiştir.
- İnsanların yüzde 93’ü sürdürülebilirlik ve sosyal faktörlerin her zamankinden daha önemli olduğuna inanıyor ve yüzde 80’i son iki yılda yaşanan olayların kendi eylemlerini değiştirmelerine neden olduğunu söylüyor.
- Yüzde 94’ü toplumun yeterli ilerleme kaydetmediğine inanıyor. Yüzde 42’si bu yetersiz ilerlemeyi insanların diğer konulara öncelik vermesine bağlıyor, yüzde 39’u nedenin kısa vadeli kârın uzun vadeli faydalara göre daha önemli görülmesi olduğuna inanıyor ve yüzde 37’si insanların dünyamızı kurtarmaya yardımcı olmayacak kadar tembel veya bencil olduğuna inanıyor.
- Yüzde 45’i sürdürülebilirlik ve sosyal faktörler için tek başına bireylere veya hükümetlere göre işletmelerin daha anlamlı bir değişiklik yaratabileceğini düşünüyor.
- Yüzde 78’i işletmelerin bugüne kadarki ilerlemesinden hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik duyuyor, yüzde 89’u ise işletmelerin Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (ESG) konularına öncelik verdiklerini söylemelerinin yeterli olmadığına, bu yönde eylem ve kanıt görmeleri gerektiğine inanıyor.
- Yüzde 84’ü işletmelerin yapay zekanın yardımıyla sürdürülebilirlik ve sosyal hedefler konusunda daha fazla ilerleme kaydedeceğine inanıyor. Yüzde 61’i insanların başarısız olduğu alanlarda robotların başarılı olacağını bile düşünüyor.
İnsanların önyargısı ve operasyonel zorluklar işletmeleri kısıtlıyor
İşletme yöneticileri, sürdürülebilirlik çabalarının kurumsal başarı için kritik olduğunu biliyor ve sürdürülebilirliği ve sosyal çabaları artırmak için tek başına insanlardansa robotlara güveniyor:
- Yüzde 92’si sürdürülebilirlik ve ESG programlarının, organizasyonlarının başarısı için kritik olduğuna inanıyor. İdari pozisyondakiler en önemli üç avantajı markayı güçlendirmek (yüzde 40), üretkenliği artırmak (yüzde 39) ve yeni müşterilerin ilgisini çekmek (yüzde 38) olarak belirledi.
- Hemen hemen tüm işletme yöneticileri (yüzde 91), sürdürülebilirlik ve ESG insiyatiflerini uygularken büyük engellerle karşılaşmaktadır. En büyük zorluklar arasında iş ortaklarından ve üçüncü taraflardan ESG ölçümleri alabilmek (yüzde 35), veri eksikliği (yüzde 33) ve zaman alıcı manuel raporlama işlemleri (yüzde 32) yer almaktadır.
- İşletme yöneticilerinin yüzde 96’sı insanların önyargısının ve duygularının çoğu zaman onları nihai hedeften uzaklaştırdığını kabul ediyor ve yüzde 89’u sürdürülebilir iş uygulamalarına yön vermek için teknolojiyi kullanan kuruluşların uzun vadede başarılı olacağına inanıyor
- İşletme yöneticilerinin yüzde 93’ü sürdürülebilirlik kararları ve sosyal kararlar almak için bir insan yerine robota güveniyor. Robotların hata yapmadan farklı veri türlerini toplama (yüzde 43), rasyonel ve tarafsız kararlar verme (yüzde 42) ve ölçümleri/geçmiş performansı baz alarak gelecekteki sonuçları öngörme (yüzde 41) gibi konularda daha iyi olduğuna inanıyor.
- İşletme yöneticileri insanların sürdürülebilirlik ve sosyal insiyatiflerin başarısı için hala önemli olduğunu düşünüyor ve insanların pay sahiplerinin geri bildirimlerine göre değişiklikler uygulama (yüzde 48), karar vermek için gereken bilgileri başkalarına aktarma (yüzde 46) ve bağlama göre stratejik kararlar alma (yüzde 42) hususlarında daha iyi olduğuna inanıyor.
