TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “Bizim şirketlerimizde, aileler hisselerin yüzde 50’den fazlasını kontrol ediyor. Bu da bizi, patronlar tarafından belirlenen yönetim kurulu yapılarına götürüyor” diyor. Dr. Saka, aynı fikre sahip insanlardan oluşan YK’ların kurumun dayanıklılığını azalttığını ve pandemi örneğinde olduğu gibi, krizlerle baş edemediğini söylüyor. SEBLA KUTSAL
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği(TKYD) 2003’ten beri kurumsal yönetim anlayışının Türkiye’de gelişmesi ve hayata geçirilmesi amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Bireysel üye sayısı 700’e, kurumsal üye sayısı 80’e ulaşan derneğin MY Executive iş birliğiyle hayata geçirdiği ‘Yönetim Kurullarının Güçlendirilmesi Programı’nın 15 Aralık’ta başlayan ve 16 hafta sürecek olan ‘Yönetim Kurulu Üyeliği Mentorluk ve Geliştirme Programı’ adlı ikinci etabı halen devam ediyor. TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, programa gösterilen ilgiden memnun olduğunu belirtiyor.
Günümüzde belirsizlik ve risklerden korunmanın yolunun kurumsal yönetimden geçtiğine yönelik farkındalığın hızla arttığını belirten Dr. Saka, “Aslında risk ve kriz yönetimi kurumların ajandasında yer alan bir konuydu. Ancak bu durumun iş yapış şekillerimizin merkezine yerleşmesi Kovid-19 ile birlikte oldu” diyor. Dr. Saka, şirketlerin kısa, orta ve uzun vadeli perspektifi yönetebilme kabiliyetlerini geliştirmeleri, riski hayatlarının merkezine koymaları, markalaşma, inovasyon, uluslararası büyüme, iç kontrol ve denetim gibi konulara odaklanmaları gerektiğini belirtiyor ve “Bu yeni stratejiyi belirlemede en büyük görev yönetim kurullarına düşüyor” diye ekliyor.