Bu yıl 74’üncü yaşını kutlamaya hazırlanan Gürok Holding, LAV ve GCA markalarıyla dünyanın en büyük cam üreticilerinden biri haline geldi. Turizm alanında da iç pazarda ve yurt dışındaki yatırımlarına hız kesmeden devam eden holdingin Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, önümüzdeki döneme ilişkin en önemli gündem maddelerini yüksek girdi maliyetleri ve insan kaynağının oluşturacağını söylüyor.
ELİF ERMAN
GÜNDEMİMİZDE GİRDİ MALİYETLERİ VE DEĞİŞEN İNSAN KAYNAĞI VAR
Kurulduğu 1948 yılından bu yana birçok farklı sektörde faaliyet gösteren GÜROK Holding, son yıllarda özellikle sanayi, gayrimenkul ve turizm alanındaki çalışmalarına ağırlık vermiş durumda. Şirketin cam endüstrisin- deki 25 yılı aşkın deneyimi bir yandan cam ambalaj üretiminde GCA markasıyla büyürken, diğer yandan son tüke- ticiye yönelik sofra camı markası LAV ile pazar payını artırarak her geçen gün biraz daha fazla hanenin kapısından içeri girmeye devam ediyor.
GÜROK Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat ile yaptığımız söyleşide holdingin 2022 yılında odaklanacağı büyüme alanlarını, hedeflerini ve liderlik yaklaşımını konuştuk.
LAV ile milyonlarca evde yer alan bir markaya dönüştünüz. İhracat tarafında ise her geçen gün artan bir kapasitenin söz konusu olduğunu biliyoruz. Gerek iç pazarda gerekse global anlamda çok farklı zorlukların yaşandığı 2021 yılını değerlendirdiğinizde, nasıl bir yıl geçirdiniz?
130 ülkeyi aşan ihracatımızla LAV ile bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Dünyanın en büyük 5’inci sofra camı üreticisi olarak, 2020 yılı itibariyle iki üretim tesisi ile gündelik bazda 2 milyon adet cam üretiyoruz. Küresel ölçekte 350 iş ortağı ile 200 bin satış noktasında ürünlerimizi dünyanın her köşesinde insanlara ulaştırıyor, sofralarının bir parçası oluyoruz.
Cam ambalaj markamız GCA ise her geçen yıl ihracattaki payını artırıyor. Türkiye’deki toplam üretim içinde bizim üretimimizin payı şu an yüzde 13. Bu oran, daha önce yüzde 7’ydi. Yani pazar payında yüzde 6 oranında büyüme kaydettik. Türkiye’deki cam ambalaj üreticileri gibi biz de ihracatımızı artırmayı ve 40 ülkeden 50 ülkeye çıkartmayı hedefliyoruz. Bu yıl içinde toplam üretim kapasitemiz içerisinde de yüzde 17’den yüzde 35’e yükseltmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’nin cam ambalaj sektöründeki ihracat ortalaması, yüzde 20- 25 bareminde. Biz bu yıl içinde ortalamanın da üzerine çıkmak istiyoruz.
Diğer taraftan turizm alanında yatırımlarınız devam ediyor değil mi?
Evet, Antalya’da faaliyet göstermekte olan AliBey Hotels & Resorts tesislerimizle yurt içi turizm sektörün- de 30 yılı aşkın bir tecrübeye sahibiz. Bunun yanı sıra Maldivler’deki otellerimiz JOALI ve JOALI Being ile ultra lüks segmentte yurt dışı turizm deneyimizi güçlendirerek dünya markası olma yolunda ilerliyoruz.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken devam eden pandemi koşulları faaliyetlerinizi ve yatırımlarınızı nasıl etkiledi?
Dünya 2021 yılını içinden geçtiği bu kaotik sürecin sonuçlarını yaşayarak, yeni çözümler ve yeni perspektifler yaratmaya çalışarak geçirdi. Özellikle salgından sonra Çin’de kırılan tedarik zinciri, lojistikte yaşanan sorunlar, servis ve üretim maliyetlerinin artması, baş gösteren konteyner sıkıntısı hali- hazırda işleyen birçok mekanizmayı devre dışı bıraktı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle kâğıt plastik ve enerji fiyatlarındaki yükselişler, bozulan kur dengesi ihracatı çok etkiledi. Biz bu süreçte parametreleri doğru okumak ve doğru çözümler sunabilmek için sürekli piyasaları izledik planlama ve fiyatlandırma yaptık. Sonucunda üretim alanında bu olağanüstü durumları göz önünde bulundurarak hedeflediğimiz cirolarımıza ulaştık. Kısaca 2021’in bu alanda bizim açımızdan iyi geçtiğini söyleyebilirim.