İnsanlar, sürdürülebilirlik ve sosyal insiyatifler konusunda harekete geçmeyen işletmelerle bağlarını kesiyor.
İşletmelerin sürdürülebilirliği ve sosyal sorunları önceliklendirmesi ve etki yaratmak için teknolojiyi nasıl kullandıklarını yeniden düşünmeleri gerekiyor, aksi takdirde ciddi sonuçlarla karşılaşmayı göze almış oluyorlar.
- İnsanların yüzde 94’ü daha sağlıklı yaşama alışkanlıkları oluşturmak (yüzde 50), gelecek nesiller için dünyamızı kurtarmak (yüzde 49) ve dünya çapında daha fazla eşitlik yaratmaya yardımcı olmak (yüzde 46) için sürdürülebilirlik ve sosyal faktörler konularında ilerleme sağlamak istiyor
- İnsanların yüzde 70’i sürdürülebilirliği ve sosyal insiyatifleri ciddiye almayan bir marka ile ilişkilerini kesmeyi düşündüğünü ve yüzde 69’u bu çabalara daha fazla odaklanan bir marka için çalışmak üzere mevcut şirketlerini bırakabileceğini söylüyor.
- Organizasyonlar çevresel ve sosyal konulardaki ilerlemelerini net bir şekilde gösterebilirse insanlar ürünleri ve hizmetleri için prim ödemeye (yüzde 87), bu şirketlere yatırım yapmaya (yüzde 83) ve bu şirketler için çalışmaya (yüzde 83) daha istekli olmaktadır.
- İşletme yöneticileri bu alanın önemini ve aciliyetini anlıyor. Yüzde 94’ü geleneksel iş metriklerine yön vermek için sürdürülebilirlik ve toplumsal metriklerin kullanılması gerektiğine inanıyor ve yüzde 91’i sürdürülebilirlik alanındaki yatırımlarını artırmak istiyor.
Destekleyici Söylemler:
“Son iki yılda yaşanan olaylar sürdürülebilirlik ve sosyal insiyatifler konularını mercek altına koymuştur ve insanlar bu konularda elle tutulur değişim talep etmektedir. Bu sorunların ele alınmasında zorluklar bulunsa da işletmelere aynı zamanda dünyayı daha iyi hale getirmek için büyük bir fırsat sunmaktadır” diyor Harvard Professional Development Eğitmeni ve Bilgi İşlem Daire Başkanı (CIO) Danışmanı Pamela Rucker. “Sonuçlar, insanların toplumumuza ve çevreye karşı sorumlu bir tutum sergileyen organizasyonlarla iş yapma ve çalışma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir.Şimdi, bu fırsatı değerlendirme anıdır. Düşüncelerimizdeki değişim ile birlikte teknoloji de gelişmiştir ve ilerlemenin önündeki engellerin çoğunu aşmada önemli bir rol oynayabilir.”
Oracle Global Pazarlama Yazılım Hizmetleri (SaaS) Pazarlama Kurulu Başkan (CMO) ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Juergen Lindner ise şunları söylüyor: “İnsanlar sadece sözler duymak istemediği, bunun yerine sonuç odaklı eylemler ile birlikte daha fazla şeffaflık ve somut adımlar istedikleri için işletmelerin sürdürülebilirlik ve ESG insiyatiflerine yatırım yapmaları hiç olmadığı kadar kritik öneme sahiptir. İşletme yöneticileri, bu konunun önemini anlasa da çoğunlukla kâr veya sürdürülebilirliği önceliklendirmeleri gerektiği gibi hatalı bir varsayıma düşebilir. Gerçekte bu oyunun tek bir kazananı ya da kaybedeni yoktur. ESG çabalarının önündeki tüm engelleri ortadan kaldırabilecek teknoloji artık mevcuttur ve bunu doğru şekilde kullanan organizasyonlar sadece topluluklarını ve çevreyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda önemli gelir kazançları, maliyet tasarrufları ve sonuç satırını etkileyen diğer avantajlar da elde ederler.”