Turizm tarafında da aynı durum söz konusu mu?
Turizm tarafında bilindiği üzere Türkiye’de sektör hedefleri beklentilerin altında kaldı. Yurtdışı ise beklentilerin üstündeydi. 2021’de turizmde JOALI Being, Maldivler hedefimiz mevcut yapımızı ve çalışanlarımızı korumaktı ve bunu başardık. 2022’de ise iyileşme öngördüğümüzü söyleyebilirim.
2022 de bir önceki yıldan gelen belirsizlik dalgasıyla başladı. Bu yıl için masanızın üzerindeki en önemli konular hangileri olacak?
Yüksek girdi maliyetlerini ve COVID-19 ile değişen insan kaynağını bu yılın ana konusu olarak görüyorum. Yüksek girdi maliyeti her alanda çok büyük bir sorun teşkil ediyor. Mevcut maliyetlerin nasıl iyileştirileceği ve verimliliğin artırılması bu seneki ilk maddemiz olacak. Hedefimiz bulunduğumuz tüm sektörlerde var olan pazar paylarımızı korumak. Ürünlerde ya da servislerde talep daralmasını öngörüyoruz. İhracattaki maliyet artışları ise karsızlığa sebep oluyor. Nakit akışını doğru yöneterek ve verimli bir planlama ile bu sorunların altında kalkacağız.
“Değişen insan kaynağı” derken tam olarak nasıl bir değişimden bahsediyorsunuz? Bir işveren olarak ne gibi aksiyonlar alıyorsunuz bu değişim karşısında?
Son dönemde nitelikli insan kaynağı havuzu oldukça daraldı. COVID-19 süreci nitelikli insan kaynağının dünyayı yeniden değerlendirmesine ve bunun sonucunda birçok değişime daha cesur bir şekilde adım atmasına yol açtı. Elbette bizim de yatırım yaptığımız insan kaynağımız bu koşullardan etkilendi. Biz şirketler için asıl soru ise bu değişen insan kaynağına nasıl uyum tesislerimizle yurt içi turizm sektöründe 30 yılı aşkın bir tecrübeye sahibiz. Bunun yanı sıra Maldivler’deki otellerimiz JOALI ve JOALI Being ile ultra lüks segmentte yurt dışı turizm deneyimizi güçlendirerek dünya markası olma yolunda ilerliyoruz.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken devam eden pandemi koşulları faaliyetlerinizi ve yatırımlarınızı nasıl etkiledi?
Dünya 2021 yılını içinden geçtiği bu kaotik sürecin sonuçlarını yaşayarak, yeni çözümler ve yeni perspektifler yaratmaya çalışarak geçirdi. Özellikle salgından sonra Çin’de kırılan tedarik zinciri, lojistikte yaşanan sorunlar, servis ve üretim maliyetlerinin artması, baş gösteren konteyner sıkıntısı hali- hazırda işleyen birçok mekanizmayı devre dışı bıraktı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle kâğıt plastik ve enerji fiyatlarındaki yükselişler, bozulan kur dengesi ihracatı çok etkiledi. Biz bu süreçte parametreleri doğru okumak ve doğru çözümler sunabilmek için sürekli piyasaları izledik planlama ve fiyatlandırma yaptık. Sonucunda üretim alanında bu olağanüstü durumları göz önünde bulundurarak hedeflediğimiz cirolarımıza ulaştık. Kısaca 2021’in bu alanda bizim açımızdan iyi geçtiğini söyleyebilirim.
Turizm tarafında da aynı durum söz konusu mu?
Turizm tarafında bilindiği üzere Türkiye’de sektör hedefleri beklentilerin altında kaldı. Yurtdışı ise beklentilerin üstündeydi. 2021’de turizmde hedefimiz mevcut yapımızı ve çalışanlarımızı korumaktı ve bunu başardık. 2022’de ise iyileşme öngördüğümüzü söyleyebilirim.
2022 de bir önceki yıldan gelen belirsizlik dalgasıyla başladı. Bu yıl için masanızın üzerindeki en önemli konular hangileri olacak?
Yüksek girdi maliyetlerini ve COVID-19 ile değişen insan kaynağını bu yılın ana konusu olarak görüyorum. Yüksek girdi maliyeti her alanda çok büyük bir sorun teşkil ediyor. Mevcut maliyetlerin nasıl iyileştirileceği ve verimliliğin artırılması bu seneki ilk maddemiz olacak. Hedefimiz bulunduğumuz tüm sektörlerde var olan pazar paylarımızı korumak. Ürünlerde ya da servislerde talep daralmasını öngörüyoruz. İhracattaki maliyet artışları ise karsızlığa sebep oluyor. Nakit akışını doğru yöneterek ve verimli bir planlama ile bu sorunların altında kalkacağız.
“Değişen insan kaynağı” derken tam olarak nasıl bir değişimden bahsediyorsunuz? Bir işveren olarak ne gibi aksiyonlar alıyorsunuz bu değişim karşısında?
Son dönemde nitelikli insan kaynağı havuzu oldukça daraldı. COVID-19 süreci nitelikli insan kaynağının dünyayı yeniden değerlendirmesine ve bunun sonucunda birçok değişime daha cesur bir şekilde adım atmasına yol açtı. Elbette bizim de yatırım yaptığımız insan kaynağımız bu koşullardan etkilendi. Biz şirketler için asıl soru ise bu değişen insan kaynağına nasıl uyum sağlayacağımız olacak. Bu sorunun yanıtını bulmak önümüzdeki yılların ana gündem maddelerinden biri olacak.
Bu süreçte bizim neler yaptığımıza gelecek olursak, GÜROK ailesi olarak bu noktada ilk adımımızı GÜROK Akademi’yi kurarak attık. Kişisel, davranışsal, teknik birçok anlamda çalışanlarımızı donatacak, yetkinliklerini artıracak, bireysel olarak da gelişimlerini sağlayacak bu yapı ile 4 bin 500 kişilik ailemizin her bir bireyinin daha etkin ve yetkin olmasını hedefliyoruz. Kurulduğumuz ilk günden bu yana insana çevreye ve topluma değer katan her türlü yapıyı, projeyi, kişiyi desteklemek stratejik önceliklerimizden biri oldu. Bu süreçte de birlikte büyüyeceğimize ve her krizden olduğu gibi bu krizden de güçlenerek çıkacağımıza eminim.
Son dönemde şirketlerdeki dönüşüm sadece insan kaynağı anlamında olmadı şüphesiz. Zaten uzun yıllardır konuşulan “dijital dönüşüm” alanındaki yatırımlar pandemi ile gözle görülür ölçüde ivme kazandı. GÜROK Holding’in bu konudaki yaklaşımını da merak ediyoruz.
Bu noktada dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik neden var ve neden hayatımıza girdi diye sormak önemli. Şöyle ki, dijital dönüşüm ile anlık olarak üretilen veriler, bilgiye dönüşme sürecine ve karar alma mekanizmalarına daha yüksek oranda entegre edilebilir hale geliyor. Sadece yapılandırılmış değil, yarı yapılandırılmış ya da yapılandırılmamış verilerin sağladığı iç görüler kamu ve özel sektördeki hizmet sunum kalitesinin yükseltilmesine, etkin karar mekanizmalarının geliştirilmesine, etkin risk yönetimi ve strateji geliştirme gibi pek çok hususta katkı sağlayarak tüm sektörler bazında dönüşümsel bir fayda oluşturuyor. Dijital dönüşümle birlikte, etkin, çözüm odaklı, daha iyi karar alabilen, maliyeti düşük, denetlenebilir, güvenli ve sürdürülebilir bir hizmet modeli geliştirilebiliyor. Biz GÜROK olarak özellikle üretim tarafında akıllı makineler konusuna yoğunlaştık. Yatırımlarımıza pandemi koşullarına rağmen hız kesmeden devam ediyoruz. Bununla birlikte döngüsel ekonomiye yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz.
Zor zamanlardan geçerken organizasyonun devamlılığını ve sürdürülebilirliğini sağlamak adına en kritik rol liderlere düşüyor. Yıllardır iş dünyasında pek çok farklı şapkada yöneticilik yapmış bir lider olarak kendi bakış açınızdan bahsedebilir misiniz?
Öncelikle her durumda soğukkanlı davranmanın ve pozitif düşünmenin faydasını gördüğümü söylemeliyim. Hayatta birçok alanda karşınıza zorluklar çıkabilir. Bu zorluklar karşısında alınacak ilk aksiyon tüketici eğilimlerini, değişen trendleri çok iyi takip etmek olmalı. Böylece durumları doğru tespit edebilmek, bu konuda birlikte çalıştığınız doğru ve yetkin bir ekibe sahip olabilmek ve en önemlisi veri odaklı karar mümkün olabiliyor. Bu aşamadan sonra ise mikro yönetim çok önemli. Sorunun odağını ve bileşenlerini bulmak birçok çözüm yolunun kapılarını açıyor. Bu sistematiği içselleştirmeleri için tüm ekip arkadaşlarıma da teşvik ediyorum. 74 yıllık bir grup olarak bugüne kadar tüm krizlerden güçlenerek çıkmayı başardık. Eminim ki bu dönem de birçok yeni şey keşfedeceğimiz öğreneceğimiz ama gelişeceğimiz bir dönem olacak.